Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1121 E. 2022/1195 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2022
NUMARASI : … Esas … Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.05.2018 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı ticari araçla …. Caddesi üzerinde seyir halinde iken, … plakalı araç sürücüsü …’in “DUR levhası” olan Hüsnü Aşk Sokağından kontrolsüz bir şekilde, süratli olarak müvekkilin sahibi olduğu aracın sol ön kapıdan vurmak suretiyle aracın sağa doğru savrulmasını oluşturduğunu ve araç park halindeki …. plakalı kamyonete, kullandığı aracın sağ ön tarafı ile çarpmak suretiyle durabildiğini, … plakalı aracın sürücüsü …’in tamamen dikkatsiz ve kusurlu davranışlarıyla maddi hasarlı iş bu trafik kazası meydana geldiğini, Maddi hasarlı trafik kazası EK’te sunulan belgelerde de görüleceği üzere “Hüsnü Aşk Sokak ile Abdül Ezel Paşa Caddesi” üzerinden meydana geldiğini, Trafik kazası tespit tutanağında çizilen kroki de ve kaza özetinde müvekkilin … plakalı aracı “Abdül Ezel Paşa Caddesinde olmasına rağmen” tutanağı tanzim eden memurlar tarafından “Müneccimbaşı Sokak” olarak gösterildiğini, aracın sürücüsü …’ın hiçbir kusurunun olmadığını, trafik kazası tespit tutanağında hatalı olarak sürücüye tali kusur verildiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, böylece müvekkili …’ın sahibi olduğu … plakalı araçta maddi hasar, araç yokluğu nedeniyle oluşan zararı meydana geldiğini, kaza sonucunda … plakalı aracın ön kısmında, pert olabilecek oranda maddi zarar oluştuğunu, aracın 2013 model olup, bugüne kadar tek elde kullanılmış olduğunu, araçta böyle bir kaza ve boya işi olmadığını, bu model ve özellikteki aracın piyasa değerinin yaklaşık 50.000,00 TL iken davalı sigorta şirketinin 12.750,00 TL lik kısmını ödeme şekliyle mutabakat ve ibraname istendiğini, aracın geçirdiği kaza sonucunda pert olarak kullanılamaz hale geldiğini, tamir edilmesinin çok zor ve pahalı olduğundan dolayı hurdaya ayrılması daha yerinde olaca Sigorta Şirketinin teklifi çok düşük olduğundan araç sahibi şirket ve davalı …’in müvekkilinin zararı karşılamamasından dolayı iş bu davayı açtıklarını, açılan davanın kabulünü talep ettikleri aynı zamanda … plakalı araçta meydana gelen tüm zararların tespiti ve tarafların kusur oranının belirlenmesi için 05.06.2018 tarihinde Konya … Asliye Hukuk Mahkemesine … D.İş sayılı tespit davası açıldığını ve bilirkişi tarafından hazırlanan 11.06.2018 tarihli raporun da araç sahibine ve araç sürücüsüne mahkeme aracılığı ile gönderildiğini, tüm bunların sonucunda … plakalı araçta meydana gelen maddi hasar, değer kaybı ve araç yokluğu nedeniyle oluşan zararın tazmini veya aracın perti olması halinde değerinin tahsili için açılan davanın kabulünü talep etmişlerdir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili … 18.05.2018 tarihinde kullanmakta olduğu … plakalı araç ile seyir halindeyken Dur levhasının bulunduğu kavşağa geldiğinde durduğunu, yolu kontrol ederek çıkış yaptığı esnada davacıya ait … plakalı araç sürücüsü hızlı bir şekilde gelerek trafik kazasına neden olduğunu, davalı müvekkilinin dönüş yaptığı yerin Zindankale Kapalı Otoparkı civarında oldukça yoğun ve park halindeki araçların aşırı derecede yoğun olduğu bir yer olduğunu, davalı müvekkilin dönüş yaptığı yerin de sağ tarafında park halinde olan araçlar nedeniyle sağdan gelen tam olarak görünmediğini, kaza tespit tutanağında da davacıya ait araç sürücüsüne tali kusur atfedildiğini, kaza tespit tutanağını da kabul etmediklerini, mahkeme tarafından kaza mahallinde keşif yapılarak akabinde alınacak kusur raporu ile tarafların kusur durumlarının net ve kesin bir şekilde ortaya konulması gerektiğini, . Zira yol kenarında park halinde duran ve yolun görülmesini engelleyen araçların da davaya konu kazada kusurunun olduğunu, bu hususta gerekirse adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden de rapor aldırılmasını talep ettiklerini, davacıya ait araç sürücüsünün bu araca çarpmasındaki sebebin davalı müvekkili değil tamamen kendi hızlı olmasından kaynaklı olduğunu, bu araçtaki hasar ve davacının aracındaki hasarın tazminini davalı müvekkilden talep edemeyeceğini, ayrıca dosya incelendiğinde müvekkiline tebliğe çıkarılan adresin İstanbul olduğunu ve bilindiği üzere müvekkilinin Konyaspor da futbolcu olduğunu ve Konya’da ikamet ettiğini, bu tebligatın geçerli bir tebligat olmadığını, açılan davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin … plakalı aracı uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile Konya Spor Kulübüne kiraladığını, müvekkili şirketin işleten sıfatı bulunmadığını, davacının bir