Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/258 E. 2021/256 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/02/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; 12.09.2014 tarihinde,..’ya ait olan ve .. sevk ve idaresindeki .. plaka sayılı aracın, … sevk ve idaresindeki .. plaka sayılı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazada… plaka sayılı araç sürücüsü ..’ün vefat ettiğini, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. E. sayılı dosyasında alınan 25.03.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı raporuna göre kazanın oluşumunda .. plaka sayılı araç sürücüsü ..’ün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazada .. plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığını, kazada hayatını kaybeden …’ün hak sahipleri tarafından müvekkil … aleyhine açılan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. E. – .. K. sayılı dosyasına istinaden 9.326,26 TL karar ve ilam harcının 31.10.2018 tarihinde ödendiğini, … Yönetmeliğinin 17. maddesi “Hesap ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.” ve 16/a maddesi .. “Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere” ve 16/c “Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine” rücu hakkı bulunduğu hükümleri gereği tazminat alacaklısının yerine geçen .. ödediği karar ve ilam harcını, .. plakalı aracın işleteni ve sürücüsünden (.. mirasçılarından) tahsil etmek amacıyla Konya .. İcra Dairesi’nin.. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalılar tarafından borca itiraz edilerek icra takibi haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulduğunu, araç işleteni ve sürücüsünün meydana gelen kaza sebebiyle ödenen destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.029,95 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini sağlamak için, Konya .. İcra Dairesi’nin .. E. esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca davalıların alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ün 12/09/2014 tarihinde sürücüsü olduğu .. plakalı aracı ile karşıdan gelen .. plakalı araç sürücüsü ..’ın kullandığı araç ile çarpışması sonucunda hayatını kaybettiğini, yapılan ceza yargılamasında murisin tam kusurlu bulunduğunu, ayrıca murisin kullandığı aracın sigorta poliçesinin de olmadığını, bu nedenle davacı kuruma destekten yoksun kalma zararları için başvuruda bulunduklarını, gelen cevapta sorumlu olduklarını kabul ettiklerini ancak tekrar rücu haklarının bulunduğundan bahisle ödeme yapamayacaklarını beyan ettiklerini, müvekkillerinin müteveffa murisin kusurlarından dolayı 3. Şahıslar olarak sorumlu olmayacakları için davacı tarafın müvekkili mirasçılarından rücu hakkının da doğmayacağını, yeniden yargılama yapılamayacağından dava konusu da olmadığını, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas … Karar sayılı dosyasından kesin hüküm altına alınan ilamdan kaynaklanan tazminat borcunu müvekkillere ödeyen kurumun, Mahkemenin verdiği tazminat hakkını ilamsız adi bir takiple geri isteme hakkının olmadığını, davacının ancak araç maliki ..’ya rücu edebileceğinin düşünülebileceğini araç maliki dışındaki müvekkillerine rücu edilemeyeceğini, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, ayrıca bu ödemeye istinaden faiz işletildiğini, alacak sebebi olarak gösterilen .. yönetmeliğine uygun hiçbir haklı gerekçenin olmadığını, bundan dolayı faiz talep edilmesinin de mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, müteveffa ..’nın sağlığında kendine ait olan aracı …’e verdiğini ve bu kişinin araç ile seyrettiği esnada kazaya karıştığını ve vefat ettiğini, ..ün desteğinden yoksun kalan kişilerce .. aleyhine Konya .. Asliye Ticaret mahkemesinin … esas sayılı dosyasının ikame edildiğini ve davacılar lehine 210.000,00 TL’ye yakın bir tazminata hükmedildiğini, bu tazminat tutarının … tarafından ilgili davanın davacılarına ödendiğini, .. ödenilen tazminatını rücuen tahsili amacıyla araç maliki müteveffa .. ile sürücü ..’ün mirasçılarına karşı 13/02/2017 tarihinde Konya .