Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2294 E. 2022/501 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
NUMARASI : … Esas …Karar

DAVACI :… SİGORTA ŞİRKETİ- …
VEKİLİ :Av….
DAVALILAR :1- … – …
2-… SANAYİ TİCARET İTHALAT VE İHRACAT LİMİTED ŞİRKETİ – […] UETS
VEKİLİ :Av….

DAVA :İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.08.2018 tarihinde müvekkili şirketin … numaralı … Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … San. Tic. A.Ş. ye ait olan malların, …. Pet. Yedek Parça Tar. San. Tic. İth. Ve İhr. Ltd. Şti. nin taşıyıcı olduğu, … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici ve buna bağlı … plaka sayılı yarı römork ile Kahramanmaraş’tan Karacabey/Bursa’ya nakledilirken Konya İli sınırlarında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine hasara uğradığını, taşınan mallardaki hasar bedeli olan 3.213,00 Euro 27.12.2018 tarihinde müvekkil şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigorta şirketi tazminatı ödediğinde sigortalının yerine geçer. TTK m. 875 “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” Hükmünü getirdiğini, mtianın taşınması işini üstlenen davalılar emtiayı alıcıya hasarsız ve zamanında ulaştırmakla yükümlü olacağını, taşınan emtianın teslim alınıp yola çıktıktan sonra tek taraflı kaza sonucu taşıma sırasında zarar gördüğüne göre, sorumluluğun tamamen taşıyıcıya ait olacağını, TTK m. 877/1 “Taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.” Hükmü bulunduğunu, TTK m.1472 halefiyet ilkesi gereğince tazminatı ödeyen müvekkil sigorta şirketi ödenen tazminat için davalılara rücu hakkına sahip olduğunu, 21.173,13 TL’nin tahsili için Konya … Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile takip yapılmış, yapılan takip üzerine davalılar tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiğini, davalıların yetki itirazının Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. – … K. sayılı dosyasının 18.11.2019 tarihli kararı ile kaldırıldığını, borca itirazları ile takibin durduğunu. davalıların icra dosyasına itiraz ederken borcun ödendiğine dair herhangi bir belge sunmadığını, bu nedenlerle davalıların haksız itirazının iptalini sağlamak için iş bu davayı açtıklarını, açılan davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalılarının cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 23/06/2021 tarih … Esas …karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Eldeki davanın halefiyet gereği rücu davası olduğu anlaşıldığından davacının kısmen kabul, kısmen reddi ile; Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 3.213,00 EURO üzerinden ödeme tarihi olan 27/12/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda … Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı yasal faizden az olmamak üzere faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, yine davacının alacağının varlığı yargılamayı gerektirdiğinden (likit olmadığından) icra inkar tazminatına hükmedilmeyerek mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiş ve;
Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE;
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın İPTALİ ile 3.213,00 EURO üzerinden ödeme tarihi olan 27/12/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda … Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı yasal faizden az olmamak üzere faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Şartları oluşmadığından icra-inkar tazminat talebinin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Nak. Pet. Tar. Ltd.Şti vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; bahsi geçen kazanın meydana gelmesinde davalı müvekkil şirketin herhangi bir kusuru olmadığını, müvekkil şirkette çalışan şoför nedeni ile de müvekkil şirkete kusuru izafesinin mümkün olmadığını, davalı müvekkil şirket tarafından taşınan malların değerinin tam olarak tespit edilmesi için bilirkişiden bu yönde rapor aldırılması gerekirken yerel mahkemece davacının beyanını bir başına yeterli görülerek davalı müvekkil şirket tarafından taşınan malların değerinin 3.213,00 Euro olduğuna kanaat getirildiğini, yerel mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, olay nedeni ile kusur belirlemesine yönelik gerekli ve yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, üçüncü kişilerin kusur ve sorumluluğunun raporda değerlendirilmediğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkemece eksik inceleme ile gerekli ve yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan ve savunma haklarının kısıtlanarak usul ve yasaya, dosya ve delil durumuna aykırı olarak Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2021 tarih ve … Esas …Karar sayılı ilamı ile verilen kısmen kabul kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini, kararın icrasının istinaf incelemesi sonuna kadar ertelenmesi yönünden tehiri icra kararı verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen kabul kararı, davalı şirket tarafından istinaf edilmiştir.
Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklı sigortacının ödediği bedeli, zarar veren üçüncü kişiden TTK 1472. Maddesi gereğince alacağın rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Emtia nakliye sigortası, mal veya yüklerin herhangi bir vasıta ile bir yerden diğer bir yere taşınması esnasında uğrayabileceği zararları temin eden bir sigorta türü olmakla, mal sahibinin rizikolarını teminat altına almaktadır.