zararı mevcut ise sorumlusu söz konusu aracı uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile kiralayana ve işleten sıfatına sahip olan kiracı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu ve borcunun bulunmadığını, davanın Konyaspor Kulübüne ihbarını talep ettikleri, Konya … ASHM’nin … Değişik İş sayılı dosyasında yapılan tespite itiraz ettiklerini, talep edilen tazminatların fahiş olup, kusur oranları ve meydana gelen zararlardan yeniden hesap edilmesi gerektiğini, davacının taleplerini kabul etmediklerini, açılan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davada kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının beyan ettiği kusur durumunu kabul etmediklerini, hesaplamanın yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekine göre yapıldığını, aynı zamanda değer kaybından söz edilebilmesi için aracın ilk ve tek hasarı olması gerektiğini, araçtaki değer kaybının tespit edilebilmesi için aracın önceki hasarlarının da incelenmesi ve buna göre bir değerlendirme yapılması gerektiğini, faizin de hatalı talep edildiğini, açılan davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmış, davalılar yasal süresi içerisinde cevap dilekçelerini ibraz etmiştir.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde; “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde;”Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. ” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına heyet halinde ibraz edilen bilirkişi raporunda; Davalı ….’nin işleten sıfatının bulunmadığı, …. işleten sıfatı Kabul edilecek olursa: Davalı … ve davalı araç sürücüsü …, Araçta oluşan hasar miktarı ve araç yokluğu nedeniyle oluşan zarar olmak üzere toplamda 18.083,00-TL’den olay tarihi olan 18.05.2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte sorumlu bulundukları, davalı sigorta şirketinin araçta oluşan hasar nedeniyle 17.225,00-TL tazminattan temerrüte düştüğü tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte sorumlu bulunduğu, dosya kapsamında davalı sigorta şirketine başvuru tarihine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge yer almadığından faiz başlangıç tarihi tespit edilemediği bildirilmişse de ancak daha sonraki yazışmalarda başvuruya ilişkin dosyamıza bilgi kazandırıldığı ve bu bilgiye göre temerrüt tarihi tespit edilmiştir, mahkememiz dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığında; dosyadaki tüm bilgi, belge, deliller, bilirkişi raporları da dikkate alındığında, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının …. Ye açtığı tazminat davasının pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, ( uzun süreli kira sözleşmesinden kaynaklı işleten sıfatlarının olmadığını iddia etmiştir. Bu iddianın değerlendirilmesinde kira ilişkisi olması halinde; işletenin kayıt maliki mi kiracı mı sorumlu olacaktır? bu konuda öğreti ve Yüksek Yargıtay uygulamalarına baktığımızda kiracının işleten kabul edilebilmesi bir takım şartların varlığına bağlıdır, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet olması, ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması şartları aranmaktadır, ( Yargıtay HGK’nın 06/03/2002 tarih, 2002/11-71 E, 2002/141 K sayılı ve 24/03/2004 tarih, 2004/10-165 E, 2004/171 K sayılı kararlarında ilke olarak; sicilde malik görünen kişi karine olarak aracın işleteni sayılmaktadır, bunun sebebi trafik kazasından sorumlu olan şahsın kolayca belirlenmesi ve zarar görenin zararının en kısa sürede giderilmesini sağlamaktır. Belirtmek gerekir ki sicilde malik görünen kişi her zaman aracın işleteni olmayabilir bu durumda araç sahibi aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığı, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse SORUMLULUKTAN KURTULABİLİR) uzun süreli kira sözleşmesinin ne kadar sürede uzun süreli kira sözleşmesi olacağı konusunda “öğreti ve Yargıtay Kararlarında da yeknesaklık yoktur, doktrin üç günden fazla süreli kiraları uzun süreli sayabilir, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 7 günlük kira sözleşmesinin uzun süreli olmayacağını kabul etmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 30 ar günlük süreler ile kiracıların işleten olduğunu kabul etmiş, diğer dairelerde bu dairenin daha uzun süre olması gerektiği görüşü vardır, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 3 aylık kira sözleşmesi ile aracı devreden kişinin işleten olduğunu kabul etmiştir, Yargıtay 17. HD’nin üç aylık kiralamanın uzun süreli olabileceği yönünde karar vermiştir, Yargıtay 1 yıl süreli kira sözleşmelerinin uzun süreli olduğunda tereddüt etmemektedir.” “Yargıtay uzun süreli kira sözleşmesinin işleten sıfatını