Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2200 E. 2021/2136 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : *******
KARAR NO : *******
KARAR TARİHİ : *******

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : *******
ÜYE : *******
ÜYE : *******
KATİP : *******

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA *. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : *********
NUMARASI : ********* Esas ********* Karar

DAVACI : ********* TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. H*********
DAVALI : ********* ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. *********
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : *******
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : *********
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili ********* tarihli dilekçesiyle; Konya *. ATM.nin ********* E. Sayılı dava dosyası ile açılan davanın ********* K. sayılı kararı ile dava şartı yokluğu (rehin alacaklısının muvafakat vermemesi) nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, bunun üzerine istinaf başvurusunda bulunulduğunu, Konya BAM *. HD.nin ********* E. ********* K. sayılı kararı ile miktar itibari ile kesin olarak red kararı verildiğini, yeniden dava açabilmek için 30/01/2020 tarihinde zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ve 13/03/2020 tarihinde anlaşamama ile neticelendiğini, ilk davanın tır çekicisi için ********* tır dorsesi için *********ya karşı açıldığını, ********* ile arabuluculuk süresinde anlaşma sağlanıp ödeme alındığından bu kez davayı sadece *********’ya yönettiklerini, müvekkili şirket sürücüsü *********’nun sevk ve idaresindeki ********* plakalı çekici ve arkasına bağlı ********* plakalı dorsesinde tuz yükü ile ********* ve ********* ilçeleri arasında hareket halinde olduğunu, yolun çok dar ve virajlı olduğunu, yolun çift taraflı yol olduğunu ve bölünmüş yol olmadığını, yumuşak zemin etkisi ile şoförün öngöremeyeceği bir şekilde yükün de etkisi ile aracın dorsesinin yani kasasının sağ yana devrildiğini bu şekilde tek taraflı maddi hasarlı ve şoförün hafif yaralandığı bir kaza meydana geldiğini, kaza akabinde acente vasıtası ile hasar dosyası açtırıldığını, başvurunun yapıldığını, bu başvuru sürecinde her iki davalı sigorta şirketi tarafından eksper raporları aldırıldığını fakat müvekkili şirket alkollü olduğu gerekçesi ile tazminat ödeme talepleri red edildiğini, daha sonrasında hastaneye gidildiğinde müvekkilinde alkol olmadığı için herhangi bir tedirginlik veya şüphe duymadan oradan ayrıldığını, aklına aksi bir düşünce gelmediğini, bu durum üzerine hukuki başvurular yaptıklarını, Cihanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ********* D. İş sayılı, Yunak Sulh Ceza Hakimliği’nin ********* D. İş sayılı ve Yunak Sulh Ceza Hakimliği’nin ********* D. İş sayılı dosyalarında her üç davada da müvekkili lehine sonuçlandığını ve idari yaptırımların iptal edildiğini, müvekkili şirket sürücüsü ve diğer müvekkil *********’nun kesinlikle alkollü olmadığını beyan ve iddia ettiklerini, alkol ölçümü ve neticesi tamamen sağlıksız olduğunu, asla geçerli ve hukuki bir delil olarak kabul edilmeyeceğini, sadece rapor ve alkometre slip çıktısına bakıldığında saat farkları ve imkansızlığı bile ortada ciddi bir yanmış olduğunu gösterdiğini, ayrıca alkol sonuç raporu çıktısında müvekkilinin imzasının olmadığını, müvekkili sonucu görmüş olsa idi itirazı kayıt ileri sürer veya yeniden ölçüm isteyeceğini, hasar miktarı konusunda davalı sigorta şirketlerinin bünyesindeki hasar dosyalarında alınan eksper raporlarındaki değerleri talep ettiklerini beyan ederek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 45. günün sonundaki muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi birlikte hasar dosyası ve eksper raporları ile sabit olan ve müvekkilinin zararını oluşturan ********* plakalı çekici için 43.506,00 TL. tazminatın ********* A.