Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/543 E. 2021/488 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ../.. – ../..
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ../…
KARAR NO : ../…
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : ../.. Esas ../.. Karar

DAVACI : … HESABI –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI : 2- ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/03/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/07/2018 tarihinde … e ait olan … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosikletin … Caddesi üzerinde uygulama yapan trafik polisi …’in dur ihtarına uymaması ve …’e çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu …’in yaralanarak malul kaldığını, trafik kazası tespit tutanağında kazanın oluşumunda … plaka sayılı motosiklet sürücüsünün dur ihtarına uymama maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun bildirildiğini, motosikletin ZMSS nin bulunmaması üzerine…’in … Hesabına başvurusu üzerine 19/04/2019 tarihinde 172.395,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini, … Hesabı Yönetmeliğine göre ise rücu hakkının bulunduğunu, hükümleri gereği tazminat alacaklısının yerine geçen müvekkili hesabının ödediği tazminatın … plakalı motorsikletin işleteni ve sürücüsünden tahsil etmek amacıyla Konya … İcra Dairesi’nin ./… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca itiraz edilerek icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olarak durdurduğunu, yapılan itirazların haksız ve hukuka aykırı olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurmuşlarsa da anlaşma sağlanamadığını, açtıkları itirazın iptali davasının kabulü ile yapılan yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalılara yükletilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddine karar verilmesini, tazminatın neye ve niçin hesaplandığı konusunda bir beyan bulunmadığını, keşif ve CD çözümü ile müvekkilinin kusursuz olduğunun ispatlanacağını, açılan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalılar aleyhine icra takibi başlatmış, davalılar yapmış oldukları itiraz ile takibi durdurmuş, bunun üzerine davacı vekili yasal süresi içerisinde itirazın iptali davası açmış, davalı … yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih 37 Esas – 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.4.maddesinde tahdidi olarak sayılan dava türlerinden olmadığı gibi davacının … Hesabı olduğu, davalıların gerçek kişi olduğu, tacir olmadığı, ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan da olmadığı, eldeki davanın haksız fiilden kaynaklı zararın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine dayalı itirazın iptali davası olduğu davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Yargıtay 20. HD’nin 2016/13991 Esas, 2017/368 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/18999 Esas, 2018/8701 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/17475 Esas, 2019/9220 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2017/1132 Esas, 2019/9502 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/14913 Esas, 2019/6350 Karar sayılı içtihatları ile; Ankara BAM 26. HD’nin 2020/267 Esas, 2020/633 Karar, İstanbul Bam 37. HD’nin 2018/1501 Esas, 2018/2212 Karar, Antalya BAM 5. HD’nin 2019/810 Esas, 2019/863 Karar, Adana Bam 3. HD’nin 2020/388 Esas, 2020/472 Karar, Gaziantep Bam 17. HD’nin 2019/531 Esas, 2020/997 Karar, Ankara BAM 13. HD’nin 2020/1143 Esas, 2020/1035 Sayılı karaları da; davamız konusu ile aynı mahiyetteki davalarda uyuşmazlık konusu haksız fiilden kaynaklandığı için halefiyet ilkeleri de nazara alınarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik içtihat ve kararları içermektedir. Yine Yargıtay 11. HD’nin merci tayinine ilişkin olmasa dahi Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davamız ile benzer mahiyetteki davalarda göreve ilişkin herhangi bir bozma kararı verilmemiştir ( Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi(nin 2018/310 Esas, 2020/2234 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2018/1392 Esas, 2020/754 Karar) yine Yargıtay 20. HD’nin 23/01/2017 tarih ve 2016/11796-2017/343 sayılı; 23/01/2017 tarih ve 2016/13991-2017/368 sayılı; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/12/2016 tarih ve 2016/170-2016/12160 sayılı; 20/05/2019 tarih ve 2016/14913-2019/6350 sayılı; 16/10/2019 tarih ve 2017/1132-2019/9502sayılı ve Ankara BAM 26. HD’nin 04/04/2019 tarih ve 2019/934 2019/648 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi dava niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanmaktadır, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 05/11/2015 tarih ve 2015/9161 Es. 2015/10578 Kar.,Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve 2015/14799 Es. 2015/12738 Kar., Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 09/06/2016 tarih ve 2016/5097 Es. 2016/6736 Kar.sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu görülmüştür.
Ayrıca Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilk derece mahkemesi olarak 2020/194 Esas, 2020/649 Karar sayılı ilamının Konya BAM 4. H.D’nin 2020/1649 Esas, 2020/1678 Karar sayılı 14/12/2020 tarihli ilamının da benzer şekilde kabul edildiği, TTK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. HGK 10.02.2016, 2014/17-2389 E, 2016/129 Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş, (özü; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilam)) Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin davaya bakmakla görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, … Hesabının zorunlu mali mesuliyet sigortalarından kaynaklanan sorumluluğunun ticaret hukuku kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve … Hesabının bu sorumluluğuna dayanan davaların ise Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, Somut uyuşmazlıkta, 30.07.2018 tarihinde …’e ait … sevk ve idaresindeki .. … plaka sayılı motosikletin yaya trafik polisi …’e çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, yaralanarak malul kalan .. …’e müvekkil … Hesabı tarafından ödenen tazminatın, sorumlu davalılardan rücuen tahsili için yapılan icra takibine, davalıların yapmış olduğu itirazın iptali talep edildiğini, uyuşmazlığın temelde Yüksek Mahkeme uygulaması ışığında TTK md. 1483/1 maddesi düzenlemesi ile zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklandığını, Hem İstinaf hem de Yargıtay uygulamasına dikkat edildiğinde davaya konu somut olay hukuki bakımdan ticari iş sayıldığı için davaya bakmakla görevli mahkeme, görevsizlik kararı veren … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, … hesabı tarafından açılan rücuen tazminat istemine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davanın, trafik kazası nedeniyle … hesabı tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
(Nitekim Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 22/01/2018 tarih ve 2017/10924 esas 2018/399 karar sayılı ilamı, Yargıtay17. Hukuk Dairesinin 2016/9691 esas 2019/4056 karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/15604 esas 2014/15989 karar sayılı ilamı,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2830 esas 2019/1603 karar sayılı ilamı )
HMK’nun 353/1-a-3. maddesinde mahkemenin görevli veya yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde esasın incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda işin esasının incelenerek hasıl olacak sonuca göne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 30/03/2021

.
Başkan Üye Üye Katip
.
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.