Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO :….
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :….
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 19/02/2021
NUMARASI : … Esas …. Karar
DAVACI : …..
VEKİLİ : Av….
DAVALI : Hasımsız
MÜDAHİLLER : 1-…
VEKİLİ : Av…
2-…
VEKİLİ : Av…
3-..
4-..
VEKİLİ : Av…
5-….
VEKİLİ : Av…
6-…
VEKİLİ : Av..
7-…
VEKİLİ : Av…
8-..
VEKİLİ : Av…
9-…
VEKİLİ : Av…
10-..
VEKİLİ : Av….
11-….
VEKİLİ : Av…
12-..
VEKİLİ : Av…..
13-…
VEKİLİ : Av…
14-..
VEKİLİ : Av…
15-…
16-…
VEKİLİ : Av….
17-….
VEKİLİ : Av…
18-..
19-..
VEKİLİ : Av..
20-…
VEKİLİ : Av…
21-…
VEKİLİ : Av…
22-…
VEKİLİ : Av….
23-….
VEKİLİ : Av…
24-..
VEKİLİ : Av…
25-….
VEKİLİ : Av….
26-…
VEKİLİ : Av….
27-…
VEKİLİ : Av…
28-…
VEKİLİ : Av….
29-..
VEKİLİ : Av…
30-..
VEKİLİ : Av….
31-…
VEKİLİ : Av…
32-..
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Konkordato
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/12/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/12/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 24/09/2019 havale tarihli dilekçesiyle; Davacı şirketin borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediğini beyan ederek, 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı tarafından konkordato ön projesi ve ekleri sunulmuştur.
Davacı şirkete 30.09.2019 tarihli ara kararı ile aynı tarihten itibaren 3 ay süreyle konkordato geçici mühleti verilip, davacı şirket lehine bir kısım tedbirlere hükmedilmiştir. Gerekli ilan ve yazışmalar yapılmış, konkordato komiserinden raporlar alınmıştır.
Davacı şirkete 13.12.2019 tarihli duruşmada, bu duruşma tarihinden itibaren 1 yıl süre ile konkordato kesin mühleti verilmiş, benzer tedbirlere hükmedilmiş, yine ilanlar ve yazışmalar yapılmıştır.
Konkordato komiseri tarafından alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet edilmiş, buna ilişkin ilan ve tebligatlar yapılmış, alacaklılar toplantısının yapılmasından sonra komiser tarafından 04.12.2020 tarihli rapor tanzim edilmiştir.
Son duruşma günü Ticaret Sicil Gazetesi ile Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalı’nda ilan edilmiş, komiser duruşmada dinlenilmiştir.
Müdahiller vekilleri tarafından da müdahale dilekçeleri ibraz edilmiş, bir kısım müdahiller tarafından konkordato davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir.
Müdahillik talebinde bulunan İlkerler … Grup A.Ş.’nin 06/01/2020 tarihli dilekçesi ile; Müdahale taleplerinden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …..Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/02/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin son raporunda da belirtildiği üzere, alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde 2004 sayılı İİK’nun 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 sayılı İİK’nun 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan teminat alınmasının gerekmediği belirlendiği, Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, yine borçlunun teklifinin alacak miktarı itibariyle rehinli alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması, 2004 sayılı İİK’nun 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında, 2004 sayılı İİK’nun 305. maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu,
Davacı tarafın, ayrıca rehinli malların muhafazasının ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesine de karar verilmesini istemiş ise de;
2004 sayılı İİK’nun 307/1-2. maddesinde; “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
Konkordato komiserinin raporları ile konkordato komiserinin son duruşmadaki beyanlarında da ifade edildiği üzere; davacı şirkete ait rehinli/ipotekli malların konut niteliğinde olduğu, davacı şirketin faaliyeti için zorunlu olmadığı, bu nedenle rehinli/ipotekli malların muhafaza ve satışının engellenmesine ilişkin 2004 sayılı İİK’nun 307/1. maddesinde yazılı şartların gerçekleşmediği, davacı tarafın bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerektiği,
Davacı taraf, ayrıca finansal kiralama konusu malların muhafazasının ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesine de karar verilmesini istemiştir.
2004 sayılı İİK’nun 307/3-4-5-6. maddesinde; “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesi, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Borçlu finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını 294 üncü maddenin yedinci fıkrası uyarınca üstlenmiş olmalıdır.
b) Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
c) Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır.
d) Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır.
e) Borçlu finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar.
Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hâllerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır.
a) Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
b) Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hâle gelmişse.
c) Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
Konkordato komiserinin son duruşmadaki beyanlarından; davacının kullandığı ve 2 projede 1 finansal kiralama şirketine ait finansal kiralama konusu mallarının bulunduğu, bu malların işletmenin devamlılığı açısından zorunlu olduğu, bu finansal kiralama konusu mallar yönünden ödenmemiş ve 3 ayı geçen taksit borcunun da bulunmadığı, finansal kiralama şirketine olan borcun önemli bir kısmının da ödendiği, davacının malvarlığı itibariyle finansal kiralama konusu malların değer kaybından kaynaklanabilecek zarar için ayrıca teminat alınmasının veya teminat gösterilmesinin de gerekmediği tespit edilerek, finansal kiralama konusu mallar yönünden erteleme şartlarının oluştuğu, davacının finansal kiralama konusu (bütün) mallar yönünden 307. maddeye ilişkin erteleme talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği,
Yargıtay 22. HD.nin 31.10.2017 gün ve 2017/8717 E. 2017/23581 K. ve Yargıtay 7. HD.nin 08/09/2015 gün ve 2015/17486 E. 2015/14188 K. sayılı ilamına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiği, anlaşılmakla davanın kabulü ile eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsiline karar vermek gerekmiş olup DAVANIN KABULÜ İLE; 1-Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı “… MAKİNA OTOMOTİV GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ”nin KONKORDATO PROJESİNİN TASDİKİNE,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
…T.A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; mahkemece verilen tasdik kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiğinin açık bir şekilde belirtilmediğini, davacının sunduğu konkordato ön projesinin samimi ve gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olduğunu davacının asıl amacının borçlarını ödemekten kaçınarak zaman kazanmak olduğunu, davacının alacak beyanlarını dikkate almadan hazırladığı projede alacak miktarları düşük gösterilmesine rağmen mahkemece tasdik kararı verilmediğini, itiraza uğramış alacaklar hakkında mahkemece pay ayrılmamış olduğunu bu hususta bir gerekçe de gösterilmediğini, konkordatonun tasdiki için İİK ‘nun aradığı şartların gerçekleşmediğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının şartları oluşmayan konkordato davasının reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
…. Bankası AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; İİK nun aradığı şartların konkordato projesinin tasdiki için gerçekleşmediğini, öncelikle İİK m305 e göre teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, İİK nın 206.maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olmasının konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ve alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerektiğini, davacının projesinin uygulanabilir olmadığını, davacının borçlarını yasal koruma altında sürüncemede bıraktığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
….AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; konkordato komiserince müvekkili bankanın alacağı dikkate alınmadan 04/12/2020 tarihli nihai rapor ile ödeme planı oluşturulduğunu, konkordato projesinin tasdiki için İİK nun aradığı şartların gerçekleşmediğini, davacının sunduğu projenin gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olduğunu davacının asıl maksadının borçlarının ifasını sürüncemede bırakmak olduğunu, ilk derece mahkemesinin adi alacaklıların adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat edilmiş sayılmasına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine, müvekkili banka yönünden taraflarınca bildirilen alacak miktarı dikkate alınarak müvekkilinin alacağının nisaba dahil edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
…. T.A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yatırım ortamının iyileştirilmesi amacı ile İİK ve bazı kanunlarda değişiklik yapılası hakkında kanun tasarısının 15/03/2018 tarihli ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaştığını, konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu nedenle uygulanabilirliği olmadığını, konkordato projesinin faiz yükünün ortadan kaldırılması ve borç ödemenin konkordato kalkanı ile ötelenmesi amacını taşıdığını, projenin uygulanabilir olmadığı açık olmasına karşın tasdik yargılamasına esas alınmasının hatalı olduğunu, proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına borçlunun iflasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
…..Bankası AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yatırım ortamının iyileştirilmesi amacı ile İİK ve bazı kanunlarda değişiklik yapılası hakkında kanun tasarısının 15/03/2018 tarihli ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaştığını, konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu nedenle uygulanabilirliği olmadığını, konkordato projesinin faiz yükünün ortadan kaldırılması ve borç ödemenin konkordato kalkanı ile ötelenmesi amacını taşıdığını, projenin uygulanabilir olmadığı açık olmasına karşın tasdik yargılamasına esas alınmasının hatalı olduğunu, proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına borçlunun iflasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta buluna konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında 18/HAZİRAN/2021 tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde 08/MART/2021 tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden müdahil vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
1-BORÇLU VEKİLİNİN 27/12/2021 TARİHLİ KONKORDATO TALEBİNDEN FERAGAT (VAZGEÇMESİNE ) ETMESİNE YÖNELİK DİLEKÇESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ;
Bütün borçlular konkordato talebinden gerek geçici gerek kesin mühlet içinde ve gerekse tasdik kararı verilinceye kadar her zaman vazgeçebilir. Bu ihtimalde çekişmesiz yargı işlerinden vazgeçmeye ilişkin genel ilkeler dikkate alınır.
