Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1392 E. 2022/1363 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın 06/12/2019 tarihinde kontrolünde olan …. plakalı araç ile müvekkili …’un sevk ve idaresindeki ….plakalı aracı ile aynı caddeyi otogar istikametinden Ankara Caddesi istikametine doğru giderken kavşakta yeşil ışıkta geçtiği esnada aracın sol yan kısmı ile çarpıştığını, bu çarpmanın etkisi ile müvekkiline ait aracın kendi ekseni etrafında dönerken, arka kısmı ile kavşakta sağda dörtlüleri yanık vaziyette bekleyen sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sol arka kısmı ile çarpması neticesi üç araçlı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin yaşadığı trafik kazasının Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyasına konu olduğunu, dosyada bulunan trafik bilirkişi inceleme raporu ile müvekkili ….’un herhangi bir kural ihlali yapmadığından kusursuz olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nun Madde 14/1-B (Kırmızı ışıklı trafik işaretinde geçmek) kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı …’in yapmış olduğu trafik kazası sonucu müvekkili …’un gerek aracının onarımı sürecinde yapmış olduğu harcamalar bakımından, gerek manevi açıdan zarara uğradığını, müvekkilinin trafik kazasında kusursuz olduğunu, trafik kazasının konu olduğu savcılık dosyasına sunulan bilirkişi raporuyla sabit olmasına rağmen, aracının uğramış olduğu hasarın giderilmesi noktasında davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin zor durumda kaldığını, müvekkilinin aracının trafik kazası üzerine kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin aracının tamiratı için servise götürüldüğünde, müvekkiline aracın uzun bir işlemden geçeceğini, eski haline getirilmesinin maliyetinin yüksek olduğunu belirttiklerini, aracın birçok parçasının perte çıktığı için yenilemek zorunda kalındığını, aracın kaportasının işlem gördüğünü, aracın kırılan camları için tekrar cam takıldığını, araca boya yapıldığını, servis tarafından yapılan işlemlerin faturalandırıldığını, aracının onarımı için 25.960,00-TL ödemede bulunduğunu, müvekkili …’un, kaza sonrası uğradığı maddi zararın tazmini için, bilirkişice trafik kazasının asli kusurlusu olduğu tespit edilen sürücü …in kontrolündeki … plakalı aracın sigorta şirketi davalı “….” ye başvurduğunu, ancak ….’nin yapılan başvuruyu reddettiğini, müvekkili ….’un trafik kazası nedeniyle duyduğu üzüntünün parasal bir değer ile ifade edilemeyeceğini, manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemenin mümkün olmadığı gibi haksız fiilden doğan bedeni ve ruhi ızdıraplar için bir miktar tazminata hükmedilmesinin en azından bu ızdırapların hafifletilmesine yardım edeceğini, müvekkilinin uğramış olduğu trafik kazasından doğan maddi zararlarının davalıların her birinden tazminine, müvekkilinin trafik kazası sonucu hasar gören aracını onarım süresi boyunca kullanamamasından doğan zararın ve ruhi ve asabi sağlık bütünlüğünün bozulmasından doğan manevi zararın ise trafik kazasına sebep olan aracın sürücüsü …’den tazminine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 06/12/2019 tarihinde davalı müvekkili sevk ve idaresinde olan …. plakalı araç ile davacı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ve üçüncü kişi …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. numaralı dosyasında trafik bilirkişi inceleme raporu ile …un herhangi bir kural ihlali yapmadığından kusursuz olduğunu, … plakalı araç sürücüsü … ‘in 2918 sayılı KTK’nun madde-14/1-B (Kırmızı ışıklı trafik işaretinde geçmek) kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini ceza dosyasında yer alan kusur bilirkişi raporu ile bağlı olmayıp kusur yönünden yeni bir rapor alınması gerektiğini, davacının aracı için yaptığı 25.960,00-TL’lik masrafın kabulünün mümkün olmadığını, davacının sunmuş olduğu faturalara itibar edilmeksizin bu konuda makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasının gerektiğini, davacının istemiş olduğu 5.000,00-TL değerinde manevi tazminatın kabulünün mümkün olmadığını, açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasına karıştığı iddia edilen … plakalı aracın trafik poliçesinin müvekkili şirketçe temin edildiğini, mezkur poliçe muhteviyatına göre, müvekkil şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğun yapılacak kusur tespiti ve maddi zarar-değer kaybı hesabı neticesinde ödenebilecek azami teminat limiti ile sınırlandırıldığını, poliçede azami teminat limitinin yazılı olması bu miktarın mutlak surette ödeneceği anlamına gelmediğini, Mali Mesuliyet Sigorta Poliçeleri meblağ sigortası niteliğinde olmayıp, zarar sigortası hüviyetinde olduğunu, 2918 sayılı KTK’nun 91.maddesinin göndermesiyle aynı yasanın 85.maddesine göre “karayolunda motorlu araç işletenin, işlettiği araç nedeniyle 3.kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından dolayı onun mali ve hukuki sorumluluğunu 3.kişilere karşı güvenceye alan” bir zarar sigortası niteliğinde olduğunu, Sigorta şirketinin ancak sigortalısının kusurlu olduğu durumlarda ve kusur nispetiyle sorumlu olarak ve azami olarak poliçe limitini aşmamak kaydıyla