Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/235 E. 2021/686 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … SİGORTA A.Ş – …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …
MURİS … ve MURİS … mirasçıları
DAHİLİ DAVALILAR 1- ….
VEKİLİ : Av. …
2-…
3- …
DAVA İHBAR OLUNAN : … SİGORTA A.Ş.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalılardan …’e ait … plakalı minibüsün, diğer davalı … sevk ve idaresinde iken 19/10/2015 tarihinde tam kusuru ile müvekkilinin kullandığı … plakalı motorsiklete çaptığını, kaza sonucu müvekkilinin %24 oranında daimi sakat kaldığını, kazanın meydana gelmesinden müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin çalışma gücünde büyük oranda kayıp meydana geldiğini, ayrıca unutkanlık meydana geldiğini ve gerçekte daha büyük oranda manevi açıdan yıkım yaşadığını, sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren minibüsün Karayolları Zorunlu Trafik Poliçesini temin ettiğini, kaza sonrası sigorta şirketine müracaat edildiğini ve bir miktar maddi tazminat alındığını, alınan miktarın yeterli olmadığını ve açıkladığı nedenlerle müvekkili lehine şimdilik kaydı ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ile 20.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar … … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; trafik kazalarında kusurun temel öge olduğunu, davacının kusura ilişkin iddialarının gerçeği uygun olmadığını, kaza tespit tutanağına göre müvekkiline kusur izafe edilmesinin ve kusur oranları doğrultusunda talep edilen tazminatların kabulünün mümkün olmadığını, davacının aşırı hızlı olması yani tam kusuru sonucu kazanın meydana geldiğini, davacının sürekli iş göremezlik zararının kabulü anlamı taşımamakla birlikte bu durumun sigorta teminatı kapsamında bulunduğunu, davacı lehine manevi tazminat hükmedilebilmesi için davacıda bedensel zararın mevcut olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, istenen manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 02/04/2015-02/04/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, teminat limitlerinin kişi başı 290.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu bulunduğunu, sigortalı aracın kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluğun da bulunmayacağını, yapılan başvuru sonunda davacıya %100 kusur ve %24 maluliyet oranları esas alınarak 30.814,00 TL ödeme yapıldığını, dosyada tazminat hesabı yapılırken davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle kusur ve maluliyet oranı tespiti yapılmasını, müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin mahsubunu talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesiyle özetle; bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 12/01/2015-12/01/2016 tarihleri arasında Tüm Oto Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluk miktarlarının manevi tazminat dahil 75.000 TL olduğunu, öncelikle davacının talebine ilişkin tazminatın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı tarafından karşılanması gerektiğini, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacının talep etmiş olduğu manevi tazminat miktarının afaki ve fahiş olduğunu ve açıkladığı nedenlerle dava neticesinde taraf sıfatı ile aleyhlerine hüküm ittihaz edilmemesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Mevcut raporlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle uğradığı geçici iş göremezlik zararının 9.964,28 TL ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının ise 5.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme münhasıran belli bir zarar kalemine ilişkin olduğu yönünden bir delil sunulmadığından ve ibranameden de bunun aksinin anlaşılmaması karşısında davacının bu kaza nedeniyle bakiye zararının kalmadığı anlaşılmış ve bu nedenle davacının maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Somut olayda; tarafların sosyal ekonomik durumları, davacının uğradığı zarar ve davaya konu trafik kazasının oluşumunda tarafların kusur oranları dikkate alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve 1-Davacının maddi tazminat davasının REDDİNE, 2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, dahili davalı … …, dahili davalı … ve dahili davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; mahkemenin lehlerine 7.000,00 TL manevi tazminata hükmettiğini ancak reddedilen miktar üzerinden davalı vekilleri lehine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, bu vekalet ücretinin kendi paylarına düşen kısmı olan 1.700,00 TL, davalı … ve … … vekilleri tarafından Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icraya konulduğunu, işlemiş faizler ve maddi tazminat için hükmedilen vekalet ücreti eklendiğinde müvekkilinin 5.136,47 TL ödeme yapacağını, bu miktara icra vekalet ücreti ve masrafları da eklendiğinde müvekkili lehine hükmedilen paranın neredeyse tamamının vekalet ücretlerine ve faiz ödemesine gideceğini, diğer taraftan davalının ödeyeceği toplam bedelden hiç birisi müvekkiline gitmediğinden gerçekte zarar verdiği kişiye bir ödeme yapmamış olacağını, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu, müvekkilinin eline geçecek ve onun elemini bir nebze olsun giderebilecek durumda olmadığını, maddi tazminat konusunda Adli Tıp Kurumu raporunu kabul etmediklerini, davalının hasar dosyasında sunulan daimi engellilik raporunu dikkate alarak ödeme yaptığını, bu oranda yeniden hesap yapılmasını talep etmişken bu dava ile adeta karşı tarafa bedel ödeme durumu ile karşı karşıya kaldıklarını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, daimi engellilik durumunun tespiti için müvekkilinin başka bir kuruma sevkinin sağlanarak yeniden rapor aldırılmasına, lehlerine tam kabul kararı verilmesine, icranın durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirketin ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen maddi tazminat yönünden ret, manevi tazminat yönünden kısmen kabul kararı, davacı yanca maddi ve manevi tazminat yönünden istinaf edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat davasıdır.
1-Maddi tazminat yönünden;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; hastane sağlık raporu, tekli Adli Tıp uzmanı bilirkişi raporu, ATK İhtisas Dairesi raporu arasındaki çelişkilerin en son alınan Adli Tıp Kurumu Üst Kurulu tarafından giderilerek, uygun yönetmelik esas alınarak, maluliyet durumunun belirlenmiş olmasına; davacının dava dilekçesinde tedavi gideri ve geçici iş göremezlik istemi bulunmadığından bu konuda karar verilmeyeceğine; kamu düzenine aykırılık arz eden başkaca hallerinin bulunmamasına göre, maddi tazminat ve maluliyete yönelik, davacı itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
2- Manevi tazminata yönelik;
Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut davaya gelince, kabul edildiği üzere, davacının kalıcı maluliyet bırakmadan 9 ay geçici iş göremezlik süresinin bulunması, tarafların sosyal ekonomik durumları, olay tarihi, hakkaniyet ve paranın satın alma gücü ile yukarıda anlatılan ilkeler gözetilerek, takdir edilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu görüldüğünden, davacının buna yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Anlatılan nedenlerle, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan, bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda manevi tazminat yönünden KESİN, maddi tazminat yönünden kararın taraflara tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.