Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2157 E. 2021/2097 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ********
KARAR NO : ********
KARAR TARİHİ : ********

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ********
ÜYE : ********
ÜYE : ********
KATİP : ********

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : ******** Esas
ARA KARAR TARİHİ : ********

DAVACI : GÜVENCE HESABI –
VEKİLİ : Av. ********
DAVALILAR : 1- ******** –
2- ******** –
3- ******** –
4- ******** –
5- ******** –
6- ******** –
7- ******** –
VEKİLİ : Av. ********
DAVALI : 8- ********
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : ********
KARARIN YAZILMA TARİHİ : ********

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2013 tarihinde ********’ye ait ******** sevk ve idaresindeki ******** plaka sayılı motosiklet ile ******** plaka sayılı aracın çarpışması sonucu sürücü ********’nin hayatını kaybettiğini, kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda ******** plakalı araç sürücüsü ********’nin asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ******** plakalı araç sürücüsünün ise herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığının tespit edildiğini, söz konusu kazada ******** plakalı aracın ZMM Sigortasının bulunmadığını, kazada hayatını kaybeden ********’nin hak sahiplerine Güvence Hesabı tarafından toplamda 349.764,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin ödediği tazminatı ve ferilerini ******** plaka sayılı aracın işleteninden ve sürücüsünün mirasçılarından tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalıların borca itiraz ettiğini ve icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulduğunu, araç işleteni ve sürücüsünün meydana gelen kaza sebebiyle ödenen tazminat ve ferilerinden sorumlu olduğunu, borçluların mal kaçırma ihtimali olduğunu, bu durumun müvekkili açısından telafisi imkansız zararlara yol açacağını, alacaklarının tahsilini temin için davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak görev yönünden itirazlarının olduğunu, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olarak ise murisler ******** ve ********’ye ait olan her iki terekede de borca batık olduğunu, mirasın murislerinin ölüm tarihinde mirasın hükmen reddedilmiş sayıldığının tescil edilerek müvekkillerinin tamamının ********’ye ait mirası, ******** ve ********’in ise hem dedeleri ******** hem babaları ********’ye ait mirası hükmen reddettiklerinin tesciline karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini, ihtiyati hacze ilişkin talebin telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağını ve reddinin gerektiğini, açılan davanın reddini, murislerin borca batık olduğunun tespiti ile müvekkillerinin mirasçılıktan kaldırılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ******** vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davayı ikame etmesinde hukuki yarar bulunmadığını, işbu davadaki iddiaların daha önce değerlendirildiğini ve müvekkillinin haklı olduğuna karar verildiğini, alacaklı sıfatının birleşmesinin söz konusu olmadığından destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesine karar verildiğini, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddesinde belirtilen zarar gören kişi desteğinden yoksun kalan 3.kişinin davalı müvekkili ******** olduğunu, dava dilekçesinde tazminat ödemesi yapılması ile zarar gören yerine geçtiğini ileri sürmesinin doğru olmadığını, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 25/02/2016 tarihli raporda müteveffa motosiklet sürücüsü ********’nin %75 oranında kusurlu olduğunun belirlendiğini, Güvence Hesabının mirasçılık sıfatına dayanarak desteklerinden yoksun kalan zarar görmüş müvekkili ve diğer davalılara yönelik rücu ve ihtiyati haciz talebinde bulunmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, açılan davanın reddini, davacı aleyhine alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya *.Asliye Ticaret Mahkemesi ******** tarih, ******** esas sayılı ara kararında özetle; “ilekçe ve dosya içeriğine göre; İ.İ.K 257. Maddesi gereğince; Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: “(1) Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; (2) Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” olduğu anlaşılmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebine konu alacağın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla dosya kapsamı ve mevcut delil durumu da gözetilerek ihtiyati haciz isteyenin talebinin reddine ilişkin vicdani kanaat ile;
Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece haksız olarak ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verdiğini, herhangi bir somut gerekçeye de yer vermediğini, yerel mahkeme dosyasına konu davada ihtiyati haczin şartlarının oluştuğunu, müvekkilinin hak sahibi sıfatıyla ödeme yapmış olduğu kişilere, mirasçı olamaları sebebiyle aynı zamanda rücu hakkına sahip olduğunu, müvekkili Güvence Hesabının davalılara rücu hakkına sahip olduğunu, rücusu talep edilen tazminatın da müvekkil Güvence Hesabı tarafından kesinleşen mahkeme ilamına istinaden ödenmiş olduğunu, yargılamayı gerektirmediğini, yargılama neticesinde tespit edilmiş ve müvekkil Güvence Hesabı tarafından ödendiğini, yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik verilen kararın haksız olduğunu, ******** tarihli ara kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
2004 sayılı İİK’nın 257/1. maddesindeki, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” hükmü ile muaccel, bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde, “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
İİK’nun 257/1. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para borçlarının alacaklısının ihtiyati haciz talep edebileceği belirtilmiştir.
Bu açıklamalara göre ihtiyatı haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür.
Yargıtay ise içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğunu belirterek, ihtiyati haczi bir icra takip işlemi olarak görmemektedir.
İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır. Diğer bir anlatımla ihtiyati haciz, devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulmasıdır.
2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralından hareketle, somut olayda sunulan deliller gözetilerek, mahkemece talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinden itirazın kabulü gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dava dilekçesinde belirtilen harçlandırılmış dava değeri olan 355.640,34 TL üzerinden % 15 teminatla davalılar adına kayıtlı taşınır, taşınmazlarve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklar üzerine haciz konulmasına karar vermek gerektiğinden , davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
1-Davacının İİK’nun 257.maddesindeki yasal koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile;
Davacının 355.640,34 -TL alacağının teminine ilişkin borçluların tüm taşınır, taşınmaz mal ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının İİK nun 257/1. maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
2-İ.İ.K.’nın 259/1.maddesi gereğince dava konusu alacağın (355.640,34 TL) %15’i oranında (53.346,05 TL) HMK’nun 87.maddesine göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu alınmasına,
3-İhtiyati haciz kararının talep halinde 2004 Sayılı İİK’nun 261. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi’nin yargı çevresi içerisinde bulunan icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine,
4-İstinaf başvurma harcı dışında kalan istinaf peşin harcı olarak alınan karar ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-(f) gereğince KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.********

********
Başkan
********
e-imzalı
********
Üye
********
e-imzalı
********
Üye
********
e-imzalı
********
Katip
********
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.