Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/457 E. 2021/1645 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/11/2020
NUMARASI : …

DAVACI : ……………
VEKİLİ : …
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : …
VEKİLİ :…
2…
VEKİLİ :…
3-…
VEKİLİ : …
4-…
VEKİLİ : …
5-…
VEKİLİ : …
6- …
VEKİLİ : …
7- ….
VEKİLİ : …
8- …
VEKİLİ :…
9- …
VEKİLİ .
10- …
VEKİLİ : …
11-…
VEKİLİ :…
DAVA : Konkordato
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 02/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 07/11/2019 tarihinde harçlandırdığı dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü, ticari faaliyetlerini sürdürme noktasında ciddi sorunlar yaşadığını, müvekkili şirketin 2017 yılında kurulduğunu, özellikle ihracat pazarına yönelik olarak kurulduğunu, ihracat portföyü incelendiğinde geniş bir ülke ve şirket yelpazesine sahip olduğunu, gelinen noktada müvekkili şirket hakkında iflas kararı verilmesi veya icra takipleri yoluyla mal varlığının değerinin çok altına satılacak olmasının öncelikle müvekkili ardından sektöründe birlikte ticari faaliyetler sürdürdüğü diğer aktörleri daha da özelde sağladığı istihdamı ve genelde ülkemiz ekonomisini olumsuz yönde etkileyeceğini, konkordato ön projesinde yazılı olduğu şekilde borçlarını ödemek istediğinden bahisle müvekkiline üç aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki yazılı ve sözlü beyanları ile dava dilekçesini ve diğer dilekçelerini ve sözlü beyanlarını da tekrar ederek, alacaklılar nezdinde kabul gören konkordato tekliflerinin tasdikine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İşbu davaya müdahil olarak katılan müdahiller vekilleri verdikleri müdahale dilekçeleri ile özetle; müvekkillerinin konkordato isteyen davacıdan alacaklı olduklarını belirterek bir kısım müdahiller talebin kabulüne, bir kısım müdahiller talebin reddine, bir kısım müdahiller borca batıklık hali varsa davacının iflasına karar verilmesini, bir kısım müdahiller de talebi tamamen mahkememinin takdirine bıraktıklarını talep ve beyan etmişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Tüm dosya kapsamı ile dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin 14/10/2020 tarihli raporunda da belirtildiği üzere alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK ‘nun 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 s. İİK ‘nun 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan ayrıca teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiştir. Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması, davacının (teminat teşkil edecek) yeterli malvarlığı bulunduğundan İİK ‘nun 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden ayrıca teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında 2004 s. İİK ‘nun 305. maddesindeki adi konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenmiştir. Tüm bu nedenlerle davanın kabulüne ilişkin; 1-DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE; Konya Ticaret Sicili Müdürlüğünün 50034 sicil numarasında kayıtlı davacı … ‘nin KONKORDATO PROJESİNİN TASDİKİNE.
2-Tasdik edilen konkordato projesi gereğince;
a)Kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki şahsi borçlarının konkordato komiserinin son raporunun 25. sayfasında belirtildiği gibi 22.11.2021 tarihine kadar ödemesiz ve ilk taksidi 23.11.2021 tarihinde ödenmeye başlanmak kaydıyla birer aylık vadelerle 36 ayda (36 aylık eşit taksitle) ve her ayın 23. gününde davacı tarafından faiz ve feriler hariç ana para borçlarının ödenmesine.
b)Konkordatodan etkilenen adi alacaklıların, adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına.
c)Davacının kefaleten sorumlu olduğu borçlarının ise o borçların asıl borçlusu olan ve başka mahkeme ve dava dosyasında konkordato istemiş olan … Şirketi ‘nin konkordato müzakereleri sırasında alacaklılarla anlaştıkları gibi ödeme yapmaması halinde tahsilde mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde davacının ödemelerini yapmasına.
d)Davacının tarafı olduğu finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının ise finansal kiralayan ile arasındaki sözleşmeye uygun olarak ve konkordatodan etkilenmeksizin ödenmeye devam olunmasına.
3-İİK ‘nun 308/c maddesi gereğince işbu konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi beklenmeksizin konkordatonun derhal bağlayıcı hale gelmesine.
4-Geçici ve kesin mühletin etkilerinin kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe/bugüne kadar devam etmesine.
5-Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak İİK ‘nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına.
6-Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların işbu adi konkordato şartlarına tabi olmamasına ve aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına.
7-Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak İİK ‘nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına.
8-Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına.
9-Konkordatoya muvafakat etmeyen adi alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza etmesine.
10-Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu veya kayyım tayinine yer olmadığına.
11-İİK ‘nun 305/d maddesi gereğince İİK ‘nun 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için davacının malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından teminat alınmasına veya teminat aranmasına yer olmadığına.
12-Alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceklerine.
13-İİK ‘nun 288. maddesi gereğince konkordatonun tasdiki kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu ‘nun resmi ilan portalında ilanlarına ve ayrıca geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkereler yazılarak bildirilmesine.
14-Konkordato komiseri … ‘nin görevinin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin karar tarihi olan 23.11.2020 tarihi/bugün itibariyle son bulmasına, karar tarihine kadar olan ücretinin kendisine ödenmesine.
15-İİK ‘nun 307. maddesi gereğince finansal kiralama konusu malların teslim ve muhafazasının ertelenmesi yönünde bir talep olmadığından bu yönden bir karar verilmesine yer olmadığına.” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Alacaklı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili banka ile … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine istinaden müvekkili banka tarafından borçlu şirket lehine çeşitli krediler tesis edildiğini ve kullandırıldığını, kredilerin ödenmemesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, konkordato talebinde bulunulduğunu, borçlunun konkordato isteklerine bağlı kalınarak konkordato talebi kabul edilmiş ise de müvekkilinin ve diğer tüm alacaklıların alacağının tehlikeye girdiğini, sadece ana para borcunun ödenmesi alacaklarının tahsiline yönelik yaptıkları masrafların ve kanuni hakları olan faizlerin tahsilini imkansız kıldığını ve üstelik mevcut ekonomik koşullar göz önüne alındığında davacının kredilerini 12 ay ödemesiz dönemi takip eden 36 ayda eşit taksitte ödeyecek olmasının hakkaniyetli ve iyi niyetli olmadığını, davacı borçlunun konkordato mühlet talebi ile ilgili olarak alınan ara ve nihai raporlar incelendiğinde firmanın sulama ve filtreleme teknolojisinde önemli bir yeri olduğu, gerek iç gerek ise dış pazarda kendine yer edilebildiği , dünyada bu sektörde söz sahibi olan dev firmalara kendisini kanıtlamış ve değişmez üreticisi olabilecek güveni kazandığı belirtilmekte ve neticesinde de firmanın konkordatoya gerek görülmeden ticari faaliyetini devamı halinde dahi ödeme kabiliyetinin olduğunun görüldüğünü, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacı borçlu şirketin alacağa ulaşmayı engelleme amacıyla giriştiği bu yargılama sürecinde samimi olmayan ve kötü niyet taşıyan bu konkordato mühleti talibinin reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Müdahil … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; konkordatprojesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu nedenle konkordato projesinin uygulanabilirliği bulunmadığını, şirketin ya mali kaynağını sermaye artırımı yapması yahut da kredi bulması gerektiğini, ilk derece mahkemesince bu husus gözetilmeden karar verildiğini ancak konkordato projesinin başarıya ulaşma imkanı bulunmadığını, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyor ise proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, projede ödeme tablosunda belirtilen tutarların proje kapsamında sunulan teklifler olduğunu, projede yer alan alacak tutarlarının ana para tutarları olduğunu halbuki değerlendirilmeye tabi tutulması gereken alacak tutarlarının faiz ve ferileri kefalet borçlarını da kapsaması gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, borçlunun iflasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta buluna konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında 03/12/2020 tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde 02/12/2020 tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden alacaklı vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
1-ANA PARA HARİÇ KALAN FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAĞAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK :
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır.(İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
Konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK m.159-161), Ankara 2003, s.134).
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri ” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize ya da ceza koşuluna hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM … HUKUK DAİRESİNİN … ESAS , … KARAR SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY … HUKUK DAİRESİNİN … ESAS ,… KARAR SAYILI İLAMI)
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
İstem sahibi şirketle ilgili olarak Dosya Komiseri … ‘nin sunduğu 13/10/2020 tarihli raporlarında :
Konkordato talep eden firmanın
bilançosuna göre firmanın varlıkları 3.428.787,80-TL olup, borçları toplamı ise 2.706.607,86-TL dir. Dolayısıyla firma 31.08.2020 tarihli itibariyle 722.179,94- TL artıda olup, BORCA BATIK DURUMU OLMADIĞI belirtilmiştir.
Dolayısıyla konkordato talep eden şirketin BORCA BATIK DURUMDA OLMADIĞI anlaşılmıştır.
İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308 madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof…, Prof …, Prof…e, Doç…., Doç…. shf,550 vd)

İstem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyecektir.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… , … vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … gün ve … E, … K. sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca kaldırılmasına ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
A-İstem sahibi … Şirketi’nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,
B-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYADİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
C-İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyen tarafından yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf eden … A.Ş tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatıranlara ayrı ayrı iadesine,
7-İstinaf eden … tarafından 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
8-İstinaf eden … A.Ş tarafından 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
9-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.02/11/2021


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.