Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/633 E. 2021/656 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : … Esas 2…….Karar
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

DAVACI :… KIRTASİYE NAKLİYE EĞİTİM PAZARLAMA VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av….
DAVALI : … BANKASI ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25/05/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile müvekkili şirketi borçlu sıfatı olmamasına rağmen sonradan icra takibine dahil ederek, davacı müvekkili şirket aleyhine haksız haciz işlemi yapıldığını, bahse konu icra takibi nedeniyle müvekkili şirketin … Bankasının Nalçacı şubesi nezdinde bulunan 41.739,92 TL si üzerine 04/03/2016 tarihinde haciz konulduğunu, bunun üzerine taraflarınca Konya …. İcra Mahkemesi’nin… Esas, … Karar sayılı dosyası ile icra memur muamelesini şikayet yoluyla dava açıldığını, Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına memurun yapmış olduğu usul ve yasaya aykırı olan işlem dolaysıyla 3. Kişi konumunda olan müvekkilinin aleyhine yapılan icra takibinin iptalinin talep edildiğini, akabinde Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin…Esas, … Karar sayılı ilamı ile Konya İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında verilen kararın iptali ile icra takibinde borçlu sıfatı olmayan … Kırtasiye LTD. ŞTİ nin üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları hacizlerinin kaldırılmasına karar verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine usulsüz haczin 13/08/2018 tarihinde kaldırıldığını fakat müvekkili şirketin uğradığı kazanç kaybı olduğunu, bu nedenle iş bu davayı açtıklarını, açılan davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddini talep ettiklerini, yapılan işlemin usule uygun olduğunu, davalı yanın kazanç kaybına uğramış olmasının mümkün olmayacağını, müvekkili banka tarafından davacının hesabında bulunan miktarın uhdesinde kalmaya devam ettiğini, müvekkili banka tarafından bakiyenin dosyaya ödenmesini talep ettiklerini, davacının iddia ettiği kazanç kaybını ispatlamasının gerektiğini, açılan davanın reddini talep ettikleri görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; “…tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili Davalı bankanın Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile müvekkili şirketi borçlu sıfatı olmamasına rağmen sonradan icra takibine dahil ederek, davacı müvekkili şirket aleyhine haksız haciz işlemi yapıldığını, bahse konu icra takibi nedeniyle müvekkili şirketin … Bankasının Nalçacı şubesi nezdinde bulunan 41.739,92 TL si üzerine 04/03/2016 tarihinde haciz konulduğunu, bunun üzerine taraflarınca Konya … İcra Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile icra memur muamelesini şikayet yoluyla dava açıldığını, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına memurun yapmış olduğu usul ve yasaya aykırı olan işlem dolaysıyla 3. Kişi konumunda olan müvekkilinin aleyhine yapılan icra takibinin iptalinin talep edildiğini, akabinde Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, …Karar sayılı ilamı ile Konya İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında verilen kararın iptali ile icra takibinde borçlu sıfatı olmayan … Kırtasiye LTD. ŞTİ nin üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları hacizlerinin kaldırılmasına karar verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine usulsüz haczin 13/08/2018 tarihinde kaldırıldığını fakat müvekkili şirketin uğradığı kazanç kaybı olduğunu, bu nedenle açıkları alacak davasının kabulünü talep ettikleri görülmüş, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir, mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunda Dava konusu 41.739,92 TL paranın 04/03/2016 tarihi ile 04/03/2016 tarihleri arası haciz işlemi neticesinde kullanımdan mahrum kalmasıyla ilgili olarak yasal faiz alınırsa tutarının 504,31 TL olarak hesap edildiği, yine dava konusu 41.739,92 TL paranın 04/03/2016 tarihli ile 22/04/2016 tarihleri arası haciz işlemi neticesinde kullanımdan mahrum bırakılmasıyla ilgili olarak ticari faiz baz alınırsa tutarının 588,36 TL olarak hesaplandığının bildirildiği görülmüş olup dosya kapsamına kazandırılan bilirkişi raporunun hukuka ve oluşa uygunluğu da değerlendirilmiş olup, davacı vekilinin mahkememizin 15/01/2020 tarihli duruşmasında bizim faiz talebimiz dava tarihinden itibarendir dediği görülmüştür, Yüksek Yargıtay 4. HD nin 27/06/2013 tarih ve 2013/9351 Esas, 2013/12415 Karar sayılı ilamın da özetle; “… Alacaklı vekilinin haczin fek edilmesi tarihinden sonrası için yedieminliğin devamı konusunda bir talebi ve işlemi yoktur, … Borçlu bir an evvel yediemindeki malları alıp yediemin ücretinin artmasına sebep olmayacaktır … Yerel mahkemede açıklanan yönler gözetilerek davalının haczin kaldırıldığı tarihe kadar sorumlu olduğu miktar belirlenerek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken… ” hükmü bulunmaktadır.