Her ne kadar İcra ve İflas Kanunu’nun 292.maddesinin birinci fıkrasından yola çıkarak vazgeçmenin kesin mühlet kararının verilmesinden sonra mümkün olabileceği söylenebilirse de geçici mühlet içinde de vazgeçme mümkündür. Ancak bu durumda mahkeme borca batıklık incelemesini tamamlamak zorundadır.
Medeni usul hukukuna göre feragat kararın kesinleşmesine kadar mümkün iken konkordatodan vazgeçme kararının verilmesine kadar mümkündür. Zira bu durumda konkordato hakkında tarafları bağlayıcı bir karar verilmiştir. (İİK m.308/c) yani karar borçlu ile birlikte alacaklıları da bağlar hale gelmiştir. Borçlunun alacaklıların hukuki durumunu tek taraflı bir vazgeçme beyanı ile değiştirmesi mümkün değildir. Kanaatimizce konkordatonun bağlayıcı hale gelmesi kararın kesinleşmesine ertelenmişse dahi vazgeçme kararın verilmesine kadar mümkündür. Zira İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde ifade edilmek istenen şey mahkeme kararının hukuk aleminde hüküm ifade etmesinin ertelenmesi değil ödeme takviminin başlangıç tarihinin ileriki bir tarih olarak belirlenmesidir. İlk derece mahkemesinin tasdik kararı ile bu kararın kesinleşmesine kadar geçecek sürede mühletin sona ereceği ve mühletin sağladığı korumaların ortadan kalkacağı öngörülerek mühletin etkilerinin yasanın ifadesi ile “konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar” devam etmesi sağlanmıştır. Bu zaman zarfı içinde borçlu tek taraflı bir irade beyanı ile konkordatodan vazgeçememelidir. Çünkü ilk olarak ortada bir tasdik kararı bulunmaktadır ve tek yanlı bir irade beyanı ile bir mahkeme kararının hükümsüz bırakılması mümkün olmamak gerekir. İkinci olarak derece yargılaması sona erdiğine göre borçlunun vazgeçme iradesini yönelteceği bir merci de kalmamıştır. Bu aşamada borçlu iyileşmişse borçlarını derhal ve tam olarak ödeyerek konkordato sürecini bitirmeli, konkordato şartlarını yerine getiremeyeceğini anlamışsa yeni bir taleple iflasını istemelidir.
İstinaf incelemesi aşamasında vazgeçmenin mümkün olup olmadığı çeşitli ihtimallere göre incelenmelidir. Tasdik kararı istinaf edildiğinde kural olarak konkordatodan vazgeçmek mümkün değildir. Eğer bölge adliye mahkemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353’üncü maddesinin 1 numaralı fıkrasının a bendi çerçevesinde bir kaldırma kararı vermişse ilk derece mahkemesi yeniden tahkikata başlayacağından borçlunun ilk derece mahkemesinde konkordatodan vazgeçmesi mümkündür.
Bölge adliye mahkemesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353’üncü maddesinin 1 numaralı fıkrasının b bendinin 2’inci ve 37üncü alt bentleri uyarınca bir karar vermek üzere dosyayı ele alması ya da 356’ıncı maddesi uyarınca duruşma açması ihtimali ortaya birtakım sorunlar çıkartmaktadır. Bu hükümlerin uygulanması halinde aslında ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmakta ve bölge adliye mahkemesi ilk derece fonksiyonu üstlenerek hatayı gidermek ya da eksikliği tamamlamak suretiyle yeni bir karar vermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353’üncü maddesinin 1 numaralı fıkrasının b bendinin 2’inci ve 3’üncü alt bentlerinin uygulanması halinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı ancak bölge adliye mahkemesinin nihai kararında anlaşılmaktadır. Bu ihtimalde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tahkikat işlemleri yapıldığından borçlunun ve alacaklıların haberi olmamakta ve borçluya konkordatodan vazgeçme imkanı tanınmamaktadır.(1)
(1) -( Karakaş, C. F.: Konkordatodan Vazgeçme, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.XV, Kasım- Aralık 2020, S.195-196, ss.1637-1660.)
