Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1208 E. 2022/1329 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
NUMARASI :… Esas … Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 09/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 15.12.2020 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç, … İli’nden …. İli’ne doğru otobanda seyir halinde iken direksiyon hâkimiyetini kaybederek karşı şeritten gelmekte olan … plakalı araca çarptığını ve akabinde arkasından gelmekte olan müvekkil davacı ….’ye ait …. sevk ve idaresinde bulunan …. plakalı araca sol yan kısmı ile) çarparak savrulmuş ve yine arkasından gelen …. plakalı otomobile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Meydana gelen kaza ile ilgili olarak maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı tutulmuş ve davalı …, 2918 sayılı KTK’nun 56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak) kuralını ihlal ettiği gerekçesi ile tek kusurlu olarak tespit edildiğini, kazadan hemen sonra çekilen aracın hasarlı haline ait fotoğraflardan da açıkça anlaşılacağı üzere araçta ağır hasar meydana geldiğini, meydana gelen kazadan sonra yetkili servisi olan ….’de onarımı yapılan araçta 69.831,28 TL maddi hasar tespit edildiğini, buna istinaden …. no’lu fatura düzenlendiğini, kasko şirketince kusura ve zarara ilişkin yapılan inceleme ve tespit neticesinde araçta meydana gelen zararın tamamı kasko şirketi tarafından karşılandığını, müvekkile ait 2018 model aracın kaza tarihine kadar tüm bakımları zamanında ve yetkili serviste yaptırıldığını, ancak meydana gelen kaza neticesinde araçta ağır hasar kaydı oluştuğunu, iş bu nedenle aracın kazadan önce bilinen kasko değeri 361.285,00 TL iken müvekkil davacı, aracını değerinin çok altında 280.000 TL’ye 25/01/2021 tarihinde Konya … Noterliği’nin … yevmiye numaralı Araç Satış Sözleşmesi ile sattığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen değer kaybı zararı karşılığı şimdilik 100 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak müvekkil davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddialar gerçekleri yansıtmamakta olup, davanın reddi gerektiğini, davaya konu trafik kazasına karışan plakalı aracın trafik poliçesi, müvekkil şirketçe temin edilmiş ise de poliçeden dolayı sorumluluğu, sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, poliçede azami teminat limitimizin yazılı olması bu miktarın mutlak surette ödeneceği anlamına gelmediğini, şirketinizin tazmini gerektiren herhangi bir sorumluluğu olmadığı gibi temerrüdü de söz konusu olmadığından faiz talebinin de reddi gerektiğini, davacı taraf avans faiz uygulanmasını talep etmekte ise de dava konusu haksız fiilden kaynaklandığını, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanıyor olması, başvuru sahibinin sözleşmenin tarafı olmaması ve sigortalı aracın ticari bir araç olmaması gibi hususlar dikkate alınarak asıl alacağa yasal faiz uygulanmalı olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, haksız ve mesnetsiz ikame edilen iş bu davanın esastan reddine, tüm yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava; haksız fiil neticesinde dava konusu araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç, … İli’nden …. İli’ne doğru otobanda seyir halinde iken direksiyon hâkimiyetini kaybederek karşı şeritten gelmekte olan …. plakalı araca çarptığını ve akabinde arkasından gelmekte olan müvekkil davacı …’ye ait …. sevk ve idaresinde bulunan …. plakalı araca sol yan kısmı ile) çarparak savrulmuş ve yine arkasından gelen …. plakalı otomobile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan müvekkilinin aracındaki değer kaybına ilişkin tazminat bedelinin ödenmesini talep etmiştir.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, … plakalı aracın ZMSS’in davalı … bilgi bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı sigorta nezdindeki hasar dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Adli Trafik Bilirkişi ve Sigorta Eksperi bilirkişisine rapor düzenlettirilmiş ve alınan 22/11/2021 tarihli raporda neticeten; … Plakalı Otomobil Sürücüsü …’ın bu kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK nun asli kurallardan kod no: 84/g denk gelen (Şeride tecavüz etme) ve Madde-56/1-a (Şerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etmemek) Kuralını ihlal ettiğinden olayda asli kusurlu olup %100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, … Plakalı Otomobil Sürücüsü …’un ise bu kazada her hangi bir kural ihlali yapmadığı, …. Plakalı Otomobilin Sürücüsü …’nun ise bu kazada herhangi bir kural ihlali yapmadığı, … Plakalı Otomobil Sürücüsü …’ın ise bu kazada herhangi bir kural ihlali yapmadığı, …. plakalı aracın dava konusu kazadan dolayı uğramış olduğu değer kaybı tutarının 45.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve denetlenebilir kusur ve hasar raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık bilirkişi raporlarına göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu, yargılamaya esas alınan 22/11/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre araç değer kaybı bedeli olan 45.000,00 TL’nin davalı araç sürücüsü ve işleten yönünden 15.12.2020 olay tarihinden (davalı sigorta şirketinden 04.02.2021 temerrüt tarihinden itibaren, poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın KABULÜ İLE,