sorumlu olduğunu, gerek karayolları trafik kanunu ve gerekse Poliçe genel şartları uyarınca sigorta şirketinin meydana gelen kazadan sorumlu tutulabilmesinin ön şartının kazanın oluşumunda sigortalısının kusurlu olması olduğunu, Sigorta şirketinin ancak sigortalısının kusurlu olduğu durumlarda ve kusur nispetiyle sorumlu olarak ve azami olarak poliçe limitini aşmamak kaydıyla sorumlu olacağını, müvekkili şirket tarafından, davacı tarafa ait araç trafik sigortası poliçesi ile sigortalandığını, poliçeden kaynaklanan sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasının gerektiğini, davacı tarafça talep edilen hasar tazminat tutarının fahiş olduğunu, davacının ayrıca uğradığı zararı da kanıtlamasının gerektiğini, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanmasının gerektiğini, sigorta şirketleri, hasarlı aracın değiştirilmesi gereken yedek parçalarının tedarik sürecinde, toplu ve büyük tutarlı yedek parça alımı yapabilme kapasitelerinden kaynaklanan rekabet gücünü kullanarak indirim hakkı elde edebildiğini, farklı servislerden fiyat teklifi alarak rekabet ortamı içerisinde alternatif onarım metotları kullanabildiklerini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kaza tarihi itibari ile benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirket aleyhine haksız ve mesnetsiz açılmış iş bu davanın reddi ile tüm yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan işbu davada, 06/12/2019 tarihinde davalı …’in … plakalı araçla davacının kullandığı … plakalı araca çarpması neticesinde araçta meydana gelen maddi hasar, araç mahrumiyet tazminatı ve manevi tazminat talep edilmiş olup, mahkememizce toplanan deliller alınan bilirkişi raporuna göre davalı araç sürücüsü …’in kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, araçtaki hasar bedelinin 20.000,00-TL, araç mahrumiyet zararın 3.500,00-TL olduğu tespit edilmiş, mahkememizce sunulan rapor ve ek rapor hüküm kurmaya elverişli kabul edilerek, 20.000,00-TL hasar bedelinin tüm davalılardan, 3.500,00-TL araç mahrumiyet zararının ise sigortacı dışındaki davalıdan tahsiline, davalı ….’den talep edilen manevi tazminat talebinin ise reddine yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde davacının maddi tazminat talebinin ıslah dilekçesi de nazara alınmak suretiyle kabulü ile; 20.000,00-TL hasar bedeli ve 3.500,00-TL araç mahrumiyet bedeli olmak üzere toplam 23.500,00-TL tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ve tazminatın 20.000,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 18/09/2020 tarihinden, diğer davalı …. bakımından ise kaza tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı yanın davalı …’dan talep ettiği manevi tazminatın şartları oluşmadığından dolayı reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, aldırılan bilirkişi raporu ile müvekkilinin maddi zararının 20.000,00 TL olacağının tespit edildiğini ancak sigorta şirketinin aracın tamiri hususunda müvekkilinin oyaladığını, başlangıçta hasarı gidermeyi kabul edip eksper raporu düzenletmişken sonrasında başvurularının sigortalı aracın kusuru olmadığından reddettiğini, onarım giderleri kapsamına işçilik, yedek parça, boya, garaja çekme, muhafaza etme giderleri girdiğini, bilirkişi raporunda garaja çekme ve muhafaza giderlerinin göz ardı edildiğini, eksper raporundaki miktarların esas alındığını, ancak bu fiyatlandırma sigorta şirketi için yapılmış olduğunu, tamirci firmanın sigorta şirketine iş yaparken belirli miktarda iskonto yapacağının, yapacağı işlerde sürüm sağlamak için sigorta şirketine şahıslara verdiğinden daha uygun fiyat teklifleri vereceğinin açık olduğunu, bu nedenle rapor tanziminde değişen parça fiyatlarının emsalleri ile kıyas edilerek piyasa rayicine göre tespit edilmesi ve zarar miktarının piyasa rayicine göre hesap edilmesi gerektiğini, fatura bedeli üzerinden zararlarının tazmininin gerekirken yerel mahkeme kararı ile zararlarının karşılanmadığını, aracın tamiratının davalı tarafından geciktirildiğinin de gözetilerek uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken yerel mahkeme kararının müvekkilinin gerçek zararını karşılayamadığını, manevi tazminat isteminin de cismani zarar olmadığından reddedildiğini ancak bedensel zarara ilişkin tanıklarının dinletilmediğini, yerel mahkemenin müvekkilinin bedensel zararını ve suç mağduru oluşunu göz ardı ederek manevi tazminat istemlerini tamamıyla reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı sigorta şirketinin tazminat sorumluluğunun 20.000 TL olarak belirlenmesine rağmen vekalet ücreti sorumluluğunun maktu tutarın altında belirlenmesinin yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat yönünden ret kararı verildiği için bu nispette yargılama giderlerinden sorumluluğun düşürülmesi gerektiğini, dosya kapsamında yapılan yargılama giderlerinin neredeyse tamamının maddi istemleri yönünden yapıldığını, uyuşmazlıkta objektif dava birleşmesi olduğunu, bir istemin reddi halinde kabul edilen diğer isteme ilişkin masrafların tahsilinin önüne geçilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine eksik harç ve gider avansının HMK’nun 344. maddesi gereğince bir haftalık kesin sürede yatırılması için muhtıra düzenlendiği, bu muhtıranın 21/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, bir haftalık kesin süre içerisinde eksik harcın ve istinaf avansanın yatırılmadığı anlaşılmakla istinaf kanun yoluna başvuru yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmakla istinaf incelemesi davacı vekilinin talebi ile sınırlı incelenmiştir
