Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1079 E. 2022/1162 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
NUMARASI : … Esas … Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili şirkette …. poliçe numaralı ve 19.06.2018 – 19.06.2019 vadeli Ekstra Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan davalıya ait …. plakaı aracın 27.08.2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle tazminat ödendiğini, hak sahibi …. vekili tarafından Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. nolu dosyası ile dava açıldığını ve sulhen anlaşmaya varılarak …. nolu hasar dosyasından 365.283,00 TL ve … nolu hasar dosyasından ise 27.767,00 TL ödeme yapıldığını, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu’ndan alınan bilirkişi raporunda sigorta’ı aracın %100 kusurlu olduğu ve kamyoneti hatalı şekilde yüklediği için kazanın meydana geldiği tespit edildiğini, kaza sırasında müvekkili şirketçe sigortalanan …. plaka numaralı araç sürücüsünün istiap haddi ve ağır kusuru sebebiyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesinin ç fıkrası uyarınca ödenen tazminatın sigortalılarından rücuen tahsilini talep ettiklerini, ancak davalı ile arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmek üzere toplam 393.050,00 TL tutarın ödeme tarihi oları 07.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti ile birlikte mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti ile davalıdan tahsiline, davalıya ait menkul ve gayrimenkul malları üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; öncelikle davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olup esasa girilmeksizin reddinin gerektiğini, her halükarda davacının davasına konu etmiş olduğu kazada müvekkili şirkete kusur atfedilmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, dava dışı …. ile davacı sigorta şirketi arasındaki sulh durumu müvekkili şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkili şirketin sulhe taraf olmadığını, bu sebeple müvekkili şirketin taraf olmadığı bir anlaşma kapsamında ödenen tazminatın müvekkili şirkete rücu edilmesinin kabul edilemez olduğunu, davacı sigorta şirketinin ….’ e ödemiş olduğu fahiş tazminatının dayanağı kesin sonuçlara bağlanmadığını, ödenen tazminatın ihtiva ettiği hesapların ve taleplerin kesin bir mahkeme kararına yahut kesinleşmiş bir rapora bağlandığından söz edilemeyeceğini, davacının dava dilekçesinde ödediğini iddia ettiği tazminat miktarlarının fahiş olup, kabulüıgı mümkün olmadığını, müvekkilin istiap haddini aştığı kazanın bu sebple gerçeklştiği yönünde herhangi bir tespitin bulunmadığını, kaldı ki bu iddia gerçeklikten yoksun olup istiap haddinin aşılması söz konusu olmadığını, davacının davasının ve taleplerinin iş bu B.4 Maddesi Ç fıkrası kapsamında olduğu nazara alındığında davacının davasının taleple bağlılık ilkesi gereğince her halükarda reddi gerekmekte olduğunu, zira istiap haddinin aşılmasının söz konusu olmadığı gibi bu yönde yapılmış bir somut tespitin de mevcut olmadığını, kaza tutanakları ile istiap haddinin aşılmadığının sabit olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebi yasal dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini belirterek; öncelikle davanın usulden reddine, yasal dayanaktan yoksun ihtiyati tedbir talebinin reddine, her halükarda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında dava dışı zarar görenin % 25 oranında kusurlu olması karşısında kazanın oluşmasında istiap haddinin aşılması dışındaki etkenlerin de etkili olduğu, bu bakımdan somut olayda rücu şartlarının oluşmadığı, ( Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/2712 E 2016/5996 K sayılı ilamı ile aynı Daire’nin 2016/15304 E 2019/7554 K sayılı ilamları da bu yöndedir.) davacının istiap haddinin aşılması nedeniyle rücu şartlarının oluştuğu yönündeki iddiasını ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin davanın esasına ilişkin olarak doğru ve yerinde bir karar verdiğini fakat müvekkili şirket lehine takdir edilen vekalet ücretinin tayin ve takdirinde yanılgıya düştüğünü, müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile karar tarihindeki maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, A.A.Ü.T.’nin 13/4. maddesinde maddi tazminat davalarının tümden reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedileceğinin düzenlendiğini fakat işbu davanın A.A.