Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/750 E. 2021/2140 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ****** – ******
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ******
KARAR NO : ******
KARAR TARİHİ : ******

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ******
ÜYE : ******
ÜYE : ******
KATİP : ******

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA *. Asliye TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : ******
NUMARASI : ****** Esas ****** Karar

DAVACI : ****** SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : AV.******
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1-****** SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : AV.****** –
2-****** BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : AV.******
3- ****** BANKASI A.Ş. –
4- ****** T.A.Ş.
VEKİLLERİ : AV. ****** & AV. ******
5-****** A.Ş. –
VEKİLİ :AV.******
6- ****** LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : AV.******
7- ****** PETROL ÜRÜNLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : AV. ******
8- ****** A.Ş.
VEKİLİ : AV.******
9- ****** İNŞAAT A.Ş.
VEKİLİ : AV.******
10- ****** T.A.Ş.
VEKİLİ : AV.******
11- ****** –
VEKİLİ : AV. ****** –
12- ****** BANKASI A.Ş.
VEKİLİ : AV. ******
13- ****** A.Ş. –
VEKİLİ : AV.******
14- ****** BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : AV.******
15- ****** BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : AV.******
16- ****** BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : AV. ******
17- ****** PAZ. VE TİC. A.Ş.
VEKİLİ :AV.******
18- ****** A.Ş. –
VEKİLİ :AV.******
DAVANIN KONUSU : KONKORDATO
İSTİNAF KARAR TARİHİ : ******
KARARIN YAZILMA TARİHİ : ******

