Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1271 E. 2022/1168 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 21/04/2022
NUMARASI : …. Esas
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : KAYIT ve KABUL
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle; dava konusu asıl taleplerinin dışında ayrıca, talep edilen alacak yönünden 2004 s. İİK.nin 235. maddesi gereğince 2. alacaklılar toplantısına katılmaları konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini de istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda; Davacı taraf her ne kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiş ise de; mevcut delil durumuna göre ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” şeklinde davacının dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine, hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın gerekçesiz olduğunu, talebin reddine dair kararda herhangi bir gerekçe bulunmadığını, dava dilekçelerinde detaylı bir şekilde alacağın kaynağı, alacağı kabul edilmemesi gereken alacaklıların alacaklarının nasıl usulsüz bir şekilde kaydedildiği, iflas idaresinin usule, yasalara, iflas dosyası kapsamına aykırı bir şekilde yaptığı uygulamalar, hakkında müflis şirkete karşı yaptığı eylemler sebebiyle soruşturma bulunan -hatta bu soruşturma dosyasında verilen takipsizlik kararı Yargıtay tarafından yapılan usulsüzlüklerin çok açık olması sebebiyle kaldırılan- müflis şirketin Aralık 2021 tarihinde seçilen müdürüyle iflas idaresinin ortak hareket etmesi, iflas idaresinde bulunan kişilerin sadece kendi alacaklarını kabul etmiş olmaları, iflas kararı verilen dosyadaki alacağı dahi kabul etmemiş olmalarının açıklandığını, buna dair açıklamaların dava dilekçelerinde bulunduğunu, mevcut olan belgelerin de dosyaya konulduğunu, kısa kararda kayıt kabulüne karar verilen 92.810.131 TL. dışında tüm rakamlar birbirinden farklı yazıldığını, her iki sıra cetcelinde de tutarlı olan tek kısmın kısa karar kısmında yazılan 92.810.131 TL’lik alacağın masaya kayıt ve kabulüne karar verildiğine ilişkin beyan olduğunu, buna göre kendilerinin 92.810ç131 TL alacak miktarının kabul edilerek 2. Alacaklılar toplantısına katılımlarının gerçekleşeceğini, Bununla birlikte oluşan belirsizliğin ortadan kaldırılması ve müvekkilin hak kaybına uğramaması için 27.05.2022 tarihinde yapılacak olan ikinci alacaklılar toplantısına alacağın tamamı olan 96.630.631,45 TL. üzerinden katılmasına izin verilmesi ve bu hususta tedbiren karar verilmesi talep edildiğini iflasa giden sürecin fitilini ateşleyen hususun da 28.10.2014 tarihinde meydana gelen ve 18 kişinin ölümü ve 50’den fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet veren kaza olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılması ile 27/05/2022 tarihinde toplanacak 2. Alacaklılar toplantısına müvekkili şirketin 96.630.631,45 TL olan alacağının tamamını temsilen katılımına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul ) davasıdır.
Uyuşmazlık, davacının ikinci alacaklılar toplantısına katılma talebinin yerinde olup olmadığı ve mahkeme gerekçesinin talebe uygun olup olmadığıdır.
A) Kararın istinaf incelemesine tabi olup olmadığı yönünden yapılan incelemede :
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 235. maddesinde “Sıra cetveline itiraz ve neticeleri “ düzenlenmiştir.235/1. fıkrada “…Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nispette katılması gerektiği konusunda 302’nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir. “ ifadelerine yer verilmiştir. Maddede belirtilen 302/6. fıkrasında ise, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği, şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. 237.Maddenin üst başlığı ise, “ ikinci alacaklılar toplanması “ dır. Maddede, İflas idaresinin, alacakların tespit işini yaptıktan sonra, 232. maddedeki sürenin bitiminde alacakları tamamen veya kısmen idarece kabul edilen alacaklılar ile sıra cetveline kayıt davası açmış alacaklılardan, 235. maddeye göre katılmalarına karar verilmiş olanlarında, ikinci toplantıya ilanla davet edeceği belirtilmiştir.
Alacağını iflâs idaresine veya basit tasfiye usulünde iflâs müdürüne bildirmeyen alacaklının doğrudan doğruya açtığı kayıt kabul davası mahiyetindeki alacak davasında alacaklı, yargılamayı yürüten ticaret mahkemesinden İİK m. 237 uyarınca yapılacak olan ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ya da katılacaksa hangi miktarda alacağı için katılacağı hususunda İİK m 297/son’un kıyasen uygulanması yoluyla ihtiyati tedbir kararı vermesini talep edebilir. Mahkemenin ihtiyati tedbir talebini reddetmesi hâlinde ret kararına karşı alacaklı istinaf kanun yoluna başvurabilir. Çünkü alacaklının talebi neticesinde verilecek olan karar niteliği itibariyle bir ihtiyati tedbir kararıdır.(Uyar, Şerh, C:10, s. 16383; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 579; Kuru, El Kitabı, s. 1333; Muşul, s. 1353, 1354; Arslan/Yılmaz/Taşpınar-Ayvaz/Hanağası, s. 510; Yılmaz, Şerh, s. 1069. 43 Y.3.HD., 12.06.2015
Bu sebeple, mahkemece, İhtiyati tedbir şartlarının değerlendirilmiş olması yerindedir.
B) Esasa ilişkin itirazın incelenmesinde :
6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.
Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır.
Somut olayda davacının 96.630.631,45 TL alacağı olduğu iddiasıyla bu miktarın kayıt kabulünü istediği, davacı tarafın kayıt kabul talebine ilişkin davasında dosya içerisine sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde 6100 sayılı HMK’nun 390. Maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1(f) ve İİK 265/son maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.