devredebilmesi için 3. Kişileri bağlayabilecek biçimde güçlü kanıtlara bağlanmasını aramaktadır, bu nedenle sözleşmenin noterde yapılması veya adi sözleşme ise diğer bir takım deliller ile desteklenmiş olmasını aramaktadır.” (KTK’ya Göre Hukuki Sorumluluk Tazminat Sigorta ve Rücu Yayınları 9. Baskı Hasan Tahsin Gökcan kitabından sayfa 40-42 arasından alınmış bilgidir). Mevzuat gereği motorlu araçlar tescile tabidir, bu durumda kaydi malik işleten konusunda kesin bir karine değilse de onun kim olduğunu tespit eden güçlü bir kanıttır, diğer taraftan kaydi malik mutlak işleten değildir, kaydi malik olmasa bile üçüncü kişiler işleten olabilir, zira bu durumu engelleyici amir bir yasal düzenleme yoktur, kira sözleşmesinin 3. Kişiler yönünden hukuki sonuç doğurması için resmi şekilde yapılması gerektiği yönünde Yüksek Yargıtay Kararları da vardır, tüm bu açıklamalar ışığında bir kuşku olması halinde kaydi malikin işleten olduğu sonucuna varılmalıdır. Ayrıca kazaya karışan araç uzun süreli (24 Ay) kiraya verilen araç olduğundan ve aracın teslimine ilişkin dosya kapsamında belge de bulunduğundan.) davacının … Kiralama A.Ş. Ye açtığı tazminat davasının pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davalılar …. ve …’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının, hasar, araç yokluğu ve tespit masrafı olarak 19.062,00 TL nin (davalı …’nin 17.225,00 TL sinden ve poliçe limiti ile sınırlı olmak şartıyla) davalı …. yönünden kaza tarihi olan 18/05/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı …. Şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 06/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen davalılardan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, değer kaybına ilişkin talebin reddine ( değer kaybı oluşmadığı dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile sabit olduğundan reddine karar verilmiştir) ayrıca araç kullanımı hususi olduğundan yasal faize hükmedilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; Davacının …. Ye açtığı tazminat davasının pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davacının davalılar …. ve …’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının, hasar, araç yokluğu ve tespit masrafı olarak 19.062,00 TL nin (davalı …’nin 17.225,00 TL sinden ve poliçe limiti ile sınırlı olmak şartıyla) davalı … yönünden kaza tarihi olan 18/05/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı … Şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 06/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen davalılardan alınıp davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, değer kaybına ilişkin talebin reddine hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen değer kaybının reddi ve davanın … yönünden dava ehliyeti yönünden reddi kararını kabul etmediklerini, 11/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda kaza sebebiyle hasarın araç yokluğu ve tespit masrafı olarak toplam 19.062,00 TL olarak davalılar bakımından farklı tarihlerden faiz ve miktar şeklinde karar verildiğini, dava konusu olayda davacı olarak 3. Kişi konumundaki müvekkilinin yerel mahkemenin reddine yol açacak kişi olmadığını, araç sahibi konumundaki …’nin sorumluluktan kurtaracak yeterli derecede delil ve iddianın bulunmadığını, bu nedenle verilen karar ve açıklanan gerekçe yönünden çelişkilerin bulunduğunu, 04/03/2019 tarihli duruşmada Konya Spor Kulubü derneğine davanın ihbarına şeklinde karar verildiğini ancak yargılama esnasında bu kararın yerine getirilmediğini, bu eksikliğin dosyada giderilmeden karar verilmesinin usul yönünden eksiklik olduğunu, müvekkiline ait … plakalı aracı kullanmadan mahrum kalma nedeniyle gelir bakımından zarara uğrama noktasında karar verilmesine rağmen taraflarınca temerrüt faizi taleplerinin dikkate alınmadan yasal faiziyle zararın tahsiline karar verilmesinin kararın kaldırma sebeplerinden birisi olduğunu, müvekkilinin araç ruhsatında cins olarak kamyonet (panelvan) olarak geçtiğini, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, kazaya karışan araçla ilgili olarak değer kaybı taleplerinin olmasına rağmen yerel mahkemece bu konuda miktarın belirtilmediğini, bilirkişi raporlarında da bu eksikliğin giderilmeden karar verildiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 18/05/2018 tarihli kazaya karıştığı belirtilen …. plakalı aracın kaza tarihinde uzun süreli kiralık olduğunun tespit edildiğini, söz konusu kiralamanın uzun süreli olması durumunda işleten sıfatı değiştiğinden müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, hazırlanacak bilirkişi raporunda değer kaybı ve hasarın tespit edilmesi halinde yürürlülükte bulunan ZMMS Genel Şartlar ekine göre yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun doğmadığından dolayı temerrüde düştüğünden de söz edilemeyeceğini, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin de reddinin gerektiği beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davacının, davalı şirketin işleten sıfatının bulunduğu, davacı sigortanın bu durumun kendilerine de sirayet etmesi gerektiği istinafı yönünden