Türk Ticaret Kanunun 1472 sayılı maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.”;
Aynı kanunun 875. Maddesinde “(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.”;
877/1 . Maddesinde ise “(1) Taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
-Davalı şirketin hasar ve kusur miktarına yönelik itirazlarında;
HMK’nın 352 maddesinde yer alan” istinaf başvuru dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesinin bildirilmesi “355. maddesinde yer alan” incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak, bölge adliye mahkemesinin kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözeteceği ” ve 357. maddesinde yer alan, “bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı ve ilk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği hâlde incelenmeden reddedilen veya mücbir bir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan delillerin bölge adliye mahkemesince incelenebileceği” hükümleri doğrultusunda davalının istinaf dilekçesinde belirttiği hususu ilk defe istinaf aşamasında ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Yine;
“Usuli kazanılmış hak” kavramı Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş usul hukukunun vazgeçilmez ana temellerinden olup, bir davada kesinleşen kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu gibi, bu usul kuralı davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade eder.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 281.maddesinde bilirkişi raporuna itiraz düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde; “…Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, tarafların tatmin olmamaları hâlinde, bilirkişi raporuna itirazda bulunabilme olanaklarının varlığı güvence altına alınmıştır. Bu düzenleme çerçevesinde, bilirkişi raporunda bazı hususlarda eksiklikler mevcutsa yahut raporda bazı hususlar belirsizlik arz ediyorsa, taraflar, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik arz eden hususların ise bilirkişiye açıklattırılmasını yahut yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını temin için, raporun kendilerine tebliğinden itibaren onbeş günlük süre içinde, mahkemeye itirazda bulunabilirler. Bilirkişiye yöneltilecek olan sorular, tarafların da görüşü alınmak suretiyle somut olarak belirlenecek olursa, rapora itiraz olasılığı da önemli ölçüde azalır ve bu suretle yargılamanın uzamasının da önüne geçilmiş olur. Burada rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan onbeş günlük süre, kesin süredir; hak düşürücü bir nitelik taşır. Dolayısıyla, taraflar, bu süre içerisinde, itirazlarını dile getirmez ise bilirkişi raporu, onlar bakımından kesinleşir; yani taraflar rapora itiraz olanağını tümüyle kaybederler. Bu durum, zaten Tasarının 100 üncü maddesinde yer alan ve kesin sürelerle ilgili genel bir düzenleme öngören kuralın birinci ve üçüncü fıkralarının işlerlik kazanmasının doğal bir sonucudur…” şekilde düzenlenmiştir.
HMK’nun 280.maddesinde; “Bilirkişi, raporunu varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak Mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” düzenlemesinin, 281/1 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususları, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesinin mevcut olduğu, buradaki amacın tarafların raporu okuyup değerlendirmeleri ve varsa itirazlarını bildirebilmeleri olduğu, bu durumda, yani taraflara raporun tebliğ edilmesi ve sonrasında taraflarca rapora itiraz edilmemesi halinde raporun itiraz etmeyen bakımından kesinleşeceği, artık rapora itiraz etme imkanının ortadan kalkacağı, bu hususun kesin sürelerle ilgili düzenlemelerin bir sonucu olduğu,Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir. (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/3253 Esas, 2017/9419 Karar; aynı daire 2015/10058 Esas, 2018/4639 Karar sayılı,2017/157 Esas 2018/11631 Karar sayılı ilamları)
Bu kapsamda hükme esas kusur ve hasar raporunun davalı sigorta şirketine 10/02/2021 tarihinde ihtaratlı olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen, bilirkişi raporuna yazılı veya sözlü olarak herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bu durumun davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek; ayrıca davacı sigortacı tarafından yukarıda sözü edilen emtia poliçesine uygun olarak sigortalısının belirlenen zararını poliçe kapsamında ödediği, bu itibarla rücu ve dolayısıyla dava hakkının bulunduğundan; bu nedenlerle davalı vekilinin buna yönelik ve sorumluluğa yönelik tüm itirazlarının reddi gerekmiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı ………iyat Petrol Petrol Ürünleri Yedek Parça Tarım Sanayi Ticaret İthalat Ve İhracat Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 1.446,33 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 362,00 TL nin mahsubu ile bakiye 1.084,33 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.09/03/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı
….
Üye
107818


e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.