Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/470 E. 2021/792 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVALI :2-… SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 3- …
4- …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 21/06/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 31/08/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin trafik polisi olduğunu, 18/07/2014 tarihinde radar kontrolü olarak görev yaptığı sırada davalılardan …’in maliki olduğu, diğer davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile müvekkilinin dur ihtarına uymayarak müvekkiline kasten çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, kaza sonrası olay yerinden kaçtığını, müvekkilinin ekip arkadaşlarının 8-9 km aracı takip ederek yolda zorla aracın önünü keserek durdurduklarını, davalı sürücü … hakkında Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, kazaya sebep olan aracın davalı … Sigorta şirketi tarafından ZMMMS poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, diğer davalı … Sigorta şirketi tarafından da kasko poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, kaza sonrası hayati tehlike ile ağır yaralanan müvekkilinin ambulansla Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılarak yoğun bakıma alındığını, kaza nedeniyle müvekkilinde kırıklar olduğunu, defalarca tıbbi operasyonları geçirdiğini, yaralanma sebebiyle müvekkilinin daha sonraki iş hayatında da aksamalar oluşacağını, davalıların maddi ve manevi tazminat taleplerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalı sigorta şirketlerinden dava öncesi taleplerinin sonuçsuz kaldığını beyanla davanın kabulü ile fazlaya ilişkin taleplerinin kabulü ile ileride arttırılmak üzere şimdilik 100,00TL geçici iş göremezlik, 3.000,00TL sürekli iş göremezlik, 100,00TL efor tazminatı, 100,00TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 3.300,00TL’nin maddi tazminatın olay tarihinden itibaren tüm davalılardan tahsilini, 200.000,00TL manevi tazminatın davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş.’den tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta şirketi vekili 16/11/2020 havale tarihli feragat dilekçesinde özetle; davacı tarafla sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta şirketi vekili 19/11/2020 tarihli duruşmadaki beyanında; maddi tazminat talebi yönünden davacının feragat talebine bir diyeceklerinin olmadığını, maddi tazminat yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin de olmadığını, manevi tazminat talebi yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta şirketi vekili 23/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesini talep etmiş, yetki yönünden de itirazlarının olduğunu, davaya bakmakla yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiş, esasa ilişkin beyanlarında, müvekkilinin kasko poliçesi kapsamında kazaya karışan aracın sigortalayanı olduğunu, kasko poliçesi kapsamında müvekkilinin manevi tazminat yönünden sorumluluğunun olmadığını, sorumluluğunun tespit edilmesi halinde de sigorta limitleri ile sınırlı olduğunu, mahkememizce kusur durumunun tespit edilmesini, düzenlenen poliçe kapsamında geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderleri yönünden de müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, davacının maluliyet durumunun da adli tıp kurumundan alınacak raporla tespit edilmesini, davacıya kaza sebebiyle SGK tarafından yapılan ödemelerin de tespit edilmesini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini beyanla talepleri gibi karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Yargılama sırasında davacı vekili 02/03/2020 tarihli dilekçesinde ve sonraki celselerdeki beyanlarında maddi tazimata ilişkin tüm taleplerinin davalılardan … Sigorta A.Ş.tarafından karşılandığını belirterek maddi tazminata ilişkin davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Davalı sigorta vekilleri maddi tazminat talebine ilişkin davacıdan vekalet ücreti ve yargılama masrafı talebi olmadıklarını dosyaya sundukları dilekçeleri ile bildirmişlerdir. Bu itibarla davacının maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddi gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi açısından yapılan değerlendirme;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. (Konya BAM 3. Hukuk Dairesi 19/06/2020 tarih 2020/380 Esas 2020/503 Karar)
Bu itibarla yukarıda açıklanan ilkeler, davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, ceza dosyasındaki deliller, Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 16/02/2017 tarihli raporunda saptandığı üzere davalı araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olması nedeniyle eylemdeki hukuka aykırılığın derecesi, davacının olayda herhangi bir kusurunun bulunmaması ve hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Üst Kurulunun 12/12/2019 tarih, … karar numaralı raporunda tespit edildiği üzere davacının olay nedeniyle %35,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmesi, davacının çektiği bedensel acının manevi dünyasında ortaya çıkardığı tahribatın derecesi, olay tarihinde paranın satın alma gücü birlikte değerlendirilerek davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü gerekmiştir.
