Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/669 E. 2021/789 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : ……………

DAVACILAR : 1- … – …
2- … –
3- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
Av. …
DAVALI : 2- … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili sundukları dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin babası … ile davalı … arasında meydana gelen kaza neticesinde …’ün vefat etmesi nedeniyle müvekkillerin uğramış oldukları maddi ve manevi zararların tazmini için dava açıldığını, mahkemeye sunulan 11.01.2021 tarihli dilekçede; “Öncelikle kazaya tam kusuru ile sebep olan …’in kullandığı … plaka sayılı araç üzerine 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi adına ihtiyati tedbir konulması, yine alacağın akamete uğramaması açısından; talep ettiğimiz 195.000 TL manevi tazminat için davalı …’e ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla talep ettiğimiz şimdilik 10.500 TL maddi tazminat için ise davalı … ile davalı …’ye ait taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulması” talep edilmiştir, mahkememizce 11/01/2021 tarihli ara kararıyla; “Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile manevi tazminat yönünden talep edilen 195.000,00 TL ve maddi tazminat yönünden 10.500,00 TL’nin toplamı olan 205.500,00 TL alacağa yetecek kadar kısımlarının dava değerinin %10’u 20.500,00 TL teminat karşılığında borçluların gerek elindeki gerekse 3.kişilerdeki taşınır ve taşınmaz malları ile bankalardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine” karar verildiği görülmüştür, ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin olarak; dava değerinin %10’u oranında teminat yatırılmasına karar vermesinin ödeme güçlüğü çeken müvekkilleri açısından mağduriyete sebep olacağını, dava değerinin 205.500-TL olduğu göz önüne alındığında; müvekkillerden yatırılması istenen teminat miktarının 20.500-TL’dir. Ancak maddi imkanı bulunmayan ve manevi olarak yıpranmış olan müvekkillerin bu teminatı karşılayacak güçlerinin bulunmadığını, uygulamada söz konusu ihtiyati haciz kararının takdiren teminatsız olarak verilebildiği görülmektedir. dava değerinin toplam 205.500-TL gibi yüksek bir miktar oluşu dikkate alındığında; müvekkillerinin bu teminatı ödeme gücünün bulunmaması dolayısıyla müvekkillerin alacaklarının akamete uğramaması açısından ve Mahkemenizce araç üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddedilmiş olduğu hususu da göz önüne alınarak; 195.000 TL manevi tazminat için davalı …’e ait gerek yedindeki gerekse 3.kişilerdeki taşınır ve taşınmaz mallar üzerine, şimdilik talep ettiğimiz 10.500 TL maddi tazminat için ise davalı … ile davalı …ye ait gerek yedindeki gerekse 3.kişilerdeki taşınır ve taşınmaz mallar üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep ettikleri görülmüştür.
Davalı … 17/02/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; “Yargılama safahatında da açıklığa kavuşacağı üzere benim rahmetlinin üzerime gelmemesini sağlamak için sol şeride geçtim, buna rağmen kazaya maruz kalmaktan kurtulamadım, aracımı da durdurmuştum, aracımı durdurduğum zaman diliminde kaza meydana gelmiştir, müteveffa yolda S çizerek gelmekte idi, benim herhangi bir yere kaçmam söz konusu olamaz Ilgın şeker fabrikasında mevsimlik işçi olarak çalışıyorum” demiştir.
Davalı … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin ara kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin ihtiyati haciz kararına itiraz ettiği, müvekkillerinin teminat miktarını karşılayamayacağını, bu nedenlerle davalı … ile davalı …ye ait gerek yedindeki gerekse 3.kişilerdeki taşınır ve taşınmaz mallar üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği görülmüştür.
Konuyla alakalı olarak İİK 257. Maddesi uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
(1) Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
(1) Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” hükmünün bulunduğunu,
HMK’nın 84/2. Maddesinde “(1) Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir:
(2) Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.”
