Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2015 E. 2022/406 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.03.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı müvekkilinin oğlu kazada hayatını kaybeden ….’nın ölümü nedeniyle müvekkilinin destekten yoksun kalma tazminatı söz konusu olduğunu, kazada sürücüsü …. plaka sayılı aracın sigorta ettiren şirket olarak davalıdan başvuru dilekçesi ile ölüm ve sakatlanma kaza başına limit olan 310.000 TL’nin kaza bakımından 3. Kişi konumunda olan müvekkiline ödenmesi talebinde bulunduklarını, davalının başvuruyu ölenin kusuru nedeniyle kazanın vuku bulduğu gerekçesi ile reddettiğini, kazanın karşı tarafı olan … adlı şahsın asli kusurlu olduğu gerekçesi ile Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından mahkum edildiğini ve kararın kesinleştiğini, ayrıca davacıların arasında bulunduğu Konya .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı derdest tazminat dosyasına gelen bilirkişi raporunda da asli kusurlu tarafın kazanın karşı tarafı olduğunun tespit edildiğini, arabuluculuktan da olumlu netice alınamadığını, müvekkili için şimdilik kaydı ile 100 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Anadolu ….’ne cevap dilekçesi ile duruşma günün bildirir meşruhatlı davetiyelerin tebliğ edildiği, cevap ve delillerini bildirmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi 15/06/2021 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; ” Davada uyuşmazlık, davacının trafik kazası nedeniyle desteği olan oğlunun vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkının bulunup bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin bu tazminattan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne miktar olacağı hususları olduğu hususuna ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Mahkememizce davacıların zararlarının hesabı için aktüerya bilirkişisine rapor düzenlettirilmiştir. Aktüerya Hesaplama Bilirkişinin mahkememize sunduğu 26/03/2021 tarihli raporunda özetle; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında bakiye ömür süresi hesabında PMF 1931 yaşam tablosu kullanıldığını, iş bu raporda %80 kusur oranı üzerinden ve TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre hesap yapıldığını, bu nedenle davacı vekilinin bu itirazının yerinde olmadığını, Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk Dairelerinin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et-Feminine (PMF 1931) tablosu esas alınarak davacının veya müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; davacının veya müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp bilinmeyen dönem tazminat hesabı yapılması usulüne göre yapılacağını, hesaplamanın …’na izafe edilen kusur oranının %20 kusur esasına göre yapıldığını, 02/03/2016 tarihinde trafik kazasında vefatı nedeniyle davacı annenin talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarının 27.784,58 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan maddi tazminatların davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin teminat limiti dahilinde olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davasının kabulü ile, davacı …’ nın oğlu …’nın trafik kazası neticesinde vefatı nedeniyle; 27.784,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi … Şirketin’ den (poliçe limiti olan 310.000,00 TL dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla), temerrüt tarihi olan 23.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuş ve;
Davacının davasının KABULÜ İLE,
Davacı … nın oğlu …’nın trafik kazası neticesinde vefatı nedeniyle; 27.784,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi .. Şirketin’ den (poliçe limiti olan 310.000,00 TL dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla), temerrüt tarihi olan 23.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazada müteveffanın kendi kusuru ile vefat ettiğinin açık olduğunu, bilirkişi raporları ile de tespit edildiğini, bu hususta tek taraflı vefat taleplerinin teminat dışı olmasına rağmen davacının taleplerinin kabulüne karar verildiğini, davacının taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesinin kamu düzeninden olduğunu, sunulan emsal nitelikli Nisan 2021 tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararında da ifade edildiği ve genel şartlarda yer aldığı üzere davacı taleplerinin teminat dışı olduğunu, tüm bu nedenlerle tehiri icra taleplerinin kabulü ile Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar ve 15/06/2021 tarihli kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası neticesinde, ZMSS ile sigortalı araç sürücüsünün vefatı nedeniyle, desteğinden mahrum kalan yakınları tarafından, vefat edenin sürücüsü olduğu araç sigortacısından destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacının zararının ZMSS teminatı kapsamında sayılarak verilen tazminat kararı davalı sigortaca istinaf edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 05.01.2016 tarihinde, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası tanzim edilen aracın, 01.03.2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde kendi kusuru ile vefat eden sürücünün desteğinden mahrum kalan davacının, zararlarının sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığına yöneliktir.
