Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1233 E. 2022/1231 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkil yaya olarak yürümekte iken, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan ve maliki ile sürücüsü davalı … olan … plakalı araç, … Caddesini takiben … Sokak istikametinden … Caddesi istikametine doğru giderken … Caddesi … Sokak kavşağında sağ ön kısmı ile 02.01.2020 tarihinde müvekkile çarptığını, kaza neticesinde polis ekipleri tarafından tutulan kaza tespit tutanağında davalı sürücünün asli, müvekkilin tali kusurlu olduğu belirtildiğini, kazaya karışan araç, davalı sigorta şirketi tarafından … Poliçe numarası ile sigortalandığını, kaza neticesinde müvekkilin sol omzunda Klavikula Kırığı oluşmuş – ve platin takıldığını, yine kalçasında ve vücudunun birçok yerinde lezyonlar oluştuğunu, kaza ile ilgili olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyasından soruşturma yürütülmekte olup, halen devam ettiğini, bu nedenlerle müvekkili …’in geçirmiş olduğu kazaya ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; geçici iş göremezlik tazminatı olarak 10,00-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 10,00-TL, bakıcı giderleri olarak 10,00-TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olarak 10,00-TL, maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili …’in geçirdiği kazada yaralanması sonucu yaşadığı ve hayatı boyunca unutamayacağı psikolojik travma ve çektiği ve hayatı boyunca çekeceği elem ve ağrılar nedeniyle 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalı … ‘den tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde 07/02/2019 tanzim tarihli … Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, işbu dava ile; müvekkil şirkette sigorta teminatı altına alınmış aracın karıştığı kaza neticesinde sakat kaldığını iddia eden davacı tarafından maddi tazminat talepli dava açıldığını, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerekli olduğunu, haksız eylem sonucu yaralanma ve ölüm sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımlar tazminat tutarından indirilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 02.01.2020 tarihinde müvekkil kendisine ait … plakalı aracı ile … Caddesinden … Caddesi Emniyet Müdürlüğüne doğru ilerlerken Şair Senihi Sokağı hizasına geldiğinde sokaktan çıkarak önüne fırlayan davacıya çarptığını, bu kazada kusur tümüyle davacıya ait olduğunu, zira aracın önüne ani şekilde atlayan kendisinin olduğunu, müvekkilin davacıya çarptığı yer kaldırım değil, yol üzeri ve kaldırıma 2-3 metre mesafede olduğunu, davacının ani bir hareketle aracın önüne adeta atladığının kanıtı olduğunu, esasen yargılama aşamalarında bu hususlar tespit edileceğini, davacının kısa süreli tedavisi süresince SGK tarafından giderleri zaten karşılandığını, davacının tedavi gideri ödemesi söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde geçen bakıcı yardımına muhtaç olduğu hususu tamamen gerçek dışı olduğunu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olduğu hususunun da doğru olmadığını, davacı tarafın gerçekdışı tüm iddialarını reddediklerini, bu nedenlerle davacının haksız olduğu ortaya çıkacak olan davasının reddine, muhakeme giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinde meydana gelen cismani zararlara ilişkin geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, bakıcı giderleri, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, hayatı boyunca unutamayacağı psikolojik travma çektiği ve hayatı boyunca çekeceği elem ağrılar nedeniyle maddi tazminat ile manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Dosya muhtevası itibariyle tazminata konu kazanın; davalı … sevk ve idaresindeki aracı ile davacıya, park halindeki aracına bineceği sırada çarpması sonucunda meydana geldiği anlaşılmıştır.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, … plakalı aracın ZMSS kapsamında davalı …’nin bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Taraf kusurlarının tespiti için dosya Trafik Kusur Bilirkişisine tevdi edilmiş ve 12/12/2020 tarihli kusur raporu ile Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından aynı olaya ilişkin olarak düzenlettirilen rapor arasında çelişki bulunduğundan mahkememizce çelişkiler giderilerek yeniden rapor tanzimi için dosya Karayolları Fen Heyetine tevdii edilmiş ve 05/11/2021 tarihli raporda; … plakalı otomobil sürücüsü …’nin % 25, yaya ….’in % 25 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, olay örgüsüyle uyumlu ayrıntılı gerekçeli, denetlenebilir 05/11/2021 tarihli kusur bilirkişi raporu yargılamaya esas alınmıştır.