Ş.den alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketinin ********* havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; davayı kabul manasına gelmemek kaydıyla davacının tüm talepleri zamanaşımına uğradığını, dava konusu trafik kazasının ********* tarihinde meydana geldiğini, dosyada bulunan ihbar föyü isimli evrakla da belgeli olduğu üzere rizikonun gerçekleştiği müvekkili şirkete *********’da ihbar edildiğini, ********* tarihinde yapılan ekspertiz incelemesi akabinde hazırlanan 29/03/2016 tarihli ekspertiz raporuyla da davacının zarar miktarı belirlendiğini, müvekkili şirketten talep edilen tazminat sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, dosyaya sunulan “trafik kazası tespit tutanağına” göre sigortalı araç sürücüsü “alkollüdür” kaza sonrasında kolluk kuvvetince tutulan tutanakların bu durumu belgelediğini, genel şartlar uyarınca sigorta poliçesine konu edilen aracın bir sürücü tarafından sevk ve idaresi esnasında dava konusu kaza olayı gerçekleşmiş ve sigorta sözleşmesine konu araçta hasar meydana geldiği için sigorta sözleşmesine konu araçtaki bu hasar sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün alkollü araç kullanmaktan ötürü uğradığı idari yaptırımların Yunak Sulh Ceza Hakimliği tarafından kullandırıldığı belirtilmiş olsa da bu durum sigortalı araç sürücüsünün alkollü araç kullanmadığı anlamına gelmediğini, söz konusu hakimlik kararlarında alkol ölçümünü yetkili kişiler tarafından yapılmadığı gerekçesi ile sadece sürücü belgesinin geri alma tutanağının ve ********* sayılı idari ceza karar tutanağının iptaline karar verildiğini, sigortalı araç sürücüsü teknik cihazla yapılmış olan bir ölçümleme sonucuna vakıf olmasına rağmen bu tespit aleyhine KTY’nin mad. 97/3.f maddesinde belirtilen bir itiraz başvurusu yapmadığını, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olarak sigorta konusu aracı sevk ve idare etmesi esnasında meydana gelen kaza neticesinde sigorta konusu araçta meydana gelen zararlar sigorta koruması kapsamında olmadığı için davacı tarafın davası müvekkili yönünden hukuka aykırı olduğunu ve bu davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddini, herhalde davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;Konya *. ATM.nin ********* E. sayılı dava dosyası ile açılan davanın ********* K. sayılı kararı ile dava şartı yokluğu (rehin alacaklısının muvafakat vermemesi) nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, bunun üzerine istinaf başvurusunda bulunulduğunu, Konya BAM *. HD.nin ********* E. ********* K. sayılı kararı ile miktar itibari ile kesin olarak red kararı verildiğini, yeniden dava açabilmek için 30/01/2020 tarihinde zorunlu arabuluculağa başvurulduğunu ve bu süreç 13/03/2020 tarihinde anlaşamama ile neticelendiğini, ilk davanın tır çekicisi için ********* tır dorsesi için *********ya karşı açıldığını, ********* ile arabuluculuk süresinde anlaşma sağlanıp ödeme alındığından bu kez davayı sadece *********’ya yönettiklerini, davacı şirket sürücüsü *********’nun sevk ve idaresindeki ********* plakalı çekisi ve arkasına bağlı ********* plakalı dorsesinde tuz yükü ile Cihanbeyli ve Yunak ilçeleri arasında hareket halinde olduğunu, yolun çok dar ve virajlı olduğunu, yolun çift taraflı yol olduğunu ve bölünmüş yol olmadığını, yumuşak zemin etkisi ile şoförün öngöremeyeceği bir şekilde yükün de etkisi ile aracın dorsesi yani kasası sağ yana devrilmiş bu şekilde tek taraflı maddi hasarlı ve şoförün hafif yaralandığı bir kaza meydana geldiğini, kaza akabinde acente vasıtası ile hasar dosyası açtırıldığını, başvurunun yapıldığını, bu başvuru sürecinde her iki davalı sigorta şirketi tarafından eksper raporları aldırıldığını fakat müvekkili şirket alkollü olduğu gerekçesi ile tazminat ödeme talepleri red edildiğini, daha sonrasında hastaneye gidildiğinde müvekkilinde alkol olmadığı için herhangi bir tedirginlik veya şüphe duymadan oradan ayrıldığını, aklına aksi bir düşünce gelmediğini, bu durum üzerine hukuki başvurular yaptıklarını, Cihanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ********* D. İş sayılı, Yunak Sulh Ceza Hakimliği’nin ********* D. İş sayılı ve Yunak Sulh Ceza Hakimliği’nin ********* D. İş sayılı dosyalarında her üç davada da müvekkili lehine sonuçlandığını ve idari yaptırımların iptal edildiğini, müvekkili şirket sürücüsü ve diğer müvekkil *********’nun