Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar
DAVACI : …
MÜFLİS : …
DAVALI : …
İFLAS İDARE MEMURU : … –
DAVA : Kayıt ve Kabul
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı 10/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; Kendisinin Konya da serbest avukat olduğunu, müflis … in Konya … Vergi Mahkemesindeki seri davalarında avukatlığını yaptığını, davaların lehlerine sonuçlandığını, kararların büyük çoğunluğunun kesinleştiğini, müflisten vekalet ücreti alacaklarını tahsil edemediğini, 50.000,00 TL vekalet ücreti alacağının olduğunu, müvekkili olan … in Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin 23/11/2016 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile iflasına karar verildiğini (Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin 23/11/2016 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile verilen iflas kararının 03/12/2016 tarihinde kesinleştiği), iflas kararının Konya … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası üzerinden işleme alındığını, iflas müdürlüğünce sıra cetveli hazırlandığını, vekalet ücreti alacağına sıra cetvelinde yer verilmediğinden bahisle 50.000,00 TL vekalet ücreti alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne, alacağının rüçhanlı olarak sıra cetveline yazılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava konusu uyuşmazlık hususlarında rapor tanzimi için dava dosyasının İcra ve İflas Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplama Uzmanı Bilirkişi …’e tevdi edildiği, bilirkişi düzenlemiş olduğu raporda sonuç olarak; davacı avukat …’nın müflis … vekili olarak açtığı davalar ile ilgili olarak müvekkili müflis …’den 43.652,14 TL ücret hak ettiği, daha önce bu paranın 15.000,00 tahsil edildiği sözleşmede yazılı olup o halde tahakkuk eden avukatlık ücretinin 28.652,14 TL olduğu, haliyle bunun sıra cetveline alınması gerektiği ve rüçhanlı bir alacak olduğuna dair rapor düzenlediği anlaşılmıştır.
Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin 23.11.2016 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile …’in iflasına karar verilmiş olup, karar kesinleşmiştir.
Davacı … davaya konu vekalet ücreti alacağının rüçhanlı alacak olarak masaya kaydını istediği, iflas idaresince yapılan inceleme sonucunda sıra cetvelinde … alacaklarına paranın isabet etmediği, iflas idaresi cevabında davacının alacağının alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden resmi belgeye dayanmadığından kayıt edilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Avukat … tarafından gösterilen ve Konya Vergi Mahkemesi’nden gelen mahkeme ilamlarındaki Avukatlık Ücretleri ile bunların kesinleşme tarihleri ayrıntılı olarak gösterildiği, kesinleşmeyen 3 adet mahkeme ilamının bulunduğu, bunların halen Bölge İdare Mahkemesinde bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki 19.04.2016 tarihli sözleşmede 14 adet dosya için 50.000,00 TL ücret kararlaştırıldığı, bunun 15.000.00 TL’sinin alındığı, bakiyenin ise dava sonunda alınacağının belirtildiği, tarafların sözleşme ile avukatlık asgari ücret tarifesine göre ücret üzerinde anlaşma yapıltıkları anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edilenler, ilgili iflas dosyası, ayrıntılı, gerekçeli hükme elverişli bilirkişi raporlaru ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile müvekkili arasında düzenlenen 19.04.2016 tarihli sözleşme uyarınca toplam 14 dava dosyası için 50.000,00 TL ücret kararlaştırıldığı, bunun 15.000.00 TL’sinin davacıya ödendiği, bakiyenin ise dava sonunda alınacağının belirtildiği, söz konusu dava dosyalarının sonuçlandığı, davacının avukatlık ücretinden kaynaklı müvekkilinden alacağı bulunduğundan davacının davasının kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak davacının 28.652,14 TL avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağının müflis davalı ile ilgili Konya … İcra Müdürlüğünün … iflas dosyasındaki iflas masasına üçüncü sıradan rüçhanlı olarak kayıt ve kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davacının davasının kısmen kabülü ile; taleple bağlı kalınarak davacının 28.652,14 TL avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağının müflis davalı ile ilgili Konya … İcra (İflas) Müdürlüğünün … iflas nolu dosyasındaki iflas masasına rüçhanlı olarak kayıt ve kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İflas İdare Memuru sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, dosya kapsamına sunulan bilirkişi raporunun hukuki nitelendirme içerdiğini ve bu nedenle hükme esas alınmaması gerektiğini, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucunda davanın kabul edildiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka uygun olmadığını, müvekkille aralarındaki 19/04/2016 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinde iş bedelinin 15 bin lirasının peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak müvekkilin bu ücreti ödemediğini, müvekkille yapılan 20/06/2017 tarihli protokolde de bu 15 bin liranın avukata ödenmediğinin ifade edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında bu paranın tarafınca tahsil edildiğinin kabul edilmesinin mesnetsiz olduğunu, müvekkille aralarında 50 bin liralık bir ücret sözleşmesinin bulunduğunu ve bu sözleşmenin geçerli olduğunun ihtilafsız olduğunu, ücret sözleşmesi yokmuş gibi 1136 sayılı yasanın 164 maddesince bilirkişinin ücret hesabı yapması ve bu ücret hesabının hükme esas alınmasının hukuka uygun düşmediğini, bilirkişi tarafından yapılan ücret hesabının da hatalı olduğunu, bilirkişinin 1136 sayılı yasanın 164 maddesine göre asgari %10 avukatlık ücreti hesabını bu bedel üzerinden yapılması gerekirken bu bedelin yarısı üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, Yerel Mahkemenin ücret sözleşmesi ve protokole göre 50.000,00 TL’lik rüçhanlı avukatlık ücreti alacağı için hüküm tesis etmesi gerekirken sadece 28.652,14 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalının istinafı yönünden
Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 166/2. maddesinin ilk iki cümlesi, ”Avukat, sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkını haizdir. Rüçhan hakkı, vekaletnamenin düzenlenme tarihine, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alır.” hükmüne yer verilmiştir. Madde metninden açıkça anlaşılacağı gibi, rüçhan hakkının avukatın hangi ücreti için söz konusu olduğu sınırlı sayıda belirtilmiş, bu hakkın ancak müvekkile kazandırılan şeyler üzerinde ve müvekkilin diğer alacaklılarına karşı ileri sürülebilecek nitelikte bir hak olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, 2. fıkranın son iki cümlesi hükme dayanak yapılmıştır.
