Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2244 E. 2022/658 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …- …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

ASIL DOSYA DAVACISI: … İNŞAAT EMLAK TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av….
ASIL DOSYA DAVALISI
BİRLEŞEN DOSYA
DAVACISI : …- (TC No: …)
VEKİLİ : …
ASIL DOSYA DAVALISI
BİRLEŞEN DOSYA
DAVALISI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av… –
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 24/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Asıl davada; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/12/2016 tarihinde, … idaresindeki … plakalı aracın, … idaresindeki müvekkiline ait … plakalı araca çarpması neticesinde müvekkilinin aracının hasar gördüğünü, kazadan kaynaklı maddi zarar ve araç mahrumiyet bedelinin tespiti ve davalılardan tahsili için Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E., … K. Sayılı dosyasında belirsiz alacak davası açıldığını, yerel mahkemece tahkikat aşamasında yapılan yargılama neticesinde müvekkili şirketin davalılardan alacaklı olduğu miktar belirlenmesine rağmen müvekkili şirkete dava dilekçesinde belirtilen talebi artırma imkanı tanımadığını, yerel mahkemenin tesis etmiş olduğu kararın gerekçesinde açıkça müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu yazılı olmasına rağmen, kurduğu hükümde davayı kabul ettiğini ancak fazlaya dair taleplerini reddettiğini, bunun üzerine istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E., … K. Sayılı ilamında davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunun tespit edildiğini, yerel mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurduğunu, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. – … K. sayılı dosyasında istinaf incelemesinde hükme esas alınan 30.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda araçtaki maddi hasarın 19.248,75-TL, araç mahrumiyet zararı 1.012,50-TL olarak tespit edildiğini, müvekkili şirketin kaza sonucu uğradığı zarar nedeni ile 18.248,75-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 16.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS maddi hasar teminat klozu limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla), davalı … yönünden kaza tarihi olan 09.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, araç mahrumiyetinden kaynaklı 912,50-TL araç mahrumiyet zararının kaza tarihi olan 09.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.12.2016 tarihinde müvekkili … idaresinde bulunan … plakalı araç ile aracın sağ istikametinden gelen ve sürücü …’ın idaresindeki … İnşaat Emlak Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’ne ait … plakalı araçla kazaya karışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini,, meydana gelen trafik kazasında zarar gören araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, kazadan sonra 06.03.2017 tarihinde araç sahibi … İnşaat Emlak Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi yetkilisi ile müvekkili … arasında taahhütname başlıklı belge ile 5.000,00-TL peşin, 4.000,00-TL bono yapılmak suretiyle ibraname imzalandığını, söz konusu ibraname uyarınca, müvekkilinin 5.000,00-TL peşin ve kalan 4.000,00-TL’yi ise 15.05.2017 tarihinde ödediğini, müvekkiline ait … plakalı aracın, 07.12.2016 sigorta başlangıç ve 07.12.2017 sigorta bitiş tarihli … poliçe no’lu ZMMS poliçesi ile davalı … … Sigorta Anonim Şirketi’ne sigortalı olduğunu, söz konusu ibraname ve ödemeye rağmen, … plakalı araç sahibi şirketin, söz konusu maddi hasara ilişkin, … … Sigorta A.Ş. ile müvekkili hakkında maddi hasarın tahsiline ilişkin dava açtığını, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda araç sahibi şirketin talep edebileceği araç hasar miktarının 30.000,00-TL olduğu, … … Sigorta A.Ş ‘nin 7.001,25-TL ödediği, davalı … … A.