Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/856 E. 2021/1529 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; … tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka aracı ile seyir halindeyken müvekkili davacıya çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazadan sonra müvekkilinin çalışamadığından aylık gelirinden mahkum kaldığını, bir kısım tedavi masrafları olduğunu, kazaya karışan … plaka nolu aracın davalı şirketin … nolu poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, davalı sigorta şirketine müvekkilinin maddi zararlarının karşılanması için müracaat … nolu hasar dosyası açılarak müvekkilinin ibraname imzalaması şartıyla maluliyet tazminatı olarak bir miktar ödemenin yapıldığını, kazaya karışan davalı …’ın kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından eksik olarak hesaplanan ve müvekkiline yapılan ödemeyi düştükten sonra bakiye kalan geçici ve sürekli maluliyetten kaynaklanan tazminatının müvekkili davacıya davalılar tarafından ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin genç yaşta geçirdiği trafik kazası nedeni ile meydana gelen sakatlığın manevi ızdırabını ağır şekilde yaşadığını, bu nedenle davalılardan … tarafından müvekkilinin manevi zararının da giderilmesi gerektiğini belirterek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili davacı için şimdilik … TL maluliyetten kaynaklanan (geçici ve sürekli iş göremezlik, tedavi giderleri) tazminatının tazminatın davalılardan, yine … TL manevi tazminatın davalı …’ dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan davacıya müvekkili davalının … TL ödemek suretiyle zararını karşılandığını, müvekkili hakkındaki soruşturma dosyasının da şikayetten vazgeçme nedeniyle kapatıldığını, davacının tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını, davacının ciddi bir yaralanmasının bulunmadığını, davacının zararının karşılanmış olmasına rağmen kazanın meydana gelmesinden … sene sonra işbu davayı açmasının kazanç sağlama amacına yönelik kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği manevi tazminat taleplerinin haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak şekilde belirlenemeyeceğini, manevi tazminat talebinin oldukça fahiş ve reddinin gerektiğini belirterek; davanın reddine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete …-… tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı müvekkiline müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu ve müvekkili tarafından … numaralı hasar dosyası açılarak aktüer hesabı yapılmak suretiyle … tarihinde … -TL bedel davacıya ödendiğinden, müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, … numaralı poliçeden doğan sorumluluğun sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami … TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili tarafından … TL ödendiğinden bakiye sorumluluklarının … TL olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda müvekkilinin sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde sorumluluk limitinin esas alınması gerektiğini, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, dava konusu zarar ile trafik kazası arasında illiyet bağının bulunmadığını, dava konusu kazada kusur durumunun tespitine yönelik ve davacıda oluştuğu belirtilen maluliyet raporunun adli tıp kurumundan rapor aldırılması suretiyle belirlenmesine, davacıya SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmasının gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz talebi de haksız olduğunu belirterek; davanın reddine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Dava, cismani zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Borçlar Kanunun haksız fiili düzenleyen 41. maddesi: “Gerek kasten ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik haksız bir suretle diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur..” şeklindedir. Bu maddenin karşılığı 6098 Sayılı Türk Borçlar kanunun 49. Maddesidir. Bu madde hükmü ise şu şekildedir. “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” Buna göre bir kişi kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle (kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak) bir başkasını zarara uğratırsa zarar tazmini ile yükümlüdür. Zararın türü maddi ve manevi olabilir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları, adli tıp raporlaru ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; … tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile … Sokak üzerinde seyir halinde iken davacı yaya …’e çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, kazanın … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın tam kusurlu hareketi sonucunda meydana geldiği, davacı yayanın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının dava konusu kazaya bağlı olarak kalıcı sakatlığının (sürekli iş göremezlik) bulunmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin … (…) hafta olduğu, bakıcı ihtiyacının bulunmadığının alınan raporlar uyarınca sabit olduğu, maddi zarar taleplerinin aktüer bilirkişi marifetiyle hesaplamasının yapıldığı, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı … nezdinde … poliçe numaralı …-… tarihleri arasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi sigortalı olduğu, davacının maddi zararlarının tazmininde davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi, diğer davalı …’ın ise işleten/ sürücü kapsamında yükümlülüklerinin bulunduğu, davacının manevi zararlarının tazmininde ise davalı …’ın işleten/sürücü sıfatı ile sorumlu oldukları kabul edilerek; davacının maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile … TL geçici iş göremezlik ve … TL karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam … TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS yaralanma teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile … TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiş ve 1-DAVACININ MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile … TL geçici iş göremezlik ve … TL karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam … TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS yaralanma teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile … TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ dan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin kazadan kaynaklı maluliyetinin olmadığı ve yine kazadan kaynaklı bir yaralanmasının olmadığının iddia ve kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin söz konusu kaza nedeniyle sol tarafından yaralandığı ve