Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/840 E. 2021/1547 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/11/2020
NUMARASI : …

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER :…
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 02/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 19/09/2019 tarihinde harçlandırdığı dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü, konkordato ön projesinde yazılı olduğu şekilde borçlarını ödemek istediğinden bahisle müvekkiline üç aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki yazılı ve sözlü beyanları ile dava dilekçesini ve diğer dilekçelerini ve sözlü beyanlarını da tekrar ederek, alacaklılar nezdinde kabul gören konkordato tekliflerinin tasdikine ve ayrıca ipotekli ve rehinli taşınmazların bir yıl süreyle satış ve muhafazalarının tedbiren ertelenmelerine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İşbu davaya müdahil olarak katılan müdahiller vekilleri verdikleri müdahale dilekçeleri ile özetle; müvekkillerinin konkordato isteyen davacıdan alacaklı olduklarını belirterek bir kısım müdahiller talebin kabulüne, bir kısım müdahiller talebin reddine, bir kısım müdahiller borca batıklık hali varsa davacının iflasına karar verilmesini, bir kısım müdahiller de talebi tamamen mahkememizin takdirine bıraktıklarını talep ve beyan etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Mahkememizce; taraf vekillernice verilen dilekçeler, duruşma ttutanakları, ara kararları, konkordato komiserinin düzenlediği raporlar, makul güvence veren rapor, konkordato ön projesi ve ekleri, konkordatoya başvurulmasına ilişkin alınmış karar, özel yetki içerir vekaletname, müdahillerin dilekçeleri ekinde sundukları alacaklarının dayanağını gösterir belgeler ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Davacı tarafından konkordato ön projesi ve ekleri ile İİK ‘nda sayılan diğer kayıt ve belgeler mahkememize sunulmuştur.
Davacıya 19/09/2019 tarihli ara kararı ile aynı tarihten itibaren üç ay süreyle konkordato geçici mühleti verilip, davacı lehine bir kısım tedbirlere hükmedilmiştir. Gerekli ilan ve yazışmalar yapılmış, konkordato komiserinden raporlar alınmıştır.
Davacıya 18/12/2019 tarihli duruşmada, bu duruşma tarihinden itibaren bir yıl süre ile konkordato kesin mühleti verilmiş, benzer tedbirlere hükmedilmiş, yine gerekli ilanlar ve yazışmalar yapılmıştır.
Konkordato komiseri tarafından alacaklılar, alacaklarını bildirmeye davet edilmiş, buna ilişkin ilan ve tebligatlar yapılmış, alacaklılar toplantısının yapılmasından sonra komiser tarafından 20/10/2020 havale tarihli son rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce son duruşma günü Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında ilan edilmiş, komiser duruşmada dinlenilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “adi konkordato” davasıdır.
2004 s. İİK ‘nun 304/1. maddesine göre; “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.”
2004 s. İİK ‘nun 302/3. maddesine göre de; “Konkordato projesi;
a)Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b)Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.”
2004 s. İİK ‘nun 305. maddesine göre de; “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d)206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.”
Tüm dosya kapsamı ile dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin 20/10/2020 tarihli raporunda da belirtildiği üzere alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK ‘nun 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 s. İİK ‘nun 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan ayrıca teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiştir.
Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması, davacının (teminat teşkil edecek) yeterli malvarlığı bulunduğundan İİK ‘nun 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden ayrıca teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında 2004 s. İİK ‘nun 305. maddesindeki adi konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenmiştir.
2004 s. İİK ‘nun 308/h maddesine göre; “Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.
Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.
Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.
Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.
Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.
Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.
302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez.
Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir.
Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.”
Mahkememizce rehinli alacaklılar yönünden yapılan incelemede de; ön projede rehinli alacaklılarla müzakerenin yer aldığı, konkordato komiserinin 20/10/2020 tarihli raporunda da belirtildiği üzere rehinli alacaklılarla da yasanın aradığı çoğunlukla anlaşma sağlandığı, adi konkordatonun tasdiki şartlarının ve buna bağlı olarak rehinli alacaklara ilişkin de konkordatonun tasdiki şartlarının (nisap yönünden) oluştuğu, ödeme planının davacının malvarlığı ile uyumlu olup, konkordatonun tasdiki halinde rehinli alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olduğu, konkordato harcı yatırılırken rehinli alacakların da değerlendirilmek suretiyle yatırıldığı, anlaşma sağlanamayan 1 rehinli alacaklı … için de 2004 s. İİK ‘nun 308/h maddesinde yazıldığı gibi konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olacak şekilde ödeme planı hazırlandığı görülmüş, rehinli alacaklar yönünden de konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu sonucuna varılmış ve davacının davasının kabulü ile konkordato projesinin hem adi alacaklar hem de rehinli alacaklar yönünden tasdikine karar vermek gerekmiştir.