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Dosyaya ibraz edilen 22/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kusur yönünden yapılan değerlendirmede bu kazanın oluşumunda, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın, 2918 STK. 84. Mad. (01) 84/a kod (47/1-a) gereğince sebebiyet verdiği kazada, yaptığı kural ihlalinin olaya katkısı itibariyle ASLİ KUSURLU olup %100 ORANINDA TAM KUSURLU olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü …’un karıştığı kazada kural ihlali olmadığı, KUSURSUZ olduğu, davaya konu araçta meydana gelen toplam hasar miktarının 20.000,00-TL olduğu, davacının aracın tamir süresi içerisindeki araç yokluğu nedeniyle oluşan zararının 3.500,00-TL olacağı, kusur oranına göre, davacı …’un, davalı …dan talep edebileceği tazminat miktarının % l00x(20.000,00+3.500)=23.500,00-TL olacağı, kusur oranına göre, davacı …’un, davalı … A.Ş.’den talep edebileceği tazminat miktarının %100 x( 20.000,00)=20.000,00-TL olacağı ,
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda dava konusu aracın mevcut hasarına göre tamir süresi belirlenerek, belirlenen tamir süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı ve davalı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt, amortisman vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra)ikame araç bedelinin (ulaşım gideri) tespiti hususlarında alınan raporun usule uygun olduğu,hasarı miktarının dosya kapsamına uyumlu olduğu anlaşılmakla itiraz yersizdir
Öte yandan toplam talep ve kabule göre yargılama giderlerinin paylaştırılması, dosya kapsamından davacının yaralandığına dair bir kanıt ve doktor raporu olmaması karşısından manevi tazminat isteminin reddi doğrudur.
NE VAR Kİ davalı sigortanın 20.000 TL den sorumluluğuna karar verildiğine göre maktu vekalet ücretinin altında olmamak üzere davacı lehine vekalet ücreti taktiri gerekirken az ücret taktiri doğru olmayıp itiraz bu açıdan yerindedir
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile davalı sigortanın maktu vekalet ücreti ile sorumlu tutularak incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Davacının maddi tazminat talebinin ıslah dilekçesi de nazara alınmak suretiyle KABULÜ İLE;
1-)20.000,00-TL hasar bedeli ve 3.500,00-TL araç mahrumiyet bedeli olmak üzere toplam 23.500,00-TL tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ve tazminatın 20.000,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 18/09/2020 tarihinden, diğer davalı … bakımından ise kaza tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Davacı yanın davalı …’dan talep ettiği manevi tazminatın şartları oluşmadığından dolayı REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.605,29-TL karar ve ilam harcından, dava açılırken alınan 88,81-TL peşin harç ile yargılama sırasında alınan 410,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 498,81-TL nin mahsubu ile bakiye 1.106,48-TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketinin (20.000/23.500) oranında 941,69-TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, davalı …’ın tamamından sorumlu olduğuna,)
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.360,00-TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre (23.500/28.500) hesaplanan 1.121,40-TL’sinin davalılardan, 238,60-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketinin (20.000/23.500) oranında 954,38-TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, davalı …’ın tamamından sorumlu olduğuna,)
5-)Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet suret harcı, 88,81-TL peşin nispi harç gideri olmak üzere toplam 151,01-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin (20.000/23.500) oranında 128,52-TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, davalı …’ın tamamından sorumlu olduğuna,)
6-)Davacı tarafından sarfedilen 339,00-TL posta – tebligat gideri ve 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.039,00-TL yargılama giderinden haklılık oranına (23.500,00/28.500,00) göre hesaplanan 856,72-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı sigorta şirketinin (20.000/23.500) oranında 729,12-TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, davalı ….’ın tamamından sorumlu olduğuna,)
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat nedeniyle belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-)Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
11-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
12-Davacı tarafça yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ile 6,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 226,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
13-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 17/06/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.