Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/391 E. 2021/1610 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1-… SAN. VE TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2-… SAN. ve TİC. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. …
3-… SAN. ve TİC. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
4-… A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
5-… ÜRN. OTOM. SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. –
6-.. T.A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ..- Av….
7-… A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
8-… MAK. SAN. ve TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
9-.. A.Ş.
VEKİLİ : Av. Z… – ….
10-… A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …- Av. … –
11-… A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …- Av. …
12-… A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …- Av. …- Av. …- Av. … – …
13-…. İNŞ. MAK. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
14-… TEK. TES. MALZ. SAN. ve TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av. ..
15-… SAN. A.Ş.
VEKİLİ : Av. … –
16-… EKP. İTH. İHR. SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …-
17-… BANKASI A.Ş.
VEKİLİ : Av. … –
18-.. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
19-… SAN. ve TİC. A.Ş.
VEKİLİ :Av. … – ..
20-… A.Ş.
VEKİLİ : Av. … –
21-… A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
22-… A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. .. – Av…. – Av. …
23-.. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …-Av. ….
24-… SAN. TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av. … –
KONKORDATO KOMİSERİ : … – (T.C. Kimlik No: …) – …
DAVA : ADİ KONKORDATO
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili … tarihli dilekçesiyle; davacının borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediğini beyan ederek, 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Müdahiller vekilleri tarafından da müdahale dilekçeleri ibraz edilmiş, bir kısım müdahiller tarafından konkordato davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda ; dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin…havale tarihli son rapor ve son rapora ilişkin … tarihli ek raporu ile İİK’nin 305. maddesinde yazılı şartların oluşup oluşmadığı yönünden alınan … tarihli bilirkişi heyetinin raporunda da belirtildiği üzere, alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın 1. revize edilmiş haliyle konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 s. İİK’nın 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiş ayrıca, rehinli alacaklılarla da yasanın aradığı çoğunlukla anlaşma sağlandığı, tek bir rehinli alacaklının projeye olumlu oy kullanmadığı anlaşılmıştır.
Son duruşmadan önce Mahkememiz tarafından, davacı taraftan 2004 s. İİK’nın 305/son maddesi gereğince, büyük alacaklıların durumu ağırlaştırılmaksızın ve değiştirilmeksizin sadece küçük alacaklıların alacaklarının ödemesiz ilk 8 aylık dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi yönünde projenin düzeltilmesi (2. revize ödeme planı sunulması) istenilmiştir.
Davacı vekili tarafından da 20.000 TL. ve daha aşağı miktarda alacağı olanların alacaklarının ilk 8 aylık ödemesiz dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi, diğer büyük alacaklıların ise alacaklarının toplantıda kabul edildiği şekliyle ödenmesi isteğini içeren … tarihli 2. revize ödeme planı sunulmuş ve bu planına uygun olarak konkordato komiseri tarafından da ödeme palanlarını gösterir şekilde … tarihli ek rapor ibraz edilmiştir.
Mahkememizin düzeltme isteği gereğince davacı tarafından sunulan … tarihli 2. revize ödeme planının, aynı durumda olan küçük alacaklıların tamamını içerip, aynı durumdaki küçük alacaklılar açısından gerekli eşitliği sağladığı, bu düzeltmenin büyük alacaklıların durumunu hiç bir şekilde ağırlaştırmadığı ve değiştirmediği, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin davacı yönünden muhasebe kolaylığı getirdiği gibi, kalan büyük alacaklıların borcunun ödenmesi yönünden de muhasebe sadeleştirmesi sağladığı, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin, davacı şirketi ile bu küçük alacaklıların konkordato tasdikinden sonra da ticaret yapmaya devam etmelerine fırsat ve dolayısıyla konkordato projesinin tamamının uygulanabilir olmasına katkı sağladığı, küçük alacaklıların ekonomik durumları itibariyle konkordatonun tasdikinden daha fazla ve daha olumsuz etkilenmelerinin önlenmesi düşüncesi ile adalet ve hakkaniyet prensiplerine de uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Aynı düşüncelerle ve sadece konkordato komiserinin … tarihli raporuna ekli Tablo-1’de yer alan bu alacaklıların, alacaklarının projede öngörüldüğü şekilde ödenmesinin kontrolü, gerekirse bu alacaklıların bilgilendirmesi ve ilk 8 aylık dönem sonunda bu konuda Mahkememize tek bir rapor sunulması görevi ile sınırlı olarak, aynı konkordato komiseri bilirkişi olarak görevlendirilmiştir.
Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması, 2004 s. İİK’nin 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında, 2004 s. İİK’nin 305. maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenerek davacının davasının kabulü ile konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden tasdikine karar vermek gerekmiştir.
2004 s. İİK’nin 308/h maddesine göre, “Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.
Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.
Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.
Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.
Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.
Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.
302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez.
Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir.
Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.”
Rehinli alacaklılar yönünden yapılan incelemede de; ön projede rehinli alacaklılarla müzakerenin yer aldığı, konkordato komiserinin … tarihli raporunda da belirtildiği üzere rehinli alacaklılarla da yasanın aradığı çoğunlukla anlaşma sağlandığı, adi konkordatonun tasdiki şartlarının ve buna bağlı olarak rehinli alacaklara ilişkin de konkordatonun tasdiki şartlarının (nisap yönünden) oluştuğu, ödeme planının davacının malvarlığı ile uyumlu olup, konkordatonun tasdiki halinde rehinli alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olduğu, konkordato harcı yatırılırken rehinli alacakların da değerlendirilmek suretiyle yatırıldığı, anlaşma sağlanamayan 1 rehinli alacaklı için de 2004 s. İİK’nın 308/h maddesinde yazıldığı gibi, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olacak şekilde ödeme planı hazırlandığı görülmüş, rehinli alacaklar yönünden de konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu sonucuna varılmış ve davacının davasının kabulü ile konkordato projesinin hem adi alacaklar hem de rehinli alacaklar yönünden tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 22. HD.nin 31.10.2017 gün ve 2017/8717 E. 2017/23581 K. ve Yargıtay 7. HD.nin 08/09/2015 gün ve 2015/17486 E. 2015/14188 K. sayılı emsal içtihatlarına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiğinden, eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsili gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının davasının kabulü ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin (revize edilmiş haliyle) konkordato projesinin tasdikine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asli Müdahil … San ve Tic A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordato komiseri tarafından sunulan raporda döviz cinsinden olan alacakların, kesin mühlet tarihindeki TCMB efektif döviz satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrildiğinin beliriltiğini, müvekkili şirketin alacağının hemen hepsinin yabancı para cinsinden olduğunu ve 41.741,26 USD + 360,17 TL olarak bildirildiğini, kesin mühlet tarihi olan 29/01/2020 tarihindeki kurun 5.9512 TL olduğunu, USD’nin kesin mühlet içerisinde ciddi artış gösterdiğini, müvekkilinin alacağının kesin mühlet tarihi itibariyle Türk Lirasına dönüştürülmesinin müvekkilinin mağduriyetinin artmasına sebebiyet verdiğini, bu alacağın 8 ay geri ödemesiz süreci takip eden 40 ay içerisinde ve faizsiz olarak ödeneceğini, bu uzun süreçteki kur hareketlerinin müvekkiline bir etki etmeyeceğini, davacı şirketin konkordato kurumu ile ayakta tutulmasının alacaklıların bu denli mağdur edilmesine yol açılmaması gerektiğini, yabancı para alacaklılarının alacaklarını Türk Lirasına çevirerek kaydettirmek mecburiyetinde olduğunu, bu çevirinin de konkordatonun tasdik edildiği andaki kur üzerinden yapılması gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asli Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve eksik inceleme sonucu verildiğini, Yerel Mahkemece ilamda ve konkordato projesinde müvekkili banka alacağının sadece ana para borçlarının ödeneceğinin kabul edildiğini ancak buna ilişkin müvekkili bankanın bir muvafakatinin söz konusu olmadığını, taraflarınca muvafakatin söz konusu olmadığını, projede değerlendirmeye tabi tutulması gereken tüm alacak miktarının faiz ve ferilerin de dahil edilmesi gerektiğini, bu nedenle projenin eksik olduğunu, Yerel Mahkemece resen müvekkili banka alacağının faiz ferilerinden feragat edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, yasal hiçbir düzenlemede tüm faiz alacağından ve ferilerinden feragatin yer almadığını, konkordato projesinin oylama ile kabul edildiğinin belirtildiğini ancak davada sadece 24 müdahil olan alacaklıların hangilerinin kabul hangilerinin red oyu kullanıldığının bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda yer almadığını, bu hususta bir belirsizliğin mevcut olduğunu, ayrıca raporda alacak miktarlarının neredeyse borçlara göre hazırlanmış gibi göründüğünü, alacaklar konusunda hiçbir netliğin yer almadığını, basit bir excel tablosuyla ve karşılarında nereden geldiği belirsiz rakamlarla aktif pasif listesinin hazırlandığını, davacının dava dışı … Limited Şirketine olan borcunun 2.972.739,87 TL’nin bilançoda pasifte yer almasına rağmen konkordato projesinde ve alacaklılar listesinde dikkate alınmadığının belirtilmesine ve bu şirketin davacı lehine verilen çeklerin de alacaklılara teklif edilen alacak listesinde yer almamasına rağmen davacının konkordato talebinin kabul edildiğini, ipotekli alacaklı olan bankaların ipotekli taşınmaz sahiplerinin 3. kişiler olmasına rağmen bunların davacı şirket alacağı gibi kabul edilerek konkordato projesindeki rehinli alacaklar konusunda çoğunluğun sağlandığının kabulünün ortadan kaldırma nedeni olduğunu, anlaşma sağlanan 3 bankanın ipotekleri şirket ortaklarının şahsi gayrimenkulleri üzerine tesis edildiğini, bu bankalarla yapılan anlaşmaların rehinli alacakların 2/3’ünün kabul edilemeyeceğinin, rehinli alacakların hesaplamasında dikkate alınamayacağını, bu nedenle yasada