Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/598 E. 2021/1715 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : …

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1…
VEKİLLERİ : …
2-…
VEKİLLERİ :…
3-…
VEKİLLERİ : …
4-…
VEKİLİ : …
5-…
VEKİLİ :…
6-….
VEKİLİ : …
7-…
VEKİLLERİ : …
8-…
VEKİLLERİ : …
9-…
VEKİLLERİ : …
10-…
VEKİLİ : …
11-…
VEKİLİ : …
12..
VEKİLLERİ :…
13…
VEKİLLERİ : …
14…
VEKİLLERİ : …
15-…
VEKİLİ : …
16-..
VEKİLİ : …
17…
VEKİLİ : …
18…
VEKİLLERİ :…
19…
VEKİLLERİ : …
20-…
VEKİLLERİ :…
21-…
VEKİLİ : ..
22-..
VEKİLLERİ :…
23…
VEKİLLERİ : ….
24….
VEKİLLERİ : …
25…
VEKİLLERİ : …
26-….
VEKİLLERİ : …
27…
VEKİLLERİ :…
28-…
VEKİLLERİ :…
29-…
VEKİLİ : …
30-…
VEKİLİ : ….
31-…
VEKİLLERİ :…
32…
VEKİLLERİ : …
33…
VEKİLİ : …
34-..
VEKİLLERİ :…
35…
VEKİLLERİ :…
36-…
VEKİLİ : …
37-…
VEKİLİ : ….
38…
VEKİLİ : …
39-…
VEKİLİ : …
40-…
VEKİLİ : ….
41-…
VEKİLİ : …
KONKORDATO
KOMİSERİ : .
DAVA : ADİ KONKORDATO
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 06/12/2019 tarihli dilekçesiyle; davacının borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediğini beyan ederek, 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda ; dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin 09/09/2020 havale tarihli son rapor ve son rapora ilişkin 30/09/2020 tarihli ek raporu ile İİK’nin 305. maddesinde yazılı şartların oluşup oluşmadığı yönünden alınan 28/09/2020 tarihli bilirkişi heyetinin raporunda da belirtildiği üzere, alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın 1. revize edilmiş haliyle konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 s. İİK’nın 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiş ayrıca, rehinli alacaklı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Son duruşmadan önce Mahkememiz tarafından, davacı taraftan 2004 s. İİK’nın 305/son maddesi gereğince, büyük alacaklıların durumu ağırlaştırılmaksızın ve değiştirilmeksizin sadece küçük alacaklıların alacaklarının ödemesiz ilk 9 aylık dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi yönünde projenin düzeltilmesi (2. revize ödeme planı sunulması) istenilmiştir.
Davacı vekili tarafından da 20.000 TL. ve daha aşağı miktarda alacağı olanların alacaklarının ilk 9 aylık ödemesiz dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi, diğer büyük alacaklıların ise alacaklarının toplantıda kabul edildiği şekliyle ödenmesi isteğini içeren 29/09/2020 tarihli 2. revize ödeme planı sunulmuş ve bu planına uygun olarak konkordato komiseri tarafından da ödeme palanlarını gösterir şekilde 30/09/2020 tarihli ek rapor ibraz edilmiştir.
Mahkememizin düzeltme isteği gereğince davacı tarafından sunulan 29/09/2020 tarihli 2. revize ödeme planının, aynı durumda olan küçük alacaklıların tamamını içerip, aynı durumdaki küçük alacaklılar açısından gerekli eşitliği sağladığı, bu düzeltmenin büyük alacaklıların durumunu hiç bir şekilde ağırlaştırmadığı ve değiştirmediği, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin davacı yönünden muhasebe kolaylığı getirdiği gibi, kalan büyük alacaklıların borcunun ödenmesi yönünden de muhasebe sadeleştirmesi sağladığı, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin, davacı şirketi ile bu küçük alacaklıların konkordato tasdikinden sonra da ticaret yapmaya devam etmelerine fırsat ve dolayısıyla konkordato projesinin tamamının uygulanabilir olmasına katkı sağladığı, küçük alacaklıların ekonomik durumları itibariyle konkordatonun tasdikinden daha fazla ve daha olumsuz etkilenmelerinin önlenmesi düşüncesi ile adalet ve hakkaniyet prensiplerine de uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Aynı düşüncelerle ve sadece konkordato komiserinin 30/09/2020 tarihli raporuna ekli Tablo-1’de yer alan bu alacaklıların, alacaklarının projede öngörüldüğü şekilde ödenmesinin kontrolü, gerekirse bu alacaklıların bilgilendirmesi ve ilk 9 aylık dönem sonunda bu konuda Mahkememize tek bir rapor sunulması görevi ile sınırlı olarak bir kayyım da görevlendirilmiştir.