Davacının maluliyet iddialarının tespitine ilişkin olarak dosya … Hastanesi Adli Tıp ABD Başkanlığına gönderilmiş ve 13/01/2021 tarihli maluliyet raporunda; davacının kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) maluliyetinin bulunmadığı, 3 aya kadar geçici iş göremezlik süresinin uzayabileceği, 1 ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağı, 2.500,00 TL kaçınılmaz tedavi giderinin bulunduğu tespit edilmiş olup, Zikredilen BAM kararları ile uyumlu ayrıntılı gerekçeli denetlenebilir 13/01/2021 havale tarihli maluliyet raporunun heyet tarafından düzenlenmiş olması, görevlilerin profesör ve konusunda uzman araştırma görevlisi olmaları nazara alınarak ayrıntılı, gerekçeli ve denetlenebilir Maluliyet bilirkişi raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Dosya tazminat hesabı için aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek 11/05/2021 tarihli aktüerya raporunda neticeten; 7.051,59 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.324,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.324,70 TL bakıcı gideri, 2.500,00 TL kaçınılmaz tedavi masrafı hesap edilmiş, düzenlenen rapor hesaplamalar yönüyle ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olduğundan mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Davacı vekili 26/01/2022 tarihli dilekçesi ile davasını maddi tazminat taleplerine yönelik olarak ıslah etmiştir.
11/05/2021 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalarda kusur durumunun değerlendirilmediği anlaşılmakla; aktüerya raporu düzenlettikten sonra mahkememizce yargılamaya esas alınan 05/11/2021 tarihli kusur bilirkişi raporunun düzenlenmesi ve ilgili rapordaki kusur oranlarının yapılan hesaplamalara uyarlanması ve yeniden rapor aldırmayı gerektiğinden mahkememizce resen yapılan hesaplamalar neticesinde davacının bakıcı giderinden kaynaklanan maddi zararının (2.324,70 TL x %25=) 581,17 TL, tedavi giderinden doğan maddi zararının (2.500,00 TL x%25=) 625,00 TL olduğu takdir ve kanaatine varılarak, bu tespitler yönünden talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar sürekli maluliyetten kaynaklı tazminat talep etmiş ise de; mahkememizce yargılamaya esas alınan 13/01/2021 tarihli maluliyet raporunda davacının sürekli maluliyete sebep olacak nitelikte sakatlığının bulunmadığı tespit edildiğinden bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı için geçici iş göremezlik tazminat talebinde bulunmuş ise de; ayrıntıları Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/4660 Esas 2020/4502 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; davacının kaza tarihinde 16 yaşında ve çocuk yaşta olması, davacının çalışıp gelir elde ettiğine ilişkin muteber bir delil sunulmaması hususları nazara alınarak, ispatlanamayan geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında davacının kaza tarihi itibariyle yaşı, ekonomik ve sosyal durumu, kusur durumu, maluliyet durumu kaza sonrası çekilen ızdırap ve tedavi süreci dikkate alınarak 5.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğundan kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davanın kısmen kabulü ile; maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak; Davacının bakıcı giderlerinden kaynaklanan maddi zarar için 581,17 TL ve tedavi giderinden doğan maddi zararı için 625,00 TL, olmak üzere toplam 1.206,17 TL tazminatın davalı …. yönünden 023/01/2020 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi; Davalı sigorta şirketi yönünden ( poliçe limitleri aşılmamak üzere) 03/03/2020 temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sürekli ve geçici iş göremezlik dönemine ilişkin taleplerin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den 23/01/2020 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece red yönünden verilen kararın yanlış olduğunu, gerekçeli kararın gerekli araştırma ve özenin gösterilmeden hazırlandığını, kararda davaya konu kazanın müvekkili park halindeki araca binerken davalı tarafından arabayla müvekkiline çarpması sonucu gerçekleştiğinin yazdığını ancak olayın bu şekilde gerçekleşmediğini, müvekkilinin yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalışırken davalının sevk ve idaresinde bulunan aracın çarpması sonucu gerçekleştiğini, mahkemece hükme esas alınan raporda davalı …’nin kusurunun %25, müvekkilinin kusurunun %25 olarak tespit edildiğinin belirtilmiş ise kusur oranlarının yanlış yazıldığını, kusura ilişkin Karayolları Fen Heyeti tarafından hazırlanan 05/11/2021 tarihli bilirkişi raporunun esas alınmasını kabul etmediklerini, dosya kapsamında alınan adli tıp kurumundan alınan bilirkişi raporunun esas alınması gerektiğini, müvekkilinin geçirdiği kaza neticesinde büyük bir travma yaşadığını, yaşının küçüklüğü ve ömür boyu bu kazayı unutamayacak olması ve ülkenin ekonomik şartlarının dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının çok az olduğunu beyan ederek Yerel mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının tam kusurlu olduğunu, davacının kazaya sebebiyet veren davranışı karşısında müvekkilinin kazayı önleyecek herhangi bir davranışta bulunmasının mümkün olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın da hukuka aykırı olduğunu, 1.206,17 TL maddi tazminatın hükmedildiği olayda bu miktarın kat kat üzerinde bir manevi tazminat hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Maddi tazminata yönelik istinaf incelemesinde
Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi ile toplam 7.125 TL nin davalıdan tahsili istenmiş mahkemece bu talebin 1.206,17 TL’sinin kabulüne, 4.230,95 TL lik geçici işgöremezlik talebinin reddine karar verilmiş, davacının ret edilen geçici işgörmezliğine yönelik,davalının ise kabul edilen 1.206,17 TL’lik miktara yönelik istinaf başvurusunun olduğu anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 8.000 TL’yi (mahkeme karar tarihi itibariyle) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
davacı için ret edilen istinafa konu edilen alacak miktarlarına göre (4.230,95 TL) ,davalı için kabul edilen alacak miktarına göre (1.206,17 TL) karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (8.000,00 TL) altına kaldığından,kabul ve ret edilen miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesin olduğundan, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararının kıyasen uygulanması yoluyla Dairemizce de karar verilebileceğinden, HMK nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacı ve davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat açısından tarafların kusura itirazı
Trafik Bilirkişi …’ün mahkememize sunmuş olduğu 12/12/2020 tarihli kusur raporunda; Kazanın oluşumunda yaya ….’in 2918 sayılı KTK nun asli kusurlardan Madde-68/1-C (Yaya yollarında geçitler veya zorunlu hallerde, taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.) Kuralını ihlal ettiği; … Plakalı Otomobil Sürücüsü ….’ ise bu kazada yine aynı kanunun tali kusurlardan Madde-52/1-B (Sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliği ile görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) maddesini ihlai ettiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 10/06/2021 tarihli kusur raporunda özetle; Davalı sürücü …’nin %60(Yüzde Altmış) oranında kusurlu olduğu, Mağdur yaya …’in %40(Yüzde Kırk) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.

Raporlar arası çelişku bulunması nedeniyle Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat numarasıyla Karayolları Fen Heyeti bilirkişileri …, …, ….’dan kusur yönünden aldırılan 05/11/2021 tarihli heyet bilirkişi raporunda özetle; Sürücü ….” nin sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araç; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/a, 52/b maddelerini ihlal ettiğinden 25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, yaya …. ;2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 68/b-3 maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138/b maddesini ihlal ettiğinden 75(yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu belirtilmekle raporlar arası çelişkinin giderildiği görülmekle itiraz yersizdir
Manevi tazminatın az veya çok taktir edildiği istinafı yönünden;
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacının kaza nedeniyle iyileşmesinin 3 ay olduğu, 1 ay bakıcıya ihtiyaç duyacağı gözetilip, davalının kusur durumu ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu bu itibarla davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı için ret edilen istinafa konu edilen alacak miktarlarına göre (4.230,95 TL), davalı için kabul edilen alacak miktarına göre (1.206,17 TL) karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (8.000,00 TL) altına kaldığından, kabul ve ret edilen miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesin olduğundan, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince alacak miktarının karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (8.000,00 TL) altına kaldığından, kabul ve red edilen miktar açısından karar kesin olduğundan HMK’nın 352.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvuru dilekçelerinin REDDİNE,
2-İlk Derece Mahkemesinin manevi tazminat yönünden vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı …’den alınması gereken 423,94 TL harçtan peşin alınan 105,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 317,95 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 03/06/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.