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili ****** havale tarihli dilekçesiyle; Davacı şirketin borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediğini beyan ederek, 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
İlk Derece Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesi ****** tarih, ****** esas ****** karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Dava, “Konkordato” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Konkordatoya ilişkin düzenlemelerin 2004 sayılı İİK’nun 285. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, 2004 sayılı İİK’nun 304/1. maddesinde; “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” şeklinde, 2004 sayılı İİK’nun 302/3. maddesinde; “Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.”
2004 s. İİK’nin 305. maddesine göre de, “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde, 2004 sayılı İİK’nun 307/1. maddesinde; “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı,
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin son raporunda da belirtildiği üzere, alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 sayılı İİK’nın 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları)alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan teminat alınmasının gerekmediği belirlendiği, Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, yine borçlunun teklifinin alacak miktarı itibariyle rehinli alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması, 2004 sayılı İİK’nun 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında, 2004 sayılı İİK’nun 305. maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu,
Davacı tarafın, ayrıca rehinli malların muhafazasının ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesine de karar verilmesini istemiş ise de;
2004 sayılı İİK’nun 307/1-2. maddesinde; “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
Konkordato komiserinin raporları ile konkordato komiserinin son duruşmadaki beyanlarında da ifade edildiği üzere; davacı şirkete ait rehinli/ipotekli malların konut niteliğinde olduğu, davacı şirketin faaliyeti için zorunlu olmadığı, bu nedenle rehinli/ipotekli malların muhafaza ve satışının engellenmesine ilişkin 2004 sayılı İİK’nun 307/1. maddesinde yazılı şartların gerçekleşmediği, davacı tarafın bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerektiği,
Davacı taraf, ayrıca finansal kiralama konusu malların muhafazasının ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesine de karar verilmesini istemiştir.
2004 sayılı İİK’nun 307/3-4-5-6. maddesinde; “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesi, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Borçlu finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını 294 üncü maddenin yedinci fıkrası uyarınca üstlenmiş olmalıdır.
b) Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
c) Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır.
d) Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır.
e) Borçlu finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar.
Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hâllerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır.
a) Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
b) Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hâle gelmişse.
c) Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
Konkordato komiserinin son duruşmadaki beyanlarından; davacının doğrudan finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan bir ilişkisinin bulunmadığı, kefilliğinin bulunduğu, finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi talebinde bulunamayacağı, bu nedenle 2004 sayılı İİK’nun 307. maddeye ilişkin erteleme talebinin reddine karar verilmesi gerektiği,
Yargıtay 22. HD.nin 31.10.2017 gün ve 2017/8717 E. 2017/23581 K. ve Yargıtay 7. HD.nin 08/09/2015 gün ve 2015/17486 E. 2015/14188 K. sayılı ilamına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiği, anlaşılmakla davanın kabulü ile eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsiline karar vermek gerekmiş olup;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ****** sicil numarasında kayıtlı “****** SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ”nin KONKORDATO PROJESİNİN TASDİKİNE,
2-Tasdik edilen Konkordato Projesi gereğince ;
a) Kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki anapara borçları için, konkordato komiserinin son raporuna ekli ödeme planında (konkordato komiserinin son raporuna ekli Tablo) yazıldığı şekilde ****** tarihine kadar ödemesiz ve ilk taksidi 01/11/2021 tarihinden itibaren ödenmeye başlanmak üzere, 1’er aylık vadelerle ve 60 eşit taksitte (toplam 60 ayda) her ayın 1. gününde davacı tarafından tamamen ÖDENMESİNE,
b) Konkordatodan etkilenen adi alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş SAYILMALARINA,
c) Davacının kefaleten sorumlu olduğu borçların, asıl borçluları veya sorumluları olan ve Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin ****** Es.****** Kar. sayılı dosyasının davacısı ****** Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/444 Es. sayılı dosyasının davacısı ****** Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından alacaklılara ödeme yapılmaması halinde tahsilde mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde davacı tarafından ÖDENMESİNE,
d) Davacının ciranta sıfatıyla sorumlu olduğu kambiyo senetlerinden sorumlu olduğu borçların, asıl borçluları veya sorumluları olan ve Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin ****** Es.****** Kar. sayılı dosyasının davacısı ****** Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/444 Es. Sayılı dosyasının davacısı ****** Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından alacaklılara ödeme yapılmaması halinde tahsilde mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde davacı tarafından ÖDENMESİNE,
e) Rehinle/ipotekle teminat altına alınmış borçların alacaklılarından ****** Bankası AŞ., ****** AŞ., ****** Bankası Aş., ****** Bankası Aş., ****** Bankası Aş. İle davacı arasında ayrı ayrı yapılmış olan anlaşmalara uygun olarak (konkordato komiserinin son raporuna ekli Tablo 1, Tablo 2, Tablo 3) davacı tarafından ÖDENMESİNE,
f) Davacının kefaleten tarafı olduğu finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan borçlarının her bir finansal kiralayan ile aralarındaki sözleşmeye uygun olarak ve konkordatodan etkilenmeksizin ödenmeye davam OLUNMALARINA,
3-Konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, 2004 sayılı İİK’nun 308/c maddesi gereğince DERHAL bağlayıcı hale GELMESİNE,
4-Geçici ve kesin mühletin etkilerinin, Kanun’daki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe (bugüne) kadar devam ETMESİNE,
5-Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak, 2004 sayılı İİK’nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna OLMASINA,
6-Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların, (bu adi konkordatoda) konkordato şartlarına tabi OLMAMASINA; aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli OLMASINA,
7-Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden DÜŞÜRÜLMESİNE, ancak 2004 sayılı İİK’nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna OLMASINA,
