Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/351 E. 2021/1609 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ******* – *******
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : *******
KARAR NO : *******
KARAR TARİHİ : *******

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : *******
ÜYE : *******
ÜYE : *******
KATİP : *******

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA *. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : *******
NUMARASI : ******* Esas ******* Karar

DAVACI : *******
VEKİLLERİ : Av. *******
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1-*******
VEKİLLERİ : Av. *******
2-*******
VEKİLİ : Av. *******
3-*******
VEKİLLERİ : Av. *******
4-*******.
VEKİLLERİ : Av. *******
5-*******
VEKİLİ : Av. *******
6-*******
VEKİLLERİ : Av. *******
7-*******
VEKİLİ : Av. *******
KONKORDATO
KOMİSERİ :
DAVA : Adi Konkordato
İSTİNAF KARAR TARİHİ : *******
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : *******
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borçlarını ödeyebilme noktasında ciddi bir darboğaza girdiğini ve borçlarını ödeyebilmek için gerekli iyi niyetli tüm çabalarını gösterdiğini, buna rağmen ticari faaliyetlerini sürdürmek noktasında ciddi sorunlar yaşatan müvekkili şirket hakkında konkordato geçici mühleti ve kesin mühlet talebi ile arından konkordatonun tasdiki talebinde bulunulduğunu, konkordato geçici ve kesin mühleti sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip nedeniyle muhafaza tedbirlerinin alınmadığını, rehinli malın satışının gerçekleştirilemediğini, mühlet içinde müvekkili aleyhine 21/07/1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir yapıl yapılamaması, evvelce başlamış takiplerin durması, müvekkilinin banka hesapları üzerine konulan haciz blokelerinin kaldırılması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaması da dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli görülen tüm tedbirlerin alınması yönünde İİK 285 vd maddeleri gereğince sunulan konkordato tekliflerinin kabulü ile konkordato mühleti verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahiller vekilleri tarafından müdahale dilekçeleri ibraz edilmiş, bir kısım müdahiller tarafından konkordato davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava, “Adi Konkordato” davasıdır.
2004 s. İİK’nin 304/1. maddesine göre, “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.”
2004 s. İİK’nin 302/3. maddesine göre de, “Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.”
2004 s. İİK’nin 305. maddesine göre de, “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
Somut olayda ; dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin ******* havale tarihli son rapor ve son rapora ilişkin ******* tarihli ek raporu ile İİK’nin 305. maddesinde yazılı şartların oluşup oluşmadığı yönünden alınan ******* tarihli bilirkişi heyetinin raporunda da belirtildiği üzere, alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın 1. revize edilmiş haliyle konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 s. İİK’nın 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiş ayrıca, rehinli alacaklı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Son duruşmadan önce Mahkememiz tarafından, davacı taraftan 2004 s. İİK’nın 305/son maddesi gereğince, büyük alacaklıların durumu ağırlaştırılmaksızın ve değiştirilmeksizin sadece küçük alacaklıların alacaklarının ödemesiz ilk 6 aylık dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi yönünde projenin düzeltilmesi (2. revize ödeme planı sunulması) istenilmiştir.
Davacı vekili tarafından da 20.000 TL. ve daha aşağı miktarda alacağı olanların alacaklarının ilk 6 aylık ödemesiz dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi, diğer büyük alacaklıların ise alacaklarının toplantıda kabul edildiği şekliyle ödenmesi isteğini içeren ******* tarihli 2. revize ödeme planı sunulmuş ve bu planına uygun olarak konkordato komiseri tarafından da ödeme planlarını gösterir şekilde******* tarihli ek rapor ibraz edilmiştir.