kesinlikle alkollü olmadığını beyan ve iddia ettiklerini, alkol ölçümü ve neticesi tamamen sağlıksız olduğunu, asla geçerli ve hukuki bir delil olarak kabul edilmeyeceğini, sadece rapor ve alkometre slip çıktısına bakıldığında saat farkları ve imkansızlığı bile ortada ciddi bir yanmış olduğunu gösterdiğini, ayrıca alkol sonuç raporu çıktısında müvekkilinin imzasının olmadığını, müvekkili sonucu görmüş olsa idi itirazı kayıt ileri sürer veya yeniden ölçüm isteyeceğini, hasar miktarı konusunda davalı sigorta şirketlerinin bünyesindeki hasar dosyalarında alınan eksper raporlarındaki değerleri talep ettiklerini beyan ederek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla yukarıda 5 nolu başlık altında belirtilen şekilde 45. günün sonundaki muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi birlikte hasar dosyası ve eksper raporları ile sabit olan ve müvekkilinin zararını oluşturan ********* plakalı çekici için 43.506,00 TL. tazminatın ********* A.Ş.den alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosya incelendiğinde mahkememizce aynı konuda Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ********* esas ********* karar sayılı ilamı ile ********* tarihinde hüküm kurulmuş olup davalı tarafından dosyamız istinaf edilerek nezdinizde Konya BAM *. Hukuk Dairesi’nin ********* esas ********* karar sayılı ilamı ile ********* tarihinde bozularak mahkememize geri gönderilmiştir. İlgili ilamda mahkememizin verdiği kısa kararla gerekçeli karar arasında uyumsuzluk olduğu ayrıca mahkememizce değer kaybına ilişkin hüküm kurulduğu , söz konusu değer kaybına ilişkin bir talep olmadığı, bununla beraber alacağın sigorta sözleşmesinin niteliğinin ZMS değil kasko genel şartları kapsamında değerlendirilerek yeniden hüküm kurulmak üzere mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır. Mahkememize gönderilen dosyada usul ve hataların bulunduğu ancak dosya kapsamında araştırılacak ve toplanacak başkaca bir delil olmadığı kanaatiyle BAM bozma kararında tespit etmiş olduğu eksikliklerin giderilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Davacının davasının kabulü ile davacının dava dilekçesinde öncelikli olarak talep etmiş olduğu sahibi bulunduğu çekici (tırın) meydana getirmiş olduğu kazadan dolayı oluşan maddi zararının dava tarihinden sonra çekici ile meydana gelen trafik kazasında çekicide oluşan maddi zarar olan mahkememizce ve bilirkişi hesaplarıyla sabit görülen 43.506,00 TL’nin davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğü 03/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.” şeklinde davacının davasının kabulü ile; davacının dava dilekçesinde öncelikli olarak talep etmiş olduğu, sahibi bulunduğu çekici tırın meydana getirmiş olduğu kazadan dolayı oluşan maddi zararlarından dava tarihinden sonra çekiciyle ilgili meydana gelen trafik kazasında çekicide oluşan maddi zarar olan ve mahkememizce ve bilirkişi hesaplamalarıyla sabit olan 43.506,00 TL’nin sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarih olan 03/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığını, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesince dosyaya alınan ********* tarihli bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazların değerlendirilmediğini, sürücüsünün Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü olmasının hasarın poliçe teminatı kapsamı dışında olması için yeterli olduğunu, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmesi şartının aranmaması gerektiğini, Yerel Mahkemece ********* tarihli duruşma zaptının 1-b numaralı ara kararı ile 11/10/2008 tarihinden sonraki kazalarda uygulanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre ATK’dan rapor aldırılmasına karar verilmesine rağmen kararın gereğinin yerine getirilmediğini, ayrıca Yerel Mahkemece hükmedilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
zamanaşımı itirazı hakkında
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1420/1. maddesinde “sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” düzenlemesine yer verilmiş olup; aynı yöndeki düzenleme, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesinde de yapılmıştır.