yazılı çoğunluk nisabının sağlanamadığının açık olduğunu, davacı şirketin borca batıklık durumunun ortada olduğunu, İİK’da düzenlenen konkordato şartlarının dosyada mevcut olmadığını, şirketin borçlarını ödeyebilmesi için mali kaynağın sermaye arttırımı, kredi temini, yahut tasfiye yolu ile malların satılması gibi bir yönteme dayanılması gerekirken mevcut borçlarını 48 ay vade ile ödeyebilmesinin gerçeklikten uzak olduğunu, normal faaliyetine devam ederek borcunu ödemesinin mümkün olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu nedenle konkordato projesinin uygulanabilirliğinin bulunmadığını, proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçtiğini, konkordato kararı verilen dosyada süresinde dosyaya müdahil oldukları ve alacak bildiriminde bulundukları halde konkordato davasında tasdik edilen konkordato komiserinin nihai raporuna göre bildirdikleri alacağın tamamının kabul edilmediğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asli Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordatonun tasdik hükmünün müvekkili banka yönünden usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacı hakkında kesin mühlet kararı verildikten sonra müvekkilinin usul ve yasaya uygun olarak mevzuat gereğince konkordato komiserlerine dilekçe ile alacak kaydı talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından sunulan alacak kayıt dilekçesinde müvekkili bankanın davacı şirketten alacağının 78.135,68 TL olarak bildirildiğini, Yerel Mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde müvekkili bankanın alacağının 36.250,68 TL olarak yer aldığını, bu tutarın müvekkili bankanın gerçek alacağının göstermediğini, müvekkili bankaya bildirim yapılmadan ve müvekkili banka belgeleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan işlemler yürütüldüğünü, konkordato tasdik edildiğini ve müvekkili bankanın alacağını konkordato projesinde eksik olarak yer aldığını, konkordato tasdiki için İİK’nın aradığı şartların gerçekleşmediğini, davacının asıl maksadının borçların ifasını sürüncemede bırakmak olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta buluna konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında 26 EKİM 2020 tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde 02 KASIM 2020 tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden müdahil vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
1-ANA PARA HARİÇ KALAN FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAĞAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK;
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır.(İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
Konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler.
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri ” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize ya da ceza koşuluna hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM .. HUKUK DAİRESİNİN … ESAS ,… KARAR SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNİN 2021/2409 ESAS, 2021/638 KARAR SAYILI İLAMI)
2-20.000-TL DEN KÜÇÜK ALACAKLILARIN TEK SEFERDE VE ENGEÇ… TARİHİNE KADAR ÖDENMESİ İLE İLGİLİ OLARAK;
Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir. Dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Somut olayda, ortaya konulan ödeme planıyla alacağı 20.000,00 TL’nin altında olan küçük alacaklı grubu iki taksitte olmak üzere en geç ikinci taksit tarihi olan 31.05.2021 tarihi itibariyle alacaklarının tamamına kavuşmuş olacak iken diğer alacaklıların tüm alacaklarını tahsil etmeleri daha uzun vadeye yayılmaktadır. Diğer yandan, davacı şirketin bu vade tarihlerine kadar aynı ödeme gücüne sahip olup olamayacağını ya da bu tarihlere kadar konkordatonun feshedilip edilmeyeceğini önceden öngörmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde, küçük alacaklı grubu alacağının tamamını ya da büyük bir bölümünü tahsil etmiş olacak iken diğer alacaklılar daha az oranlarda tahsil imkanına kavuşmuş olacaklardır. Sonuç olarak, bu ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesine uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.
(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 15 HUKUKUN 2021/1209 E, 2021/569 K SAYILI İLAMI)
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
İstem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyeceği
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… San ve Tic A.Ş., …A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …gün ve … E., … K sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
A-İstem sahibi … Kazanları Güneş Enerjisi ve Sulama Sis. San. Tic. Ltd. Şti.nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,
B-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYATİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
C-İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyen tarafından yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
7-… San ve Tic A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
8-…A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
9-… A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
10-…. A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
11-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-HMK m. 359/3 gereğince kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, gider avansı iadesi işlemleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesindeki bildirim ve ilanların Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.