Ş ‘nin teminat limitinin olay tarihi itibarıyla 31.000,00 TL olduğu, sigorta şirketinin ödemesi gereken hasar miktarının 30.000,00 TL – 7.001,25 TL =22.998,75 TL olduğunu, araç mahrumiyet zararının ise 1.012,50-TL olduğu, araç mahrumiyeti zararından müvekkili …’in sorumlu olduğunun belirtildiğini, taleple bağlılık kuralı gereği mahkemece yalnızca 1.000,00-TL maddi hasarın yasal faiziyle birlikte müvekkili … ve davalı … … Sigorta Anonim Şirketi’nden tahsiline ve 100,00-TL araç mahrumiyetinden kaynaklı tazminat miktarının müvekkili …’ten tahsiline dair hüküm kurulduğunu, müvekkili …’in sorumlu olduğu tutardan çok daha fazla bir bedel ödemiş olduğunu, müvekkilinin zarar gören üçüncü kişi … İnşaat Emlak Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’ne ödediği 9.000,00-TL tazminat tutarını geri isteme hakkı bulunduğunu, bu sebeple fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, zararın davalı sigorta şirketi tarafından müvekkiline iadesi için dava açmak zaruretinin hâsıl olduğunu, müvekkilinin 27.08.2019 tarihinde arabulucuya başvurduğunu ancak görüşmelerden bir sonuç alınamadığını, öncelikle işbu davanın irtibatlı olduğu Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı … cevap dilekçesinde özetle; 09.12.2016 tarihinde idaresinde bulunan … plakalı araç ile aracının sağ istikametinden gelen ve sürücüsü …’ın idaresindeki … İnşaat Emlak Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’ne ait … plakalı araçla kazaya karışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araç sahibi şirket, söz konusu maddi hasara ilişkin, … … Sigorta A.Ş. ile hakkında maddi hasarın tazminine ilişkin dava açtığını, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda mahkemece hükmedilen 9.000,00-TL’sinin (toplam ilam alacağı) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, söz konusu ilama ilişkin toplam 9.000,00-TL tutarındaki bedelin tarafınca … plakalı araç sahibi şirkete ödendiğini, … … Sigorta A.Ş. ile aralarındaki sigorta sözleşmesine rağmen, sigorta şirketi tarafından maddi zarara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı tarafın araç mahrumiyetinden kaynaklı zararı yalnızca kendisine yöneltmesinin kabul edilemeyeceğini, Söz konusu zararın sigorta şirketinden talep edilmesinin gerektiğini, TTK.m. 1473 -Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder. Bu izahatlar çerçevesinde; araç mahrumiyetine dair zararın, söz konusu zarar 3. kişinin uğradığı doğrudan ve dolaylı zararlar ile birlikte dava ve icra masraflarının da sorumluluk sigortacısı tarafından tazmin edilmesinin gerektiğini, davacının talebini sigorta şirketine yöneltmesi gerektiğini, davacı tarafın maddi tazminata ilişkin talep etmiş olduğu tutarın afaki olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddinini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı def’inde bulunduklarını, olayda başvuru konusu kazanın 09/12/2016 tarihinde meydana geldiğini, işbu davanın ise 17/07/2020 tarihinde ikame edildiğini, daha önce yargılaması yapılan Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E., … K. Sayılı dosyasında da dava, kısmi dava olarak sadece 1.000,00-TL üzerinden ikame edildiğini, kalan kısım (davaya konu edilmeyen kısım) için zamanaşımı süresinin işlemeye devam ettiğini, 09/12/2016 kaza tarihi dikkate alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafından aynı taleple yapılmış ve daha önce kesin olarak karar verilmiş başka bir dava söz konusuyken bu başvurunun usulden reddinin gerektiğini, dava konusu kaza sonrasında şirkete yapılan ihbar üzerine hasar dosyası açıldığını ve ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, eksper raporu ile 9.335,00-TL onarım bedeli hesaplandığını, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa, sigortalısının %75 olarak tespit edilen kusuru oranında 25.04.2017 tarihinde 7.001,25-TL ödeme yapıldığını, işbu ödeme ile müvekkil şirketin sorumluluğunda olan tüm hasarın karşılandığını, davacının bakiye tazminat taleplerinin haksız olduğunu, araç mahrumiyet giderinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacı şirket tarafından sigortalısına yapılan ödeme müvekkili şirket sigortalısının kusur oranına tekabül eden miktar bakımından tamamen karşılandığını, kaza nedeniyle hastane direğine verilen zarar nedeniyle müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında 518,25-TL ödeme yapıldığını, davacı tarafından yapılan ödemenin kendi kusuruna denk gelen miktarı olduğundan, davacının bu yöndeki taleplerinin de reddinin gerektiğini, aracın hususi araç olması nedeniyle faizin yasal faiz olması gerektiğini, davanın esastan ve usulden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada; Müvekkili şirket nezdinde gerekli araştırmaların yapıldığını, ZMMS poliçesi ile sigorta teminatı altına alınmış aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle karşılanmış olduğu iddia edilen bedelin davacı tarafça talep edildiğini, taleplerin yersiz