Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/913 E. 2021/1601 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Keşidecisi … olan … Bankası A.Ş. ‘ye ait … seri numaralı … TL’lik çek ile keşidecisi … olan … A.Ş. ‘ye ait … seri numaralı … TL’lik çeklerin davalı banka tarafından tahsil edilmiş olmasına rağmen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından … tarihli ara kararın 3-k maddesi ile takas yapılmaması yönünde kurulan ara karara rağmen takas yapılmak suretiyle müvekkilinin kredi borçlarına mahsup edildiğini, tahsil edileakas yapılmaması yönünde kurulan ara karara rağmen takas yapılmak suretiyle müvekkilinin kredi borçlarına mahsup edildiği, tahsil edilen çek tutarlarından oluşan alacaklarının tahsili amacıyla keşidecisi … çeki için Konya … İcra Müdürlügü’nün … E. Sayılı dosyası ile keşidecisi … olan çek için Konya … İcra Müdürlügü’nün … E. Sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takiplere davalının itiraz etmesiyle durduğunu, müvekkili şirketin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası nezdinde konkordato başvusunda bulunduğunu, … tarihinde kurulan ara karar ile … aylık geçici mühlet verildiğini, mahkeme kararı gereğince geçmiş dönemden kaynaklanan doğmuş herhangi bir borcun ödenmesinin hukuken mümkün olmadığını, ara karar gereğince … tarihinden sonra müvekkilinin hesabına 3. Kişilerce yatırılan paralar ve ödemeler, pos cihazı gelirleri, tahsil edilen çek ve senetlerden kaynaklanan bir alacağı doğarsa önceki borçlarına takas/mahsup edilemeyeceğini, bu şekilde elde edilen paraların mahkeme kararı gereği müvekkili şirket adına açılan konkordato komiseri kontrolündeki yeni hesaba aktarılması gerektiğini, dava konusu çeklerin yetkili hamili ve çeke ilişkin haklara sahip olanın … olduğunu, çeklerin bedellerinin davalı banka tarafından tahsil edildikten sonra müvekkilinin davalı banka hesabına geçildikten sonra konkordato komiserliğinin kontrolündeki hesabına yatırılmasının zorunlu olduğunu, davalı bankanın ise dava konusu çekleri tahsil ettikten sonra kendi nezdindeki … hesabına geçerek yeni açılan konkordato komiseri nezdindeki hesabına yatırmadan mahkeme kararına rağmen kendi alacağı ile takas ettiğini, müvekkili şirket hakkındaki geçici konkordato mühleti veren mahkeme kararının davalı bankaya … tarihinde elden tebliğ edildiğini, ayrıca konkordato geçici komiseri tarafından da gerekenin yapılmasını belirten yazının … tarihinde aynı şubeye tebliğ edildiğini, davalı bankanın mahkeme kararından haberdar olmasına rağmen kararı yerine getirmeyerek tahsil edilen dava konusu çekleri kredi borçlarına mahsup ederek şirkete ödemediğini, bunun üzerine taraflarınca Konya … Noterliği’nden … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek … tarihinden sonra müvekkile 3. Kişilerce yatırılan paralar ve ödemeler, pos cihazı gelirleri, tahsil edilen çek ve senet bedellerinin müvekkili şirkete ait hesaba aktarılması istendiği halde davalı bankanın bu ihtara da olumlu cevap vermediğini belirterek; davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyaları nezdinde başlatılan takiplere yönelttiği takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itirazlarının iptali ile duran takiplerin kaldığı yerden devamına, haksız itiraz nedeniyle ayrı ayrı alacak miktarının %20’sİnden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, icra takibindeki peşin harcın davadaki harçtan mahsup edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin dava tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Davacının davayı açarken terditli olarak dava konusu kıymetli evraklar üzerinden hak iddia etmiş olmasının davanın hukuki niteliğini etkileyen bir gerçek olduğunu, bu nedenle öncelikle davacı firmanın çek üzerine hak iddia etmiş olmasının hukuki nedenini ortaya koyması gerektiğini, dava konusu kıymetli evrakların müvekkili bankaya davacı tarafından teminat karşılığı verildiğini, davacı