Bu durumda mahkemece,davacının vekiliğini üstlendiği tüm dosyaların kesinleşip kesinleşmediği saptanarak, davacı avukatların müflis davalılar iflas masasına anılan yasa hükmü gereğince, kazandırdığı bir mal ya da para bulunup bulunmadığı yani kayıt ve kabulü istenen alacağın tamamının ya da bir kısmının bu koşulları taşıyıp taşımadığı hususunda tüketici mevzuatından kaynaklı nitelikli hesap bilirkişisinden rapor alınıp sonucuna göre alacağın tamamı ya da bir kısmının rüçhanlı olup olmadığı konusunda bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin soyut, dayanaklarını açıklamaksızın davacıların vekalet ücretinin rüçhanlı olduğu yolundaki görüşüne itibarla, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacının istinafı yönünden
Davacı ile dava dışı arasında düzenlenen sözleşmede 15.000 tl nin ödeneceği yazılı olup,bu ödemenin yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır.Davacı taraf sözleşme kapsamında bu bedelin ödenmediğini belirtmekte ve anlaşma içeriğinden ödendiğine yönelik bir ibare bulunmamakta olup ödeneceğine dair ibare vardır.
Mevzuatımızda isticvabın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 169. maddesi;“Mahkeme, kendiliğinden veya talep üzerine taraflardan her birinin isticvabına karar verebilir. İsticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olur” hükmünü içermektedir.
HMK’nun 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir
Bu nedenle davanın tarafları dışındaki üçüncü kişiler tanık sıfatıyla dinlenebilirse de, isticvap yoluyla dinlenmelerine usulen olanak bulunmamaktadır.
Üçüncü kişilerin davada bilgilerine başvurulması istenirse, onlar ancak tanık olarak dinlenebilirler (Erdal Tercan, Medeni Usul Hukukunda Tarafların İsticvabı, Ankara 2001, s. 138; Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s. 945 vd.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.03.2010 gün ve 2010/14-154 E. 2010/177 K ile 21.06.2006 gün ve 2006/9-315 E. 2006/465 K. sayılı kararlarında da; davanın tarafları dışındaki üçüncü kişilerin isticvap olunamayacağı, ancak tanık sıfatıyla dinlenebileceği kabul edilmiştir.
Bundan başka hâkim, davanın her safhasında, iki tarafın iddiaları sınırı içinde olmak üzere, tarafları dinleyebilir ve gerekli olan delillerin gösterilmesini ve verilmesini emredebilir (m. 31) (Kuru Baki, Arslan Ramazan, Yılmaz Ejder, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2011, 22. Baskı, s.377, 378).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31. maddesine göre;“Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” Taraflarca getirilme ilkesi, hâkimin soru sorma ve davayı aydınlatma ödevi (m. 31) çerçevesinde yumuşatılmıştır (Pekcanıtez Hakan, Atalay Oğuz, Özekes Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 2011, 11.Bası, s. 248 vd).
Mahkemenin hüküm vermesi için, kendisine yöneltilen talebin formüle edilmesi ve ileri sürülmesi tarafların görevi ise de, bunları anlamlandırmak veya gerektiğinde açıklattırmak hâkimin görevidir. Ancak bu durum, hâkimin tarafların ileri sürmediği vakıaları ileri sürmelerine imkan vermesi veya hatırlatması anlamını taşımaz. Burada mevcut olmayanın talep edilmeyenin ortaya çıkartılması değil, talep edilenin netleştirilmesi, aydınlatılması, belirlenmesi söz konusudur.
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir” denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü davayı aydınlatma ödevi sayesinde hâkim, iddia ve savunmanın doğru ve tam olarak anlaşılmasını sağlayacak ve bu şekilde doğru olmayan bir kararın verilmesini önleyecektir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, age, s. 248 vd).
Görüldüğü üzere, hakimin davayı aydınlatma ödevine ilişkin 31’inci maddede, hakimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz ya da çelişkili gördüğü konular hakkında taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği, kanıt gösterilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında davanın tarafı olmayan …’in isticvap hükümlerine göre celbi mümkün değildir.
Ne var ki, hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK, m. 31) kapsamında mahkemece; bu sözleşme kapsamında dava dışı … ‘ın 15.000 tl ödeme yapıp yapmadığı varsa buna ilişkin belgelerinin olup olmadığı konusunda tanık sıfatıyla beyanı alındıktan sonra uyuşmazlığın buna göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/15-1523 2015/853 karar sayılı ilamı
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara ayrı ayrı iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. …
… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.