Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/664 E. 2021/1357 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 27/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : …. Esas … Karar

DAVACI :

VEKİLİ : Av.

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/09/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 28/09/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 22/08/2019 havale tarihli dava dilekçesiyle; 09/04/2018 tarihinde müvekkilinin aracını park ettiği sırada başka bir aracın müvekkiline çarptığını, müvekkile çarpan araç kazadan sonra olay yerinden uzaklaştığını, söz konusu trafik kazası çift taraflı yaralanmalı trafik kazası olduğunu, müvekkilinin söz konusu kaza sonucunda yaralandığını ve malul kaldığını ancak, müvekkilinin aracına çarpan aracın plakasının tespit edilmediğini, müvekkiline çarpan araç tespit edilemediği için söz konusu zarardan Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğunu beyan ederek, dava miktarı daha sonra artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, müvekkilinin 25,00 TL. geçici iş göremezlik süresinde uğradığı kazanç kaybı ile 25,00 TL. çalışma gücünün azalmasından doğan sürekli iş göremezlik maddi zarar ve 25,0 TL. SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ve 25,00 TL. Bakıcı giderleri için şimdilik 100,00 TL. Maddi tazminatın davalı Güvence Hesabı’na başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili 16/09/2019 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; davacının 6704 s. Kanun gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartının bulunmadığını, davacı Güvence Hesabı’nın başvuruyu değerlendirmek adına talep etmiş olduğu belgeleri kuruma iletmek yerine, Güvence Hesabı söz konusu başvuruyu reddetmiş gibi haksız ve mesnetsiz olan iş bu davayı açtığını, dava açılmadan önce davacı arabulucuya başvuruda bulunmadığı için dava şartı yoluğundan da davanın reddinin gerektiğini, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağı giderler sağlık giderleri teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabı’nın sorumluluğu 2918 s. KTK.nun 98. Maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, kaza tarihinde yürürlükte bulunan genel şartlar çerçevesinde değerlendirme yapılmasını talep ettiklerini, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın müvekkili yönünden reddini, plakası tespit edilemeyen aracın tespitini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın müvekkili şirket yönünden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih …. Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Davacı tarafın davadan önce süresinde Güvence Hesabı’na başvurması ve davalı tarafından cevap vermemesi nedeniyle 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar yukarıda saydığımız yasal maddeler uyarınca ortaya çıkabilecek trafik kazasında sigorta şirketinin sorumluluğu sayılmış ve kaza yapan aracın sigortalı olmaması veya aracın hangi sigorta tarafından sigortalandığı tespite dilenmesi durumunda güvece hesabının sorumlu olacağı yasamızca belirtilmiş ise de ; dosya kapsamı incelendiğinde davacının uğramış olduğu kazayı tam olarak ispatlayamadığı gibi, iddiaları da soyut kalmıştır.
Davacının iddiası ve talebi üzerine yapılan keşifte de ; söz konusu kazanın oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise de kazadaki davacının ve belirlenemeyen davalı nedeniyle sorumlu tutulacak Güvence hesabının kusur oranının ispatlanamadığı görülmektedir.
Her ne kadar davacı kendisine bir aracın çarptığını iddia etse de davacı iddiasını kesin ve somut delillerle ispatlamayamamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine, dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davaya konu trafik kazası ile ilgili kaza tespit tutanağı, kamera kaydı, olay mahalli yakınlarında herhangi bir kamera görüntüsünün bulunmadığı, olayı gören herhangi bir tanığın olmadığı, yalnızca, davacı yayaya çarpan bir araç olduğu bu aracında çarpma olayından sonra kaza mahallinden uzaklaştığı şeklinde olduğu, böyle bir durumda, davaya konu trafik kazası olduğu ileri söz konusu bu kazada, mevcut delillere göre, yaya ve araç sürücüsünün olaydaki kusur durumlarının belirlenmesinin