Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1307 E. 2022/1306 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
NUMARASI : … Esas …. Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 09/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …, 01/02/2021 tarihinde … Caddesinde seyir halinde ilerlediği esnada, … sokaktan gelmekte olan … plakalı aracın müvekkiline sol yan kısmından çarparak trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında araç sürücüsünün %100 tam kusurlu olduğu ve müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, müvekkilinin kaza nedeniyle oldukça mağduriyet yaşamış olduğunu, müvekkiline çarpan davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan araç sürücüsünün gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü göstermeyip trafik kurallarını ihlal etmiş olduğunu, çarpma sonucu müvekkiline ait … plakalı … marka araçta oluşan hasarın bedelinin müvekkilin aracının kasko şirketi tarafından karşılandığını, ancak araçta bu kaza nedeni ile değer kaybı olduğunu, araçtaki değer kaybı için sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalının bir miktar ödeme yaptığını, ancak zararın tamamının tazmin edilmediğini, müvekkile ait aracın kaza tarihinde 36.000 km’de olup, o tarihteki araç rayiç bedeli 150.000-160.000 TL aralığında olduğu, dolayısıyla müvekkili aracında meydana gelen değer kaybından dolayı ciddi anlamda zarara uğradığını, araçta meydana gelen parça zarar bedeli 8.512,23 TL, işçilik ücreti 5.000,00 TL olarak hesaplandığını, kazaya karışan dava dışı sigortalı ….’ in kullanmış olduğu … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, … poliçe numarası ile davalı …. tarafından sigortalandığını; yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca trafik kazası nedeni ile araçta oluşan değer kaybı gerçek zarar kapsamında olup; kazaya sebebiyet veren aracın ZMSS poliçesi tarafından bu zararın karşılanması gerektiğini, meydana gelen kaza da müvekkilin aracında değer kaybı oluştuğu ve davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmadığı için mahkememize başvurma zorunluluğu taraflarınca hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere, yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçtaki değer kaybının, davalı sigorta şirketi tarafından tazmin edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 29/12/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde,fazlaya ilişkin tüm haklarımızı saklı tutarak; 100 TL araç değer kaybı talepte bulunsak da, gelen bilirkişi raporu sonrası ıslah ederek; Talep edilen araç değer kaybı 100 TL + artırılan araç değer kaybı 10.900,00 TL =Toplam talep edilen araç değer kaybı 11.000,00 TL ye, gelen bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini ıslah ettiklerini, araç değer kaybı alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesini,yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 6. Madde gereği yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi ‘ne gönderilmesi gerektiğini, davanın, kazaya karışan her iki araç malikinin de ticari işletmesi ile ilgisi olmayan dolayısıyla “ticari iş” niteliğinde olmayan bir trafik kazasından kaynaklandığını, davacı ile davalı şirket arasında da bir sözleşme olmadığı olayın haksız fiile dayandığı dikkate alındığında davanın Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, görev yönünden itiraz ettiklerini, Türk Ticaret Kanunu 5/3 fıkrası gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki kamu düzeninden olan göreve ilişkin olduğundan davada görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın konusu; 01/02/2021 tarihinde davacının malik olduğu … plakalı araç ile davalı şirkette 18/03/2020 başlangıç ve 18/03/2021 bitiş tarihli … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorltası (ZMMS ) ile sigortalı … plakalı aracın çarpması neticesinde meydana geldiği iddia edilen değer kaybına ilişkin tazminat talebine ilişkin dava olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu 91. madde gereği ve aynı kanunun 85. maddesinde düzenlenen işletenin sorumluluğunu mevzuat ve genel şartlar çerçevesinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası poliçesini düzenleyen davalı şirketin sigortalı aracın işletilmesinden dolayı üçüncü şahısların uğradığı zararları tazminle mükellef olduğu araç başına teminat limitinin de 41.000,00 TL olduğunu, davalı şirket tarafından değer kaybı açısından 4.000,00 TL ve hasar tazminatı açısından ….’nin rücuen 13.512,23 TL tazminat ödemesi yapıldığını beyan ile yapılan ödemelerin limit açısından gözönünde tulması gerektiğini, davacı tarafa başvuru sonrasında ödeme yapılmış ise de taraflar arasında yapılan kusur değerlendirmesinin bağlayıcı olmadığını, ayrıca başvuru dilekçesinde trafik kazasının meydana gelmesinde kusurun sigortalı araç sürücüsüne ait olduğu iddia edildiğini bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, ödemenin yapılmış olması kusurun kabul edildiği anlamına