Ü.T.’nin 13/4. maddesinin amacına hizmet eden bir maddi tazminat davası olmadığını, rücu alacak davası olduğunu, bu nedenle dava değeri olan 393.050,00 TL dikkate alınarak müvekkili şirket lehine nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı sigorta şirketinin haksız fiil nedeniyle doğrudan mağdur olup, sorumluya karşı dava açan gerçek ya da tüzel kişi olmadığını, davacının yapmış olduğu ödemenin poliçe kapsamında olmadığını ileri sürerek rücuen alacak davası açan sigorta şirketi olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile Yerel Mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılması ve dava değeri dikkate alınarak müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı sigorta şirketi üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada alınan raporda sigortalı araçtaki sürücünün %75 kusurlu olduğu ve kazanın münhasıran istiap haddi sebebiyle meydana geldiği kanaatine varıldığını, diğer yandan önceki kusur raporunda sigortalı %100 kusurlu bulunmuş iken; yayaya aracın solunda bulunduğu gerekçesiyle %25 kusur atfedilmesinin fahiş ve hatalı olduğunu, gerek kaza tespit tutanağında gerekse ATK’dan alınan raporda sigortalı araçtaki sürücünün ürünleri yük ve boyutları göz önünde bulundurmaksızın kamyonete hatalı biçimde yüklediği ve bu sebeple de kazanın meydana geldiğinin belirtildiğini, kaza sırasında müvekkili şirketçe sigortalanan araç sürücüsünün trafik kurallarının istiap aşımı nedeni ile ihlali dolayısıyla Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesinin ç fıkrası uyarınca ödenen tazminatın rücuen sigortalıdan tahsili gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, sigorta şirketi tarafından kendi sigortalısına karşı açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4 kısmında sigortacının işletene rücu hakkı düzenlenmiş, rücu edilebilecek haller sınırlı olarak sayılmıştır. Bu düzenlemede “Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması yüzünden meydana gelmiş ise…” şeklinde hüküm getirilmiştir. Buna göre istiap haddinin aşılması ve kazanın münhasıran bu nedenle meydana geldiğinin ispatlanması halinde zorunlu mali sorumluluk sigortacısının rücu hakkı vardır.
KTK 85/1 maddesi gereğince bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zarardan motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi müşterek ve müteselsilen sorumlu olurlar. KTK 91/1 maddesi gereğince işletenin 85. madde gereğince sorumluluklarının karşılanması için trafik sigortası yaptırması zorunludur.
Teminat kapsamındaki hasar bedelini ödeyen ZMMS şirketi KTK 95. madde ve Genel Şartlar B4 maddesine göre kendi sigortalısına rücu edebilir.
KTK 65. maddesine göre araçların yüklenmesinde yönetmeliklerde belirtilen ölçü ve esaslara aykırı olarak işlem yapılması dolayısıyla gabari dışı yük yüklenmesi yasaklanmıştır.
Gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin etmek amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçülerdir.
İstiap haddi yani taşıma sınırı ise bir aracın güvenle taşıyabileceği en çok yük ağırlığı ve yolcu sayısıdır.
Davaya konu edilen zararın oluşumunda tek etkenin, davalının aracına gabariyi aşan yükleme yapması olduğu tutanaklar ve alınan Karayolları fen heyeti bilirkişi raporuyla da sabit olmuştur.
Araçların yüklenmesi sırasında mevzuat gereği uyulması gereken kuralların ve istiap haddinin kapsamına, yükün ağırlığı ile birlikte yüksekliği (gabari) de dahildir. Dava konusu hasara yol açan kazanın oluşumuna, davalının taşıma kurallarına aykırı davranması ve istiap haddinin üzerinde yükleme yapmasının sebep olması karşısında, ZMSS Genel Şartları B.4 maddesi (e) bendi uyarınca davacı sigorta şirketinin davalıya rücu hakkı doğduğu gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi kaldırmayı gerektirmiştir.
Mahkemece en son alınan Karayolları Fen heyeti raporundaki kusur oranları dikkate alınarak gerçek zararın tespiti gerektiğinden kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik itirazı kaldırma kararı gereği şimdilik incelenmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca istinaf aşamasında yapılan masrafların ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/05/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.