Yukarıda yapılan anlatımlar gereğince Borçlu … MAKİNA OTOMOTİV GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ vekilinin 27/12/2021 tarihli konkordato talebinden feragat etmesine yönelik dilekçesi tarafları bağlayıcı kararın bulunması ve borçlunun alacaklıların hukuki durumunu tek taraflı feragat beyanı ile değiştirilemeyeceğinden nazara alınmamıştır.
2-ADİ ALACAKLILARIN ANA PARA KISMI HARİÇ FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAĞAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK;
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır.(İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
Konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir . Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK m.159-161), Ankara 2003, s.134).
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri ” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM … HUKUK DAİRESİNİN … ESAS , ….KARAR SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNİN 2021/2409 ESAS ,2021/638 KARAR SAYILI İLAMI)
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Komiser …. nın 04/12/2020 tarihli nihai raporuna göre davacı şirketin 10.440.418,27-TL BORÇ FAZLASI OLDUĞU,BORCA BATIK OLDUĞU,ödeme aczinin devam ettiği anlaşılmıştır. Borçlunun iflasına karar verebilmek için, konkordatonun reddi tek başına yeterli değildir. İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308 madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof …., Prof .. .., Prof …., Doç……, Doç…… shf,550 vd)
Yine 09/06/2021 tarih 7327 sayılı İcra Ve İflâs Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ‘un 6. Maddesi ile değişik İİK 308/2 maddesindeki “Konkordato süreci iflâsla sonuçlandığı takdirde, iflâs kararını veren mahkeme tasfiyenin basit veya adi tasfiye usulüne göre yapılmasına ve gerektiğinde adi tasfiyenin komiserler tarafından yerine getirilmesine karar verir. Bu hâlde iflâs idaresine ait görev ve yetkiler komiserler tarafından kullanılır. ” düzenlemesi doğrultusunda ve İİK 218/1 maddesi hükmü göz önüne alınarak davacı şirketin iflas tasfiyesinin adi tasfiye usulüne göre , Konya Nöbetçi İflas Müdürlüğünce yapılmasına karar verilmesinin gerektiği kanatına varılmıştır.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-…. T.A.Ş ve …. BANKASI A.Ş ,….. T.A.Ş .. BANKASI A.Ş,ANADOLUBANK A.Ş , vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/02/2021 gün ve…. E., ….. K sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
2-İstem sahibi ATİBAY MAKİNA OTOMOTİV GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ‘nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,
3-Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …. MAKİNA OTOMOTİV GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ‘NİN 2004 Sayılı İİK’nun 308 ve 179 maddeleri gereğince İFLASINA, 30/12/2021 günü saat 15:00 itibariyle İFLASININ AÇILMASINA,
4-İİK 308/2 maddesindeki düzenleme doğrultusunda şirket yönünden tasfiyenin ADİ TASFİYE USULÜNE göre yapılmasına, tasfiyenin Konya Nöbetçi İflas Müdürlüğünce yerine getirilmesine.
5-Kararın derhal Konya Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
6-İflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına,
7-Davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının Konya İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
8-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYATİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA, Davacının konkordato talebinin red olunduğunun, tüm tedbirlerin kaldırıldığının daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
9-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
10-Davacı tarafından harcanan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İSTİNAF YARGILAMASI YÖNÜNDEN;
12-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
13-…. T.A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı giderin ve 22,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 184,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
14-….. BANKASI A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı giderinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
15-… A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı gideri ve 5,5 TL tebligat giderinden oluşan toplam 167,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
16-…. T.A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı gideri ve 5,5 TL tebligat giderinden oluşan toplam 167,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
17-T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı giderinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
18-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
19-HMK m. 359/3 gereğince kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, gider avansı iadesi işlemleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesindeki bildirim ve ilanların Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK’nin 293 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.30/12/2021
…
Başkan
…
e-imzalı
….
Üye
….
e-imzalı
…
Üye
….
e-imzalı
….
Katip
…
e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.