Mahkememizin düzeltme isteği gereğince davacı tarafından sunulan ******* tarihli 2. revize ödeme planının, aynı durumda olan küçük alacaklıların tamamını içerip, aynı durumdaki küçük alacaklılar açısından gerekli eşitliği sağladığı, bu düzeltmenin büyük alacaklıların durumunu hiç bir şekilde ağırlaştırmadığı ve değiştirmediği, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin davacı yönünden muhasebe kolaylığı getirdiği gibi, kalan büyük alacaklıların borcunun ödenmesi yönünden de muhasebe sadeleştirmesi sağladığı, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin, davacı şirketi ile bu küçük alacaklıların konkordato tasdikinden sonra da ticaret yapmaya devam etmelerine fırsat ve dolayısıyla konkordato projesinin tamamının uygulanabilir olmasına katkı sağladığı, küçük alacaklıların ekonomik durumları itibariyle konkordatonun tasdikinden daha fazla ve daha olumsuz etkilenmelerinin önlenmesi düşüncesi ile adalet ve hakkaniyet prensiplerine de uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Aynı düşüncelerle ve sadece konkordato komiserinin ******* tarihli raporuna ekli Tablo-1’de yer alan bu alacaklıların, alacaklarının projede öngörüldüğü şekilde ödenmesinin kontrolü, gerekirse bu alacaklıların bilgilendirmesi ve ilk 6 aylık dönem sonunda bu konuda Mahkememize tek bir rapor sunulması görevi ile sınırlı olarak bir bilirkişi de görevlendirilmiştir.
Gerek konkordato Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması (teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması), 2004 s. İİK’nin 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında, 2004 s. İİK’nin 305. maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenerek davacının davasının kabulü ile 2. revize edilmiş haliyle konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf, davacının rehinli borcunun bulunmamasına rağmen, davacıya ait bir taşınmazın 3. kişinin borcundan dolayı ipotekli olduğunu beyan ederek, bu taşınmazın rehin alacaklısı tarafından muhafaza ve satışının 1 yıl süreyle ertelenmesini de istemiştir.
2004 s. İİK’nin 307/1. maddesine göre, “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.”
Konkordato komiserinin ******* tarihli raporunda da belirtildiği üzere; davacıya ait olup, 3. kişinin borcundan dolayı ipotek tesis edilen taşınmazın davacı şirkete ait fırın olarak kullanılan işletme olduğu, davacı şirketin ** adet şubesine unlu mamullerin bu fırından üretildiği, bu işletmenin davacı şirketin faaliyetleri açısından zorunlu olduğu, paraya çevrilmesi durumunda davacı şirketin ekonomik olarak zor duruma düşeceği, ipoteğe ilişkin borcun hem davacı şirketin hem de asıl borçlu şirketin konkordato taleplerinden önce doğduğu, hem davacı şirketin hem asıl borçlu şirketin konkordato talep tarihlerine kadar herhangi bir ödenmemiş taksit ve faiz borçlarının bulunmadığı, ipotekli taşınmazın muhafaza ve satışının ertelenmesi şartlarının doğduğu anlaşılmış, davacıya ait ipotekli taşınmazın muhafaza ve satışının 1 yıl süreyle ertelenmesi talebi kabul edilmiştir.
Yargıtay 22. HD.nin 31.10.2017 gün ve 2017/8717 E. 2017/23581 K. ve Yargıtay 7. HD.nin 08/09/2015 gün ve 2015/17486 E. 2015/14188 K. sayılı emsal içtihatlarına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiğinden, eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsili gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının davasının Kabulü ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün *********** sicil numarasında kayıtlı ************ konkordato projesinin tasdikine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Müdahil ******* vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu nedenle konkordato projesinin uygulanabilirliğinin bulunmadığını, proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, konkordato projesinin faiz yükünün ortadan kaldırılması ve borç ödemenin konkordato kalkanı ile ötelenmesi amacını taşıdığını, projenin uygulanabilir olmadığının açık olmasına karşın tasdik yargılamasına esas alınmasının hatalı olduğunu, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik olarak geçtiğini, bildirdikleri alacağın tamamının kabul edilmediğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ******* vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıya 3 aylık geçici mühlet sonrasında 1 yıllık süre il kesin mühlet kararı verildiğini, bu süre içerisinde gerçekleştirilen alacaklılar toplantısında oylamaya sunulan proje için taraflarınca kabul oyu kullanılmadığını Yerel Mahkemece konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, kararda konkordatodan etkilenen adi alacaklıların anapara hariç tüm ferilerden feragat etmiş sayılmalarına karar verildiğini ancak verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı şirketin konkordato projesinin incelenmesinde 44 adi alacaklı olduğunu beyan eden alacaklılarca beyan edilen alacak miktarı ile kabul edilen miktarların ayrı ayrı gösterilmediğinin görüleceğini, gerçekçi olmayan belgeye dayanmayan somutlaştırılmamış bir projenin kabul edilemeyeceğini, firmanın alacak ve ödemeler konusunda hesabı yapmasına rağmen ödemeler dengesini oluşturamayacağını, davacı firmanın her ne kadar konkordato başlangıcı ve ödemesiz geçecek süre konusunda ısrarla ileride doğacak müstakbel ticari kararı esas almasa da gıda sektöründeki yoğunluk