Davacının talebi, mal sigortalarının bir türü olan kasko sigorta poliçesine dayanmakta olup, yukarıda anılan mevzuat hükümleri gereği 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler belirlenmiş olup, anılan maddenin 2. fıkrasında alacaklının, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuş olması halinde zamanaşımı süresinin kesileceği düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinde “Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir. ” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda kaza ********* tarihinde gerçekleşmiş olup, ilk dava ********* tarihinde açılmıştır. Açılan bu dava ile zamanaşımı kesilmiştir. Davacı taraf ikinci davası için 30/01/2020 tarihinde zorunlu arabuluculuğa başvurmuş ve 13/03/2020 tarihinde anlaşmazlıkla sonuçlanmış olup, bu süre zarfında zamanaşımı işlemeyeceğinden ve davacı davasını 18/03/2020 tarihinde açmış olduğundan dava süresindedir, itiraz yersizdir.
Hasarın teminat dışı olduğu hakkında
6102 sayılı TTK’nın 1421. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409. maddesinde sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükünün sigortacıya ait olduğu,
Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5.maddesinde “Teminat dışı kalan zararlar” kenar başlığı altında; taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğunun belirtiltiği,
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yetmeyip kazanın münhasıran alkolün etkisinde oluşması gerekmektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nın 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Hasar ve kusur uzmanı *********, sigorta hukuku uzmanı ********* ve nöroloji uzmanı *********’in ********* tarihli heyet raporuna göre; meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında, davacının maliki olduğu tır sürücüsü dava dışı *********’nun 2918 STK 84 Mad. asli kusurlardan, 10 kod ” manevraları düzenleyen genel şartlara uymamak” diğer kusurlar diye tanımlanan ve tali kusurlar diye adlandırılan, 52/1-b “araçların hızını, aracın yük ve teknik özellikleriyle, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymamak” kurallarını ihlal ettiği, mevcut delillere göre, ilgili hekim tarafından alkollü olduğundan kuşkulanılmadığı ve nörolojik muayene yapılmadığı cihetiyle, davacı vekili sürücü *********’nun alkol almadığını iddia ettiği, yapılan ve usulüne uygun olmayan analiz ile sürücünün, kaza esnasındaki alkol düzeyinin 0,33 MG/DL olarak hesap edildiği, sürücünün kaza esnasındaki alkol düzeyinin 0,62 MG/DL olsa bile, kazanın oluşumunda salt alkolün etkisinin olmayacağı, alkolsüz bir sürücünün de aynı kural ihlalini yapabileceği, kazanın oluşumunda dış etkenlerin bulunmadığı, kazanın oluşumunda, alkolün etkisinin olmadığı, sürücüdeki alkol düzeyinin çok düşük seviyede olduğu anlaşılmakla itiraz yersizdir.
Faiz başlangıcı ve türüne itiraz
Faiz başlangıcı hususunda Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.1 maddesi uyarınca, sigortacı hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tesbit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Davacının sigorta şirketine müracaat ettiği tarihten 15 gün sonra davalı yönünden temerrüt oluşacağından temerrüt tarihinden faiz işletilmesi yerindedir.
Faiz türüne ilişkin itirazın incelenmesinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu tür sözleşmeler, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işlerden olduğuna ve ticari nitelikte faiz istenebileceğine,aracın şirket adına kayıtlı tır olup ticari araç olmasına göre, davacı vekilinin dava dilekçesinde ticari faiz talep etmiş olmasına göre ticari faize hükmedilmesi yerindedir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2021/2341 E 2021/2722 K )
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 2.971,89 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 743,00 TL nin mahsubu ile bakiye 2.228,89 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78,630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.*******

*********
Başkan
*********
e-imzalı
*********
Üye
*********
e-imzalı
*********
Üye
*********
e-imzalı
*********
Katip
*********
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.