Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/481 E. 2021/482 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ../..
KARAR NO : ../…
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/09/2020
NUMARASI : ../..Esas ../.. Karar

DAVACI : … – TC : …
VEKİLİ : Av. … -.
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- . TEKSTİL VE GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – . Selçuklu/ KONYA
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/03/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 31/03/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili davacının 24/10/2014 tarihinde … sevk ve idaresinde bulunan davalılardan … Emlak Tekstil ve Gıda San.Tic.Ltd.Ştı.’ye ait … plakalı aracı ile geri manevra yaptığı sırada yaya olan müvekkiline karşıdan karşıya geçtiği sırada çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, kaza sonucu müvekkilinde beden gücü kaybının oluştuğunu, kazaya ilişkin olarak düzenlenen 24/10/2014 tarih ve 2966 sayılı Trafik Kazası Tespit Tutanağında, sürücü …’ın kullanmış olduğu araç ile 2918 Sayılı Yasa’mn 67 maddesi olan manevları düzenleyen genel şartlara uymamak kuralını ihlal ettiği, müvekkilinin ise olayda herhangi bir kural ihlalinin olmadığının belirtildiğini, müvekkili davacının 01.03.1973 doğumlu olup, kaza tarihi itibariyle 41 yaşında olup … isimli kurumda memur olarak çalıştığını, kaza öncesinde gayet sağlıklı ve hiçbir sağlık problemi ve engeli yok halihazırda koltuk değnekleri ve vücudunun birkaç yerinde platin takılı şekilde tedavisinin sürdüğünü, müvekkillinin kaza tarihinden 7 ay geçmesine rağmen henüz tam anlamıyla iyileşememiş olmasının yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzlukların ortaya çıktığını, söz konusu araç sürücüsü olan …’ın kullandığı … plakalı araç 05.03.2014/2015 arası geçerli … poliçe nosu ile davalı … şirketi olan … Sigorta’nın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigorta yaptırılmış olup bu nedenle dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte maddi tazminat istendiğini, müvekkilinin yaşadığı maddi ve manevi zararın bir nebze olsun karşılanabilmesi için işbu davanın açılmasının zorunluluğu hasıl olduğunu belirtmekle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL, maddi tazminatın hesaplatılarak işleten … Emlak Tekstil ve Gıda San.Tic.Ltd.ŞtL davalı yönünden kaza tarihinden itibaren sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılara ödetilmesine, 30.000TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte işleten … Emlak Tekstil ve Gıda San.Tic.Ltd.Şti alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine, işleten … Emlak Tekstil ve Gıda San. Tic.Ltd.Şti adına kayıtlı kazaya karışan … plakalı araç üzerine, üzerinde kayıtlı değilse işleten şirket adına kayıtlı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özet olarak ; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 05.03.2014 – 05.03.2015 tarihleri arasında .. no.lu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararlarını aynı zamanda ispatının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün dava konusu maluliyetin oluşumundaki kusuru ile sınırlı olduğunu, maluliyetin meydana gelmesinde etkili olan kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesinin gerektiğini, davacının maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek kaza ile illiyeti bulunan maluliyete ilişkin rapor alınması gerektiğini, olayda kusur dağılımı ve davacının maluliyet durumu tespit edildikten sonra, maddi tazminat taleplerinin netleştirilebilmesi için aktüer bilirkişiden aktüer raporu alınmasının gerektiğini, davacının faiz taleplerinin reddinin gerektiğini, aksi halde hüküm veya rapor tarihinden faize hükmedilebileceğini, ayrıca olayın haksız fiilden kaynaklı olup, ticari iş niteliğinde olmadığından davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin de reddi gerekmekte olduğunu belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması ve davacının kaza ile illiyeti bulunan maluliyeti olmaması nedeniyle reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları, adli tıp raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 24/10/2014 tarihinde … sevk ve idaresinde bulunan davalılardan … Emlak Tekstil ve Gıda San.Tic.Ltd.Ştı.’ye ait … plakalı aracın ile geri manevra yaptığı sırada karşıdan karşıya geçen yaya davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, ancak hükme esas alınan adli tıp raporu uyarınca herhangi bir araz bırakmaksızın iyileştiği, vücut engellilik oranının bulunmadığı, söz konusu trafik kazasının davalı taraf araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu hareketi sonucu meydana geldiği, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … şirketine 05.03.2014 – 05.03.2015 tarihleri arasında … no.lu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, davacının taleplerine ilişkin olarak aktüer bilirkişiler tarafından düzenlenen heyet raporunda davacının meslekte kazanma gücü kaybından doğan maddi zararın bulunmadığı, bilirkişi … tarafından yapılan değerlendirmenin hükme esas alındığında efor kaybı zararının bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmakla; hükme esas bilirkişi ve adli tıp raporları uyarınca davaya konu trafik kazası sonucunda davacının dava dilekçesi uyarınca talebi ile bağlı kalınarak maddi tazminat taleplerine ilişkin zararının bulunmadığından maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddİ ile, 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Emlak Teks. Ve Gıda san. Tic. Ltd. Şti. ‘nden alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davacının maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Emlak Teks. Ve Gıda san. Tic. Ltd. Şti.’nden alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi tazminatlarının açıklattırılması şeklinde tavzih dilekçesi ve ıslah dilekçesinin