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, ilgili dava dosyasına ilişkin olarak 10.000,00 TL’ye yakın karar harcını rücuen tahsil etmek amacıyla araç maliki müteveffa … ile sürücü ..ın mirasçılarına karşı 02/09/2019 tarihinde Konya… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bahsi geçen Konya .. İcra Müdürlüğü’nün .. E. Sayılı dosyasının takip tarihi 13.02.2017 olup takip çıkış tutarı 210.759,57 TL; Konya .. İcra Müdürlüğü’nün .. E. Sayılı dosyasının takip tarihi 02.09.2019 olup takip çıkış tutarı 10.029,95 TL olduğunu, bu tutarlara takip tarihinden itibaren işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, icra harçları ve giderleri ilave edildiğinde toplam borç tutarı 350.000,00 TL civarına ulaştığını, söz konusu takipler kapsamında araç sahibi müteveffa Haşim’in 01/02/2019 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine … tarafından Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 26.09.2019 tarih ve … E. – .. K. Sayılı ilamı ile mirasçılık belgesi alındığını, mirasçılık belgesinde müvekkil …’nın mirasçı olarak görüldüğüne karar verilmesi üzerine belirtilen icra takiplerinde husumet, müvekkil ..ya yöneltildiğini, Konya .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile terekenin borca batıklığının ve miras bırakanın ödemeden aczinin tespiti ile mirasın hükmen reddi davasının ikame edildiğini ve bu dosyanın derdest olduğunu, kesinleşmiş bir ilamın hali hazırda bulunmadığını, bu nedenle de bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .. ve ..’nın davaya cevap sunmadıkları anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava … zarar verene ödediği tazminatın zarar sorumlusundan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14/b maddesinde; Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla .. oluşturulacağı;
…ı Yönetmeliğinin 16/c maddesi; hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücu edilebileceği, yine Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 17. Maddesinin 2. Fıkrası da … ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçeceği hükmüne havidir.
Kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere .. yaptığı ödemelere ilişkin rücu hakkının temeli halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Halefiyet ile rücuyu birbirinden kesin bir şekilde ayırmak gerekir. Alacaklıya ifada bulunun bir kimsenin onun bütün hak ve yetkilerine sahip olarak sorumlu olan bir başka kimseye başvurmasına halefiyet denir. Pek eski bir müessese olan halefiyet ile edada bulunan şahıs alacaklının yerine geçmekte, borcun nevi ve mahiyetinde, borçlunun şahsında ve vecibelerinde bir değişiklik olmamaktadır (Reşat Atabey, Sigorta ve Sosyal Sigortada da Halefiyet ve Rücu), halefiyet basit bir rücu hakkından farklı olup, halef olan kişi rücu hakkı olan kişiye nazaran daha geniş imkanlara sahiptir, rücu hakkı olan kimse bu hakkını kullanabilmek için sadece alacaklıya ifada bulunduğunu ispatla yetinemez; ayrıca rücua esas teşkil eden hukuki sebeplerden birinin varlığını da ispat etmelidir. Halefiyette ise ödemede bulunan kimse kural olarak sadece ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür.
Rücu hakkı ifa eden alacaktan bağımsız bir haktır. Halefiyet ise alacağın ifasına rağmen alacağı sona erdirmeyip onun ifa edene geçmesi sonucunu doğurur, bu nedenle rücu hakkı sahibi alacaklıya ait bulunan bütün yetkilerden ve fer’i haklardan faydalanamazken, halefiyette alacak hakkına bağlı olarak bütün yetkiler ve fer’i haklar, alacak ile birlikte talep olan kimseye intikal etmektedir. (Tekinay, Borçlar Hukuku)
Bu farklar nedeniyle her rücu hakkının mevcut olduğu yerde halefiyet hakkı söz konusu olamamasına rağmen, her halef olan kimse rücu hakkına sahiptir.
Halefiyet müessesesi; genel olarak Borçlar Kanununda tanzim edilmiş olup, Türk Ticaret Kanununda da özel halefiyet halleri öngörülmüştür. Kanunda veya diğer düzenlemelerde hüküm bulunmadığı sürece halefiyet hususu söz konusu olamayacaktır.
Mevzu davamızdaki rücuen tazminata dair … halefiyetlik durumu da yukarıda belirtilen .. Yönetmeliğinin 17/2 fıkrası gereğidir.