gelmediğini, davacının iddiasının aksine davalı şirkette sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun anlaşılması için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, bu sebeple; öncelikle kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, kazanın meydana geliş şekli, hava ve yol durumu, trafik ışıkları vs. kazaya etki eden tüm faktörler değerlendirilerek kazanın meydana gelmesinde sürücülerin var ise kusurları ve kusur oranlarının tespiti gerektiğini, aracın geçmiş kazalarına ait tramer kaydının da getirtilmesi ve nihai olarak Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Madde 3 uyarınca “Sigorta şirketi tarafından ödenecek değer kaybı tutarı, maddi teminat limitinin %15’ini aşamaz.” maddesinin uygulanmasını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla Karayolları Trafik Kanunu 99/1 maddesi gereğince Sigorta şirketinin sorumluluğunun gerekli belgeler ile başvuru tarihinden itibaren 8 iş gün sonunda başladığını, dolayısı ile zarara ilişkin gerekli belgelerin sigorta şirketine sunulduğu tarihten itibaren 8 iş günü sonunda temerrüt başladığından kaza tarihinden itibaren istenen faiz talebinin haksız olduğunu talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda belirtilen izahat çerçevesinde ve alınan hüküm kurmaya elverişli, denetime açık, gerekçeli ve açıklamalı bilirkişi raporu da nazara alınarak; davacının davasının kabulü ile, araç değer kaybı bedeli talebi yönünden; davacının talebinin talep artırım dilekçesi ve dava dilekçesine bağlı kalınarak kabulü ile; 11.000,00 TL’ nin temerrüt tarihi olan 18/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe miktarı ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yönünde karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
Araç değer kaybı bedeli talebi yönünden davacının talebinin ıslah dilekçesi ve dava dilekçesi ile birlikte kabulü ile 11.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 18/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe miktarı ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybına yönelik yapılan hesaplamanın hatalı olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; her halükarda bakiye tazminat hesaplaması yapılacak ise müvekkili şirket tarafından yapılmış olan ödemelerin poliçe limitinden tenzili gerektiğini, değer kaybı yönünden objektif bir hesaplama yapılabilmesi için geriye dönük hasar kayıtlarının celbi gerektiğini, müvekkili temerrüde düşmediğinden aleyhlerine hüküm kurulsa dahi faiz işletilmemesi gerektiğini, söz konusu davanın açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermediğini, işbu nedenle vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile araçtaki değer kaybı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Hesap raporuna ilişkin itirazın incelemesinde :
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle değişik 2918 Sayılı KYTK’nun 90.maddesi hükmüne göre
“Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü gereğince değer kaybının; genel şartların eki olan Ek-1 de belirtilen formüle göre hesaplanacağı öngörülmüştür.
Ne var ki, somut olayda dava ZMSS sözleşmesinin tarafı olmayan işleten ve sürücü aleyhine açılmıştır.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir.
Bu halde, değer kaybı hesabının yukarıda belirtilen Yargıtay uygulamasına göre kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ve bu bedele hükmedilmesi yerinde olup itirazın reddi gerekmiştir.
Davalı vekili hasar kayıtlarının getirtilmediği itirazında bulunmuş ise de dosya kapsamında hasar kayıtlarının getirtildiği anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
2- Ödemeleri poliçe limitinden tenzili itirazını incelenmesinde:
Hükme esas alınan raporda ödeme tenzili yapılmış olup itirazın reddi gerekmiştir.
3-Faize ilişkin itirazın incelenmesinde:
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacının dava açmadan önce davalı sigortacıya başvuruda bulunduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
4- Yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin itirazın incelenmesinde:
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Yargılama Giderlerinden Sorumluluk” başlığı altında düzenlenen 326. Maddesinde; “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
(3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir”;
Yargılama giderlerinin davanın kabul/red oranı dikkate alınarak taraflar arasında paylaştırılması gerekmekte olup,
davanın tamamen veya kısmen reddi durumunda HMK ve Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi mucibince vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, mahkemece kabul kararı verildiğine göre yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı sorumlu olup itirazın reddi gerekmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 751,41 TL harçtan peşin alınan 190,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 561,41 TL harç giderinin davalı … Şirketi’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.