Gerek konkordato Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması (teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması), 2004 s. İİK’nin 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında, 2004 s. İİK’nin 305. maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenerek davacının davasının kabulü ile 2. revize edilmiş haliyle konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay … HD.nin 31.10.2017 gün ve … E. .,… K. ve Yargıtay … HD.nin 08/09/2015 gün ve… E. … K. sayılı emsal içtihatlarına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiğinden, eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsili gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının davasının KABULÜ ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26006 sicil numarasında kayıtlı … ANONİM ŞİRKETİ’nin (revize edilmiş haliyle) KONKORDATO PROJESİNİN TASDİKİNE, Tasdik edilen Konkordato Projesi gereğince, kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki ana para borçları için ; Konkordato komiseri …’nın 30/09/2020 tarihli dilekçesi ekindeki Tablo-1, Tablo-2, Tablo-3, Tablo-4 ve Tablo-5 listelerinde yazıldığı şekilde, anapara borçlarının %90’lık kısmının davacı tarafından tamamen ödenmesine, Konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmının %90’lık kısmı hariç, kalan %10’luk kısmı ile faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına, Konkordato komiseri …’nın 30/09/2020 tarihli dilekçesi ekindeki Tablo-1, Tablo-2, Tablo-3, Tablo-4 ve Tablo-5’de yazılı ödeme planı listelerinin, ilgili taraflarca Uyap’tan temin edilebileceği gibi, Uyap’tan temin edemeyenler yönünden istek halinde Mahkememiz tarafından ücretsiz (harçsız) olarak bir suret kendilerine verilmesine, Sadece 20.000 TL’den daha az alacak içeren ve Tablo-1’de yer alan adi alacaklıların alacaklarının tek seferde ve en geç 30/06/2021 tarihine kadar ödenip ödenmediğini kontrol etmek, 30/06/2021 tarihinden sonra bu konuda Mahkememize tek bir rapor sunmak ve gerekirse bu listede yazılı alacaklıları bilgilendirmek ve sunacağı rapordan sonra görevi sona ermek üzere bu dosyada konkordato komiserliği yapmış olan …’nın kayyım olarak tayin edilmesine, kendisine 1.500 TL kayyımlık ücreti takdiri ile rapor ibrazından sonra ödenmesine, Konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, 2004 s. İİK’nin 308/c maddesi gereğince DERHAL bağlayıcı hale gelmesine, Geçici ve kesin mühletin etkilerinin, Kanun’daki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe (30/09/2020 tarihine) kadar devam etmesine, Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına, Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların, (bu adi konkordatoda) konkordato şartlarına tabi olmamasına; aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına, Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına, Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde (konkordato komiseri …’nın 30/09/2020 tarihli dilekçesi ekindeki Tablo-1, Tablo-2, Tablo-3, Tablo-4 ve Tablo-5 listelerinde yer alan ödeme planlarında) öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına, Konkordatoya muvafakat etmeyen (adi) alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhfaza etmesine, Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu tayinine yer olmadığına, 2004 s. İİK’nin 305/d maddesine istinaden, 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için, (davacı borçlunun malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından) teminat alınmasına veya aranmasına yer olmadığına, Alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açabileceklerine, Tasdik kararının, 2004 s. İİK’nin 288. maddesi gereğince Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında ilanı ile ayrıca tasdike ilişkin olarak geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkere yazılmasına dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Müdahil … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin konkordatonun tasdikine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK 286 maddesinde öngörülen belgelerin davacı firma tarafından eksiksiz olarak sunulmasının zorunlu olduğunu ancak bu şartın eksiksiz olarak yerine getirilmediğini, sunulan mali tabloların tarihinin başvuru tarihinden en fazla 45 gün önce olabileceğinin belirtildiğini, davacı borçlu firmanın konkordato talebinin İİK 286-287 ve ilgili maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun bulunmaması nedeniyle reddinin gerekirken tasdik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordatonun tasdiki için İİK’da öngörülen yasal koşulların oluşmadığını, alacaklıların nisap oranları dolayısıyla konkordatoya tabi adi alacak meblağının netleştirilmeksizin konkordato projesi ile teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığının sağlıklı tespitinin mümkün olmamasına karşın Yerel Mahkemece konkordatonun tasdiki yönünde karar verildiğini, ana para üzerinden uygulanan tenzilat alacaklı müvekkili açısından hak kaybına sebebiyet vereceğini, eldeki konkordato talepli dosya kapsamında borçlunun durumu itibari ile tenzilat konkordatosu uygulanmasının da mümkün olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkili banka alacağının nisapta ve tasdik yargılamasına esas alınan raporlarda eksik değerlendirmeye alındığını, hükme esas alınan raporlarda tüm alacaklıların toplam 268.915,00TL gayrinakdi kredi borçları hesaplamaya hiç bir şekilde dahil edilmediğini, İ.