Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/554 E. 2021/853 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
11- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
MÜTEVEFFA : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/09/2018 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Kulu İlçesi’nden Cihanbeyli’ye seyir halinde iken sürücü …’ın aşırı süratli olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle trafik kazası yaşandığını ve aracın ikiye ayrıldığını bu sebeple de araçta yolcu olarak bulunan …’nin vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde …’nin hiçbir kusuru olmadığını, kusurun … plakalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunu, iş bu durumun da kaza tespit tutanağında sabit olduğunu, …’ın bahsi geçen aracın … sigorta acente numarası ile ZMMS sinin yapıldığını, müteveffanın Niğde iline iş için gittiğini, araç sürücüsü …’ın patronunun oğlu olduğunu, müteveffanın aylık net maaşının 2.700,00 TL olduğunu ancak aktüerya uzmanından müvekkilinin tam kazancının tespitinin istenildiği, müteveffanın babası … ve annesi … ile yaşadığını, anne ve babası çalışmadığı ve herhangi bir geliri olmadığı için tüm evin ihtiyaçlarını ve giderlerini de …’nin karşıladığını, anne ve babasının evlatlarının desteğinden yoksun kaldığını, bu süreçte ailenin manevi olarak da çok yıprandığını, açmış oldukları iş bu maddi ve manevi tazminat davasının kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalılar … ile … San. Ve Tarımsal Tem. Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde her iki müvekkilinin de son derece üzüldüğünü ve kötü günler yaşadığını, müvekkillerinden …’ın halen kendisini toplayamadığını, müvekkillerinden … şirketinin sahibi …’ın da hem oğlunun ciddi şekilde yaralanması hem de araçlarının hurdaya çıkması gibi maddi ve manevi zorluk içerisine girdiğini, müvekkillerinden …’a kusur izafe edilmesini kabul etmediklerini, müvekkili araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, müvekkilinin önde bulunan aracın ön sağ farının bulunduğu tarafta tekli stop lambası gördüğünü, bunun bir motorsiklet ya da araç olabileceği düşüncesiyle bu araca çarpmamak adına fren yaptığı esnada aracın hakimiyetini kaybederek kaza yaptığını ifade ettiğini, olay yeri inceleme tutanağı ve kazanın meydana geldiği mahalde bulunan kamera kayıtlarını içeren CD nin Cihanbeyli kolluğundan istenilmesini talep ettiğini, olay mahallinde keşif yapılmasını talep ettikleri, olayın meydana gelmesinde müvekkillerinin herhangi bir sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, açılan davanın reddi ile yapılan yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacı yana hükmedilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili 10/09/2018 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Kulu İlçesi’nden Cihanbeyli’ye seyir halinde iken sürücü …’ın aşırı süratli olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle trafik kazası yaşandığını ve aracın ikiye ayrıldığını bu sebeple de araçta yolcu olarak bulunan …’nin vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde …’nin hiçbir kusuru olmadığını, kusurun … plakalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunu, iş bu durumun da kaza tespit tutanağında sabit olduğunu, …’ın bahsi geçen aracın … sigorta acente numarası ile ZMMS sinin yapıldığını, müteveffanın Niğde iline iş için gittiğini, araç sürücüsü …’ın patronunun oğlu olduğunu, müteveffanın aylık net maaşının 2.700,00 TL olduğunu ancak aktüerya uzmanından müvekkilinin tam kazancının tespitinin istenildiği, müteveffanın babası … ve annesi … ile yaşadığını, anne ve babası çalışmadığı ve herhangi bir geliri olmadığı için tüm evin ihtiyaçlarını ve giderlerini de …’nin karşıladığını, anne ve babasının evlatlarının desteğinden yoksun kaldığını, bu süreçte ailenin manevi olarak da çok yıprandığını, açmış oldukları iş bu maddi ve manevi tazminat davasının kabulünü talep etmiş, davalılar yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir, mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK’nın 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK’nın 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nın 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği,
