Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1234 E. 2022/1940 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (… )
ÜYE : … (… )
ÜYE : … (…)
KATİP : … (… )

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ :Av. …
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 29/09/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacının mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 03.07.2017 günü saat 12:00 sıralarında sigortalı araç sürücüsü …’in, idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile … İli istikametinden … İlçesi istikametine seyri esnasında, Yol Kesim D-696-01Km:56+600’e geldiğinde çalışma alanında band değiştirirken, aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeritten … -…. istikametine seyir halinde olan … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili … ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, kazaya karışan ve … adına kayıtlı olan … plaka sayılı otomobil, 30.06.2017-30.06.2018 vade tarihli ve … nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığından, sigortacı sıfatı ile davalının sorumluluğuna gidilerek müvekkilinin, çalışma gücünün azalmasından doğan sürekli sakatlık zararının tazmini için Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında açılan maddi tazminat davasında hükme esas alınmış olan; Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenmiş 07.08.2019 tarihli raporda … plaka sayılı otomobil sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğunu, … Üniversitesi … Tıp Fakültesi tarafından düzenlenmiş 28.02.2018 tarih ve … sayılı Rapor’da müvekkilinin; iyileşme süresinin 9 (dokuz) ayı bulacağı ve bu süre içerisinde bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağını, belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinin 5.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, davalının tedavi ve iyileşme süresinde uğranılan bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararı tazmin sorumluluğunun olduğunu … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen raporda müvekkilinin iyileşme süresinin 9 ay olduğu ve bu sürede bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı tespit edildiğinden bakıcı giderinden doğan zararın, aylık brüt asgari ücretler üzerinden hesaplanması gerektiğini ve 03/07/2017- 03/04/2018 tarihleri arası bakıcı giderinden doğan maddi zararın 16.778,70 TL olduğunu, raporda kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan net maddi zararının 5.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, davalıya başvuru yapıldığını fakat süresinde cevap verilmediğini ve ödeme yapılmadığını, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin; tedavi ve iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı, Belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararı (her bir talep için 1,00 TL) olmak üzere şimdilik 2,00 TL maddi tazminatın, ilk davanın açılması ile kazanın ihbar edildiği ve temerrüdün oluştuğu 27.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, arabuluculuk faaliyeti için yapılan giderler, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 03.07.2020 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından 30.06.2017-30.06.2018 vade tarihli ve … no’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortaladığını, sürücüsü … olan … plakalı araç, … isimli şahsın sevk ve idaresi altında bulunan … plakalı araç ile çarpışmak suretiyle yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davacı taleplerinin zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde 10/02/2020-10/02/2021 tarihlerini kapsayan Zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ve sigortalı araç sürücülerinin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu ve bedeni zarar halinde maddi tazminat talepleri şahıs başına geçerli olan teminat limiti ile sınırlı olduğunu,dosyada özürlülük oranını gösterir bir rapor sunulmadığından davacının maluliyet oranının 20.02.2019 tarihli ERİŞKİNLER İÇİN ENGELLİLİK DEĞERLENDİRMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK’E uygun olarak tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi geçici iş göremezlik tazminatından tedavi bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını, sigortanın zenginleşme aracı olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatından ve tedavi/bakıcı giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, davacının kaza nedeniyle herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp almadığının araştırılmasını talep ettiklerini, davacı çocuğun koruyucu ekipmanlarının bulunmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hatır taşıma indiriminin uygulanmasını, bu nedenlerle; davacının ileri sürmüş olduğu haksız ve mesnetsiz iddiaların reddi ile birlikte davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 17/02/2022 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; ” Somut olayda ; davacı tarafın davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun 11/02/2021 tarihinde başvuru yaptığı ve yasal süresi geçtikten sonra dava açıldığı anlaşılmış, 2918 s. KTK’nin 97. maddesine ilişkin dava şartının mevcut olduğu görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi tarafından hatır taşıması itirazında bulunulmuş ise de; davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın davacının kız kardeşi … tarafından kullanıldığı, Yargıtay 17. HD.nin 26.02.2015 gün ve 2013/15913 E. 2015/3495 K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, yakın akrabalar arasında hatır taşıması söz konusu olmayacağından davalı tarafın hatır taşıması itirazı da reddedilmiştir.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası kapsamında usulüne uygun şekilde düzenlettirilen ve mahkememizce de uygun görülerek hükme esas alınan … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın raporuna göre meydana gelen kazada davalı şirketine sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün kusursuz olduğu belirlenmiştir.
Davalı taraf, davacının emniyet kemerini takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu bildirmiştir. Kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediğine ilişkin kod işaretlenmiş ise de, davacının emniyetteki ifadesinde kendisinin kaza nedeniyle araç dışına savrulduğunu açıklaması karşısında, kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı kanaatine varılmış, davacı taraf bu hususun aksini ispat edemediğinden davacının emniyet kemerini takmaması mahkememizce müterafik kusur olarak değerlendirilmiştir.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası kapsamında usulüne uygun şekilde düzenlettirilen ve mahkememizce de uygun görülerek hükme esas alınan 27/02/2018 tarihli maluliyet raporunda davacının 5.000,00 TL belgelendirilemeyen tedavi masrafının olacağı ve 9 ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağı tespit edilmiştir.
