Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1997 E. 2021/1757 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 12/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : …

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :…
DAVA : Takasa İtiraz

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 12/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 12/11/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 21.01.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile 04.10.2018 tarihinde konkordato isteminde bulunulduğunu, 08.10.2018 tarihinde geçici mühlet kararı alındığını, söz konusu kararın davalı bankaya elden teslim edildiğini, 11.10.2018 tarihli dilekçeleri ile ilgili bankalar nezdinde çek, senet, havale ve pos cihazları yolu ile tahsil edilen paraların müvekkili şirket hesabına aktarılmasının talep edilmiş ise de; mahkemece bu taleplerinin İİK.201.maddesinin şartları gerçekleşmediği gerekçesi ile 15/10/2018 tarihinde red edildiğini, bazı alacaklı bankaların söz konusu takas yasağını düzenleyen ilgili mevzuatın amir hükmüne rağmen müvekkili firma adına tahsil ettikleri paraları kendilerine bildirilen konkordato hesabına gönderilmediğini, oysa bu paraların tüm alacaklıların hakkı olduğunu, eylemin konkordatonun felsefesine aykırı olduğunu, takas işleminin yasal olarak kabul edilebilmesi için İİK’nın 200. ve 201.maddeleri kapsamında yapılmasının gerektiğini, ancak davalı bankanın yaptığı tahsilat ve mahsup işlemlerinde konkordato başvurusunda bulunan müvekkili firma ile değil müvekkili firmanın üçüncü kişilerde olan hak ve alacakları üzerinde takap ve mahsup işleminin gerçekleştiğini, bu sebeple aslında kendi alacağını tahsil ediyor gözükürken diğer alacaklıların alacak miktarlarını düşürdüğünü, konkordatonun özü itibariyle borçlu ile alacaklıların, mevcut borçların ödenmesi meselesinin halli bakımından iflas yoluna göre daha fazla tahsilat yapılabilmesi için akdedilen bir anlaşma olduğunu, oysa davalı bankanın kendi alacağını kurtardığını düşünürken aslında tüm konkardato projesini bozduğunu, mahkemenin ihtiyati tedbir kararını yerine getirmeyerek geçici mühlet içinde müvekkili firmanın tüm aktifinin tespitini ve derhal alacaklılar toplantısı yapılabilmesini engellediğini, bu durumun da tüm alacaklarının olumsuz etkilendiğinden bahisle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalı bankanın müvekkili firma tarafından kendisine teslim ettiği müşteri çek/senet, havale, kasadan tahsilat ve pos cihazları marifetiyle yapılan toplam 119.850,00 TL tahsilat tutarının konkordato komiseri tarafından açtırılan … Bankası Konya Şubesindeki hesabına aktarılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı bankanın müvekkili firmaya konkordato geçici mühletinden sonra yaptığı takasın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 14.02.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin açmış olduğu işbu davadaki iddialarını, yine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan konkordato davasında ileri sürebilecekken, ayrı bir dava olarak açmasının usul ve yasaya aykırı olup, hukuki yarar bulunmadığını, öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini, kabullerinde olmamak kaydı ile bir an için bankanın tahsil için verildiği kabul edilse bile davacı şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmeler gereğince tahsil için bono ve senetler de bankaya rehinli bulunduğunu, bu nedenle teminata ve/veya tahsile verilen senetler yönünden tedbir kararı uygulanamayacağı gibi takas yasağı uygulamasında müvekkili banka telafisinin imkansız zararlarla karşı karşıya kalacaklarını, bankamıza temlik cirosu ile devir ve temlik edilen artık bankanın haklı hamil olduğu çek/senetlerden kaynaklanan tutarlara İİK’nun 200 – 201 maddesi hükümleri gereğince takas yasağının uygulanmasını, müvekkili bankanın takas hakkının kaldırılması yönündeki taleplerini içeren dava ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile 04.10.2018 tarihinde konkordato isteminde bulunulduğunu, 08.10.2018 tarihinde geçici mühlet kararı alındığını, söz konusu kararın davalı bankaya elden teslim edildiğini, 11.10.2018 tarihli dilekçeleri ile ilgili bankalar nezdinde çek, senet, havale ve pos cihazları yolu ile tahsil edilen paraların davacı şirket hesabına aktarılması talep edilmiş ise de; mahkemece bu taleplerinin İİK.201.maddesinin şartları gerçekleşmediği gerekçesi ile 15/10/2018 tarihinde red edildiğini, bazı alacaklı bankaların söz konusu takas yasağını düzenleyen ilgili mevzuatın amir hükmüne rağmen davacı firma adına tahsil ettikleri paraları kendilerine bildirilen konkordato hesabına gönderilmediğini, takas işleminin yasal olarak kabul edilebilmesi için İİK’nın 200. ve 201.maddeleri kapsamında yapılmasının gerektiğini, ancak davalı bankanın yaptığı tahsilat ve mahsup işlemlerinde konkordato başvurusunda bulunan davacı firma ile değil davacı firmanın üçüncü kişilerde olan hak ve alacakları üzerinde takap ve mahsup işleminin gerçekleştiğini, mahkemenin ihtiyati tedbir kararını yerine getirmeyerek geçici mühlet içinde davacı firmanın tüm aktifinin tespitini ve derhal alacaklılar toplantısı yapılabilmesini engellediğini, bu durumun da tüm alacaklarının olumsuz etkilendiğinden bahisle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalı bankanın müvekkili firma tarafından kendisine teslim ettiği müşteri çek/senet, havale, kasadan tahsilat ve pos cihazları marifetiyle yapılan toplam 119.850,00 TL tahsilat tutarının konkordato komiseri tarafından açtırılan … Bankası Konya Şubesindeki hesabına aktarılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı bankanın davacı firmaya konkordato geçici mühletinden sonra yaptığı takasın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, davalı tarafın ise öncelikle davanın usulden, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, davanın yasal dayanağını oluşturan İİK’nun kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı 294.maddesi’nin; “Madde 294- (Değişik: 28/2/2018-7101/22 md.) Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır. Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır. Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür. Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.” şeklinde düzenlendiği, İİK’nun iflas kısmındaki takas başlıklı 200.maddesi’nin; “Madde 200 – Alacaklı alacağını müflisin kendinde olan alacağı ile takas edebilir. Aşağıdaki hallerde takas yapılamaz.1-Müflisin borçlusu iflas açıldıktan sonra müflisin alacaklısı olursa; 2-Müflisin alacaklısı iflas açıldıktan sonra müflisin veya masanın borçlusu olursa; 3-Alacaklının alacağı hamile muharer bir senede müstenit ise.(Değişik: 29/6/1956-6763/42 md.) Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin iflasları halinde esas mukavele gereğince verilmesi lazımgelen hisse senedi bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımları veya konması taahhüt edilen ve fakat konmamış olan sermayeler bu şirketlerin borçlariyle takas edilemez.” şeklinde düzenlendiği, İİK’nun takasa itiraz başlıklı 201.maddesi’nin ; “Madde 201 – Müflisin borçlusu iflasın açılmasından evvel alacaklısının aciz halinde bulunduğunu bilerek masanın zararına kendisine veya üçüncü bir şahsa takas suretiyle bir menfaat temin etmek için müflise karşı bir alacak ihdas ederse bu takasa mahkemede itiraz olunabilir.” şeklinde düzenlendiği, takasın alacak ile borcun mahsuplaşması olduğu, işbu davada alacak ve borcun mahsuplaşması gibi bir durumun bulunmadığı, davacı tarafından davalı bankadan çekilen kredi nedeniyle kredi borcunun ödenmesi maksadıyla bankaya ciro edilen çek ve senetlerin takas işlemi olarak değerlendirilemeyeceği, çek ve senetlerin tahsili halinde davacının kredi borcundan düşüleceği, bu durumun İİK’nun 200.ve 201.maddeleri kapsamında takas yasağına aykırılık oluşturmayacağı anlaşılmakla davanın reddine, takasa itiraz davasının maktu harca tabi olduğundan davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından açılan konkordato davası nedeniyle 08/10/2018 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiğini, söz konusu kararın mahkemece 26/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 yıllık konkordato kesin mühletine çevrildiğini, 11/10/2018 tarihli dilekçeleri ile bankalar nezdinde çek, senet, havale ve pos cihazları ile tahsil edilen paraların müvekkili şirket hesabına aktarılmasının talep edildiğini ancak Yerel Mahkemece bu talebin İİK 201 maddesi şartları gerçekleşmediği gerekçesi ile reddedildiğini, takas yasağı kapsamında alacaklıların kendi alacaklarını tahsil edemeyeceğini, gelen tüm paraların konkordato hesabında toplanacağını ve tüm alacaklıların alacaklarını garanti altına alınacağını, takas yasağının borçlunun değil bütün alacaklıların menfaatine bir tedbir olduğunu, bazı alacaklı bankaların söz konusu takas yasağını düzenleyen ilgili mevzuatın amir hükmüne rağmen müvekkili firma adına tahsil ettikleri paraları dahi kendilerine bildirilen konkordato hesabına göndermediklerini ancak bu paraların tüm alacaklıların hakkı olduğunu, eylemin konkordatonun felsefesine aykırı olduğunu, davalı şirketin yaptığı tahsilat ve mahsup işlemlerinde konkordato başvurusunda bulunan müvekkili firma ile değil, müvekkili firmanın üçüncü kişilerde olan hak ve alacakları üzerinde takas ve mahsup işlemi gerçekleştirdiğini, bu nedenle kendi alacağını tahsil ediyor görünürken diğer alacaklıların alacak miktarını düşürdüğünü, takas yasağının uygulanmamasının konkordato müessesesinin amacının yok olmasına, yasa hükümlerinin fiilen ilgasına ve dürüst borçluların iflastan kurtulma imkanlarının da ortadan kaldırılmasına iflasların artmasına neden olduğunu, bu nedenle geçici mühlet içinde takas yasağına rağmen yapılan takasların kaldırılması gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
İşbu dava; konkordato mühleti içinde tahsil edilen müşteri çekinin takas yasağı kapsamında olduğu iddiası ile çek bedelinin istirdadı için başlatılmış icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki çekişme; bedeli istirdada konu çekin konkordato hukuku çerçevesinde takas yasağına tabi olup olmadığı noktasındadır. Dava nitelik olarak takasa itiraz (takasın kaldırılması) davasıdır Yine taraflar arasındaki çekişme; konkordato talebinde bulunan ve geçici mühlet ve çeşitli tedbir kararları temin eden davacının önceden ciro ederek davalı bankaya verdiği çek veya bono gibi kambiyo senetlerinin davalı bankaca keşidecilerinden bedellerinin tahsili halinde bu tahsillerin İİK nun 294/4. maddesi delaleti ile İİK nun 200 ve 201. maddelerindeki takas yasağına tabi olup olmadığı noktasındadır.