firmanın müvekkili bankaya kredi borcu olması nedeniyle çek karşılı bedellerin davacı firmanın borçlarından mahsup edildiğini, mahkeme tarafından … tarihinde geçici mühlet kararı, … tarihinde ise kesin mühlet kararı verildiğini, müvekkili banka tarafından keşidecisi … olan çek bedelini … tarihinde, keşidecisi … olan çek bedelini de … tarihinde tahsil ettiğini, davacı tarafın geçici mühlet ve kesin mühlet kararı verildikten sonra çeklerin tahsil edildiğini belirtmiş ise de ilgili kararların kesin olmadığını, istinaf kanun yolunun açık olduğu, müvekkili bankanın yapılan tahsilatlarda iyiniyetli olduğunu belirterek; açılan davanın reddi ile yargılama giderleri İle vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Yukarıda izah edilenler, ilgili icra dosyaları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı banka aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas ve Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyaları üzerinden takip başlatıldığı, ancak itiraz üzerine takiplerin durması nedeniyle işbu davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Davaya konu … A.Ş. ‘ne ait … tarihli, … tarafından keşide edilen … TL’lik çekin ve … A.Ş. ‘ye ait olan … tarihli … tarafından keşide edilen … TL’lik çekin davalı bankanın Konya … Şubesi tarafından teslim alındıktan sonra çeklerin davacı … ‘nin kredilerin kullanıldığı Konya Ticari şubesinde bulunan … nolu hesabına teminat olarak girişinin yapıldığı, … tarafından keşide edilen … A.Ş. ‘ye ait çekin vadesi olan … tarihinde takas işleminin yapıldığı, takastan tahsil edilen … TL tutarındaki çekin bedelinin … tarihinde … nolu teminat hesabına geçildiği, … tarafından keşide edilen … A.Ş. ‘ne ait çekin vadesi olan … tarihinde takas işleminin yapıldığı, takastan tahsil edilen … TL tutarındaki çekin bedelinin … tarihinde … nolu teminat hesabına geçildiği, dava konusu çeklerde davacı şirket tarafından yapılan cironun tahsil cirosu ya da rehin cirosu olduğuna dair bir ifade bulunmadığından, bu ciroların temlik cirosu olduğu ve dolayısıyla davacı şirketin bu çekleri (temlik cirosu sayılan bir ciro ile) davalı bankaya ciro etmesinden sonra artık bu çeklerin yetkili hamili de olmadığı anlaşılmıştır.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında çeklere ilişkin verilen tedbirlerin, davacı şirketin keşidecisi olduğu çekler olduğu gibi, davacı şirket tarafından yapılması tedbiren önlenen ödemelerin de davacının borçlu olduğu ödemeler olduğu, davacının alacakları yönünden verilen tedbir kararlarının ise sadece 2004 s. İİK.nin 200 ve 201. maddeleri ile 294. maddelerinde yazılı takas yasağı ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Davacının yetkili hamil olmadığı çeklere ilişkin olarak, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında verilen bir tedbir kararı bulunmadığı gibi, davacının yetkili hamil olmaktan çıktığı dava konusu çeklerin davalı banka tarafından tahsil edildiğinde, davacının kredi borcundan mahsup edilmesi, takas yasağına da aykırılık teşkil etmeyeceğinden, davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davacının davasının reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen davanın reddine yönelik hükmün hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar dava konusu çeklerin temlik cirosu şeklinde davalıya ciro edildiğinin ileri sürülmüş ise de ilk derece mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından her iki çek arkasına atılan imzanın “inançlı ciro” niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin kendi müşterilerinden devraldığını müşteri çeklerini tahsil amacıyla ve davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olması amacıyla bankaya temin ettiğini, davalı banka tarafından tahsil edilen dava konusu müşteri çekinin bedelinin öncelikle müvekkili şirketin davalı banka nezdindeki hesaba geçirildiğini, sonrasında takas suretiyle müvekkili şirketin davalı bankaya olan kredi