Haklara halef olunmasının önemli neticelerinden birisi de sorumlu kişi aleyhine açılan davanın kaynağı, sebebi ve mahiyeti ile; eğer zarar tazmin edilmemiş olsa idi, zarar görenin açacağı esas davanın aynı olmasıdır. Mevzu davamızda da davalının sorumluluğuna göre haksız fiil davanın temelini oluşturmaktadır. Halefiyet sadece maddi bakımdan değil usul hukuku bakımından da söz konusu olduğu için bu dava sebebine karşı zarar görenin açacağı esas dava hangi yetkili ve görevli mahkemede açılması gerekiyor ise; bu zararları tazmin ederek zarar gören yerine geçen ve haklarına halef olan …nın da aynı mahkeme de davasını icra etmesi gerekmektedir.
Şöyle ki; halefiyet davası bir ticari dava olmayıp aynı zarar görenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibi görülmektedir. Dava sigorta poliçesinden kaynaklanan bir dava olmayıp, ..nın zarar görene yaptığı ödemeler de herhangi bir poliçe veya sigorta kaydından kaynaklanmamaktadır. …nın, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. Maddesi gereği oluşturulması hususu veya ilgili düzenlemede … sorumluluğunun, zorunlu sigorta poliçesi teminat miktarları dahilinde olmasına yönelik belirlemeler iş bu rücu davasında TTK’da düzenlenen Sigorta işlemlerine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği manasını taşımadığı takdir ve kanaatine varılmıştır.
Nitekim; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/13991 Esas 2017/368 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih 2016/18999 Esas 2019/8701 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarih 2017/1132 Esas 2019/9502 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 20.05.2019 tarih 2016/14913 Esas 2019/6350 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10.10.2019 tarih 2016/17475 Esas 2019/9220 Karar sayılı en son içtihatları ile; Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 2020/267 Esas 2020/633 Karar, İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesinin 2018/1501 Esas 2018/2212 Karar, Antalya BAM 5. Hukuk Dairesinin 2019/810 Esas 2019/863 Karar, Adana BAM 3. Hukuk Dairesinin 2020/388 Esas 2020/472 Karar, Gaziantep BAM 17. Hukuk Dairesinin 2019/531 Esas 2020/997 Karar, Ankara BAM 13. Hukuk Dairesinin 2020/1143 Esas 2020/1035 sayılı kararları da; davamız konusu ile aynı mahiyetteki davalarda uyuşmazlık konusu haksız fiilden kaynaklandığı için halefiyet ilkeleri de nazara alınarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik içtihat ve kararları içermektedir. Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin mercii tayinine ilişkin olmasa dahi Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davamız ile benzer mahiyetteki davalarda göreve ilişkin herhangi bir bozma kararı verilmemiştir. (Örn;Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/310 Esas 2020/2234 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/1392 Esas 2020/754 Karar)
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; izah edilen hususlar nedeniyle ..nın zarar görene yaptığı ödemelere ilişkin, zarar göreninin yerine geçerek halefiyet ilkesi gereği açtığı davalara temel teşkil eden husus haksız fiilden kaynaklandığından ve bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan ve taraflar arasındaki davanın ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile, mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, somut uyuşmazlıkta, 12/09/2014 tarihinde …’ya ait olan… sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, .. sevk ve idaresindeki .. plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ..’ün vefatı üzerine müvekkili aleyhine açılan Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin .. esas … Karar sayılı dosyasında hükmedilen karar ve ilam harcının müvekkili .. tarafından ödenmesi üzerine sorumlulardan rücuen tahsili için yapılan icra takibine, davalıların yapmış olduğu itirazın iptali talep edilmekte olduğunu, Uyuşmazlığın temelde Yüksek Mahkeme uygulaması ışığında TTK 1483/1 maddesi düzenlemesi ile ZMMS’den kaynaklandığını, hem istinaf hem de yargıtay uygulamasında davaya konu somut olayın hukuki bakımdan ticari iş sayıldığı için davaya bakmakla görevli mahkemenin görevsizlik kararı veren .. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazasında üçüncü şahsa .. tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davanın, trafik kazası nedeniyle güvence hesabı tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 22/01/2018 tarih ve 2017/10924 esas 2018/399 karar sayılı ilamı, Yargıtay17. Hukuk Dairesinin 2016/9691 esas 2019/4056 karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/15604 esas 2014/15989 karar sayılı ilamı,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2830 esas 2019/1603 karar sayılı ilamı )
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.3.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 24/02/2021

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.