Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/33 E. 2021/264 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :HASIMSIZ
MÜDAHİLLER :
VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ

VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ :
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25/02/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 12.09.2019 havale tarihli dava dilekçesiyle; davacının borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediğini beyan ederek, davacıya 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir. davacıya 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Müdahiller vekilleri tarafından da müdahale dilekçeleri ibraz edilmiş, müdahiller tarafından konkordato davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Konkordatoya ilişkin düzenlemelerin 2004 sayılı İİK’nun 285. Ve devam eden maddelerinde düzenlendiği,2004 Sayılı İİK’nun 304/1. Maddesinde; “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” şeklinde, 2004 sayılı İİK’nun 302/3. maddesinde; “Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.” şeklinde, 2004 sayılı İİK’nun 305. maddesinde; “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde, 2004 sayılı İİK’nun 308. maddesinde; “Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.” şeklinde, 2004 sayılı İİK’nun 177/1. maddesinde;”Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3 – 308 inci maddedeki hal varsa; 4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin 22/10/2020 tarihli raporunda da belirtildiği üzere; alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin alacaklılar tarafından İİK’nin 302/3. maddesinde belirtilen yeterli çoğunlukla kabul edilmediği, davacının konkordato projesinin tasdikine ilişkin İİK’nın 305. maddesindeki şartların gerçekleşmediği, davacı şirketin 17.578.200,44 TL tutarında borca batık olduğu anlaşıldığından İİK’nun 177/1.,302/3,304/1,305.308.maddeleri gereğince davacıya verilen konkordato kesin mühletinin kaldırılarak, konkordato davasının reddine ve davacı şirketin re’sen iflasına, Yargıtay 22. HD.nin 31.10.2017 gün ve 2017/8717 E. 2017/23581 K. ve Yargıtay 7. HD.nin 08/09/2015 gün ve 2015/17486 E. 2015/14188 K. sayılı ilamlarında da kabul edildiği üzere davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiğinden, eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsiline karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının konkordato talebinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordato komiserinin nisabı belirlerken hataya düştüğünü ve nisaba dahil edilmemesi gereken rehinli alacaklarının da nisaba dahil edildiğini, bu hataya düşülmüş olmasa davalarının kabul edileceğini, yine konkordato komiseri tarafından 3. kişi rehinlerinin nisaba dahil edildiğini, bunların rehinli alacak olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu şekilde hesaplama yapılmış olsa konkordatoda kanunun aradığı yeterli çoğunluğun sağlanmış olacağını, konkordato nisabının teşkili için şirkete ait menkul ve gayrimenkullerin değer tespitinin geçici mühlet tarihinde yapıldığını, geçici mühletteki mal varlığı tespiti ile kesin mühlette yaptırılacak değer tespiti arasında yaklaşık 1 yıllık bir süre oluşacağını ve bu zamanda meydana gelen değer artışının %100 seviyelerine çıktığını, bu nedenle şirkete menkul ve gayrimenkullerin tekrar değerlemesinin yapılmasının ve oluşacak sonuca göre nisap hesabının yapılması gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Konkordato talebinde bulunanlar yönünden, konkordatonun tasdiki şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd.maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda reesen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir. (YARGITAY 23. Hukuk Dairesi 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR )
Konkordato, belli (nitelikli) bir alacaklı çoğunluğunun muvafakat etmesi halinde borçlunun ekonomik faaliyetine devam etmesine imkan vererek mallarının cüz’i veya külli icra yoluyla paraya çevrilmesine engel olan özel bir cebri icra alternatifi teşkil etmektedir. Öyle ki, bu cebri icra aracı, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklıları da bağlamakta ve resmi organların katılımıyla cereyan etmektedir. Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Konkordato talep edenin sunduğu projesinde;
-Adi alacaklıların, anapara alacak tutarlarının %65lik kısmının ödeneceği,
-Konkordato projesinin Mahkeme tarafından tasdikini müteakip, (muhtemelen 2020/Kasım ayından itibaren) ana paranın %65 inin aylık taksitler halinde 24 ayda faizsiz olarak garameten ödemesinin yapılması,
-Rehinli alacaklılar olan bankalarla daha önce yapılmış olunan borç yapılandırma sözleşmelerinin güncellenmesi ile İİK m.308/h kapsamında konkordato komiseri nezaretinde “rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması” sürecinin gerçekleştirilmesi, bu kapsamda rehinli alacaklılarla, kesin mühlet içerisinde İİK 308/h maddesi gereğince görüşmelerin yapılması ve şirketin kefaletten kaynaklanan borçlarının tasfiyesi için konkordatonun kesinleşmesinden itibaren gayri menkul satışlarının yapılarak borç ödemesinde kullanılmasının sağlanılması, şirketin mevcut mal varlığı ile rehinli borçlarının da %65 lik kısmının ödenmesi,
-Adi alacaklıların; anapara alacaklarının dışında kalan faiz ve feri alacakları ile tüm fazlaya dair haklarından feragat etmeleri, hususlarını beyan, teklif ve talep etmiştir.
Somut dosyamızda; 12/09/2019 tarihinde istemde bulunulduğu, mahkemece 16/09/2019 tarihinde 3 ay geçici mühlet kararı verildiği; 22/11/2019 tarihinde 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiği, kesin mühlet süresi içerisinde konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin alacaklılar tarafından İİK’nin 302/3. maddesinde belirtilen yeterli çoğunlukla kabul edilmediği, davacı şirketin 17.578.200,44 TL tutarında borca batık olduğu , İİK’nun 177/1.,302/3,304/1,305.308.maddeleri gereğince davacıya verilen konkordato kesin mühletinin kaldırılarak, 13/11/2020 tarihinde konkordato isteminin reddi ile Şirketin İFLASINA karar verildiği anlaşılmıştır.
Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulüne ilişkin itirazın incelenmesinde:
Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk İİK 302 madde ; – “(Değişik madde: 28.02.2018-7101/ m. 30) Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.
Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplant ıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve karde şi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.”
İİK 302/4 maddesine göre konkordato projesi için oy kullanabilecek alacaklıların alacak miktarlarının toplam 27.490.292,00 TL olduğu alacaklılar toplantısında ve iltihak süresi içerisinde alacaklı sayısı ve alacak miktarına göre konkordato projesinin kabul edilmediği anlaşılmıştır. konkordato talep eden borçlu şirket alacaklılarının yukarıda belirtilen kanun maddesindeki sayı ve oran dikkate alındığında konkordato projesini kabul etmediklerinin anlaşılmasına göre; konkordato talep eden vekilinin buna yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili rehinli alacaklıların nisaba dahil edildiğini ileri sürmüş ise de rehinli alacaklılar İİK 302/ 2 maddesinin “Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. ” hükmü uyarınca teminatsız kalan kısımları yönünden hesaba katıldığı anlaşılmakla itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Rehinli malların 3 kişiye ait olduğuna ilişkin itirazın incelenmesinde:
Rehinle temin edilmiş alacakların konkordatodaki durumu İcra ve İflas Kanunu’nun “Konkordatonun hükümleri” başlıklı 308/c 3.fıkrasında gösterilmiştir. Buna göre tasdik edilen konkordato konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. Ancak 206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamındaki kamu alacakları konkordatonun kapsamı dışındadır.
