Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ../.. – …/….
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …/…
KARAR NO : …/…
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ….
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : …/… Esas …/… Karar
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – .. Bozkır/ KONYA
DAVALI : ….. A.Ş. (Eski Ünvanı …. Sigorta A.Ş.)
VEKİLİ : AV. …
BİRLEŞEN KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
…/… E. …/… K. SAYILI DOSYASINDA;
DAVACI : …. – (T.C. Kimlik No: ….)
VEKİLİ : Av. … -…. Bozkır/ KONYA
DAVALI : …. A.Ş. (Eski Ünvanı …. Sigorta A.Ş.)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/03/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 28/02/2018 tarihli dilekçesiyle; davalı sigorta şirketi tarafından …. poliçesi yapılan ….. plakalı aracın 10/08/2014 tarihinde Antalya ili, Alanya ilçesi,….Mahallesi…Kavşağı üzerinde sürücüsü …’ın sevk ve idaresinde iken müvekkili davacı sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından sigortası yapıldığını, … plaka sayılı aracın sürücüsünün tam ve tek kusurlu olduğunu, dava konusu kaza sonrasında müvekkili tarafından uğramış olduğu maddi zararların tazmini için davalı sigorta şirketi tarafından …. sayılı hasar dosyası üzerinden 33.390,00 TL. maddi tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin gerçek maluliyet oranı, yaşı ve maddi tazminata etki eden diğer hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketi tarafından yapılan maddi tazminat ödemesi fahiş derece eksik ve yetersiz olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla, 50,00 TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. bakıcılık gideri ve 50,00 TL. SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması mümkün olmayan kaçınılmaz tedavi giderleri olmak üzere toplam 200,00 TL. maddi tazminatın (belirsiz alacak) davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/ .. E. …/… K. sayılı dosyasında davacı vekilinin 06/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; .. .. Sigorta A.Ş. Tarafından … poliçe numarası ile … yapılmış …. plaka sayılı aracın 10/08/2014 tarihinde Antalya ili, Alanya ilçesi,…. Mahallesi, …. Kavşağı üzerinde sürüsücü …. sevk ve idaresinde iken müvekkili davacı …. sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, bahse konu trafik kazasının oluşumunda davalı sigorta şirketi tarafından … yapıldığını, …. plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğunu, dava konusu trafik kazasına bağlı olarak müvekkilinin uğradığı zararlar için Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde …/… Esası ile dava açtıklarını, açılan dava dosyasında aldırılan maluliyet raporu ile müvekkilinin maluliyetinde bu kaza nedeniyle artış meydana geldiğini, buna ilişkin bilirkişi raporunun kendilerine 02/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 03/10/2018 tarihinde buna ilişkin başvuru dilekçelerinin ve ekinde bulunan maluliyetine ve trafik kazasına bağlı olarak maluliyetin artışına ilişkin belgeleri gönderdiklerini, başvuruda bulunduklarını ancak sigorta şirketine 05/10/2018 tarihinde belgelerin tebliğ olmasına rağmen bir geri dönüşte bulunulmadığını, bu nedenlerle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan ./.. Esas sayılı dosya üzerinden tensiple birlikte birleştirme taleplerinin olduğunu, dosyaların birleştirilmesi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 28/03/2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, ancak aracın söz konusu poliçe teminatı altına alınmış teminatın tamamen ve otomotik olarak ödeneceği anlamına gelmediğini, yargılamaya konu kazaya karışan araçların ve şahısların kusur dağılımana ilişkino lan maddi gerçeğin, mahkemece İstanbul Teknik Üniversitesi vs. gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi heyetinden alınacak ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi ile saptanması gerektiğini, davaya konu soruşturma dosyası olan Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Sor. Sayılı dosyasının kusur durumunun tespiti açısından bekletici mesele yapılması gerektiğini, öncelikle olaydaki kusur durumunun bilirkişi marifetiyle tespitini,davacının gerçekten geçici iş göremezlik dönemlerinin ve sürekli beden gücü kaybının varlığının tespit edilmesi, kazanç kayıplarının değerinin hesaplanması, SGK tarafından davacılara yapılan bir ödemenin olup olmadığının sorulması, var ise hatır taşımacılığı indirimlerinin uygulanması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesi ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi kararında özetle; ” incelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “trafik kazasından kaynaklana maddi tazminat” davasıdır.