borcundan mahsup edildiğini, aksine dava konusu çeklerin temlik cirosu ile devredilmiş olsa davalı banka çeklerinin kendi adına tahsil etmesi ve çek bedelini müvekkili şirketin hesabına geçirmemesi gerektiğini, davalı şirketin dava konusu çeklerin kendilerine teminat amacıyla teslim edildiğini dosya kapsamında sundukları dilekçeleri ile ikrar ettiklerini, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında tesis edilen … tarihli konkordato geçici mühlet kararı ile 2/ç-bb ile 3/k maddesi hükümlerini içeren ara kararın, davalı bankaya tebliğ edildiğini, ancak ara kararın tebliğ edilmesine ve ilgili ihtarların gönderilmesine rağmen davalı bankanın, müvekkil şirket adına tahsil ettiği dava konusu çek bedellerini takas suretiyle kendisinin müvekkil şirketten olan kredi alacağına mahsup ettiğini, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun eksik ve hatalı incelemeye dayalı olduğunu, bilirkişinin gerekli ve yeterli araştırma yapmadan raporunu tanzim ettiğini, yaptıkları itirazların da değerlendirmeye alınmadan dosyanın karara çıkartılmasının hukuka aykırı olduğunu, taraflarınca dosyaya sunulan uzman görüşünün hiç değerlendirmeye alınmadığının görüldüğünü, Yargıtay içtihatları ile sabit olduğu üzere uzman görüşü ve bilirkişi raporu arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi gerekirken Yerel Mahkemece çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmeden kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
İşbu dava; konkordato mühleti içinde tahsil edilen müşteri çekinin takas yasağı kapsamında olduğu iddiası ile çek bedelinin istirdadı için başlatılmış icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki çekişme; bedeli istirdada konu çekin konkordato hukuku çerçevesinde takas yasağına tabi olup olmadığı noktasındadır. Dava nitelik olarak takasa itiraz (takasın kaldırılması) davasıdır Yine taraflar arasındaki çekişme; konkordato talebinde bulunan ve geçici mühlet ve çeşitli tedbir kararları temin eden davacının önceden ciro ederek davalı bankaya verdiği çek veya bono gibi kambiyo senetlerinin davalı bankaca keşidecilerinden bedellerinin tahsili halinde bu tahsillerin İİK nun 294/4. maddesi delaleti ile İİK nun 200 ve 201. maddelerindeki takas yasağına tabi olup olmadığı noktasındadır.
İİK nun kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı 294. maddesi; “Madde 294-Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.
Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır.
Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.” hükmünü amirdir.
İİK nun iflas kısmındaki takas başlıklı 200. maddesi; “Madde 200 – Alacaklı alacağını müflisin kendinde olan alacağı ile takas edebilir. Aşağıdaki hallerde takas yapılamaz.
1-Müflisin borçlusu iflas açıldıktan sonra müflisin alacaklısı olursa;
2-Müflisin alacaklısı iflas açıldıktan sonra müflisin veya masanın borçlusu olursa;
3-Alacaklının alacağı hamile muharer bir senede müstenit ise.
Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin iflasları halinde esas mukavele gereğince verilmesi lazımgelen hisse senedi bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımları veya konması taahhüt edilen ve fakat konmamış olan sermayeler bu şirketlerin borçlariyle takas edilemez.” hükmünü amirdir.
İİK nun takasa itiraz başlıklı 201. maddesi; “Madde 201 – Müflisin borçlusu iflasın açılmasından evvel alacaklısının aciz halinde bulunduğunu bilerek masanın zararına kendisine veya üçüncü bir şahsa takas suretiyle bir menfaat temin etmek için müflise karşı bir alacak ihdas ederse bu takasa mahkemede itiraz olunabilir.” hükmünü amirdir.
Davacının konkordato talebi üzerine verilen geçici mühlet ve tedbir kararları Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında … tarihinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin … tarihli nüshasında ayrı ayrı ilan edilmiştir. Eldeki itirazın iptali davası … tarihinde mahkemeye açılmıştır.