5510 Sayılı kanunu 13/1 maddesinde ( İş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.) hükmünün bulunduğu Yüksek Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 29/12/1981 Tarihli, 11284/15904 sayılı ilamı ile yine Yüksek Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 13/10/1987 Tarih, 5024/5139 Karar sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğu, görev konusunda … Ticari davalar TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519 komisyon sözlemesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ima 554 havale hakkındaki 555 ile 560, saklama sözleşmelerinin düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurulara ve ödünç ara verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın tacir işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığını ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. Maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında kooperatifler Kanununu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu(m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalarda bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranaz. TTK’nın 4/1. Bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgimi olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. Maddesine göre, er iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. Maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğer için de tacir iş sayılması, davanın niteliğinin ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yanızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak bu mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yanızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür Y. Hgk 10.02.2016, 2014/17-2389 E, 2016/129 Sayılı İlamının da emsal nitelikte olduğu ( Ticaret Mahkemesi’nin görevi yönünden) , mahkememiz dosyasının incelenmesi neticesinde müteveffa …’nin davalılardan … Sanayi ve Tic. A.Ş. Çalışanı olduğu, müteveffanın Niğde iline iş için gittiği ve araç sürücüsü …’ın patronunun oğlu olduğu ve meydana gelen kazayı iş dönüşü yaptığı anlaşılmakla ve yine davacı vekilinin ve davalı vekilinin mahkememiz duruşmasında müteveffa …’nin davalı şirketin çalışanı olduğunu ve iş dönüşü kazanın meydana geldiğini beyan ettikleri ve beyanlarını imzaları ile tasdik ettikleri görüldüğünden Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Konya İş Mahkemesi’ne gönderilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. 1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,” Karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkillerinin dava konusu kazada oğullarını/ kardeşlerini kaybettiklerini, huzurdaki dava ile araç sürücüsü … , araç işleteni … Ltd Şti ve ZMMS sigortacısı olarak … Sigorta AŞ ye karşı destekten yoksun kalma tazminatı ve araç işleteni ve araç sürücüsüne yönelik manevi tazminat talep edildiğini, huzurdaki davada iş kazası olarak işverene karşı açılmamış araç işleteni, sürücü. ZMMS karşı haksız fiilden kaynaklı dava ikame edildiğini, trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edildiğinden maddi ve manevi tazminat davası haksız fiil sorumlularına karşı açıldığını, trafik kazası neticesinde ölüm, yaralama veya herhangi bir malvarlığı zararı meydana gelmesi halinde bunlara dava açılabileceğini, dava tarihinden 2 sonra verilen görevsizlik kararının usul ekonomisi açısından ve hukuki gerekçeden uzak kararın müvekkillerinin daha fazla mağduriyetine sebep olmaması açısından ortadan kaldırılması ve görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğuna, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen görevsizlik kararı, davacı tarafça istinaf edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun birinci maddesi uyarınca; İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde İş Mahkemeleri kurulur. Bu tür davalara iş mahkemelerince bakılır.İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.
5510 sayılı yasanın “İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması” başlıklı 13. Maddesinde İş kazası;
e) “Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır” şeklinde tanımlanmıştır.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK.nun madde 76, HMK madde 31). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hakimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.
Somut olayda, dosya kapsamındaki tarafların beyanları, SGK kayıt ve belgelerinden, davacının kaza tarihinde davalı şirkette İş kanunu hükümlerine göre çalıştığı anlaşılmaktadır. Meydana gelen trafik kazası, davacı yönünden trafik iş kazası olup uyuşmazlık iş hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece, İş mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek H.M.K. 114-115 maddeleri uyarınca görev nedeniyle davanın reddine (görevsizlik) karar verilmesi yerinde olup buna yönelen davacı istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/5135 Esas, 2019/10609 Karar sayılı ilamı ile; Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/3503 Esas 2019/2705 Karar; 2018/3453 Esas 2019/2662 Karar; 2018/2620 Esas, 2019/1583 Karar sayılı ilamları)
Bu nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan harçlar yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.