Yüksek Yargıtay 19. HD 25/06/2015 tarih 2014/17387 Esas, 20145/9418 K sayılı ilamında özetle; ” … Haczedilen menkuller üzerinde haczin kalktığı tarihe kadar belirlenecek olan yediemin ücretinden davalı alacaklı, haczin kalkmasından sonrası için yedieminliğin muhafazasından yararlanan borçlu sorumludur…” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Emsal Yargıtay kararlarında doğrudan konusu aynı olmasa da; Hacizlerin fekki ve sonraki oluşan durumların benzer mahiyette olması emsal alınmıştır, diğer taraftan icra dosyasının tetkikinde (08/04/2015 tarihli talepnamesinde) asıl borçlu şirket ile üçüncü kişi ile davacı şirketi de asıl borçlu gibi göstererek haciz ihbarnamesi gönderildiği ve bu işlemin kaynağı davalı alacaklı yan tarafından yapıldığı anlaşılmakla (örnek olarak ibraz edilen ilk derece mahkeme kararının hüküm ve gerekçesine itibar etmeyerek ) davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile ( davacı vekilinin faiz başlangıcı hususundaki beyanı da dikkate alınarak davacının, davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının kısmen kabulü ile 588,36 TL nin dava tarihi olan 19/11/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre;
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davacının, davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının kısmen kabulü ile 588,36 TL nin dava tarihi olan 19/11/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkil şirketin borçlu sıfatı olmamasına rağmen sonradan icra takibine dahil ederek müvekkil şirket aleyhine haksız haciz işlemi yaptığını, bahse konu icra takibi nedeniyle müvekkil şirketin …Bankasının Konya/Nalçacı şubesi nezninde bulunan … no’lu hesabında mevcut bulunan 41.739,22 TL’si üzerinde 04/03/2016 tarihinde haciz konulduğunu ve 13/08/2018 tarihine kadar davacı müvekkil şirketin parasına haksız olarak alıkonulduğunu ve şirketin ticari itibarının zedelendiğini, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış oldukları dava dosyası kapsamında 09/09/2019 tarihinde tanzim edilen bilirkişi raporuna göre dava konusu 41.739,92 TL paranın 04/03/2016 tarihi ile 13/08/2018 tarihleri arasında haciz işlemi neticesinde müvekkil şirketin kullanımdan mahrum kalması sebebiyle ticari faizin baz alınarak 10.706,29 TL zararı doğduğunu, yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, davalı bankanın yasal dayanağı olmadan müvekkil şirketin de borçlu sıfatı olmamasına rağmen sonradan icra takibine dahil edildiğini ve haksız haciz işlemi yapılarak 10.706,29 TL zarara uğratıldığını, müvekkil şirketin uğramış olduğu zararın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkil şirkete verilmesini talep ettiklerini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın dava dışı … Kırtasiye şirketinden olan alacaklarının tahsilini temin için icra takibine geçildiğini, 17/03/2015 tarihinde borçlunun adresine haciz işlemi için gidildiğini, haciz adresinde davacı … Kırtasiye’nin bulunduğunun tespit edildiğini ve haciz mahallinde yapılan araştırmalar neticesinde ise borçlu … Kırtasiye’ye ait evraklar bulunduğunu ve ayrıca davacı şirketin yetkilisinin borçlu şirket yetkilisinin eşi olduğunu, borçlu şirketin telefon numarası ve İnternet adresinin davacı şirket ile aynı olduğunun tespiti ile mahalde haciz işlemi gerçekleştirildiğini, davacı şirket ile borçlu şirket arasında açık bir organik bağın bulunduğunu, müvekkil banka tarafından haciz müzekkeresi gönderilmesi talebinde kanuna ve hukuka aykırılık olmadığının mahkeme ilamı ile sübut bulduğunu, yerel mahkemece kabul kararına gerekçe olarak gösterilen 08/04/2015 tarihli haciz ihbarnamesi işlemi 3.İcra Hukuk Mahkemesi tarafından incelendiğini ve haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebine kanuna aykırı herhangi bir husus bulunmadığına kanaat getirildiğini, davacı tarafın kazanç kaybına uğradığının ispat edemediğini, ilgili banka hesabı üzerinde müvekkil banka lehine tatbik edilen haczin ikinci sırada olduğunu, davacı tarafın kazanç kaybının olduğunun asla kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilin davacıyı doğrudan zarara uğrattığının kabul edilemez olduğunu, davacı tarafın borçlu şirket ile danışıklı olarak muvazaalı işlemler gerçekleştirdiğini ve bu işlemleri ile müvekkil bankanın alacağına kavuşmasını engellediklerini, müvekkil banka tarafından gerçekleştirilen haciz müzekkeri işleminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, asine tetkik mercinin kararı doğrultusunda hareket edildiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı istinafı
