Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1149 E. 2022/1332 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

KARAR TARİHİ : 09/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
NUMARASI : … Esas … Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT (Sigorta poliçesinden kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 09/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin uzun süredir asansör sektöründe faaliyet gösterdiğini, …. acente nolu, … poliçe nolu, 12/03/2018- 12/03/2019 tarihleri arasını kapsayan sigorta poliçesi ile davalı sigorta şirketince sigortalandığını, sigorta poliçesi kapsamında …. ibaresi ile isimlendirilen 655.000 TL bedelli lazer kesim makinesinde hasar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketine 29/01/2019 tarihinde bildirimde bulunulduğunu, sigorta şirketince 22.649 TL tazminat ödemesi ve sigorta şirketinin ibra edilmesi şeklinde teklifte bulunulduğunu, sigorta şirketi tarafından yapılan bu teklifin çok düşük miktarda olduğunu, bunun üzerine sigorta şirketine ihtarname gönderildiğini fakat sigorta şirketinin zararı karşılamadığı ve aralarında ihtilaf meydana geldiğini, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş E. Sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını ve 25.370 Euro malzeme ve işçilik tutarı hesaplandığını belirterek, arızanın güncel tamir fiyatının ise 35.264,30 Euro olduğunu, ayrıca makinenin hasarlı olduğu süre boyunca işlerini gerektiği gibi yapamadığını ve yetiştirmesi gereken siparişleri yetiştiremediğini belirterek, 6.000 TL parça bedeli, 500 TL tamir bakım ve servis bedeli, 500 TL konaklama gideri, 500 TL ulaşım gideri olmak üzere şimdilik 7.500 TL, kullanılmayan süre boyunca meydana gelen zarar kaybı için alacak miktarı belirli hale gelen kadar şimdilik 6.000 TL olmak üzere toplam 13.500 TL zararın 29/01/2019 başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 08/12/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle; 7.500 TL kazanç ve 6.000 TL belirsiz alacak niteliğindeki tazminat talebini ıslah ederek 115.050 TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesiyle; davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacı tarafın tespit yaptırdığını, taraflar arasında ihtilafın sigorta şirketi tarafından belirlenen ödenebilir tazminat tutarının davacı şirket tarafından kabul edilmemesinden kaynaklandığını, sigorta poliçesinde eksik sigorta bulunduğunu, belirlenen tazminat tutarından 60.687,41 TL eksik sigorta tenzili yapıldığını, sigorta poliçesinde muafiyet notunun bulunduğunu, hasar tarihindeki Euro kurunun 6.1120 TL olduğunu, hasar miktarının 7.500 Euro 45.840 TL muafiyet tenzili yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından ödenebilir miktarın 22.649,71 TL olarak belinlendiğini, kar kaybının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sigorta poliçesi kapsamında … lazer kesim makinesinde hasar meydana geldiği ve oluşan hasar nedeniyle müspet ve menfi zarar oluştuğundan bahisle mahkememizde dava açıldığı, mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan rapora göre; dava konusu makine ile ilgili sözleşme incelendiğinde, eksik sigorta beyanından dolayı 61.225 TL ödenmesi gerektiği, makinenin arızalı olduğu çalışmadığı sürede kazanç kaybı 115.050 TL hesap edildiği, ancak 12/03/2018-12/03/2019 tarihleri arasında geçerli … nolu poliçe incelendiğinde iş durması nedeniyle ayrıca tazminat ödeneceğine dair madde bulunmadığı, yönünde tespitte bulunulduğu, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporun denetime elverişli olduğu, davacı tarafından hasar dışında menfi zararın oluştuğuna dair yeterli delilin sunulmadığı ve taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca müspet zarar hususunda bir hüküm bulunmadığı, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin … Esas … Esas nolu ilamında ” …taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafın TBK’nun 125/3 maddesi gereğince sadece menfi zararlarını talep edilebileceği, fesih sebebiyle müspet zararların da istenebileceğine ilişkin olarak sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığından, davacının feshedilen sözleşmenin 11/12 maddesinde düzenlenen promosyon bedelini talep edemeyeceğinin anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” yönündeki tespitler dikkate alındığında ve bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, konaklama ve ulaşım gideri