Davacı vekili maddi tazminata ilişkin talebinde davalı … Sigorta A.Ş.’den kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunmuş ise de, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın hususi kullanıma özgü olması ve dava taraflarının tacir olmaması nedeniyle faize yasal faiz olarak hükmedilmiş, ayrıca sigorta şirketi açısından temerrüt 27/07/2016 tarihinde gerçekleştiğinden faizin bu tarihten itibaren işletilmesine karar vermek gerekmiştir. 1-Davacının maddi tazminat taleplerine ilişkin davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE ,2-Davacının manevi tazminat talebine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;40.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş yönünden poliçe limiti olan 75.000,00 TL ile ve temerrüt tarihi olan 27/07/2016 tarihinden geçerli yasal faizden sorumlu olmak, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 18/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla, davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili ve ekip arkadaşı …’nın … nolu çevirme ekibinde görevli polis memurları olarak çevirme yapacakları Konya – Adana yolu 330-014/024 km de yol üzerinde gerekli işaret ve levhaları, dubaları koyarak çevirme için gerekli tertibatı ve önlemleri aldıklarını ve çevirme ve yol daraltma işlemini yaparak uygulamaya başladıklarını, hız limitini aşan davalı sürücünün çevirme mahallinde durdurmak üzere işaret edildiğini, ancak şüpheli sürücünün aracı durdurmayıp görevli trafik polis memuru olan müvekkilinin üzerine hızla sürdüğünü ve kasten müvekkiline çarparak havaya fırlattığını ve olay yerinden kaçtığını, bunun üzerine uygulama sebebi ile duran sürücülerden … ve diğer sürücü …’ün davalı sürücüyü 9-10 km takip ettiklerini ve …’ün polis olduğunu söylemesi ve kimliğini göstermemesine rağmen şüpheli aracı ile kaçmaya devam ettiğini …’ün silahını göstermesi ve aracının önünü kesmesi üzerine şüphelinin zor kullanılarak durdurulduğunu, hayati tehlikesi mevcut olan davalı sürücünün çarptığı müvekkilinin tedavisinin 31/07/2014 tarihine kadar yoğun bakımda tedavisinin devam ettiğini, sonrasında 20/03/2015 tarihine kadar çoğunluğu yatarak ve raporlu biçimde tedavisinin devam ettiğini, 2 yılı aşkın süre ile tedavinin devam ettiğini, müvekkilinde çarpma nedeniyle araz kaldığını ve sürekli maluliyete uğradığını, müvekkilinin bu nedenlerle 15/11/2015 tarihinde polislik görevinden emekli olduğunu, kamu davasında kesinleşen mahkumiyet hükmü ile davalının kasten yaralama eylemini gerçekleştirdiğinin tespit olunduğunu, tüm bu nedenlerle kısmen istinaf edilen karar ile hükmolunan manevi tazminat miktarının müvekkilinin kamu görevlisi olması, kamu görevini ifa ettiği esnada görevinden dolayı ve görevi sebebi ile kasti bir eylemle zarara uğradığı hususları nazara alınmaksızın tesis edildiğini, hükümde somut olayın özellikleri ve TBK m56 düzenlemesi ile amaçlanan hususların nazara alınmadığını, manevi tazminata ilişkin özel hal ve şartların mahkemece gözetilmediğini, kesinleşen mahkumiyet hükmü ile tespit olunan eylemin şekli ve ağırlığının gözönüne alınmadığını, sigorta şirketi olan davalının TTK m16/1 hükmü uyarınca tacir, dava konusu sigorta sözleşmesi uyarınca işin ticari bir iş olduğunu, iş bu davada TTK m4 uyarınca ticari dava olarak Ticaret Mahkemesinde görüldüğünü, bu nedenle avans faize hükmedilmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun haksız fiilin vukuu tarihi itibariyle doğduğunu ve borcun da bu tarih itibariyle muaccel olduğunu, aksi kabul edilse dahi zararın sigortalısı tarafından sigorta şirketine ihbar müddeti olan 8. Günün bitiminde yani 26/07/2014 tarihinde muaccel olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, 200.000.-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten olay tarihi olan 18.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte , davalı … Sigorta A.Ş.’den (KASKO sigortası ile birlekti tanzim olunan İMMS poliçe limiti dahilinde sorumlu olması kaydı ile) olay tarihi olan 18.07.2014 tarihinden, bu talebimizin kabul edilmemesi halinde ihbar müddetinin sonu olan 26.7.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Manevi tazminat miktarına ilişkin itirazın incelenmesinde:
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre,Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde,davalı sürücünün görevini yapan davacı polis memuruna çarparak kaçması şeklinde gerekleşen olayda davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, Ceza Mahkemesinin kararı, yukarıda açıklanan ilkeler, davalının eylemindeki hukuka aykırılığın tespitinin sağlayacağı manevi tatmin ile birlikte değerlendirildiğinde İDM’ince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının az olduğu, davacının manevi tazminatın miktarına yönelik istinafının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
2- Faiz türüne ilişkin itirazın incelenmesinde :
Davacı vekilince işleten ve sürücü yönünden yasal siorta şirketi yönünden avans faizi avans faizi istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Zarara neden olan hususi otomobildir. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi yerinde olup itirazın reddi gerekmiştir.
3- Faiz başlangıcına ilişkin itirazın incelenmesinde :
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Somut olayda 11/07/2016 tarihinde başvuru yapılmış olup 19/07/2016 tarihinden itibaren temerrüde düştüğü kabul edilecektir
(Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/25016 Esas 2017/5136 Karar sayılı ilamları)
Bu nedenle , davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar aynen korunmak suretiyle)
1-Davacının maddi tazminat taleplerine ilişkin davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE ,
2-Davacının manevi tazminat talebine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;
70.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş yönünden poliçe limiti olan 75.000,00 TL ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan 19/07/2016 tarihinden geçerli yasal faizden sorumlu olmak, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 18/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla, davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 4.781,70 TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 694,38TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.087,32 TL karar ve ilam harcının davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20TL başvuru harcı, 694,38TL peşin harç,4,30TL vekalet suret harcı toplam 727,88TL’nin davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.002,72TL posta ve tebligat gideri, 2.763,00TL Adli Tıp Fatura giderleri olmak üzere toplam 3.765,72TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (70.000,00/200.000,00) 1.318,00TL’lık kısmının davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı … Sigorta tarafından yapılan 22.00TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (130.000,00/200.000,00) 14,30 TL’lık kısmının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta şirketine verilmesine, kalan kısmın davalı … Sigorta şirketi üzerine bırakılmasına,
7-Davacı vekili yararına AAÜT ne göre kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı … Sigorta vekili yararına AAÜT ne göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta’ya verilmesine,

9-Davalı … Sigorta şirketi yararına maddi tazminat yönünden talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davalı … Sigorta şirketi yararına maddi tazminat yönünden talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
12-İstinaf eden davacı vekili tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
13-İstinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL başvurma harcı gideri ve 103,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 265,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.