Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/630 E. 2021/644 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … -…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : … Esas … Karar
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

DAVACI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :1- … SAN. BÖLGE MÜD. – […] UETS
VEKİLİ : Av….
DAVALI :2-…TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25/05/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 13/03/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortalıları olan … Isıtma ve Soğutma şirketi ile … Temizlik şirketinin Konya … Sanayi Bölgesinde birlikte kiracı olarak faaliyet gösterdiklerini, bu bölgede sözleşme gereğince davalıların sorumluluğu altında güvenlik ve koruma hizmeti yapıldığını, müvekkili şirketin sigortalıları ile 07/06/2017 başlangıç tarihli paket sigorta poliçesi düzenlendiğini, 14/04/2018 tarihinde bu işyerlerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, sigortalıların başvuru üzerine alınan ekspertiz raporu ile müvekkili şirketin hırsızlık olayı nedeniyle sigortalılarına 79.726,00TL ödeme yaptığını, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin halef hakkı olduğunu, davalıların güvenlik ve koruma sorumluluğunun olduğu yerde yapılan hırsızlık nedeniyle müvekkilinin yapmış olduğu ödemeden ve meydana gelen hasarlardan ilgili kanun ve yönetmelikler kapsamında davalılarının sorumlu olduğunu beyanla davanın kabulü ile müvekkilinin yapmış olduğu 79.726,00TL’nin ödeme tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Koruma Hizmetleri şirketi vekili mahkememize vermiş olduğu 30/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin sanayi bölgesindeki işyerlerinin birebir güvenliğini sağlamakla ilgili bir sorumluluğunun olmadığını, anılan sanayi bölgesinin 1.600.000 metre2 alana sahip olup birebir güvenlik hizmeti verilebilmesi için yüzlerce güvenlik görevlisinin görev alması gerektiğini bu durumun da söz konusu olmadığını, sanayi bölgesinde bulunan yüzlerce firmanın kendi iç güvenlik tedbirlerini kendilerinin aldığını, müvekkili şirkete böyle bir sorumluluk yüklenemeyeceğini davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemeye ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunu da kabul etmediklerini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 03/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sanayi bölgesindeki iş yerlerinin birebir güvenliğini sağlamakla ilgili bir sorumluluğunun olmadığını, ilgili yönetmelik kapsamında da bu durumun açıkça belirtildiğini, davacının halef hakkı olduğu iddialarının da hırsızlık olayının oluşu ve mevzuatlara aykırı olduğunu, sanayi bölgesinde bulunan yüzlerce firmanın kendi iç güvenlik tedbirlerini kendilerinin aldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemeye ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunu da kabul etmediklerini, hırsızlık olayı ile ilgili tutulan tutanaklarda davalının ödeme yapmış olduğu firmaların beyanlarında 150.000,00TL zararlarının olduğunu ancak yapılan ödemeyi kabul ettiklerini bu durumun da zararın ne kadar olduğunun belirsiz olduğunun ispatı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince verilen gerekçeli kararda özetle; “… dosyada toplanan deliller, anılan yasal düzenlemeler ve mahkememizce aldırılan ve gerekçeli ve denetlenebilir olduğundan benimsenen bilirkişi heyeti raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava konusu hırsızlık eyleminin davalı Konya Organize Sanayi Bölgesinin katılımcısı olan dava dışı şirketin gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmadığı iş yeri sınırları içerisinde gerçekleştirildiği, organize sanayi bölgesinin kurulu olduğu alanın büyüklüğü dikkate alındığında katılımcıların binaları içinden gerçekleşen hırsızlıklarda organize sanayi bölge müdürlüğüne ve onun hizmet aldığı güvenlik şirketine sorumluluk yüklenmesinin rizikonun gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan ve davacının sigortalısını da bağlayan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 176. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 1472. Maddesine ve hakkaniyete uygun düşmediği, aksi durumun kabulü halinde, her türlü rizikonun Organize Sanayi Bölgesince üstlenildiği ve düzenlenen sigorta poliçesinin bir anlam ifade etmediği sonucuna varılacağı, bu itibarla davacının rücu isteminin reddinin gerektiği anlaşılmakla; DAVANIN REDDİNE, ” şeklinde davanın reddi yönünde karar verildiği anlaşılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca … ile güvenlik şirketinin yetki ve sorumluluklarının kapsamının belirlenmesi amacı ile celbi talep olunan Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Sözleşme’nin celp ve tetkik olunmaksızın tahkikatının usul ve yasaya aykırı şekilde sonlandırıldığını, davalılar arasında imzalanan özel güvenlik hizmetlerine ilişkin sözleşmede davalı şirketin …’nin ve bu bölgede faaliyet gösteren iş yerlerinin korunmasını ve güvenliğini üstlendiğini, davalı organize sanayi bölgesinin iş yerinde meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, 14/04/2018 tarihinde sigortalıya ait iş yerinde meydana gelen hırsızlık neticesinde doğan davaya konu zararın davalı Organize Sanayi Bölgesi’nin gerek bölgenin güvenliğini sağlamaya ilişkin mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerine gerekse özel güvenlik birimlerini gözetim ve denetim yükümlülüğüne aykırı davranışından kaynaklandığını, 08/12/2020 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişinin yalnızca mahkemece tespit edilmiş maddi vakıalar hakkında konuya ilişkin özel ve teknik bilgisini bildirebileceğini, delilleri takdir yetkisinin olmadığını, bu yetkinin hakime ait olduğunu, davalıların hırsızlık olayını takiben sigortalı tarafından bildirim yapılmasına rağmen hırsızların yakalanması amacı ile gerekli dikkat ve özenin göstermediğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep ettiklerini, meydana gelen hırsızlık sebebi ile müvekkil şirket tarafından sigortalısına ödenen 79.726,00 TL hasar tazminatının ödeme tarihi olan 18/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda TCMB avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, Sigorta sözleşmesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı, sigortalısının halefi olarak işbu davayı açmıştır. Sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi hükümleri çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra bunu 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesi (6762 sayılı TTK madde 1301) gereğince rizikonun gerçekleşmesine neden olan kimseye rücu edebilir. Bunun dışında poliçede teminat dışında kalan hallerde yapılan ödemelerden dolayı sigortacının rücu davası açması mümkün değildir.
Somut olayda hükme esas alına bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli nitelikte değildir.
Davacı tarafça Özel Güvenlik Hizmetlerine ilişkin taraflar arasında akdedilen sözleşme ile; davalıların ayrı-ayrı sorumluluklarının kapsamı, davalı Organize Sanayi Bölgesi’nin asli sorumluluğu ve gözetim denetim yükümlülüğü baki kalmak şartı ile diğer davalı … Ltd. Şti.’ne sözleşme ile devredilen güvenlik hizmetleri ve davalı Organize Sanayi Bölgesi’nin denetim ve gözetim yükümlülüğü açıkça kararlaştırıldığı ve Bu sebeple davalıların yetki ve sorunluluklarının kapsamının tayini maksadı ile özel güvenlik hizmetlerine ilişkin sözleşmenin Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nden celp ve tetkiki talep olunduğu halde işbu talebimiz yerine getirilmeksizin davanın sonuçlandırıldığı ve bu hususun açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.
Özel güvenlik hizmet sözleşmesi ve poliçenin ilgili hükümleri çerçevesinde, dava dışı sigortalı ile davalı özel güvenlik şirketinin güvenlik tedbirlerinin alınması ve sözleşmeden ve poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri, dolayısıyla davaya konu hırsızlık olayının meydana gelmesinde tarafların kusur oranları ve olayın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı konularında yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Eksik incelemeye dayalı karar verilemez.
Bu durumda mahkemece; öncelikle, davalıların yetki ve sorunluluklarının kapsamının tayini maksadı ile özel güvenlik hizmetlerine ilişkin sözleşmenin Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nden celbedilerek, davacının ödemesinin dayanağı olan işyerim paket sigorta poliçesi ve bu poliçede sigortalıya yüklenen yükümlülük bulunup bulunmadığının saptanması; bundan sonra, gerekiyorsa mahallinde konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, davacının sigortalısına şahsi olarak güvenlik önlemi alma konusunda poliçeyle yüklenen yükümlülük bulunup bulunmadığı hususu da gözetilmek,ayrıca OSB uygulama yönetmeliği hükümleri de değerlendirilmek suretiyle davalının hırsızlık olayının gerçekleşmesindeki kusur oranının belirlenmesi konularında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/20400 esas 2019/8460 Karar sayılı ilamı.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 25/05/2021

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.