İDM ile yapılan yazışma sonrası dosyaya gönderilen belgelere göre
a) Davacı şirkete … tarihli ara kararı ile geçici mühlet verildiği,
b) Geçici mühlet kararının Türkiye Bankalar Birliği’ne … tarihli “kep” evrakı ile bildirildiği,
c) Yine geçici mühlet kararının … Bankası Selçuklu Ticari Şubesi Müdürlüğü ve aynı bankanın Konya … Şubesi Müdürlüğü’ne hitaben … tarihli müzekkere hazırlandığı ancak, müzekkerenin elden takipli olması nedeniyle tebellüğ tarihinin bulunmadığı, aynı bankanın genel müdürlüğüne de geçici mühlet kararının gönderilmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ile davacının … tarihinde konkordato talebinde bulunması üzerine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden … tarihli ara kararı ile geçici mühlet ve ihtiyati tedbir kararları verildiği işbu geçici mühlet ve tedbir kararlarının … ve … tarihlerinde ilan edildikleri, Türkiye Bankalar Birliği’ne … tarihli “kep” evrakı ile bildirildiği, anlaşılmıştır.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli geçici mühlet ve tedbir ara kararının 3/k maddesi ; “k) 2004 s. İİK.nin 294/4. maddesi gereğince takasın, 2004 s. İİK.nin 200. ve 201. maddelerine tâbi olmasına (özellikle davacının alacaklısı, geçici mühletten sonra davacının borçlusu haline gelir yani, geçici mühletten sonra davacının bu alacaklıdan (geçici mühletten sonra davacının hesabına 3. kişilerce yatırılan paralar ve ödemeler, pos cihazı gelirleri, tahsil edilen çek ve senet bedelleri gibi) bir alacağı doğarsa, alacaklının tedbiren takas yapamamasına) ve bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihinin esas alınmasına,” şeklindedir.
Konkordato talep edenler yönünden takas yasağı ilanlardan itibaren ve davada ilk ilanın yapıldığı … tarihinden itibaren başlamaktadır. Somut olayda … tarihinden sonra yapılmış hiçbir devir, takas vs. işlemi yoktur. Dosyada örneği mevcut çek … ilk ilan tarihinden önce davacı tarafından kredi borçları nedeniyle davalı bankaya temlik cirosu ile devredilmiştir. Kredi borcunun ödenmesi amacı ile bankaya ciro edilen müşteri çekinin İİK nun 294/4. maddesi delaleti ile 200 ve 201. maddeler kapsamında kalan takas işlemi olarak nitelendirilmeleri mümkün değildir. Davalı bankanın konkordato isteyen davacıya bir borcu olmadığından önceden verilmiş müşteri çekinin takas mahsup olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Söz konusu olayda davacı şirket kredi kullanımında dava konusu çeki bankaya temlik cirosu yoluyla devretmiştir. Dolayısıyla söz konusu ciro işlemi yapıldığı andan itibaren çekin mülkiyeti devrolan davalı bankaya geçmiştir. Bu nedenle davacının söz konusu çek üzerinde tasarruf yetkisi kalmamıştır. Aksi durumu ispatlamak da davacı tarafa düşmektedir. Davacı her ne kadar çekin tahsil amacıyla bankaya verdiğini iddia etse de ; TTK.nun 688 maddesi uyarınca davaya konu çekin tahsil amaçla olarak bankaya ibraz edildiğine ilişkin herhangi bir belge mahkememiz dosyasına sunmamıştır.
Söz konusu olayda Banka ciro yoluyla teslim aldığı çekin son yetkili hamili konumuna gelmiştir. Aynı zamanda söz konusu çekte temlik alan iyi niyetli 3. kişi konumuna gelmiştir.
Ayrıca dosya incelendiğinde; dava konusu çekin tevdi bordrolarından anlaşıldığı üzere … tarihinde bankanın mülkiyetine geçtiği, davacının iddia ettiği geçici mühlet tarihinin ilan tarihinin … tarihinde gerçekleştiğinin görüldüğü, davacının iddia ettiği konkardato geçici mühletinden önce söz konusu işlemin tamamlandığı görülmüştür. İddia edilen konkardato talep edenler yönünden takas yasağı ancak ilanlardan itibaren geçerli olur. Söz konusu ilanlardan önce davalı banka çeki mülkiyet sahası içine almıştır.
Bu halde söz konusu konkardato kısıtlamalarının banka işleminden sonra gerçekleştiği anlaşıldığından ispat edilemeyen davacının davasının reddine, karar verilmesi doğrudur.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi. …

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.