olduğunu, sigortalının ödemesinden haberdar olmayan müvekkili şirketin dava konusu hasarın kendisine bildirilmesi üzerine hasar dosyası üzerine incelemeler yaparak eksper raporu doğrultusunda hasarı karşıladığını, bu nedenle davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre zarar görenden talepte bulunması gerektiğini, eksper raporuna göre müvekkili şirketin 9.335,00-TL onarım bedelinin sigortalısının %75 kusur oranına göre hesaplanan 7.001,25-TL’nin ödendiğini ve böylelikle sorumlu bulunduğu tüm hasarın karşılandığını, müvekkilinin araç başına olan sorumluluğunun 31.000,00-TL olduğunu, kazanç kaybından dolayı müvekkili sigortacının sorumlu olmadığını, faizin yasal faiz olması gerektiğini tüm bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep emiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 30/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince asıl davada davacının Konya … ATM … Esas … Karar sayılı dosyasının istinaf incelemesi neticesi esas hakkında verilen karar sonrası davalılardan bakiye alacak talebinde bulunduğu toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketinden kusur oranına göre 19.248,75-TL talep edebileceği, davalı …’ten ise kusur oranına göre ve mahrumiyet zararı ile birlikte talep edebileceği bedelin 18.262,50-TL olduğu kanaatine varılarak asıl davanın bu şekkilde, birleşen davada ise sigortalı olan davacının davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olan 5.000,00-TL ile 4.000,00-TL olmak üzere toplam 9.000,00-TL’yi ödeme tarihlerinden itibaren rücuen tahsilini talep edebileceği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş ve;

Asıl dava bakımından (Mahkememiz … Esas sayılı dosyası bakımından)
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
18.262,50- TL alacağın (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 18.248,75- TL ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ve faizin 16/04/2017 tarihinden itibaren işletilmek suretiyle) davalı … bakımından ise kaza tarihi olan 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası bakımından;
Davacının davasının KABULÜ ile
9.000,00-TL alacağın 5.000,00- TL si için 06/03/2017 tarihinden, 4.000,00- TL si için 15/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl dosya davalısı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtmiş oldukları hususlar hakkında yeterli inceleme yapılmadan davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bilirkişi tarafından yapılan hatalı hesaplama neticesinde kurulmuş hükmün taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, hasar miktarını ödemesi gereken kişinin sigorta şirketi olduğunu, asıl davada taraflarına hükmedilen avukatlık ücretinin de hatalı hükmedildiğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 30/09/2021 tarihli kararının hükmün kısmen kabul edilen kısmının bozulmasını ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesini; hükmün bozulması yerine, davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün kısmen kabul olan kararının kaldırılmasını ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Esas ve birleşen dosyada davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; … İnşaat Emlak Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi yönünden açılan davada ileri sürdükleri zamanaşımı definin yerel mahkemece hatalı biçimde kabul edilmediğini, yürüyen bir ceza davası da söz konusu olmadığından ceza zamanaşımının uygulanmasının söz konusu olmadığını, somut olayda başvuru konusu kaza 09/12/2016 tarihinde meydana geldiğini, yerel Mahkeme nezdinde iş bu dava ise 17/07/2020 tarihinde ikame edildiğini, müvekkil şirket sigortalısı tarafından açılan ve yerel mahkemede … Esas sayılı dosya ile birleştirilen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında da davacı talepleri haksızken verilen aleyhe hükmün hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle tehiri icra taleplerinin kabulü ile yerel mahkemece … Esas numaralı dosyada verilen ve … numaralı karara karşı istinaf nedenlerinin sunulması ve kararın kaldırılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazasından kaynaklı, araçta meydana gelen hasarın davalılar kazaya neden olan sürücü ve aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından istenilmesine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece verilen karar, davalı-davacı … ve davalı sigorta tarafından istinaf edilmiştir.