ve mevcut değerleri ile planda gösterilmeyen sipariş miktarlarının detaylı incelenmesinde kalem kalem satılan tüm ihtiyaç maddeleri ve gıda mamullerine zam yapıldığını ancak borcun sıfır faize bağlandığının görüleceğini, bu uygulamanın alacaklıyı zarara uğrattığını, projede yer alan alacak tutarlarının ana para tutarları olduğunu, değerlendirmeye tabi tutulması gereken alacak tutarlarının faiz ve ferileri, kefalet borçlarını da kapsaması gerektiğini, sıfır faizle proje alacaklıların ticari ilişkiden doğan faiz alacaklarını engellemekte firmanın iyi niyetten uzaklaşıldığını ispat ettiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ******* vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tasdik edilen konkordato projesinde alacak tutarlarının yanlış değerlendirildiğini, gerçekçi ve somut olmayan konkordato projesinin onaylanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordato projesinin kabulü için gerekli çoğunluğun sağlanamadığını, çoğunluk sağlanmadan yapılan tasdikin usulsüz olduğunu, konkordato projesinde müvekkili bankanın alacak tutarının eksik ve hatalı yer aldığını, müvekkili bankanın alacak tutarının (kefaleten alacak tutarı) hesaba katılmadığını, toplam alacak tutarının da eksik yazılması nedeniyle toplantı nisabının yanlış hesaplandığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta buluna konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında ******* tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde ******* tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden müdahil vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
1-ANA PARA HARİÇ KALAN FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAĞAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK;
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır. (İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
Konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK m.159-161), Ankara 2003, s.134).
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize ya da ceza koşuluna hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM 23 HUKUK DAİRESİNİN 2020/1159 ESAS , 2020/1104 KARAR SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNİN 2021/2409 ESAS ,2021/638 KARAR SAYILI İLAMI)
2-20.000-TL DEN KÜÇÜK ALACAKLILARIN TEK SEFERDE VE ENGEÇ 31/05/2021 TARİHİNE KADAR ÖDENMESİ İLE İLGİLİ OLARAK;
Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir. Dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Somut olayda, ortaya konulan ödeme planıyla alacağı 20.000,00 TL’nin altında olan küçük alacaklı grubu iki taksitte olmak üzere en geç ikinci taksit tarihi olan ******* tarihi itibariyle alacaklarının tamamına kavuşmuş olacak iken diğer alacaklıların tüm alacaklarını tahsil etmeleri daha uzun vadeye yayılmaktadır. Diğer yandan, davacı şirketin bu vade tarihlerine kadar aynı ödeme gücüne sahip olup olamayacağını ya da bu tarihlere kadar konkordatonun feshedilip edilmeyeceğini önceden öngörmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde, küçük alacaklı grubu alacağının tamamını ya da büyük bir bölümünü tahsil etmiş olacak iken diğer alacaklılar daha az oranlarda tahsil imkanına kavuşmuş olacaklardır. Sonuç olarak, bu ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesine uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.
(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 15 HUKUKUN 2021/1209 E, 2021/569 K, SAYILI İLAMI )
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
İstem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyeceği
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-*******, ******* ve ******* vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin ******* gün ve ******* E., ******* K sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
A-İstem sahibi *******’nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,
B-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYATİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
C-İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyen tarafından yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
7-******* tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
8-******* tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
9-******* tarafından yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-HMK m. 359/3 gereğince kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, gider avansı iadesi işlemleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesindeki bildirim ve ilanların Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.01/11/2021

******* ******* ******* *******
Başkan Üye Üye Katip

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.