İ.K. 302/6 gereğince çek bedeli kredilerinden ibaret bu kredilerin de hesaplamalara dahil edilmesi gerektiğini, bu durumda İ.İ.K. md 302 a maddesinde aranan alacakların 1/2 sini karşılama oranı tamamlanmamış olduğunu, konkordato projesinin 9 ay ödemesiz, anaparadan %10 indirimli ve faizlerin ortadan kaldırılarak 60 aylık sabit taksitlerle borç ödemenin konkordato kalkanı ile ötelenmesi amacını taşıdığını, projenin uygulanabilir olmadığının açık olmasına rağmen tasdik yargılamasına esas alınmasının hatalı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY … HK DAİRESİNİN … ESAS , … KARAR SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta buluna konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında 11 EKİM 2020 tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde 08 EKİM 2020 tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden müdahil vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
1-ANA PARANIN % 90 HARİÇ KALAN ANA PARANIN % 10 İLE FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAĞAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK;
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır.(İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir . Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK m.159-161), Ankara 2003, s.134).
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri ” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize ya da ceza koşuluna hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM .. HUKUK DAİRESİNİN … ESAS , … KARAR SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY … HUKUK DAİRESİNİN … ESAS ,… KARAR SAYILI İLAMI)
2-20.000-TL DEN KÜÇÜK ALACAKLILARIN TEK SEFERDE VE ENGEÇ 31/06/2021 TARİHİNE KADAR ÖDENMESİ İLE İLGİLİ OLARAK;
Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir. Dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Somut olayda, ortaya konulan ödeme planıyla alacağı 20.000,00 TL’nin altında olan küçük alacaklı grubu tek seferde 30.06.2021 tarihi itibariyle alacaklarının tamamına kavuşmuş olacak iken diğer alacaklıların tüm alacaklarını tahsil etmeleri daha uzun vadeye yayılmaktadır. Diğer yandan, davacı şirketin bu vade tarihlerine kadar aynı ödeme gücüne sahip olup olamayacağını ya da bu tarihlere kadar konkordatonun feshedilip edilmeyeceğini önceden öngörmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde, küçük alacaklı grubu alacağının tamamını ya da büyük bir bölümünü tahsil etmiş olacak iken diğer alacaklılar daha az oranlarda tahsil imkanına kavuşmuş olacaklardır. Sonuç olarak, bu ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesine uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.
(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY … HUKUKUN … E ,… K , SAYILI İLAMI )
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Komiser İbrahim Bulca nın 10/09/2020 tarihli nihai raporuna göre davacı şirketin 5.581.336,82-TL BORÇ FAZLASI OLDUĞU, ödeme aczinin devam ettiği, BORCA BATIK OLDUĞU anlaşılmıştır. Borçlunun iflasına karar verebilmek için, konkordatonun reddi tek başına yeterli değildir.
İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308 madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof …, Prof …, Prof …, Doç…., Doç…. shf,550 vd)
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… ve … vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/09/2020 gün ve … E., … K sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
2-İstem sahibi …’nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,
3-Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26006 sicil numarasında kayıtlı … NİN 2004 Sayılı İİK’nun 308 ve 179 maddeleri gereğince İFLASINA, 10/11/2021 günü saat 11:20 itibariyle İFLASININ AÇILMASINA,
4-Kararın derhal Konya Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
5-İflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına,
6-Davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının Konya İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
7-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYATİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA, Davacının konkordato talebinin red olunduğunun, tüm tedbirlerin kaldırıldığının daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
8-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
9-Davacı tarafından harcanan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İSTİNAF YARGILAMASI YÖNÜNDEN;
11-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
12-… tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
13-… tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
15-HMK m. 359/3 gereğince kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, gider avansı iadesi işlemleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesindeki bildirim ve ilanların Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK’nin 293 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 10/11/2021

… …
Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.