A- Davalı sigortanın zamanaşımı itirazı yönünden;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinin 1. fıkrasında haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin,zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı kanunun anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Sözkonusu yasa hükmü, ceza zamanaşımı uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
Somut olayda öncelikle davacının ilk davasının kısmi dava mı belirsiz alacak davası mı olduğunun tespiti gerekmektedir.
HMK 107.maddede belirsiz alacak davası düzenlenmiş olup, 107/2.fıkrada “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” esası kabul edilmiştir. Buna göre davacı taraf talep artırım dilekçesi ile talebini artırabilecektir. Talep artırım, niteliği itibari ile davalı taraf aleyhine esaslı bir değişiklik olup, davalı tarafın, duruşmada bulunmadığı durumlarda tebligat yolu ile bu istemden haberdar edilmesi zorunludur.
Belirsiz alacak davası olarak açılan davalarda davacı talep sonucunun belirlenmesi talep sonucunun artırılması şeklinde olmaktadır. Belirsiz alacak davasında talebin belirlenmesinde karşı tarafın iznine veya ıslah yoluna başvurulmasına gerek bulunmaz. Ancak davacı tarafından talep sonucu belirlendikten sonra alacağının daha fazla olması halinde davacının talep sonucunu artırmak için ıslah yoluna başvurması yani ıslah suretiyle talep sonucunu artırması mümkün olacaktır.
6100 sayılı HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
Bu açıklamalara göre davanın belirsiz alacak davası olarak açılması halinde davacının öncelikle talep sonucunu belirlemesi, talebin belirlenmesinden sonra alacağın belirlenen miktardan daha fazla olduğunun anlaşılması halinde davacının ıslah yolu ile dava değerini arttırması gerekecektir.
Dava açılmakla, belirsiz alacak davasında, alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesilmekte iken, kısmi davada, talep edilmeyen kısım için zamanaşımı süresi işlemeye devam eder. Belirsiz alacak davasında, davalı tarafça dava açıldıktan sonra ileri sürülen zamanaşımı def’i sadece ilk talebi değil bedel artırım talebini de kapsar ve süresinde zamanaşımı def’in de bulunmaması halinde arttırılan bedel için sonradan zamanaşımı def’inde bulunulamaz.
Somut olayda, davacı tarafından daha önce açılıp Dairemiz incelemesinden geçip kesinleşen, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasında, Dairemizce verilen kararla açılan davanın belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmiş bulunmakla, açılan işbu davanın ek dava olması nedeniyle ilk açılan belirsiz alacak dava tarihinin zamanaşımında esas alınması gerekeceğinden, kazanın 09/12/2016 da gerçekleşmiş olması, davanın ise (ilk davanın) 30/05/2017 tarihinde açılmış bulunmasına göre, iki yıllık kısa zamanaşımı içinde dava açıldığından, zamanaşımına yönelik davalı sigortanın itirazı yerinde bulunmamamıştır.