Somut olayda ; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi yapılan …. plakalı aracın 10/08/2014 tarihinde Antalya ili, Alanya ilçesi,…. Kavşağı üzerinde sürücüsü ….’ın sevk ve idaresinde iken müvekkili davacı sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından sigortası yapıldığını, … plaka sayılı aracın sürücüsünün tam ve tek kusurlu olduğunu, dava konusu kaza sonrasında müvekkili tarafından uğramış olduğu maddi zararların tazmini için davalı sigorta şirketi tarafından .. sayılı hasar dosyası üzerinden 33.390,00 TL. maddi tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin gerçek maluliyet oranı, yaşı ve maddi tazminata etki eden diğer hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketi tarafından yapılan maddi tazminat ödemesi fahiş derece eksik ve yetersiz olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla, 50,00 TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. bakıcılık gideri ve 50,00 TL. SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması mümkün olmayan kaçınılmaz tedavi giderleri olmak üzere toplam 200,00 TL. maddi tazminatın (belirsiz alacak) davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmekle konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, TBK. 53.maddesinde;”Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:1. Cenaze giderleri.2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” şeklinde, TBK.55/1.maddesinde;”Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde,KTK.91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
Somut olayda; Mahkememiz dosyası Konya .. HD.nin 21/01/2020 tarihli ../.. E. ../.. K. sayılı ilamı ile Mahkememizin kararını davalı vekilinin yapmış olduğu istinafta belirtilen zamanaşımı sürelerinin geçmiş olduğu, dolayısıyla zamanaşımı itirazlarının bulunduğu, Yüksek mahkemeninde zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmemesi nedeniyle Mahkememizce verilen kararın yeniden yargılama yapılması için mahkememize gönderilmiş olduğu görülmüştür.
Dosyamızda yapılan incelemede öncelikle olarak Mahkememizin esas dosyası olan ../.. E. Sayılı dosyası ile görülmeye başlanılan davamızda daha sonradan Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ./… E. sayılı dosyanın birleşmiş olduğu, zaten açılan bu ikinci davanın bizim mahkememizce görülen davada alınan bilirkişi raporundaki maluliyet oranının artması neticesinde davacının bu artan maluliyete ilişkin yeni bir dava açtığı, söz konusu açılan bu davanın da Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin ../… E. olduğu, usul ekonomisi gereği her iki davanın birleştirildiği ve beraber yürütüldüğü görülmüştür.
Yapılan değerlendirmede, davalı tarafın da itiraz etmiş olduğu zamanaşımı süresi Mahkememizce açılan ve görülen dava olan ../… E. sayılı dosyada esas alınması gerekirken sehven bu durumun gözden kaçırıldığı, ancak daha sonradan açılan ve mahkememiz dosyası ile sonradan birleşen dosyada oluşan yeni maluliyet derecesini zamanaşımına tabi olamayacağından davacının ilk davada açmış olduğu ve talepte bulunmuş olduğu kısımların reddi ile birleşen dosyadaki talep edilen sürekli iş göremezlik tazminatı hakkında hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle davacının birleşen davada talep etmiş olduğu ve sonradan ıslah ile düzelttiği ve davacının uğramış olduğu sürekli iş göremezlik tazminatı olan 119.619,00 TL.nin ihbarda bulunduğu tarihten itibaren izleyen 8 iş günü olan 18/10/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının diğer talepleri olan geçici iş göremezlik zararı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ve bakıcı giderleri taleplerinin zamanaşımı yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile;
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ;
Davacının talebi olan ve mahkememizin maluliyet ilişkin bilirkişi raporunda belirlenen maluliyet artışına isabet eden kalan bakiye 119.619,00 TL.lik kısmının (ibra konusu dışında yeni oluşan) dava tarihi olan 28/02/2018 tarihinden itibaren yasal faziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, açılmış olan esas davadaki diğer taleplerin REDDİNE,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı Halk Sigorta A.Ş vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 2 yıllık hak düşürücü sürenin göz ardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacı …’a müvekkil şirket tarafından 14/12/2015 tarihinde 33.390,00 TL ödeme yapıldığını, ödemenin bilirkişi raporunda güncellenerek tazminat hesabından da mahsup edildiğini, sigorta şirketinden yapılan ödemeyi kabul eden kişinin bu ödemenin uygun olmadığı kanaatinde olursa 2 yıl içerisinde uzlaşmayı iptal edebileceğini, bu 2 yıllık sürenin zaman aşımı değil hak düşürücü süre olduğunu, mahkemece de re’sen dikkate alınması gerektiğini, ödemeyi alan tarafın 2 yıl geçtikten sonra artık sigorta şirketine karşı dava açmasının mümkün olmadığını, davacı .. tarafından 14/12/2015 tarihinde müvekkil şirketten tazminat ödemesi aldığını, davanın iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığının sabit olduğunu, yerel mahkemece bu hususun göz önüne alınarak davayı reddetmesinin gerektiğini, alınmış olan maddi tazminatın diğer tüm taleplere de sirayet edeceğinden tüm talepler açısından aynı sebeple davanın reddinin gerektiğini, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, eksik inceleme neticesinde verilmiş olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici, sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesinin ikinci fıkrasında tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar ve uzlaşmaların, yapıldığı tarihten itibaren iki sene içinde iptal edilir hükmü yer almaktadır. Yine aynı madde de,sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalarında geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, yapılan ödemenin de göz ardı edilmesi düşünülmemelidir. Yapılan ödemenin gerçek olması durumunda verilen ibraname ancak “makbuz” hükmünde kabul edilmeli ve ödenen miktar, hüküm altına alınacak tazminattan indirilmelidir.