2004 s. İİK ‘nun 307/1. maddesine göre, “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a)Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b)Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c)Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.”
Davacı taraf, ipotekli ve rehinli taşınmazların ve malların muhafaza ve satışının bir yıl süreyle ertelenmesini de istemiştir.
Davacının rehinli taşınmazların ve malların davacı şirketin faaliyetleri açısından zorunlu olduğu, paraya çevrilmesi durumunda davacı şirketin ekonomik olarak zor duruma düşeceği, rehin ve ipoteğe ilişkin borçların konkordato talebinden önce doğduğu, rehinli ve ipotekli borçlarla ilgili olarak her hangi bir ödenmemiş taksit ve faiz borcunun bulunmadığı, rehinli ve ipotekli taşınmazların ve malların muhafaza ve satışının ertelenmesi şartlarının doğduğu anlaşıldığından davacıya ait rehinli ve ipotekli taşınmazların ve malların muhafaza ve satışının bir yıl süreyle ertelenmesi talebi kabul edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.” davacının davasının kabulü ile; Konya Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davacı … Şirketi ‘nin KONKORDATO PROJESİNİN TASDİKİNE, Tasdik edilen konkordato projesi gereğince; Kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki 52.658.485,81 TL miktarındaki şahsi borçlarının konkordato komiserinin son raporunun 42 ilâ 48. sayfalarında belirtildiği gibi 24.05.2021 tarihine kadar ödemesiz ve ilk taksidi 25.05.2021 tarihinde ödenmeye başlanmak kaydıyla birer aylık vadelerle 48 ayda (48 aylık eşit taksitle) ve her ayın 25. gününde davacı tarafından faiz ve feriler hariç ana para borçlarının ödenmesine, Konkordatodan etkilenen adi alacaklıların, adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına, Davacının kefaleten sorumlu olduğu 288.561,50 TL miktarındaki borcunun ise o borcun asıl borçlusu veya sorumlusu olan ve başka mahkeme ve dava dosyasında konkordato istemiş olan … ‘nin konkordato müzakereleri sırasında alacaklı ile anlaştıkları gibi ödeme yapmaması halinde tahsilde mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde davacının ödemesini yapmasına, Rehinle/ipotekle teminat altına alınmış borçların alacaklılarından …, …. ile davacı arasında konkordato müzakereleri sırasında ayrı ayrı yapılmış olan anlaşmalara uygun olarak (ki bunların dökümü konkordato komiserinin son raporunun 36 ilâ 40. sayfalarında belirtilmişlerdir) borçların ödenmesine (ödenmesine devam edilmesine), İİK ‘nun 308/h maddesi gereğince davacının rehinli borçları toplamının 2/3 ‘ünden fazlası ile konkordato müzakereleri sırasında anlaşma sağlanmış ise de rehinli alacaklılardan …A.Ş. ile davacı konkordato müzakereleri sırasında anlaşamadıklarından; konkordato talep tarihinden itibaren taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle davacı tarafından diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisi olan … A.Ş. ‘nin vadesine göre … A.Ş. ‘ne olan rehinli borcun ödenmesine, İİK ‘nun 308/c maddesi gereğince işbu konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi beklenmeksizin konkordatonun derhal bağlayıcı hale gelmesine, Geçici ve kesin mühletin etkilerinin kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe/bugüne kadar devam etmesine, Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak İİK ‘nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına, Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların işbu adi konkordato şartlarına tabi olmamasına ve aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına, Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak İİK ‘nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına, Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına, Konkordatoya muvafakat etmeyen adi alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza etmesine, Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu veya kayyım tayinine yer olmadığına, İİK ‘nun 305/d maddesi gereğince İİK ‘nun 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için davacının malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından teminat alınmasına veya teminat aranmasına yer olmadığına, Alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceklerine, İİK ‘nun 288. maddesi gereğince konkordatonun tasdiki kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu ‘nun resmi ilan portalında ilanlarına ve ayrıca geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkereler yazılarak bildirilmesine, Konkordato komiseri … ‘nin görevinin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin karar tarihi olan 23.11.2020 tarihi/bugün itibariyle son bulmasına, karar tarihine kadar olan ücretinin kendisine ödenmesine, İİK ‘nun 307. maddesi gereğince davacı tarafın borçları nedeniyle teminat olarak gösterilmiş rehinli ve/veya ipotekli malların muhafaza ve satışının bir yıl süreyle ertelenmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordato projesinde alacak tutarlarının yanlış değerlendirildiğini, gerçekçi ve somut olmayan konkordato projesinin onaylanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordato projesinin kabulü için gerekli çoğunluğun sağlanmadığını, çoğunluk sağlanmadan yapılan tasdikin de usulsüz olduğunu, müvekkili bankanın alacak tutarının (gayri nakit ve kefaleten alacak tutarları) hesaba katılmadığını, toplam alacak tutarının da eksik yazılması nedeniyle toplantı nisabının yanlış hesaplandığını, mahkeme kararına esas alınan komiser raporunda alacak tutarına işletilecek faiz oranının hesaplanmasının hatalı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflarınca alacak bildiriminde bulunulmasına rağmen konkordato komiserince alacak bildirimlerinin dikkate alınmadan 08/10/2020 ve 20/10/2020 tarihli konkordato komiser nihai raporları ile ödeme planının oluşturulduğunu, Yerle Mahkemece hukuka aykırı olarak konkordato projesini tasdik edildiğini, 17.03.2019 tarihli alacak bildiriminde, müvekkili bankanın, davacı şirketten ticari KMH ve rotatif kredilerden kaynaklı olmak üzere kesin konkordato mühleti tarihi (18.12.2019) itibariyle 684.695,00 TL alacağının olduğunu, bildirilen bedelin 95.570,00 TL’sinin kesin mühlet tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi olduğunu ve bu miktarın toplam bedele dahil edilerek bildirildiği belirtildiğinini ancak komiser tarafından hazırlanan nihai raporda müvekkili bankanın alacağının 589.125,00 TL olarak gösterildiğini, konkordatonun tasdiki için İİK’nun aradığı şartların gerçekleşmediğini, Yerel Mahkemece gerekçeli kararda teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olup olmadığı, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığının denetime elverişli bir biçimde gerekçelendirilmediğini, davacının sunduğu konkordato projesinin gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olduğunu, davacının asıl maksadının borçlarının ifasını sürüncemede bırakmak olduğunu, Yerel Mahkemenin adli alacakların, adli alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat edilmiş sayılmalarına ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tasdik edilen konkordato projesinde alacak tutarlarının yanlış değerlendirildiğini, gerçekçi ve somut olmayan konkordato projesinin onaylanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordato projesinin kabulü için gerekli çoğunluğun sağlanamadığını, çoğunluk sağlanmadan yapılan tasdikin usulsüz olduğunu, konkordato projesinde müvekkili bankanın alacak tutarının eksik ve hatalı yer aldığını, anapara alacaklarının 1.974.549,72 TL olduğunu, komiser kurulunca sehven eksik belirtilmesine itirazlarının bulunduğunu, borçlunun konkordato projesinin samimi olmadığını ve gerçeklikten uzak olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordato talebinin hukuki niteliğinin başvuru için hazırlanması gereken belgeler ve diğer hazırlık süreçlerinin göz önüne alındığında asgari olarak bir aylık sürece gereksinim gösterdiğini, müvekkili bankadan konkordato talebinden 13 gün önce ve 2 gün önce çekilen kredilerin kredi işlemleri esnasında davacı şirketin konkordato iradesinin bulunmadığını savunabilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı şirketin müvekkili bankayı son derecede bilinçli bir şekilde kötü niyetli olarak maddi zarara uğratma girişiminde bulunduğunun açık olduğunu, davacı firmanın ödeme iradesinin bulunmadığının yargılama aşamasındaki tutum ve davranışları ile de ortaya çıktığını, davacı firmanın talep tarihinden bugüne kadar geçen uzun sürede müvekkili bankanın da dahil olmak üzere borç yapılandırılması ve ödenmesi noktasında hiç bir alacaklı firma ile irtibata geçilmediğini ve ödeme çalışması yapılmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir. (AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY … HK DAİRESİNİN … SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta buluna konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında 03 ARALIK 2020 tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde 02 ARALIK 2020 tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden müdahil vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
1-ANA PARA HARİÇ KALAN FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAGAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK;
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır. (İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
Konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK m.159-161), Ankara 2003, s.134).
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize ya da ceza koşuluna hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM … HUKUK DAİRESİNİN … SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY … HUKUK DAİRESİNİN … SAYILI İLAMI)
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
İstem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyeceği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Feragat verildiği anda hukuki sonuç doğurur
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli 1992/2-250/364 sayılı kararı)
Müdahil … A.Ş. vekilinin 12/03/2021 tarihli istinaftan feragat dilekçesi sunduğu anlaşılmış olup, vekaletnamelerinde feragat yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-
A-… vekilinin istinafının FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE
B-… vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;

İstem sahibi … Şirketi.’nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,

B-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYATİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,

C-İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyen tarafından yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
7-… A.Ş tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
8-… A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
9-… A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
10…A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına.
11-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-HMK m. 359/3 gereğince kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, gider avansı iadesi işlemleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesindeki bildirim ve ilanların Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 02/11/2021


Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.