tamir gideri içerisinde sayıldığından davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 61.225 TL’nin 21/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın müvekkili şirket aleyhine olan kısım yönünden hukuka ve dosya içeriğine aykırı olduğunu, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının kısmi alacak davası olarak ikame ettiği maddi tazminat taleplerine ilişkin zamanaşımı itirazında bulunmalarına rağmen mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, ayrıca ıslah dilekçesine karşı yapmış oldukları itirazların da dikkate alınmadığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu, dosyada eksper raporuyla örtüşür nitelikte olan 16/07/2020 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerekirken 05/08/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, taraflarınca cevap dilekçesinde kabul edilen miktar yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, hükmedileceği kabul edildiğinde dahi taraflarınca kabul edilen kısım yönünden yarı yarıya vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece hatalı şekilde hüküm tesis edildiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının yanlış hukuki vasıflandırma dolayısıyla kısmen red – kısmen kabul şeklinde sonuçlanmış olup davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerektiğini, reddedilen bakiye tazminatın müvekkilin kanundan doğan hakkı olup bu hakka poliçede yer verilmemesi gerekçesiyle reddine karar verilemeyeceğini, taraflarınca ödeme edim yükümlülüğünün yerine getirildiğini, ancak sigorta şirketinin rizikonun gerçekleşmesi ve kendisine bu hususta gerekli bildirimin yapılması halinde riziko dolayısıyla uğranılan zararı tazmin etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sigortalanan asansörün bozulması dolayısıyla, müvekkillerce sigorta şirketine başvurulduğunu, sigorta şirketinin makinenin onarımı için gerekenin çok altında bir bedel ödemeyi teklif ederek makinenin onarımına engel olduğunu, müvekkili firmanın bundan dolayı onarımı cebinden karşılamak zorunda kaldığı gibi onarım yapılana kadar kazanç kaybının ortaya çıktığını, Yerel Mahkemenin bu kazanç kaybının poliçede olmaması dolayısıyla kazanç kaybı bedeli açısından taleplerinin reddine karar verdiğini, ancak taraflarınca talep edilen kazanç kaybı bedelinin sigorta poliçesinden değil sigorta şirketinin sözleşmenin gereklerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını, bu durumun mahkeme kararıyla da sabit olduğunu, sigorta şirketinin teklif ettiği bedelin çok üstünde bir onarım bedelinin bilirkişi raporu ve mahkeme ilamıyla ortaya çıktığını, dolayısıyla kazanç kaybına ilişkin tazminatın taraflarına ödenmesinin zorunlu olduğunu, söz konusu talep edilen bu zararın ek zarar (munzam) kapsamında olmayıp hali hazırda uğranılan zarar olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf talepleri doğrultusunda Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinafa ek beyan dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda makinenin arızalı olduğu ve çalışmadığı süre olarak tespit edilen 442,5 saat ve 260TL/Saat birim fiyat çarpıldığında (x) arızalı makinenin çalışmadığı sürede 115.050,00 TL kazanç kaybının tespit edildiğini, müvekkili firmanın davaya konu makinenin çalışmaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybına ilişkin zararın somut ve belirlenebilir bir zarar olduğunu, poliçenin dikkate alınması yerine poliçede gösterilen “ek teminatlar” kaleminin dahi söz konusu somut munzam zararın karşılanmasına yönelik olduğunu, davalı sigorta şirketi arızanın kendilerine ihbarından sonra davaya konu makineyi tamir ettirmediğinden, oluşan kazanç kaybı bakımından illiyet bağını da kesmediğini, bu nedenle davalı sigorta şirketinin hem kendi tespit ettiği zarar miktarını ödemeyerek hem de hasarlı makineyi tamir ettirmeyerek tüm sorumluluğu hakkaniyet ölçüsünde üzerine aldığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, “Ticari Paket Sigorta Poliçesi“ kapsamında hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İdm tarafından Makine Mühendisi Hasar ve Kusur Bilirkişisi …’dan ve Otomotiv ve Sigorta Bilirkişisi …’dan rapor alınmış, bilirkişi heyeti 15/07/2020 tarihli raporunda; davaya konu makinede meydana gelen arıza/hasar bedelinin 22.649,71 TL olduğunu, poliçe genel şartları içeriğine göre, davalı sigorta şirketinin davacı şirkete ödemesi gereken hasar bedelinin 22.649,71 TL olduğunu rapor etmişler.