mümkün olmadığı rapor edildiği, tarafların kusur durumu ve davacının maddi zararları belirlenemediği anlaşıldığından davacının davasının reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; 09/04/2018 tarihinde müvekkilinin aracını park ettiği sırada başka bir aracın müvekkiline çarptığını, çarpan aracın kazadan sonra olay yerinden kaçtığını, kazanın çift taraflı yaralanmalı trafik kazası olduğunu, müvekkilinin ambulans ile hastaneye kaldırıldığını, müvekkiline verilen raporda kaza nedeniyle yapılan müdahalelerin yazılı ve onaylı olduğunu, trafik kazası olduğunun alınan raporlar ile sabit olduğunu, dolayısıyla bu hususlar gözardı edilerek yapılan inceleme ve verilen red kararının hakkaniyete uygun olmadığını, kamera kaydının olmaması ve sürücünün olay yerinden kaçmasının olayın trafik kazası niteliğini değiştirmediğini, somut olayda dosya arasında hem genel adli muayene raporu hem de Köprübaşı Karakolu ifade tutanağının mevcut olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen ret kararı davacı yanca istinaf edilmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle Güvence Hesabına açılan tazminat davasıdır.
Davacı açtığı davada 09/04/2018 tarihinde kendisine ait aracı park etme esnasında plakasını tespit edemediği Havai mavi renkli otomobilin kendisine çarparak olay yerinden uzaklaştığını, kendisinin yaralanması sebebiyle ambulansla Konya Numune Hastahanesine kaldırıldığını,7 gün boyunca tedavisinin sürdüğünü,sol ayağında üç kırık meydana geldiğini ve taburcu olduğu gün karakola giderek şikayetçi olduğunu iddia etmiştir.
Kazadan sonra herhangi bir kaza tespit tutağı veya görgü tespit tutanağı ya da kaza nedeniyle Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen …. Soruşturma numaralı dosyasının Daimi aramaya kaydedildiği görülmüştür
Konya Numune Hastanesine 09/04/2018 tarih 18:49 dakika itibarıyla tedavi altına alındığı ve 16/04/2018 tarihinde taburcu olduğu dosyaya gelen tedavi evraklarından anlaşılmıştır. Sürücüsünün kusur oranlarının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda kusur oranlarının belirlenmesi için yeterli bilgi ve belge bulunmadığından kusur oranlarının belirlenemediği belirtilerek dosya iade edilmiştir.
Davalının sorumluluğu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’ne dayanmakta olup; sorumluğu, zarara sebep olan meçhul araç sürücüsünün kusur oranı ve olay tarihinde geçerli olan zorunlu mali sorumluluk sigortası teminat limitleri ile sınırlı olarak sorumludur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-a maddesinde; “sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar” için hesaba başvurulabileceği düzenlenmiş, Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-a maddesinde de aynı şekilde belirtilmiştir.
Türk Medeni Kanunun’un 6.maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6098 sayılı TBK.nın zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” düzenlemesi yapılmıştır. Sigortacılık Yasası hükümleri ve TTK’nın 1409.maddesine kıyasen uygulanması halinde bunun aksinin davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Bu durumda iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükü davacıya aittir. Mahkemece öncelikle savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler,olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari ile araç park ederken davacıya çarpması sonucu gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarının DOKTOR BİLİRKİŞİ ve ÖNCEKİ TRAFİK BİLİRKİŞİSİNDEN müşterek rapor alınarak savcılık dosyası,tedavi evrakları ve tüm dosya kapsamı gereğince öncelikle trafik kazasının varlığını ve kazanın meydana geliş şekli varsa araç sürücüsünün kusur kusur durumları konusu ayrıntılı, denetime elverişli şekilde aydınlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden ilk derece mahkemesinin davacı tarafından açılan davanın reddine karar vermesi yerinde olmayıp davacının istinafının yerinde olduğu anlaşılmıştır.(Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2019/1593 ESAS,2020/4240 KARAR )
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatırana iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.27/09/2021

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.