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun “işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlığını taşıyan 85. maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 3. maddesi gereğince işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.
Somut olayda, trafik kazasına karışan araç, davalı şirket adına kayıtlı olup, imzalanan kiralama çerçeve sözleşmesi dava dışı kulube kiralanmıştır
Bu durumda; mahkemece taraflar arasında tanzim edileni kira sözleşmesi değerlendirilmek suretiyle, uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, tüm bu değerlendirmelere göre davalı şirketin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.davacının itirazı yerindedir
Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2015/3774 esas 2017/9586 Karar sayılı ilamı
Ancak davalı şirketin işletenlik sıfatının son bulması halinde dahi, söz konusu aracı sigortalayan davalı sigorta şirketinin sözleşmeden ve yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğu devam etmekte olup buna yönelen itiraz yersizdir.
Davacı vekilinin araç değer kaybının oluştuğuna,davalı sigorta vekilinin hesaplamanın genel şartlara göre yapılması gerektiğine ve hasar raporu içeriğine itiraz
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel Şart Kapsamındaki Teminat Türleri A-5.maddesinde, maddi zararlarında sigorta teminatı kapsamında olduğu belirtilmiş ve maddi zararın “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Şeklindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu zarar gören üçüncü kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararların, genel şartların ekindeki hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeye göre eksper tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Genel şartlar Ek-1 de değer kaybının belirlenmesine ilişkin çizelge ve teminatı dışında kalan bazı haller belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin ayrılmaz eki niteliğinde olan genel şartlarda yapılan düzenlemelerin zarar gören üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince ZMSS yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri, sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir. (Işıl Ulaş Uygulamalı Sigorta Hukuk) “KTK’nın 93. maddesinde; (Değişik:17/10/1996-4199/34 md) Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar: Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin bunun aksine hareket edemeyecekleri, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nun tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller: başlıklı 95.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre; Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen, sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılmasını gerektiren hallerde, ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’nun da düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez, koşullarının varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
dava konusu aracın mevcut hasarına göre tamir süresi belirlenerek, belirlenen tamir süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt, amortisman vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) ikame araç bedelinin de usulüne uygun olarak tespit edilmesine, aracın pert total işlemine tabi tutulacak olmasına göre değer kaybından söz edilmesinin mümkün olmamasına göre itirazlar yersizdir
Davalı sigortanın dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği istinafı yönünden
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Aynı zamanda zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Buna göre davalı sigorta şirketi de dava dilekçesi ile talep edilen ve ıslaha konu edilen miktarlar yönünden daha önce kendisine başvurulduğu ve temerrüde düştüğü için sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcının temerrüt tarihi olan 06/06/2018 tarihten itibaren faiz işletilmesi doğru olup itirazlar yersizdir.
Keza davaya konu aracın kullanım amacının hususi araç olmasına göre yasal faize hükmedilmesi doğru olup davacının itirazı yersizdir.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde bu taraflara ayrı ayrı iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 31/05/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.