İdm tarafından bu kez bilirkişiler …, … ve…’dan rapor alınmış, bilirkişi heyeti 12/03/2021 tarihli raporunda; dava konusu IPG güç kaynağı içerisinde bulunan 4 adet fiber optik modülden 3 adedinin 2000 W’lık enerji yerine 550 W’lık bir enerji ürettiği, gerekli enerjiyi üretemediği, 3 adet güç kaynağının arızalı olduğu, dava konusu arızanın giderilmesi için fiber optik modül 3 adet toplam 21.000 Euro, servis ve işçilik 500 Euro, 3.780 Euro %18 KDV olmak üzere toplam 25.370 Euro olacağını rapor etmiş.
İdm tarafından en son bilirkişiler …, …, …, …, …’dan oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 05/08/2021 tarihli raporunda; dava konusu makine ile ilgili sözleşme incelendiğinde, eksik sigorta beyanından dolayı 61.225 TL ödenmesi gerektiği, makinenin arızalı olduğu çalışmadığı sürede kazanç kaybı 115.050 TL hesap edildiği, davacı talebi 7.500 TL makinenin kullanılmayan süre meydana gelen zarar/kazanç kaybı, 6.000 TL de belirsiz alacak niteliğinde olmak üzere toplam 13.500 TL zararın giderilmesi için tazminat talebinde bulunduğunu, ancak 12/03/2018-12/03/2019 tarihleri arasında geçerli …. nolu poliçe incelendiğinde iş durması nedeniyle ayrıca tazminat ödeneceğin dair madde bulunmadığını rapor etmişlerdir.
Davacı vekili kazanç kaybının teminat kapsamında olduğunun belirtmiş isede taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi incelendiğinde kazanç kaybının teminat dışı olduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Davalı vekili rapora itiraz etmiş isede hükme esas alınan 05/08/2021 tarihli raporun usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Davalı vekili tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
6102 sayılı TTK nun 1420. maddesinde zamanaşımı düzenlenmiştir. Düzenlemede “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482’nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır “ ifadelerine yer verilmiştir. Bu alacağın muacceliyet tarihi ise, TTK nun 1427/1. madde hükmü yollaması İle 1446. maddesi hükmü uyarınca yapılacak ihbar borcunun doğduğu tarihten itibaren olacaktır. 1446. maddede, sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildireceği, 1427/2.fıkrada ise, sigorta tazminatı ve bedelinin, rizikonun gerçekleşmesine müteakip ve riziko ile ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmalar bitince ve herhalde 1446 ‘ncı maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olacağı belirtilmiştir. Bu durumda, davacı sigortalının hasarı en geç davalı sigorta şirketine ihtar tarihi olan 29/01/2019 tarihinde öğrenmiş olduğunun kabulü halinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı itirazında bulunmuştur.
Davacı belirsiz alacak davası açmış,teknik anlamda talep arttırım dilekçesi ile talebini arttırmış,ayrıca faiz talebinde de bulunmuştur.
Davacının sunduğu ıslah dilekçesi aslında belirsiz alacağa dair davada talep arttırım dilekçesi olarak kabul edilmelidir.Bu durumda arttırılan kısım için ıslah talebinden bahsedilemeyeceği gibi,zamanaşımından da söz edilemeyecektir.
Dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından,davalı sigorta şirketinin arttırılan kısım için zamanaşımına dair istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili kabul edilen kısım yönünden vekalet ücretinin farklı hesaplanması gerektği itirazında bulunmuştur.
Avukatlık ücret tarifesi MADDE 6 – (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.
Somut olayda davalı davanın kısmen kabulü iddiasında bulunmuş isede dava kabul ile sonuçlanmamış olup İDM tarafından hüküm altına alınan miktar üzerinden vekalet ücreti verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 4.182,27 TL harçtan peşin alınan 1.045,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.136,70 TL harç giderinin davalı … Şirketi’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.279,00 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla 1.198,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 10/06/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.