Buna göre mülkiyeti borçluya ait bir malın rehniyle teminat altına alınmış alacaklar konkordato kapsamında olmayıp, zamanında ve tam olarak ödenir. Eğer rehinli mal borçluya değil de bir üçüncü kişiye aitse bu alacak adi alacak sayılır ve konkordatoya tâbidir. Bu nedenle davacı vekilinin itirazı yerinde değildir.
Menkul ve gayrimenkulerin değer tespitinin geçici mühlet tarihinde yapılmasına ilişkin itirazın incelenmesinde :
Komiser, görevlendirilmesini müteakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve malların kıymetlerini takdir eder. Borçlunun başka yerlerde malları varsa bu muamele o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabilir.
Komiser rehinli malların kıymetinin takdirine ilişkin kararını alacaklıların incelemesine hazır bulundurur; kıymet takdiri kararı alacaklılar toplantısından önce yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir.
İlgililer, yedi gün içinde ve masrafını önceden vermek kaydıyla, mahkemeden rehinli malların kıymetini yeniden takdir etmesini isteyebilirler. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilir.
Rehinli taşınmaz malların bu madde kapsamındaki kıymet takdiri, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı ile yetkilendirilen kişilere yaptırılabilir
Geçici mühlet aşamasında alınan kıymet takdiri raporlarından rehinli malların kıymetlerini içeren raporların, İİK m. 298, f.2 uyarınca rehinli alacaklıya ve borçluya gönderilmesi gerekmektedir. Her konkordato sürecinin özellikleri dikkate alınarak farklı uygulamalar tercih edilebilecek olmakla birlikte, bu bildirimin geçici mühlette değil, kesin mühlete geçildikten sonra yapılması çoğunlukla maksada daha uygun düşmektedir. Çünkü, Mahkemeye yapılacak itirazları ve yeni bilirkişi incelemelerini gerektirecek kanuni süreci geçici mühlet sırasında başlatmak, kesin mühletin verilmediği hallerde gereksiz masrafların oluşmasına sebep olmaktadır.
İİK m. 298, f.2 hükmüne kanun koyucu, raporun “bildirilmesinden” bahsetmiştir. Yani Kanun raporun tebliğini aramamıştır. Fakat bu rapor, rehinli alacaklının rehinle karşılanamayan bir alacağı bulunup bulunmadığının tespiti bakımdan önem arz ettiğinden, raporun rehinli alacaklıya teslim edildiğinin yazılı belgeye dökülmesinde fayda vardır. Bu sebeple, rehinli mallara ilişkin kıymet takdir raporlarının mahkeme kanalıyla veya iadeli taahhütlü olarak gönderilmesi uygun olacaktır. Rehinli alacaklı bu bildirimden itibaren 7 gün içinde rehinli malların kıymetinin yeniden takdir edilmesini mahkemeden isteyebilir (m.298, f.3).
Geçici mühlet süresi en fazla beş aydır. Kesin mühlet aşamasına kadar geçecek en fazla beş aylık süreçte dahi, konjonktürel sebeplerle rehinli malın kıymetinde esaslı bir değişiklik meydana gelmesi ihtimali vardır. Bu gibi hallerde yeniden kıymet takdiri yaptırılabilir. Yasada bu konuda engel bulunmamaktadır. (Konkordato komiserinin kontrol listesi sayfa 16 )
Somut olayda 16/09/2019 tarihinde geçici mühlet 22/11/2019 tarihinde 1 yıl süreyle kesin mühlet verildiği kıymet takdirinin yukarıdaki esaslara uygun olarak 20/01/2020 tarihinde kesin mühlet içerisinde alındığı anlaşılmakla davacı vekilinin itrazının yerinde olmadığı usul ve yasaya uygun rapor alındığı anlaşılmıştır.
Komiserler kurulunun nihai raporu ve ek raporuna göre davacı şirketin borca batık olduğu, şirketin varlıklar toplamının 66.731.620,54 TL, borçlar toplamının 84.309.820,98 TL olduğu SONUÇ İTİBARIYLA: 17.578.200,44 TL BORCA BATIK OLDUĞU, bu duruma göre İİK 179 maddesi gereğince sermaye şirketi olan davacının borca batık olmasının doğrudan iflas sebebi olduğu ve aynı kanunun 308. Maddesi gereğince doğrudan iflas sebeplerinin mevcut olması halinde konkordato talebi reddedilen sermaye şirketinin iflasına karar verilmesi gerekmesi karşısında ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca itirazın esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı tarafça yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 293 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.25/02/2021

Başkan

E imza

Üye

E imza

Üye

E imza

Katip

E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.