HMK’nın 85/ç maddesinde; ” ç) İlama bağlı alacak için ilamlı icra takibi yapılmış olması.” hükmünün bulunduğu,
HMK’nın 87/1. maddesinde ” (1) Bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hâkim serbestçe tayin eder. Ancak, tarafların teminatın şeklini sözleşmeyle kararlaştırmaları hâlinde, teminat ona göre belirlenir.” hükmünün bulunduğu,
HMK’nın 88. Maddesinde”(1) Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir.
(2) Müdahale talebinde bulunan kişi, kesin süre içinde istenen teminatı vermezse, müdahale talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.” hükmünün bulunduğu görülmektedir.
Yine HMK 89. Maddesinde ise: ” (1) Teminat gösterilmesini gerektiren sebep ortadan kalktığı takdirde, ilgilinin talebi üzerine mahkeme, teminatın iadesine karar verir.” hükmünün bulunduğu, yine 6100 sayılı HMK’nın 114/1 ğ hükmünde ” Dava şartları şunlardır; ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.” hükümlerinin bulunduğu, ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 114. Maddesi uyarınca;
(1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. Hükümlerinin bulunduğu, ayrıca 115. Maddesi uyarınca ise;
(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez. Hükümlerinin geçerli olduğu görülmüştür.
İİK 259. Maddesinde ise: ” İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.
Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Teminatın ise 6100 sayılı HMK’nın 84 – 89. Maddesi arasında düzenlendiği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde 6100 sayılı HMK hükümleri İİK hükümleri ve tüm dosya kapsamına göre ( davacıyı teminattan muafiyeti gerektirir adli yardım vs, gibi durumunun da olmadığı anlaşılmakla) 11/01/2021 Tarihli ihtiyat-i haciz kararına ilişkin: TEMİNATSIZ, ihtiyat-i haciz kararı verilmesi talebinin REDDİNE dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde 11/01/2021 tarihli ihtiyat-i haciz kararına ilişkin: teminatsız, ihtiyat-i haciz kararı verilmesi talebinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin 11/01/2021 tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbir talebini reddettiğini, ihtiyati haciz yönünden de dava miktarı 205.500,00 TL’nin %10’u olan 20.500,00 TL teminat karşılığında borçluların gerek elindeki gerekse 3. Kişilerdeki taşınır ve taşınmaz malları ile bankalardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini ancak müvekkillerinin ödeme gücü olmaması nedeniyle Yerel Mahkemenin verdiği teminatı yatıramadıklarını, bunun üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini ancak Yerel Mahkemece verilen red kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı …’in 17/02/2021 tarihli duruşmada bizzat aracı sattığını beyan ettiğini, bu nedenle davalının diğer taşınır ve taşınmazlarını satmasının da kuvvetle muhtemel olduğunu, uygulamada ihtiyati haciz kararının takdiren teminatsız olarak verilebildiğinin görüldüğünü beyan ederek … tarihli ara kararın kaldırılması ile 95.000 TL manevi tazminat için davalı …’e ait gerek yedindeki gerekse 3. Kişilerdeki taşınır ve taşınmaz mallar üzerine, şimdilik talep ettikleri 10.500 TL maddi tazminat için ise davalı … ile davalı …’ye ait gerek yedindeki gerekse 3. kişilerdeki taşınır ve taşınmaz mallar üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, haksız fiil kapsamında açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinafa konu karar ise bu davada talep edilen ihtiyati haciz isteminin %15 teminatla kabulüne yönelik kararın davacı tarafından teminata ilişkin itirazının reddi kararıdır.
İİK 259. Maddesine göre ihtiyati haciz isteyen tarafın teminat gösterme mecburiyetinin bulunduğu,
Geçici hukuki koruma yargılamasında karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan İbarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumundan ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması yukarıda yazılı kanun hükmünden de anlaşılabileceği üzere kanun emridir.
Hangi hallerde teminatsız olarak ihtiyati haciz konulacağı hususu İİK 259 maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu maddede yazılı nedenler olayımızda bulunmadığından davacı vekilinin teminatsız olarak ihtiyati haciz konulması talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan harcın yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi….


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.