(Bkz. Yargıtay 11 HD 2018/1107 Esas ve 2019/ 2987 karar 2015/5925 esas 2015/13682 karar sayılı ilamı)
B- Davalıların ödeme ve mahsup iddiaları konusunda;
2918 sayılı KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davalı sigorta şirketi diğer davalının yaptığı ödeme yaptığını ve borcun kalmadığını iddia etse de, buna ilişkin mahkemece bir araştırma yapılmamıştır.
Davaya konu kaza nedeniyle, davalı … tarafından, taraflar arasında ihtilaf olmadığı üzere, 06/03/2017 tarihinde 9.000 TL hasar ödemesi gerçekleştirilmiş olup, davacı davalıları ibra ettiğini belirtmiştir. Ancak; Dairemiz incelemesinden geçip kesinleşen Konya … ATM … Esas sayılı dosyasında dairemizce de kabul gören, hükme esas alınan 30/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının 26.250-TL hasar nedeniyle, 1012-TL de araç mahrumiyeti nedeniyle zararının bulunduğu; sigortaca davadan önce 7.000 TL ödeme yapıldığı; ayrıca yukarıda belirtildiği üzere davalı ……. tarafından da 9.000 TL hasar ödemesi yapıldığından; ibraname ile yapılan ödemenin yetersizliği açık olup, önceki 30/05/2017 tarihli belirsiz alacak davası, 06/03/2017 tarihli ibranameden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığından, ancak yapılan ödemeler asıl alacaktan mahsup edilmek suretiyle davacının alacağının belirlenip, davalı sorumluları bakiye borçtan kurtarmayacağından; buna göre davacının hasar zararından doğan alacağının 26.250-9.000+7.000+ 1.000 (önceki kesinleşen dava ile hükmedilen) = 9.250 TL olup davalılar sigorta ve ….. bundan sorumlu olduğu; bunun dışında 1.012-100 (önceki mahkeme kararında verilen)=912 TL mahrumiyet alacağının davalı Mustafa’nın sorumluluğundan olup; bunun dışında birleşen davada, davalı-davacı …… sigortacısı diğer davalıya yönelik açtığı davada ise, kendisi tarafından ödenen ve yukarıda hasar zararından mahsup edilen 9.000 TL’yi, asıl sorumlu ZMMS sigortacısından istemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından; neticeten mahkemece bu hesaba göre karar verilmesi yerine, eksik ve hatalı biçimde yapılan hesaba itibar edilerek hüküm kurulmasında usul ve yasaya uyarlık bulunmadığından; davalıların istinaf talebinin kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,(İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
Asıl dava bakımından (Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası bakımından)
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-9.250,00 TL alacağın, sigorta için faizin 16/04/2017 tarihinden itibaren işletilmek suretiyle davalı … bakımından ise kaza tarihi olan 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; 912 TL araç mahrumiyet zararının ise, kaza tarihi olan 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacı …….. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 694,16 TL harçtan peşin alınan 327,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 366,93 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 389,43 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre (10.162,00/19.161,25) hesaplanan 699,60-TL’sinin davalılardan, 620,40 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar … ve sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen 170,00-TL posta – tebligat gideri, 751,75-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 921,75-TL yargılama giderinden haklılık oranına (10.162,00/19.161,25) göre hesaplanan 488,52-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/384 esas sayılı dosyası bakımından;
Davacının davasının KABULÜ ile
1-9.000,00-TL alacağın 5.000,00- TL si için 06/03/2017 tarihinden, 4.000,00- TL si için 15/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’e verilmesine,
2-Alınması gereken 614,79-TL harçtan, peşin olarak alınan 153,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 461,09 -TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 153,70-TL peşin harç, 1,75-TL posta gideri ile 248,25-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 465,90-TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’e verilmesine,
6-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davacı tarafça yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı taraflara ayrı ayrı iadesine,
9-Davalı sigorta tarafından yapılan 324,20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
10-Davalı … tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri ile 58,75 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 220,85 TL’nin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
10-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
11-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.23/03/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.