Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2030 E. 2021/2014 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 03.10.2010 tarihinde … ‘ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın seyir halinde iken … köyünde yol kenarında gerekli önlemleri alınmadan bırakılan maliki … sürücüsü … olan traktör ve römorka çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu … plaka sayılı araç sürücüsü ve bir kısım yolcuların vefat ettiğini, bir kısım yolcuların ise yaralanarak malul kaldığını, kazanın oluşumunda traktör-römork sürücüsü … tam kusurlu olduğu ve aracın ZMM sigortasının bulunmadığının tespit edildiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 91. Maddesine göre vefat edenlerin mirasçıları ve malul kalanlar tarafından müvekkil … aleyhine destekten yoksun kalma ve maluliyet tazminatı istemleri ile davaların açıldığını ve söz konusu davaların Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında birleşerek … K. karar numarasıyla karara çıktığını, bu karar ile birlikte müvekkilinin … aleyhine hükmedilen 35.058,00 TL karar ve ilam harcı olarak 30.05.2016 tarihinde müvekkili … tarafından ödendiğini, Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 17. Maddesine göre rücu hakkının bulunduğunu, tazminat alacaklısının yerine geçen müvekkilinin ödediği tazminatı Konya … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasında talep ettiklerini, davalılar tarafından borca itiraz edilerek icra takibi haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulduğunu, davalılar icra dosyasına itiraz ederken borcun ödendiğine dair herhangi bir belge sunmadıklarını, müvekkili tarafından yapılan takibe karşı itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 24.05.2019 tarihinde zorunlu arabuluculuk yoluna başvurduklarını fakat karşı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, mahkememizce hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra 43.962,61 TL’nin davalılardan tahsili ile Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına davalılar tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın tahsilini teminen davalı … adına kayıtlı … Mah. … ada/parsel numaralı taşınmazın tapu sicil kaydına ve davalı … adına kayıtlı … Köyü … ve … ada/parsel numaralı taşınmazların tapu sicil kayıtlarına 3. Kişilere devir ve satışının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını, ayrıca davalıların alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davayı açmasına gerekçe olan harç zarar görenlerin davacıya karşı açtıkları Konya …. Asl. Huk. Mah. … esas ve (birleşen davalarda) tazminat davasında ödenmesi gereken yargılama harcı olduğunu, bu yargılama harcı ve ödenecek tutar Mahkeme kararında açıkça yazılı olduğunu, davacının aleyhine verilen tazminatı zarar gören davacılara ödedikten sonra ödediği bu zararın rücu için Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesinde … esasta kayıtlı davayı açtığını, davacının müvekkillerine rücu etmesine dayanak 2010 yılında açılan davada zarar görenlere ödeyeceği tazminat tutarı ile tüm yargılama giderlerinin belli olduğunu, davacının müvekkiline rücu davası açarken basiretli davranmadığını, sadece zarar görenlere ödediği para için rücu davası açmış harç için bir talepte bulunmadığını, davacının Maliyeye yargılama harcını 30.05.2016 tarihinde geç ödemesi davacının kendi kusuru olduğunu, bu davada talep edilen 35.058 TL harcın ödenmesi … esas davanın karar çıktığı 20.03.2012 tarihi ve sonrası olduğunu, harç tutarları toplamı 20.909.69 TL iken davacının geç ödemesi nedeniyle gecikme zamlı olarak ödediğini, kendi kusuru sebebiyle yansıyan gecikme zammını müvekkilinden talep ettiğini, esas itibariyle müvekkiline rücu edilebilecek tutar da 20.909,69 TL iken yasal sürede rücu edilmediği için zamanaşımına uğradığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 109 maddesi uyarınca da zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle zamanaşımına uğrayan haksız dava ve talebin reddini, haksız takip sebebiyle %20 tazminat ile yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsününün öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğü aşikardır.
Zamanaşımı; bir hakkın kazanılmasında veya kaybedilmesinde kanunun kabul etmiş olduğu sürenin tükenmesi anlamına gelmektedir. Kanunun öngördüğü süre ve koşullar içinde hak talep edilmediği takdirde etkin bir hukuki himayeden yoksun kalmaktadır. Dolayısıyla zamanaşımına uğrayan bir hakkın elde edilmesi hak muhatabının iradesine bırakılmaktadır. Zamanaşımı usule dair bir mesele olmayıp hakkın esasına ilişkin bir husustur.
