Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/345 E. 2021/830 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …
DAVALI : 2- … İNŞAAT GAYRİMENKUL OTOMOTİV SAN TİC LTD ŞTİ
VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …
DAVALI : 3- …
İHBAR OLUNAN :…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 27/06/2018 günü saat 18.10 sıralarında, müvekkilinin … plakalı aracı ile Cemil Çiçek Caddesinden, Çimenlik Caddesine doğru yeşil ışık sonrası hareket hafinde iken, … plakalı kamyon sol kapılara ve sol aynaya, arkadan sürterek çarptığını, müvekkiline ait araçta hasar meydana geldiğini ve değer kaybına uğradığını, bu husus ile ilgili fotoğrafları dilekçe ekinde sunduğunu, meydana gelen olayda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın, diğer davalı … Şti. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, tüm belgelerin davalı … şti.’ne gönderildiğini, tebliğ edilmiş olmasına rağmen, 15 gün bekleme süresinin geçtiğini ve bir sonuç alınamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı ile ilgili şimdilik 100,00 TL sinin, sigorta şirketi için poliçede belirtilen miktar ve sorumluluk sınırları dahilinde kalmak üzere, dava tarihinden başlayarak, diğer davalılar için olay tarihinden başlamak üzere avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; 27/06/2018 tarihli kaza nedeniyle davacı tarafından müvekkili sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine, 25/07/2018 tarihinde hasar dosyasının açıldığını, hasarın değerlendirilmesi için yeterli belge olmaması nedeniyle, davacı tarafa bu güne kadar herhangibir ödemenin yapılmadığını, dava öncesinde müvekkili şirkete başvurulmadığını, dava şartının yerine getirilmediğini,bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun, sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, değer kaybının ZMMS Poliçe Genel Şartları ekindeki formüle göre hesaplanması gerektiğini, davaya konu aracın ticari nitelikte olmadığını, bu nedenle yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Trafik kazalarında dava açılabilecek kişiler, kazanın şekli, kusur durumu gibi her vakıada farklı olabilecek durumlar dikkate alınarak tespit edilmelidir.
Borçlar Kanunu 41 ve Yeni Borçlar Kanunu 49. maddeleri gereğince, üzere tazminat davaları; dava konusu olan zararı doğuran olaya (somut olayda trafik kazasına) sebep olan kişi yada kişilere karşı açılır. Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. (TBK Md. 61 , BK Md. 50) Zararı doğuran eyleme kimler sebep oldu ise; birden fazla aracın karıştığı trafik kazalarında olduğu gibi bu kişilerin hepsine karşı kusurları dikkate alınarak dava açılabilecektir.
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 27/06/2018 günü davacı tarafın … plakalı aracı ile Cemil Çiçek Caddesinden, Çimenlik Caddesine doğru yeşil ışık sonrası hareket hafinde iken, davalı … Grup Ltd. Şti. Adına kayıtlı olan diğer davalı … … idaresinde bulunan … plakalı kamyonun sol kapılara ve sol aynaya, arkadan sürterek çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davacının … plaka sayılı aracının hasara uğradığı, … plaka sayılı kamyon sürücüsü davalı … …’ın %100 oranında tam kusurlu hareketi sonucu söz konusu kazanın meydana geldiği, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Şti. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, davacının aracında oluşan değer kaybına ilişkin zararların tazmini bakımından davalı … şirketinden talepte bulunduğu, ancak herhangi bir ödeme bulunmadığından işbu davanın ikame edildiği, hasar ve kusur uzmanı bilirkişi tarafından kazaya ilişkin kusur durumunun tespit edilerek araçta oluşan değer kaybı zarar miktarına ilişkin hesaplamaların yapıldığı , davacının maddi zararlarının tazmininde davalı … şirketinin ZMMS poliçesi, diğer davalıların ise işleten ve sürücü kapsamında sorumlu oldukları kabul edilerek; davacının davasının kabulüne, 20.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalı … sigorta şirketi yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS maddi hasar teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 25/09/2018 olan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … İnş. Gayr. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti ile … yönünden ise kaza tarihi olan 27/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair; 1-Davacının davasının KABULÜNE, 20.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalı … sigorta şirketi yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS maddi hasar teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 25/09/2018 olan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … İnş. Gayr. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti ile … yönünden ise kaza tarihi olan 27/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … Grup Ltd Şti vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davacının belirsiz alacak davası açma yönünde hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız alacağın miktar ve değerinin belirsiz olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını, müvekkiline karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, araç değer kaybının hem sigorta şirketinden hem de sigortalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığını, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın kusuru bulunmadığını, seyir halinde iken yolun darlaşması ve yandaki aracın kör noktaya girmesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini, kusur tespiti konusunda adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, bilirkişi raporunda yolun dar olduğu tespit edilmesine rağmen kusur bölüşümünde belediyeye kusur izafe edilmediğini, davacının aracında daha önce hasar kaydı bulunması nedeniyle araçta değer kaybı bulunmadığını, bilirkişi varsayıma dayalı olarak rapor düzenlendiğini, hatalı hesaba dayanılarak hüküm kurulduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle, araçta oluşan değer kaybına ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı … Ltd. Tarafından istinaf edilmiştir.
-Kusur yönünden;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.

İncelemeye konu mahkeme dosyasında hükme esas alınan kusur raporunun, tüm dosya kapsamındaki deliller, taraflar arasında tutulan tutanak, kazaya ve hasara ilişkin görüntüler nazara alınarak, davalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunun belirlenmiş olmasının, kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmuş olmasına göre davalının soyut nitelikteki hiçbir somut delile dayanmayan itirazlarının yerinde olmadığı, bu raporlar esas alınarak hüküm verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durumun olmadığı anlaşılmakla, davalı vekillerinin buna yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
-Zarar yönünden;
Davaya konu olan olayda davacıya ait araç hasara uğramıştır. Bu durumda sözü edilen aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Somut dosyamızda; Yargıtay uygulamaları doğrultusunda uzman bilirkişi tarafından aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının zararının belirlenmesi (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2017 tarih ve 2016/13290 E., 2017/6752 K sayılı kararı) yapıldığından, davalının haksız fiil sorumlusu olarak zarardan sorumlu olduğu, dolayısıyla buna ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile, gerçekleştirilen fiil sonucunda hasar miktarının ve değer kaybı zararının duruma uygun şekilde belirlendiği de anlaşıldığından, davalının zarara yönelik itirazlarının yerinde olmadığı görüldüğünden, davalının buna yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
-Sair itirazlarının incelenmesinde;
Türk Borçlar Kanunun 49. maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50. maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır”;
Karayolları Trafik Kanunun 85. Maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir” düzenlemeleri mevcuttur.
TBK 61. Maddesinde ise, “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacı kusursuz olduğuna göre zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11886 Esas, 2017/6732 Sayılı Kararı)
Buna göre davacının, kendisi de kusursuz olduğuna göre, müteselsil sorumluluk gereğince zararın tamamı zararı gerçekleştiren sürücü ve işletenden istenebileceği açık bulunduğundan, buna yönelik itirazları yerinde bulunmamaktadır.
Bunun dışında belirsiz alacak konusunda;
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkânsız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176 ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir.
Buna kapsamda davanın niteliğine göre, zarar miktarı davanın başında, davacı tarafından tam olarak belirlenmesi kendisinden beklenemeyeceğinden, belirsiz alacak davası açılmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … Grup Ltd Şti vekilinin yerinde görülmeyen itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Grup Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 1.366,20 TL harçtan istinaf dilekçesi ile yatırılan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL eksik harcın istinaf eden davalı … Grup Ltd Şti den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.