Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/70 E. 2021/110 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 26/08/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 3- … – … …
4- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ :
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 04.05.2020 tarihinde saat 14:10 sıralarında … İli .. İlçesinde, sürücü … idaresindeki … plaka sayılı araç …’ tan çıkıp karşı istikamete geçmeye çalışırken aracının sağ ön ve yan kısımlarını, bu sırada … Sokak istikametinde seyreden müvekkilin eşi … İdaresindeki … plaka sayılı aracın ön kısmına çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza ile birlikte müvekkilin yolcu olarak bulunduğu araçta maddi hasar meydana gelmiş ve araç perte çıkmış olup müvekkil bedensel zarara uğradığını, bu nedenlerle öncelikle davalı araç maliki adına kayıtlı … plakalı araç ve davalılar … ve … adına kayıtlı olan başkaca araç ve taşınmazlar üzerine takdiren teminatsız olarak 400,00 TL üzerinden ihtiyati haciz vaazına, İhtiyati haciz taleplerinin reddi halinde davalı şahıslar adına kayıtlı olan taşınmazların ve araçların kaydı üzerine üçüncü kişilere devredilmesini önlemek amacı ile ihtiyati tedbir vaazına, 6100 sayılı HMK madde 107 gereğince alacak miktarının tam olarak belirlenememesi sebebiyle ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik (maluliyet), 100,00 TL sürekli iş göremezlik (maluliyet), 100,00 TL tedavi gideri, 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 400,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 04.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçede belirtilen limitler dâhilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline, Müvekkil için TOPLAM 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalı … şirketleri haricindeki davalı şahıslardan tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin 26/08/2020 tarihli ara kararı ile; “Mahkememizce yapılan değerlendirmede; HMK nun ihtiyati tedbirin şatları başlıklı 389. maddesi; “(1)Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2)Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü amirdir. Davacı vekili ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de; davalılar üzerinde kayıtlı bulunan taşınmaz ve araçların dava konusu olmadığından ve alacağın yargılamayı gerektirdiğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, ayrıca davacı vekili ihtiyati haciz talebinde de bulunmuş ise de; İİK. Madde 257 “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü amir olması ihtiyati haciz şartları oluşmadığından davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” şeklinde davacı vekilinin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Dava konusu olayda davacı müvekkili ve eşinin söz konusu trafik kazasında basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, maddi tazminat talepli dava açtıklarını, bu süre içerisinde bozulmuş olan ruhi ve bedeni huzurun kısmen temin edilmesi amacı ile manevi tazminat talebinde bulunduklarını, davacının uğradığı zararı tazmin edebilme riskini öngören davalıların bu süre içerisinde başta dava konusu araç olmak üzere üzerlerine kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmaz mallarını 3. Kişilere devredebileceklerini ve devretme ihtimalleri oldukça yüksek olduğunu, bu durumun da davacının dava sonunda alacağını tahsil etmesini önemli ölçüde zorlaştıracağını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen 26/08/2020 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava konusu uyuşmazlık, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araçla davacıya çarpma suretiyle gerçekleştirildiği iddia edilen haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde davalı tarafa ait taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin 26/08/2020 tarihli mahkeme ara kararı ile reddedilmesi nedeniyle bu kararın kaldırılmasına ilişkin istinaf talebinden ibarettir.
İhtiyati tedbir yönünden yapılan değerlendirmede:
İhtiyati tedbir hukukumuzda geçici hukuki koruma olarak düzenlenmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmünü taşımaktadır.
Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde dava konusunun çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.(Pekcanıtez H.; Atalay O.; Özekes M., Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 13. Basım, Ankara 2012, S. 873)
HMK’ nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır.
İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
Bu bakımdan İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir.
Bu bakımdan ; ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların,hak ve uyuşmazlıkların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla 6100 sayılı HMK’nun 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yol olup ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur.
Yukarıdaki açıklamalara göre davalı adına kayıtlı olan araç ve gayrimenkullerin HMK 389. maddesi kapsamında dava konusu uyuşmazlığı oluşturduğunun kabulü mümkün değildir.
Dava konusu uyuşmazlıktan kasıt davalı adına kayıtlı aracın veya gayrimenkullerin mülkiyetinin taraflar arasında çekişmeli olmasıdır. Davacının amacı trafik kazası neticesi yaralanmasına sebebiyet suçunu işlediği iddiasıyla uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat alacağını güvence altına almaktır.
Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda ihtiyati tedbir talebinin reddi karar verilmesi gerektiğinden bu karara karşı istinaf başvurusu yerinde değildir.
İhtiyati haciz yönünden yapılan değerlendirmede ise :

Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz ise İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK’nun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.
İİK’nun 259. maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder. Bu açıklamalara göre ihtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir.
Somut olayda, İhtiyati haciz talep eden davacılar tarafından dava konusu yapılan maddi ve manevi tazminat alacağını teminen de ihtiyati haciz talep edilmiş mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır.
Alacağın kesin olarak kanıtlanması gerekmez. Davacının alacağı rehinle de temin edilmediğine göre borçlunun elinde veya üçüncü kişilerde bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile alacak ve diğer haklarından uygun miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekir. (Nitekim Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/18144 E,2017/11201 K;aynı daire 2016/9800 E,2017/8052 K,2014/22955 esas 2017/3970 karar sayılı ilamları; aynı mahiyette Yargıtay 4. HD nin T.C. 2014/1150 esas 2014/1621 karar sayılı ,2014/9434 esas 2014/13476 karar sayılı ilamları)
Bu durumda mahkemece, Trafik Tespit Tutanağı, mevcut delililer ile tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacıların ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yerel Mahkemenin26/08/2020 tarih ve 2020/266 Esas sayılı ara kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Buna göre;
1-a)Davacı tarafın maddi ve manevi tazminat için talep ettiği İhtiyati Tedbir isteminin REDDİNE,
b)Davacının maddi ve manevi tazminat talebi yönünden Davacının İİK’nun 257.maddesindeki yasal koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile;
Davacıların harçlandırılmış dava dilekçesinde belirlemiş oldukları ve taleple bağlı kalınarak100.400,00 -TL’lik alacağın teminine ilişkin ve bu miktarla sınırlı olarak, davacının talebi ile bağlı kalınarak sigorta dışındaki davalıların adına kayıtlı araç ve taşınmazların haczi kabil ve borca yeter miktardaki kesiminin İİK nun 257/1. maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
2-İ.İ.K.’nın 259/1.maddesi gereğince dava konusu alacağın (100.400,00-TL) harçlandırılmış dava değeri üzerinden %15’i oranında HMK’nun 87.maddesine göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu alınmasına,
3-İstinaf başvurma harcı dışında, istinaf peşin harcı olarak alınan, karar ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-(f) gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/02/2021

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.