Davalı taraf, kaza yapan aracı ZMSS ile sigortalayan şirket olup sorumluluğu, 2918 Sayılı KTK’nun 91 ve devamı maddeleri gereğince, araç işleteni tarafından yaptırılması zorunlu olan ve 92. Maddesi kapsamında belirtilen haller dışındaki işletenin sorumluluğunu üstlenen mali sorumluluk poliçesinden kaynaklanan zararlarla sınırlı olduğundan davalı ancak sigorta teminatı kapsamındaki zararlardan sorumludur. Davalının sorumluluğun belirlenmesinde 01.06.2015 tarihinden önceki ZMSS Genel Şartlarında ve 2918 Sayılı KTK’nun 92. maddesinde sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile vefatını da kapsayacak şekilde hak sahiplerinin zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, gerek Yargıtay HGK’nun, gerekse Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin içtihatları ile sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile vefatında, desteğinden mahrum kalan hak sahibi üçüncü kişilerin zararları nitelik itibariyle yansıma zarar olmadığı, hak sahiplerinin doğrudan zararı olduğu belirtilerek, sigorta teminatı kapsamında olduğu kabul edilerek sigortanın sorumluluğuna gidilmiştir. 01.06.2015 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılarak Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” açısından sigortanın sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile vefatı nedeniyle hak sahiplerinin destek zararları da bu kapsamdadır. Nitekim 26.04.2016 tarihinde poliçe ve kaza tarihinden sonra yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. Maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenlene yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı 17/07/2020 tarihli kararında teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. Maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmişken, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçesinde “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “…sigortalının sorumluluk riski…” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir. Yukarıda da açıklandığı üzere zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez.” denilerek 2918 Sayılı yasanın 85. Maddesi kapsamında kalmayan, üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre, sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi üçüncü kişilerin destek zararlarından sigortanın sorumlu olup olmadığı, 2918 Sayılı Yasanın 92/h maddesinin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olması ve Anayasa Mahkemesi gerekçesine göre söz konusu zararların 92. maddenin “h” bendi kapsamında değerlendirilecek olması karşısında, bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda 2918 Sayılı Yasanın 85. Maddesi kapsamında işletenin sorumlu olmadığı hususların sigorta teminatı kapsamında olmayacağı kanun ile düzenlenerek açıklığa kavuşturulmuştur. Bu nedenle 26.04.2016 tarihinden sonraki tek taraflı kazalarda zarar dolaylı yada doğrudan olsun, 2918 Sayılı Yasanın 85/1. Maddesi gereğince işletenin sorumluluğu olmadığı durumlarda, sigortanın da sorumluluğu olmayacaktır.
01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçeden kaynaklanan ve 26.04.2016 Kanun değişikliğinden önce meydana gelen ölümlü olaylarda, sigortanın sorumluluğu açısından 2918 Sayılı KTK’nun 92/h maddesinin uygulanma imkanı yok ise de, 01.06.2015 tarihinde Genel Şartların değişmiş olması karşısında, önceki emsal kararların uyuşmazlık çerçevesinde uygulanıp uygulanmayacağının, oluşan mevzuat çerçevesinde değerlendirilmesi zorunludur. 01.06.2015 tarihinde düzenlenen Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları TTK’nun 1425 ve 2918 sayılı KTK. 93. Maddesi gereğince düzenlenen ikincil norm olması nedeniyle kanuna aykırı olamaz ve zorunlu sigorta olması nedeniyle sigorta teminatı kapsamında kalan hususlar genel şartlarla teminat dışına çıkartılamaz. Ancak zorunlu sorumluluk sigortası ile işletenin sorumluluğu üstlenildiğinden, sigortanın, poliçe ile sorumluluğunu üstlendiği kişilerin (işletenin), sorumlu olmadığı zararlar nedeniyle, sigorta şirketinin de sorumlu olmayacağına ilişkin yapılan düzenleme kanuna aykırı şekilde sorumluluğun daraltılması olarak değerlendirilmez. Zira 2918 sayılı Yasanın 91. maddesinde işletenin 85. Maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunluluğu düzenlendiğinden, işletenin sorumluluğunda olmayan bir hususta zorunlu sorumluluk sigortası yapılması gerekmediğinden, yapılan düzenleme 2918 Sayılı Yasanın 95. maddesine göre sigortanın kanundan kaynaklanan sorumluluğunu azaltan veya kaldıran bir hüküm gibi düşünülmez. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3490 E. 2020/4957 K. Sayılı 08.09.2020 tarihli kararında “Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” denilerek, sorumluğun belirlenmesinde poliçe tanzim tarihindeki genel şartların nazara alınacağını belirtmiş, Yine aynı kararında “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır” denilerek, 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilen ZMMS poliçelerine istinaden yeni genel şartlar uygulanacağından, işleten veya sürücünün kendi kusuru ile vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kalan üçüncü kişilere karşı, sigortalının (işletenin) sorumluluğu olmamasına göre, yapılan düzenleme ile sigortanın da sorumlu olmayacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, 2918 Sayılı Yasanın 91. maddesinde işletenin 85/1 maddesi kapsamında oluşan sorumluluğu yönünden ZMSS yaptırmasına ilişkin zorunluluk bulunması, 2918 Sayılı Yasanın 85/1 maddesi kapsamını dışındaki zararlar yönünden ise kanunda ZMSS yaptırılmasına ilişkin emredici hüküm bulunmamasına göre, işletenin sorumluluğunda olmayan zararların sigorta teminatı kapsamında olmayacağıda genel şartlar ile belirlenebilir. Bu nedenle Genel Şartlar’da işletenin sorumluluğu kapsamında olmayan hususun, teminat kapsamı dışında olduğunun belirtilmesi ve bu hususta sigortanın teminat sağlamamış olması, sigorta yapılması zorunlu olan zararları ve sorumlulukları daraltmadığından kanuna aykırı olmadığından, Genel Şartlar’da açıkça belirtilen ve bu nedenle poliçe kapsamında olmayan hususlarda sigortanın sorumluluğuna gidilemeyeceğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekli iken, davanın kabulüne karar verilerek tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davalının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE ; Konya ..Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/06/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamının usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunmaması nedeni ile KARARIN KALDIRILMASINA,

HMK 353/1-b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davacının davasının REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 517,19 TL harçtan mahsubu ile fazla 436,49 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı vekili yararına yürürlükteki AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen ve takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6- İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
7-İstinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.23/02/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.