Davalı bankanın dava dışı … Kırtasiye şirketinden olan alacaklarının tahsilini teminen Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçilmiş kesinleşen takip kapsamında 17.03.2015 tarihinde borçlunun adresine haciz işlemi için gidildiği, haciz adresinde davacı … Kırtasiye’nin bulunduğu tespit edildiği haciz mahallinde yapılan araştırmalar neticesinde ise borçlu … Kırtasiye’ye ait evraklar bulunduğu ve ayrıca davacı şirketin yetkilisinin borçlu şirket yetkilisinin eşi olduğu, borçlu şirketin telefon numarası ve internet adresinin davacı şirket ile aynı olduğunun tespiti ile mahalde haciz işlemi gerçekleştirildiği, davacı tarafından işbu hacze ilişkin Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile istihkak iddiasında bulunulmuş ise de mahkeme tarafından mülkiyet karinesinin alacaklı lehine olması ve istihkak iddia eden şirketin borçlu şirket ile aynı telefon numarası ve internet adresini kullanması, mahalde borçlu şirkete ait evraklara rastlanılması ve şirket yetkilileri arasındaki karı-koca ilişkisi gözetilerek istihkak iddiasının reddine ve davacı şirket ile borçlu şirket arasında açık bir organik bağın bulunduğuna hükmettiği anlaşılmaktadır
Davalı tarafça Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin davacı şirket ile borçlu şirketin aynı şirket olduğunu tespit eden kararı üzerine davalı tarafça ilgili icra dosyasından davacı şirketin … Kişilerde olan hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi talep edilmiş ve icra müdürlüğü tarafından talebin reddedildiği, bu karara karşılık Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile memur muamelesi şikâyeti yoluna başvurulmuş ve davalının şikayetinin kabulüne karar verilmiş ve işbu ilam kesinleşmiştir. İcra Müdürlüğü tarafından ise kesin mahkeme ilamı gereği talep doğrultusunda davacı şirketin 3. Kişilerde olan hak ve alacaklarının haczi için müzekkereler gönderilmiş ve davaya konu hesap üzerine müvekkil banka lehine 2. Sıradan haciz tatbik edilmiştir.
Bir kimse hakkında haksız haciz uygulanması hukuka aykırı bir fiil olup, bu fiilden dolayı zarara uğrayan kimsenin uğradığı zararın ödetilmesini talep etme hakkı vardır.
Haksız icra takibi ve haksız hacze dayalı maddi ve manevi tazminat istemi, haksız eylem savına dayalı olup; sorumluluğun kaynağı konusunda da özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Şu durumda, uyuşmazlığın çözümünde TBK.m.49 vd. hükümlerinin gözönünde bulundurulması gerekir. Somut olayda, haksız haciz işlemi söz konusu değildir.
Haksız haciz, ancak borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapıldığı takdirde söz konusu olur. Maddi zarar kastıyla yapılmış bir haciz işlemi yoktur. Davalı, dava konusu eylem bakımından yasal hakkını kullanan kişi durumundadır ve sorumluluk koşullarından olan hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmemiştir.
Bu bağlamda Haksız haciz nedeniyle maddi veya manevi manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının icra takibinde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Olayların yukarıda açıklanan gelişimi dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işleminin yapıldığı başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez
(Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/11350 E 2018/7319K).
Davalı alacaklının, salt zarar verme amacıyla haksız haciz yaptığı yönünde bir bulgu ve delil olmadığı ,davalının kesinleşen mahkeme ilamına dayalı haciz tatbiki yaptığı,
Kaldı ki Davacı tarafın kazanç kaybına uğramış olduğu olgusunun kabulü halinde dahi davalı bankaya kusur atfedilebilmesi mümkün olmadığı,ilgili banka hesabı üzerine davalı banka lehine tatbik edilen haczin 2. sırada olduğu gözetildiğinde davalının doğrudan davacıyı zarara uğrattığından bahsedilemeyeceği, banka hesabında davalı bankanın haczinden önce başka alacaklı lehine haciz şerhi tatbik edildiği gözetildiğinde davalı lehine tatbik edilen haciz şerhi olmasa dahi davacı hali hazırda mevcut kısıtlama sebebi ile hesabını kullanamayacak durumda olduğu,bu durumda haksız haciz nedeniyle tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda reddine, davalı banka vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve davanın reddi yönünde yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI İLE YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Davacının davasının REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
1-Alınması gereken harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından davalı yararına yürürlükteki AAÜT maddesi uyarınca belirlenen ve takdir edilen 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
5-İstinaf eden davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden davalıya iadesine,
6-Davacı tarafça yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 162,10 yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 26/05/2021
Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.