dikkate alınmadığını, bu şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, esasa ilişkin olarak ise; dava dilekçesinde talep ettikleri 5.000,00 TL tazminatın 4.000,00 TL’sinin iyileşme süresinde efor kaybı sebebiyle uğradığı maddi zarara, 900,00 TL’sinin tedavi masraflarına şeklinde iken taleplerinin ıslah dilekçesi ile daha sonrasında kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararın 3.000,00 TL olarak talep etmeleri karşısında taleple bağlı kalınarak maddi zararın olmadığı şeklinde maddi tazminatın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ıslah dilekçelerinin Yerel Mahkemece talep arttırımı gibi algılandığını ancak yapılan işlemin bir ıslah işlemi olduğunu, ıslah dilekçelerinde hesap bilirkişilerince belirtilen bakıcı giderlerinden doğan tazminata ilişkin herhangi bir karar verilmediğini, maddi tazminat alacağının reddine dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca manevi tazminat hususunda verilen miktarın da düşük olduğunu, özellikle direksiyon kabadayılığını engelleyecek mahiyette sürücülerin daha dikkatli olmalarına teşvik edecek yönde gelişen Yargıtay uygulamalarının nazara alınarak manevi tazminata hükmedilmediğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Bakıcı gideri ile faturasız tedavi giderine hükmedilmesi gerektiğine yönelik istinaf
6100 sayılı HMK’nın 24 üncü ve 26 ncı maddelerine göre, yargıç, tarafların talebi olmadan bir uyuşmazlığı kendiliğinden inceleyemez ve karara bağlayamaz. Kanunda açıkça belirtilmedikçe hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya icra takibini yapmaya zorlanamaz. Yargıç, bir davada tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Ancak, duruma göre talepten daha azına karar verilebilir. Yargıcın, tarafların talepleriyle bağlı olmadığına dair kanun hükmü veya kamu düzenini ilgilendiren bir durum varsa bu kural uygulanmaz. Örneğin, sosyal güvenlik hakkı, anayasa ile güvence altına alınmış vazgeçilemez temel sosyal haklardandır. Bu sebeple, hizmet tespiti davalarında davadan feragat geçersizdir. Yine bütün davalarda yargılama giderleri, harç ve vekâlet ücreti konusunda tarafların bir talebi olmasa dahi mahkeme, kamu düzenini ilgilendiren bu konularda re’sen hüküm kurmak zorundadır.
6100 sayılı HMK’nun 26/1 maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. HMK’nun 176. maddesi (HUMK’nun 83. md.) ve devam maddelerinde ıslah müessesesi düzenlenmiş olup, bu yolla, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanı sağlanmıştır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde, ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Islahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
İfade olunan yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda; dava dilekçesinde davacı açıkça geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talep etmiş ancak açıkça talep edilmeyen bakıcı giderinin ve kaçınılmaz faturasız tedavi giderinin, ıslah dilekçesiyle talep edilmesinin mümkün olmadığı, bu yöndeki kararın, dava dilekçesindeki talebin aşılması mahiyetinde ve ıslah müessesine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı, bakıcı giderine ve kaçınılmaz tedavi giderine ilişkin açılmış ve harcı yatırılmış bir dava bulunmadığı,dava dilekçesindeki açıklamalardan talebin geçici ve sürekli işgörmezlik zararına ilişkin olduğu halde yazılı şekilde talepten fazlasına olacak şekilde karar verilemeyeceğinden istinaf yersizdir
(Nitekim 17 hd nin 2014/23214 esas 2017/4406 karar,2015/7913 esas 2018/3722 karar sayılı ilamları)
Geçici işgöremezlik dönemindeki efor kaybı yönünden
Davacının … ta idari memur olarak çalıştığı kurumdan geçici 6 aylık dönemde de maaşını almaya devam etmesi, tek başına geçici işgöremezlik zararı oluşmadığını göstermez. Maaşını almış olsa dahi, kazadan önce maaşı dışında elde ettiği ve iyileşme süresi boyunca mahrum kaldığı ek ödemeler olup olmadığının araştırılması ile bu dönem zararı için hesap yapılmalıdır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; öncelikle, davacının çalıştığı kurumdan, davacının kazadan önceki çalışması karşılığı ödenen maaş dışında aldığı ek ödeme olup olmadığı,geçici işgöremez olduğu dönemde maaşını tam alıp almadığının ve eksik ödeme almışsa kazadan sonraki 6 aylık dönemde bu ek ödemelerden eksik aldığı kısımlar bulunup bulunmadığının sorulması; daha sonra, kazadan sonraki dönemde davacının maaşını almaya devam ettiği ve geçici işgöremezlik tazminatının, sadece kazadan önce elde edildiği halde kazadaki yaralanma nedeniyle çalışılamayıp elde edilemeyen geliri kapsadığı dikkate alınmak suretiyle, davacının kazadan önceki çalışması karşılığı ödenen maaş dışında aldığı ek ödeme olup olmadığı varsa tespit edilmek suretiyle ,varsa eksik ödenen miktarla sınırlı olarak efor kaybı tazminatına hükmedilmesi,gelen yazı cevaplarına göre geçici işgöremez duruma geldiği tarihten sonra maaşlarını tam olarak aldığının tespit edilmesi durumunda ise bu talep yönünden de davanın reddi gerekirken eksik incelemeyle ve bu husus araştırılmadan tamamen reddi doğru değildir.itiraz yerindedir
Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2015/9347 esas 2018/4033
Karar 2017/1282 esas 2019/8969 karar sayılı ilamları
Manevi tazminatın az taktir edildiği istinafı yönünden;
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacının kaza nedeniyle maluliyetinin bulunmaması,6 aylık işgöremez hale gelmesi gözetilip olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu bu itibarla davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın sadece davacı tarafça istinaf edildiği gözetilerek kazanılmış haklara halel gelmemek suretiyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak ve kazanılmış haklara halel gelmemek suretiyle değerlendirmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 31/03/2021

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.