Zamanaşımı başlangıç tarihinin belirlenmesindeki kriter ” zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarih” dir. Dava dilekçesi dosyadaki belgelerden anlaşılacağı üzere; davacı … , dava dışı … ‘ın sürücüsü olduğu araç ile davalıların sürücüsü ve mülk sahibi olduğu aracın çarpışması neticesinde Konya … . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında verilen hüküm gereği ödenen karar ilam harcının tazminini talep ettiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ve … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 19/06/2021 tarihli cevabı ekindeki makbuz evrakında ödemenin 30/05/2016 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Ödemeyi gerçekleştiren … rücu edeceği kişileri Konya … . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama ve kaza tutanaklarından, ödeme tarihinde bildiği aşikardır. Dolayısıyla zamanaşımı süre başlangıcının ödemenin yapıldığı ve faalin bilindiği 30/05/2016 tarihi olduğu anlaşılmıştır.
Zamanaşımı def’i mahiyetinde olduğundan süresinde ileri sürülmesi elzem olup; dava dilekçesi davalılara 01/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalılar vekili 07/02/2020 tarihinde cevap dilekçesindeki savunmaları ile birlikte zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür.
Yukarıda da izah edildiği üzere davacı tarafından dava edilen takibe konu ödeme 30/05/2016 tarihinde yapılmış olup, dava konusu takip 26/03/2019 tarihinde başlatılmıştır. Dolayısıyla rücuen tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılara rücusunun halefiyet hakkına dayandığını, zaman aşımı süresinin zarar görenlere göre belirlenmesi ve ceza kanununda öngörülen zaman aşımı süresinin somut olayda uygulanması gerekmekte olduğunu, bu nedenle davanın zaman aşımı süresi içinde açıldığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan aracın, 3. kişilere verdiği zarar nedeni ile ödeme yapan … ’nın zarar sorumlusundan rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.
6098 Sayılı TBK’nın 154. maddesinde (818 sayılı BK. 133) zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca, dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Kanunun 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 155. maddesi hükmü, “Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur.” kuralını içermektedir. Bu maddeye göre, müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımının kesilmesi diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını keser. (818 sayılı BK. Mad.134)
2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsününün öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Yine TBK 73. Maddesinde;
Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16.a maddesinde, hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle aracını sigorta ettirmeyen kişilere rücu edilebileceği düzenlenmiş, ancak yönetmelikte zarar sorumlularına karşı açılabilecek davanın tabi olacağı zamanaşımı düzenlenmemiştir. … tarafından açılacak Karayolları Trafik Kanunundaki zamanaşımını düzenleyen 109.uncu maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen zamanaşımı hükümlerine tabi olması gerekir. Anılan hükme göre, motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı olan rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak 2 yılda zamanaşımına uğraması hüküm altına alınmış bulunmaktadır. … da belli koşullarda tazminat yükümlüsü sıfatını kazandığına göre, onun zarar sorumlularına karşı açacağı rücu davalarının da iki yıllık zamanaşımına tabi olması doğaldır.(Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku).
Somut olayda, davacı …’nın, dava dışı …’ın sürücüsü olduğu araç ile davalıların sürücüsü ve mülk sahibi olduğu aracın çarpışması neticesinde Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında verilen hüküm gereği ödenen karar ilam harcının tazminini talep ettiği, Ödemeyi gerçekleştiren … rücu edeceği kişileri Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama ve kaza tutanaklarından, ödeme tarihinde bildiği ,davacı tarafından dava edilen takibe konu ödemenin 30/05/2016 tarihinde yapılmış olup, dava konusu takibin ise 2 yıllık süreden sonra 26/03/2019 tarihinde başlatıldığı,bu halde iki yıllık süre geçtikten sonra takip yapıldığı ve davalı tarafından da süresinde zamanaşımı definde bulunulmuş olduğu gözönüne alınarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğrudur.
Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2019/3762 esas 2020/8054 karar,2009/3096 esas 2009/ 6866 karar sayılı ilamları
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı tarafça alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza