Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/435 E. 2021/835 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … MAKİNA PRODÜKSİYON GRUBU MAK. İML. SAN. TİC. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … SİGORTA A.Ş. (Önceki ünvanı : … SİGORTA A.Ş.)
VEKİLLERİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 28/01/2020 tarihli dilekçesiyle; davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiğini, davacı şirketin iş yerinde 01/12/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu dava dışı işçi …’nın malul kaldığını, iş kazasının davacı şirket tarafından 03/12/2012 tarihinde davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini, dava dışı … tarafından davacı şirkete karşı Konya … İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, dava sonunda davacı şirket aleyhine maddi ve manevi tazminat ile yargılama giderlerine hükmedildiğini, Konya … İş Mahkemesi’nin tazminata ilişkin kararının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, takip sonunda davacı şirketin dava dışı kaza geçiren işçi …’ya 13/11/2019 tarihinde 375.983,34 TL. ödediğini ve ayrıca vergi dairesine de mahkeme harçları nedeniyle 13/12/2018 tarihinde 12.370,59 TL. ödediğini, davacı şirketin ödediği toplam 388.353,93 TL.’nin davalı sigorta şirketinden faiziyle beraber rücuen tahsili için Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalı sigorta şirketini Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı sigortalı … tarafından Konya … İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden ek dava da açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kabul edilirse teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, Konya … İş Mahkemesi’nin … E. sayılı ilamında kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de sigorta şirketinin ancak ihbar tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, icra inkar tazminatı isteminin koşullarının oluşmadığını, tazminata hükmedilmesi halinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Taraflar arasındaki poliçeye göre, davalı sigorta şirketinin maddi tazminat yönünden ve manevi tazminat yönünden sorumluluğunun 200.000’er TL. olduğu, hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden bu limitlerin aşılmadığı belirlenmiştir. Davacı taraf, icra inkar tazminatı talebinde de bulunmuş, davacının alacağın miktarı belirli (ve belirlenebilir) olup, yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere bu haliyle likit olduğundan, Yargıtay 19. HD. nin 16.10.2008 gün ve 2008/ 5336 E. 2008/ 9670 K. emsal içtihadı gereğince davalıların sadece asıl alacak üzerinden değil, hükmedilen meblağ üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve Yargıtay 19. HD. nin 10.02.2005 gün ve 2004/ 8013 E. 2005/ 1022 K. sayılı emsal içtihadına göre de, dava açılmasında harçlandırılmayan icra inkar tazminatı, harç ve davacı yararına vekalet ücreti takdirinde dava değerine dahil edilmemiş ve oluşan vicdani kanaat ile 1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile davalı … Sigorta A.Ş.’nin Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış olduğu İTİRAZIN, asıl alacak 388.330,98 TL. ve takip tarihine kadar işlemiş faiz 2.581,04 TL. olmak üzere, alacağın toplam 390.912,02 TL.’lik kısmı yönünden İPTALİ ile TAKİBİN alacağın toplam 390.912,02 TL.’lik kısmı yönünden DEVAMINA, asıl alacak olan, 388.330,98 TL.’ye icra takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; mahkemece hükmedilen tazminat sonucu poliçe limiti aşıldığından hükmedilen tazminatın hukuka aykırı olduğunu, poliçe limitinin 200.000 TL maddi 200.000 TL manevi tutarında olduğunu, eldeki davada müvekkili şirket aleyhine 103.098,35 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 16.262,85 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL bakıcı ve tedavi gideri ve 72.000,00 TL manevi tazminata ilişkin icra takibinin devamına karar verildiğini, bu haliyle teminat limitini aşmıyor gibi görünse de müvekkili şirket aleyhine SGK tarafından açılan Konya … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında 108.948,59 TL ye hükmedildiğini, bu nedenle poliçe teminat limitinin aşıldığını, poliçe teminat limiti aşıldığından kararın kaldırılması gerektiğini, muhalefet şerhinde de belirtildiği üzere, kusur incelemesi ve zarar tespiti yapılmadan kurulan hükmün hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ve hatalı olduğunu, muhalefet şerhinde de belirtildiği üzere SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenmeden kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu, mahkemece müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, kusur ve aktüer bilirkişi raporu alınmadan davacının alacağı belirlenemeyeceğinden alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine avans faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketten gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan 8 işgünü sonrasından itibaren böyle bir müracaat bulunmadığı takdirde ise ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, huzurdaki davada müvekkili şirketin ancak yasal faizden sorumlu tutulabilecekken avans faizden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle icranın tehirine, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davalı şirketin İş Mahkemesi dosyasında ihbar edilen konumunda olduğunu, aleyhinde hüküm kurulmadığını, kurulmasının da mümkün olmadığını, iddiaların yersiz ve dayanaksız olduğunu, iş bu davada uygulanması gereken faizin avans faiz olduğunu, tüm bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen hüküm, davalı sigorta tarafından istinaf edilmiştir.
Dava, davacının dava dışı işçisine ödediği ve taraflar arasındaki işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi gereği davalının sorumlu olduğunu iddia ettiği bedelin, davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
A- Kamu düzeni nedeniyle;
6100 sayılı HMK’nun 297.maddesi uyarınca, mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Mahkemece, hükmün 2. Maddesinde; “…icra inkar tazminatının davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak davacı şirkete verilmesi..” denilerek, karar başlığında ve dava dilekçesinde gösterilen davalıdan farklı bir taraf adına hüküm kurulduğu anlaşıldığından, hüküm bu haliyle çelişkili ve infazı kabil nitelik taşımadığından, kamu düzenine ilişkin, re’sen bakılması gereken bu husus nedeniyle, davalının istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
B-Kabule göre de;
1-Poliçe limiti ile sorumluluğa ilişkin itirazın incelenmesinde :
Taraflar arasındaki işveren mali mesuliyet sigorta poliçesine göre, kişi başı “işveren mali sorumluluk” teminatı ve “manevi tazminat” limiti, ayrı ayrı 200.000 TL olup poliçenin “Tüm Masraflar Klozu” başlığı altında yer alan düzenlemede, “işbu poliçe ile temin edilen meblağ, ekli genel şartların birinci ve dokuzuncu maddelerinde kayıtlı tazminat her türlü faiz ve avukatlık ücretleri dahil dava masrafları toplamı olarak, poliçede belirtilen limitlerle sınırlıdır” şeklindeki ifade ile, hükmedilen tazminat, yargılama masrafları ve bu arada vekalet ücretinin teminat limitlerini aşamayacağı belirtildiğinden, mahkemece bu sınırlama esas alınarak hüküm kurulması gerekirken, teminat limitlerini aşacak biçimde karar verilmesi isabetsiz olup buna yönelik istinaf itirazı yerindedir.
2-Faize yönelik;
Taraflar arasındaki ilişki TTK.’nda düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından ve bu tür sözleşmeler TTK.’nun 3. ve 4. maddeleri hükmü uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın mutlak ticari işlerden olduğundan avans faizi istenebileceğinden, mahkemece avans faizine hükmedilmesi yerinde olduğu gibi, davalı cevap dilekçesinde kabul edildiği üzere, olaydan sonra yapılan ihbar tarihinden itibaren faiz işletilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Bkz. aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/10723 ESAS, 2013/6910 KARAR sayılı ilamı)
3-Zarara yönelik;
Dava, davacının dava dışı işçisine ödediği ve taraflar arasındaki işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi gereği davalının sorumlu olduğunu iddia ettiği bedelin, davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, kendisine ait işyerinde meydana gelen iş kazasında yaralanan işçisi tarafından aleyhine açılan Konya … İş Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı dosyasından verilen maddi ve manevi tazminata ilişkin kararın, işçisi tarafından icra takibine konu edilmesi üzerine icra dosyasına ödeme yaptıktan sonra, ödediği bedeli davalı işveren mali sorumluluk sigortacısından rücuen tahsil edebilmek için ilamsız icra takibi yapmış; bu takibe davalının itirazı üzerine de itirazı hükümden düşürebilmek için eldeki davayı açmıştır.
Davacı ödemesinin dayanağını oluşturan Konya … İş Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacının işçisi olan … tarafından, davacımıza karşı maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığı; eldeki davanın davalısı olan … Sigorta (Eski … Sigorta) A.Ş’ye, eldeki davanın davacısı tarafından, 09.12.2016 tarihinde davanın ihbarının istendiği ve ihbar dilekçesinin davanın başında tebliğ edildiği; ancak bunun dışında bilirkişi raporlarının ve ıslah dilekçesinin eldeki davanın davalısı olan sigortaya tebliğ edilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalımız … Sigorta A.Ş’nin, iş davasındaki sıfatının ihbar edilen üçüncü kişi olduğu ve anılan davada davalı sıfatının bulunmadığı; ayrıca, yargılama kapsamındaki bilirkişi raporlarının tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Eldeki davanın davacısı tarafından, anılan iş davası dosyasında verilen hükme dayanılarak tazminat ödemesi yapıldığına ve bu ödeme gereği de davalıya rücu edilmek istendiğine göre; davalı Sigortanın tarafı olmadığı ve savunma yapma imkanı bulamadığı davada alınan bilirkişi raporlarıyla bağlı olduğunu kabulün, T.C. Anayasası’nın 36/1. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenen adil yargılanma, savunma yapma ve hukuki dinlenilme haklarını ihlal edeceği; bunun önlenmesi bakımından ise, tazminat miktarları yönünden yeniden rapor alınmasının gerektiği izahtan uzaktır.
İfade edilen tüm bu sebeplerle; davalının tarafı olmadığı davada alınmış raporların, o raporlara karşı itirazda bulunma ve delil gösterme hak ve imkanı olmayan davalıyı bağlamayacağı; mevzuatımızda yer alan adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakları gerekleri dikkate alınarak; söz konusu dosyadan alınan bilirkişi raporlarının davalıya usulünce tebliği sağlanarak, itirazı halinde iş kazasında yaralanan işçinin tazminat alacağı miktarının hesaplanması bakımından, konusunda uzman bilirkişilerden gerekli raporları alınıp tazminat alacağı hesaplanarak, SGK tarafından kazazedeye yapılan ve iş mahkemesince de dikkate alınan ödemeler de nazara alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi kararın kaldırılmasını gerektirmiştir. (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/11598 Esas, 2018/1165 Karar sayılı ilamı)
4-İcra inkar tazminatına yönelik itirazda;
Davacı ödemesinin dayanağı hükmün verildiği, yukarıda sözü edilen İş Mahkemesi’nin dosyasında davalı sigorta şirketinin taraf olmadığı; davacının hak sahiplerine yaptığı ödeme nedeniyle, zarardan sorumlu olan davalının sorumlu olduğu miktarların hesaplanması için bilirkişi incelemesinin gerekli olduğu dikkate alındığında, alacak likit olmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmemiş olması da doğru değildir. (Bkz. aynı yönde Yargıtay 2019/711 Esas,2020/1195 Karar; aynı daire 2019/4063 ESAS, 2020/3399 KARAR; 2019/4063 Esas, 2020/3399 Karar sayılı ilamları)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine, istinaf sebebi ve kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, gereğinin yerine getirilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiğine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı dosyasında verilen kararının HMK.m.353/1-a.6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan peşin, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına davalı sigorta şirketi tarafından sunulan … Bankası/ Konya 25/02/2021 tarih … numaralı 710.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun İİK 36/5 maddesi gereğince talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair, HMK. m.353/1-a-6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi….


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.