Somut olayda; hasar dosyasında, davalı tarafından davacının maluliyetine ilişkin %33 oranında maluliyeti olduğu kabul edilerek tazminat hesabı yapıldığı ve hesaplanan tazminat için davacıya ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111.maddesinde, tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, bu Kanun’da öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Somut uyuşmazlıkta davalı sigorta şirketi zamanaşımı gerçekleştiği için süresinde dava açılmadığı için davacının bakiye tazminat isteminde bulunamayacağını savunmuştur. Ancak davacı vekilinin müvekkilinin 2015 yılında maluliyeti % 32 iken kendilerine sigortaca bu orana dayalı ödeme yapıldığını,ancak mahkemenin aldığı raporla maluliyetin %59 olarak tespit edildiğini ve olayda gelişen durumun olduğu, davacının maluliyetinin arttığı iddia edilmiştir.
Gelişen durum, kaza sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü kanıtlara göre değerlendirilmelidir.
Somut olayda, kaza 10/08/2014 tarihinde meydana gelmiş olup, yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca davacının maluliyeti ile ilgili olarak “gelişen bir durumun” olup olmadığı hususu KTK’nın 111. maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanabilirliği açısından önem arzetmektedir.
Bu durumda dosyanın tümüyle 2014 -2018 yıllarına ilişkin tüm tıbbi bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılmasından sonra Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek trafik kazası sonucu oluşan yaralanmanın tedaviyle hangi tarihte tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı belirlenip, davacı tarafın 2015 yılında belirlenen % 32 maluliyetine ilişkin rapordan sonra 2018 yılında alınan rapora göre dava konusu kazadan dolayı gelişen ve yeni ortaya çıkan bir durumun olup olmadığı varsa gelişen durum nedeniyle artan maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan ÇALIŞMA GÜCÜ VE MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI ORANI TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ uyarınca tespiti konusunda rapor alınmadan davanın kabulü yanlıştır.
İlk derece mahkemesince davanın açıldığı tarihte ibraname tarihinden sonra KTK’nın 111. maddesinde belirtilen 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu tespit edilirse; ancak gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren 2918 sayılı yasanın 111. maddesinde belirtilen 2 yıl içinde dava açılması gerektiği hususu dikkate alınmalıdır. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.(Yargıtay 17. HD’nin 2014/18267E, 2014/15490K , 2014/4977E, 2015/11641K )
Bu halde mevcut maluliyet raporunun içeriğinden, davacının kaza tarihi olan 10/08/2014 tarihinden sonra trafik kazasına bağlı olan maluliyet durumlarında “zaman içerisinde gelişen bir durum olup olmadığı” yönünden ayrıca ve açıkça bir tespit veya değerlendirme görülememiştir. Bu nedenle hükme esas alınan sağlık kurulunun raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemesince yukarıda açıklanan içtihatlar kapsamında davacının tüm tedavi belgeleri getirtilerek dosya tümü ile Adli Tıp Kuruluna gönderilerek; davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavilerinin ne zaman sona ereceği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği, olay tarihinde yürürlükte bulunan ÇALIŞMA GÜCÜ VE MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI ORANI TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ hükümleri dikkate alınarak rapor alınmalıdır. Mahkemece bu hususta gerekli rapor alındıktan sonra gelişen durumun varlığı olup olmadığı da dikkate alınarak davalı sigorta şirketi açısından hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı hakkında değerlendirme yapılması gerektiği halde eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla davalı sigortanın istinafı yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı.. A.Ş. (Eski Ünvanı … Sigorta A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davalı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-… İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasına davalı …A.Ş. (Eski Ünvanı … Sigorta A.Ş.) tarafından yatırılan 19,00 TL tutarlı teminatın İİK 36/5 maddesi gereğince talep halinde ilgilisine iadesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 23/03/2021
. . . .
Başkan Üye Üye Katip
… … .. ..
E imza E imza E imza E imza
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.