bu nedenle fiziki aktivitelerini tam olarak yerine getiremediği, bu durumun da kazadan kaynaklı yaralanmadın kaynaklı hastane raporu ile sabit olduğunu, müvekkilinin kazadan kaynaklı olarak yaralandığını ve bu süreçte zaman içerisinde hareketlerinde kısıtlamalar ortaya çıktığını, neticede de günlük yaşantısını çekilmez hale getiren bu durumdan kaynaklı olarak hastaneye başvurarak %… oranında sürekli maluliyeti olduğuna dair rapor aldığını, bu durumda 2.ihtisas kurulu tarafından yapılan tespitin hatalı olduğunu ve düzeltilmesini ve … Hastanesi tarafından %… malul olduğuna dair rapor ile malul olmadığın ilişkin rapor arasındaki çelişkinin de giderilmesi için dosyanın kül halinde adli tıp üst genel kuruluna gönderilmesi ve buradan yeni rapor alınmasının talep edildiğini ancak bu taleplerinin değerlendirilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu eksik inceleme neticesinde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin genç yaşta geçirdiği ve hiçbir kusurunun bulunmadığı trafik kazası nedeniyle meydana gelen sakatlığın manevi ızdırabını ağır şekilde yaşadığını ve hala bu kazanın doğurduğu sıkıntılarla uğraşmakta olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının meydana gelen kazada hafif şekilde yaralandığını, müvekkili ile davacının zararın tazmininde anlaştıklarını, müvekkilinin ise anlaşmaya uygun şekilde davacının zararını karşıladığını, davacının kaza olayından … sene sonra söz konusu kaza neticesinde uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla iş bu haksız davayı açtığını, davacının fahiş bir manevi tazminat talebinde bulunduğunu, davacının amacının haksız kazanç elde etmek olduğunu, yerel mahkemenin aleyhe manevi tazminata hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul etmemekle birlikte müvekkili aleyhine tazminat miktarlarının oldukça fahiş olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği tazminat taleplerinin zenginleşmeye yol açacak şekilde belirlenemeyeceğini, yerel mahkemenin kısmen de olsa maddi tazminata hükmetmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının hafif şekilde yaralandığı ve sürekli maluliyetinin olmadığının bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine veya bozularak mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; karşı tarafın istinaf başvurusunun reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davacının kalıcı maluliyetinin olmadığının yargılama sırasında alınan raporlarla tespit edildiğini, yerel mahkeme kararının yerinde olduğunu, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri tazminatının sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, tüm bu nedenlerle istinafa cevaplarının kabulü ile karara karşı istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, davacı ve davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan yaralanma nedeniyle maddi manevi tazminat talebine ilişkindir.
1-Davalının Kusur itirazı yönünden;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Buna göre, trafik tespit tutanağı, mahkemece alınan ATK kusur raporunun, kazanın oluş şekli ve kusur konusundaki tespitler aynı mahiyette olup birbirlerini teyit ettikleri, alınan raporun ayrıntılı, gerekçeli, hükme elverişli, kazanın oluş şekline ve delillere uygun olduğundan, davalıya atfedilen % … kusurun dosya kapsamına ve tüm delillere uygun bulunduğundan, davalının herhangi bir delille dayanmayan soyut nitelikteki itirazının reddine karar verilmiştir.
2- Davacının ve davalının maluliyet raporuna yönelik;
Yargıtay HGK 17/06/2015 tarih 2013/17-2423 Esas,2015/1661 Kararında da belirtildiği üzere eğer sağlık kurulu raporunda belirlenen maluliyet oranı ile mahkemece alınan adli tıp heyet raporundaki maluliyet oranı arasında “misli fark varsa” bu çelişki Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından giderilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece yargılama aşamasında … Üniversitesi Tıp Fakültesi ve ATK 2. İhtisas Dairesi heyeti raporunda davacının yaralanmasında, kalıcı sakatlığının bulunmadığı, iyileşme süresinin üç hafta olduğunun belirtildiği, davacı tarafın öncesi aldığı Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulunca düzenlenen raporda ise % … oranında çalışma gücünü kaybettiği belirlenmiştir.
Bu nedenle, sağlık raporu ile alınan heyet raporları arasında misli fark bulunmuş olması hususları birlikte nazara alınarak anlatılan sebeplerle, yine Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne uygun olarak, davacının yaralanmasına neden olan davaya konu kazaya bağlı yaralanması nedeniyle oluşan maluliyetin belirlenerek, raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Kurumu Uzmanlar Komisyonu tarafından giderilmesi gerektiğinden, davacı ve davalının maluliyete yönelik itirazının yerindedir.
3-Davalının anlaşıldığı iddiasına yönelik;
Ceza mahkemesindeki vazgeçmenin hukuk mahkemesinde açılacak tazminat davasının etkisi olay tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73. maddesinin 7. bendinde öngörülen iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlanmıştır. Bu koşullar, vazgeçme ile ceza dosyasının düşmesi ve kişisel hakkın saklı tutulmamış olmasıdır. Anılan Kanun maddesinde “kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Bu halde Cezadaki kamu davasının şikayetten vazgeçme ile düşmesi, TCK 74/2. maddesi gereğince uğranılan zararın tazmini için açılan şahsi hak davasını ve 74/3. maddesi gereğince tazminat ve yargılama giderlerini etkilemez. Suçtan zarar görenin, kamu davasının düşmesi halinde şikayetinden vazgeçmesiyle bu düşme gerçekleşse bile açıkça vazgeçme sırasında şahsi haklarından vazgeçtiğini açıklamış ise ancak hukuk mahkemesinde dava açılamaz. Davacının yapılan soruşturmada şikayetçi olmadığını beyan ettiği ancak şahsi haklarından ayrıca feragat etmediği anlaşılmıştır. Şikayetçi vazgeçme sırasında şahsi haklarından vazgeçtiğini açıklamış ise hukuk mahkemesinde dava açılamaz. Şu durumda, davacının yukarıda bahsedilen şekilde şahsi haklarından vazgeçtiğine dair açık ve ayrı bir beyanı bulunmadığından davalının bu yöndeki istinaf nedenleri de yerinde değildir. (Bkz. Yargıtay 4. HD nin 2016/13195 esas 2019/504 karar sayılı ilamı)
Kaldırma sebep ve şekline göre de, manevi tazminat miktarına yönelik davacı ve davalı …’ın itirazının da şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı ve davalı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatıranlara iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi….

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.