Dosya tazminat hesabı için aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek 05/01/2022 tarihli aktüerya raporunda neticeten; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası kapsamına alınan maluliyet raporuna göre davacının 9 ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağının ve 5.000,00 TL tedavi giderinin olduğu tespit edildiğinden; geçici işgöremezlik dönemi bakıcı gideri hesabının 16.778,70 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri toplamının ise 5.000,00 TL toplam 21.778,70 TL olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir bilirkişi raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Davacının emniyet kemerini takmaması Mahkememizce de müterafik kusur olarak değerlendirilerek ve yerleşik Yargıtay İçtihatları da nazara alınarak davacının tazminatından takdiren %20 müterafik kusur indirimi yapılarak davacının isteyebileceği tazminatın (21.778,70 TL. x %20 =) 17.422,96 TL’nin davalıdan 24/02/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş olup, her ne kadar davacı taleplerinde ilk dava tarihi olan 27/09/2017 tarihinden itibaren faizin uygulanmasını talep etmiş ise de, ilk davaya ilişkin olarak sigorta firmasına yapılan başvuru içeriğinde işbu dava konusu kalemlerin olmadığı anlaşılmakla davacının bakıcı ve tedavi giderlerine ilişkin ödeme yapılmasına dair başvurunun tebliğ tarihi esas alınarak, yasal olan 8 iş günü sonundan itibaren faiz uygulanmasına karar verilerek
Davanın KABULÜ İLE;
Davacının iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 16.778,70 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 5.000,00 TL, olmak üzere Toplam 21.778,70 TL tazminat bedelinden %20 müterafik kusur indirimi yapılarak hesap edilen 17.422,96 TL’nin davalıdan 24/02/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, teminat limiti dahilinde tüm ödemelerini yapmış olmasına ve dosyaya bu itirazlarının sunulmasına rağmen mahkeme tarafından değerlendirmeye alınmadığını, gerekçede dahi bu durumun belirtilmediğini, yayım tarihinde yürürlüğe giren kanunun uygulanmaya alınmaksızın karar verilmesinin hukuka ve esasa aykırı olduğunu, dosyada maluliyet tespiti için Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan 27/02/2018 tarihli maluliyet raporunun değerlendirmeye alındığını, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarih ve … E. … K. usul ve yasaya aykırı olan kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle faturasız tedavi ve geçici dönem bakıcı giderine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı sigorta tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalının, anılan talepler yönünden yeniden belirsiz alacak davasının açılamayacağı itirazı konusunda;
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkânsız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176 ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir.
Buna kapsamda, taraflar arasında daha önce görülen ve kesinleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasının sürekli iş göremezlik talebine ilişkin olup, işbu davanın ise geçici dönem bakıcı gideri ve faturasız tedavi giderine dair bu istemler yönünden belirsiz alacak davası açılmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2-Davalının zamanaşımı itirazı konusunda;
Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 72. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK’nın 72. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanışımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794).
Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 72 uygulanmaz. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı fiil bazen, hem sorumluluğu gerektiren hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüldüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira cezalandırma, müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK 60/II (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da KTK 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır.
Burada üzerinde durulması gereken, 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya Güvence Hesabı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325, HGK’nın 05.06.2015 gün 2014/17-2198,2015/1495 ve HGK’nın 16.09.2015 gün, 2014/17-116, 2015/1771, HGK’nın 10.06.2015gün, 2014/17-27,2015/1530 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; davaya konu kaza 03.07.2017 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı yaralanmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, KTK’nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan sözkonusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK’nın 109. maddisinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için(TCK 89/1) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
3-Teminat limitinin tüketildiği itirazında;
Mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri teminatı kapsamında sayılmakta olup diğer dosyada sürekli iş göremezlik tazminatı kapsamında yapılan ödeminin sağlık gideri teminatını etkilemeyeceğinden, buna yönelik itiraz yerinde bulunmamaktadır.
4-Maluliyet raporuna ve tazminat hesaplanmasına dair itirazda;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Kökleşmiş Yargıtay 17. HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.(Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları.
Buna göre, bu dosya için ayrı maluliyet raporu alınmadığından, kaza ve sigorta başlangıç tarihine göre uygun yönetmelik hükümlerine ve uzman kişilerden oluşan üniversite bilirkişi heyetinden alınan rapora göre bakıcı gideri ve belgesiz tedavi giderinin belirlenmesi gerektiğinden, buna yönelik itirazların kabulü gerekmiştir.
Ayrıca; kaza tarihinden sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümlerinin olayda uygulanması da mümkün bulunmadığından, buna yönelik itiraz yersizdir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafça yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/09/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.