8-Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz OLMASINA,
9-Konkordatoya muvafakat etmeyen adi alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza ETMESİNE,
10-Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu veya kayyım tayinine yer OLMADIĞINA,
11-2004 sayılı İİK’nun 305/d maddesi gereğince İİK’nun 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için davacının malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından teminat alınmasına veya aranmasına yer OLMADIĞINA,
12-Alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde dava AÇABİLECEKLERİNE,
13-Tasdik kararının 2004 Sayılı İİK’nun 288. maddesi gereğince Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında İLANI ile ayrıca geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkere YAZILMASINA,
14-Konkordato komiseri ******’ın görevinin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin karar tarihi itibariyle son BULMASINA, kendisinin karar tarihine kadar olan ücretinin davacı avansından ÖDENMESİNE,
15-Davacı tarafın rehinli/ipotekli malların (gayrimenkul ve araçların) muhafaza ve satışının ertelenmesine yönelik talebinin İİK’nun 307. maddesi gereğince REDDİNE,
16-Davacı tarafın finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine yönelik talebinin İİK’nun 307. maddesi gereğince REDDİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Müdahil ****** T.A.Ş vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu sebeple konkordato projesinin uygulanabilirliğinin bulunmadığını, davacının proje kapsamında 12 ay ödemesiz dönem 60 ay taksitli ödeme dönemi olmak üzere 72 ay vadeli olarak 78.332.603,84 TL tutarında boru tasfiye edeceğini, ancak bu borç miktarının da ne kadar doğru olduğunun bilinmediğini, proje kapsamında davacının aktif varlıkların toplamının ise 39.427.492,09 TL olarak hesaplandığını, şirketin borca batıklık durumunun söz konusu olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılıp iflasa karar vermesi gerektiğini, konkordato projesinde faiz yükünün ortadan kaldırılması ve borç ödemenin konkordato kalkanı ile ötelenmesi amacını taşıdığını, projenin uygulanabilir olmadığının açık olduğunu, proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçtiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve borçlunun iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ****** Bankası A.Ş vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu sebeple konkordato projesinin uygulanabilirliğinin bulunmadığını, davacının proje kapsamında 12 ay ödemesiz dönem 60 ay taksitli ödeme dönemi olmak üzere 72 ay vadeli olarak 78.332.603,84 TL tutarında boru tasfiye edeceğini, ancak bu borç miktarının da ne kadar doğru olduğunun bilinmediğini, proje kapsamında davacının aktif varlıkların toplamının ise 39.427.492,09 TL olarak hesaplandığını, şirketin borca batıklık durumunun söz konusu olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılıp iflasa karar vermesi gerektiğini, konkordato projesinde faiz yükünün ortadan kaldırılması ve borç ödemenin konkordato kalkanı ile ötelenmesi amacını taşıdığını, projenin uygulanabilir olmadığının açık olduğunu, proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçtiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve borçlunun iflasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta bulunan konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında ****** tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde ****** tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden müdahil vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
1-ADİ ALACAKLILARIN ANA PARA KISMI HARİÇ FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAĞAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK;
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır.(İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
Konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir . Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK m.159-161), Ankara 2003, s.134).
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri ” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM 23 HUKUK DAİRESİNİN 2020/1159 ESAS , 2020/1104 KARAR SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNİN 2021/2409 ESAS ,2021/638 KARAR SAYILI İLAMI)
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Komiser ****** ın ******* tarihli nihai raporuna göre davacı şirketin varlıkları toplamı:39.427.492,09-TL , Borçları toplamının: 78.332.603-TL olduğu Davacı Şirketin 38.905.111,75-TL BORCU BULUNDUĞU ödeme aczinin devam ettiği, BORCA BATIK OLDUĞU anlaşılmıştır.
Borçlunun iflasına karar verebilmek için, konkordatonun reddi tek başına yeterli değildir. İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308 madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof Selçuk Öztek, Prof Ali Cem Budak, Prof Serdar Kale, Doç.Müjgan Tunç Yücel, Doç.Bilgehan Yeşilova shf,550 vd)
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-****** T.A.Ş ve ****** BANKASI A.Ş vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin ****** gün ve ****** E., ****** K sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
2-İstem sahibi ****** SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ‘nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,
3-Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ******* sicil numarasında kayıtlı ****** SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ‘NİN 2004 Sayılı İİK’nun 308 ve 179 maddeleri gereğince İFLASINA, ****** günü saat 11:30 itibariyle İFLASININ AÇILMASINA,
4-Kararın derhal Konya Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
5-İflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına,
6-Davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının Konya İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
7-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYATİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA, Davacının konkordato talebinin red olunduğunun, tüm tedbirlerin kaldırıldığının daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
8-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
9-Davacı tarafından harcanan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İSTİNAF YARGILAMASI YÖNÜNDEN;
11-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
12-****** T.A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı giderinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
13-****** BANKASI A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı gideri ve 5,5 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 167,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
15-HMK m. 359/3 gereğince kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, gider avansı iadesi işlemleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesindeki bildirim ve ilanların Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK’nin 293 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.******

*******
Başkan
*******
e-imzalı
*******
Üye
*******
e-imzalı
*******
Üye
*******
e-imzalı
*******
Katip
*******
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.