Araç değer kaybına ilişkin 45.000,00 TL’nin davalı ….’dan olay tarihinden, sigorta şirketinden 04/02/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan, tekrar bir bilirkişi incelemesi talepleri değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, 14.12.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde müvekkili ile davacı arasında gerçekleşen kazanın 15.12.2020 tarihinde gerçekleştiğini, söz konusu kazanın gerçekleşme tarihinin sunulan kaza tutanaklarında mevcut olduğu gibi bilirkişi raporunda da sabit olduğunu, kazanın üzerinden 1 yıl geçmiş olması sebebi ile söz konusu bilirkişi raporunun günümüz fiyat incelemesi sonucunda hazırlandığını ve bilirkişi tarafından dava konusu olayın yanlış değerlendirildiğini, yapılan tespitlere dosya kapsamındaki veriler değerlendirilmeden ulaşıldığını, yapılan itirazların değerlendirilerek yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, fakat dosya yeniden bir bilirkişi incelemesine gönderilmeden hatalı bilirkişi incelemesi esas alınarak karar verildiğini, sunulan bilirkişi raporunun kaza tarihindeki araç fiyatlarını dikkate almadığını ve günümüz araç değerlerini dikkate aldığını, eksik ve hatalı olarak hazırlanmış bilirkişi raporu ve bahse konu bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan kurulan Yerel Mahkeme kararının bozulması gerektiğini, ayrıca Yerel Mahkeme tarafından aracın kaza sonrası satılıp satılmadığının tespiti ve satıldıysa tarihinin tespit edilmesi gerektiğini, fakat bu araştırmanın taraflarınca talep edilmiş olunmasına rağmen yapılmadığını, sadece davacının talebi doğrultusunda karar verildiğini, davacının aracı sattığı tarihteki değer kaybı dikkate alınması gerekirken bunların tespiti yapılmadan hazırlanan bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmayacağını ve hakkaniyete uygun olmayacağını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemenin “davanın kabulüne” dair kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına veya itirazları doğrultusunda yeniden bir bilirkişi incelemesi yapılarak dosyanın yeniden incelenmek üzere Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Şirketi vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, gerekçeli kararda müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun somutlaştırılmadığını, “limitle sınırlı olmak kaydıyla” diye belirtilmekle yetinildiğini, Yerel Mahkemece verilen kararın kanunen düzenlendiği şekilde hüküm sıfatı taşımadığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup araç başına 41.000 TL, kaza başına ise 82.000 TL olduğunu, başvuruya konu kazanın 4 aracın karışmış olduğu bir trafik kazası olup, kaza sebebiyle, kazaya karışan …. plakalı araç sahibine 22.000 TL, ….’ye de rücu kapsamında 41.000 TL hasar ödemesi yapıldığını, 1.000 TL de … plakalı araç sahibine ödeme yapılacağını, yapılan ödemeler sonrası poliçeden kaynaklanan limitinin 18.000 TL kaldığını, limit üstünde müvekkili sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının hukuka ve kanunlara açıkça aykırılık teşkil ettiğini, yapılan tespitin reel değer kaybını göstermediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın rayicinin Yargıtay kararlarında benimsenen ilkeler ışığında kaza tarihindeki fiyatları dikkate alınmadığını, rapor tarihindeki fiyatlarının dikkate alındığını, bu kapsamda aracın kaza tarihindeki rayicinin doğru tespit edilmesi ve rayicine göre araçta oluşan hasarın, onarımının ekonomik olup olmadığının araştırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, tüm yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile araçtaki değer kaybı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Rapora karşı itirazın incelenmesinde:
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle değişik 2918 Sayılı KYTK’nun 90.maddesi hükmüne göre
“Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü gereğince değer kaybının; genel şartların eki olan Ek-1 de belirtilen formüle göre hesaplanacağı öngörülmüştür.
Ne var ki, somut olayda dava ZMSS sözleşmesinin tarafı olmayan işleten ve sürücü aleyhine açılmıştır.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve … esas … sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir.
Bu halde, değer kaybı hesabının yukarıda belirtilen Yargıtay uygulamasına göre kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ve bu bedele hükmedilmesi yerinde olup itirazın reddi gerekmiştir.
2- Kaza başı poliçe limitinin aşıldığı itirazının incelenmesinde:
Dosya kapsamından, davaya konu kaza sebebi ile davalı sigorta şirketince kaza başına 82.000,00 TL kaza başına maddi teminatı kapsamında ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır.
KTK’nin 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Diğer taraftan aynı maddenin 2. fıkrasında ise “başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda kazaya karışan 3 araç gözetildiğinde, hak sahiplerine ödenecek tazminat miktarının her halükarda kaza başına limit olan 82.000,00 TL TL’yi aşacağı açık ve nettir. Buna göre davalının, garameten paylaştırmaya gitmeksizin kaza başına teminat limiti aşılacak şekilde ödeme yapması iyiniyetli sayılamayacağından davalının, kaza başına teminat limiti tükense dahi davacıya karşı sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir. Ne var ki; hasarlı araçların sayısının çokluğu gözetildiğinde, kaza başına limitin garame hesabı ile paylaştırılması gerektiği ve paylaştırma sonucunda da her bir hak sahibine de “araç” başına teminat limiti tutarı olan 41.000,00 TL’nin düşmeyeceği de izahtan varestedir. Diğer bir anlatımla, davalı sigortacının kaza başına teminat limiti tükense dahi, yaptığı ödemelerde garame usulü gözetilmediğinden, limitin tükenmesi yönünden iyiniyetli olmayıp davacıya karşı sorumluluğunun devam ettiğinin ancak zarar görenlerin sayısının çokluğuna göre de 82.000,00 TL TL’lik limitin zarar görenler arasında paylaştırılması durumunda davacının payına da 41.000,00 TL’nin düşmeyeceğinin kabulü gereklidir. Mahkemece varsa ilgili hasar dosyaları ile ödeme dekont ve makbuzları, dava dosyaları getirtilip, yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle itirazın kabulü gerekmiştir.( (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/03/2021 tarihli 2020/1402 esas 2021/3299 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır).
3- Kusur raporuna ilişkin itirazın incelenmesinde:
Kaza tespit tutanağı ve mahkemece alınan raporun örtüştüğü olaya ve oluşa uygun olduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı … vekilinin istinaf talebinin reddine davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı … Şirketi tarafından yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalı … Anonim Şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/06/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.