İİK nun kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı 294. maddesi; “Madde 294-Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.
Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır.
Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.” hükmünü amirdir.
İİK nun iflas kısmındaki takas başlıklı 200. maddesi; “Madde 200 – Alacaklı alacağını müflisin kendinde olan alacağı ile takas edebilir. Aşağıdaki hallerde takas yapılamaz.
1-Müflisin borçlusu iflas açıldıktan sonra müflisin alacaklısı olursa;
2-Müflisin alacaklısı iflas açıldıktan sonra müflisin veya masanın borçlusu olursa;
3-Alacaklının alacağı hamile muharer bir senede müstenit ise.
Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin iflasları halinde esas mukavele gereğince verilmesi lazımgelen hisse senedi bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımları veya konması taahhüt edilen ve fakat konmamış olan sermayeler bu şirketlerin borçlariyle takas edilemez.” hükmünü amirdir.
İİK nun takasa itiraz başlıklı 201. maddesi; “Madde 201 – Müflisin borçlusu iflasın açılmasından evvel alacaklısının aciz halinde bulunduğunu bilerek masanın zararına kendisine veya üçüncü bir şahsa takas suretiyle bir menfaat temin etmek için müflise karşı bir alacak ihdas ederse bu takasa mahkemede itiraz olunabilir.” hükmünü amirdir.
Davacının konkordato talebi üzerine verilen geçici mühlet ve tedbir kararları Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında 16/10/2018 tarihinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 05/11/2018 tarihli nüshasında ayrı ayrı ilan edilmiştir. Eldeki itirazın iptali davası 21/01/2019 tarihinde mahkemeye açılmıştır.
İDM ile yapılan yazışma sonrası dosyaya gönderilen belgelere göre
a) Davacı şirkete 08/10/2018 tarihli ara kararı ile geçici mühlet verildiği,
b) Geçici mühlet kararının Türkiye Bankalar Birliği’ne 11/10/2018 tarihli “kep” evrakı ile bildirildiği,
c) Yine geçici mühlet kararının … Karatay Sanayi Şubesi Müdürlüğü 08/10/2018 tarihli müzekkere hazırlandığı ancak, müzekkerenin elden takipli olması nedeniyle tebellüğ tarihinin bulunmadığı, aynı bankanın genel müdürlüğüne de geçici mühlet kararının gönderilmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ile davacının 04/10/2018 tarihinde konkordato talebinde bulunması üzerine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden 08/10/2018 tarihli ara kararı ile geçici mühlet ve ihtiyati tedbir kararları verildiği işbu geçici mühlet ve tedbir kararlarının 16/10/2018 ve 05/11/2018 tarihlerinde ilan edildikleri, Türkiye Bankalar Birliği’ne 11/10/2018 tarihli “kep” evrakı ile bildirildiği, anlaşılmıştır.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2018 tarihli öninceleme duruşmasının tedbir ara kararında tedbir ara kararının 8/ı-i maddesi ; 2004 s. İİK.nin 294/4. maddesi gereğince takasın, 2004 s. İİK.nin 200. ve 201. maddelerine tâbi olmasına (özellikle davacının alacaklısı, geçici mühletten sonra davacının borçlusu haline gelir yani, geçici mühletten sonra davacının bu alacaklıdan (geçici mühletten sonra davacının hesabına 3. kişilerce yatırılan paralar ve ödemeler, pos cihazı gelirleri, tahsil edilen çek ve senet bedelleri gibi) bir alacağı doğarsa, alacaklının tedbiren takas yapamamasına) ve bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihinin esas alınmasına,” şeklindedir.
Konkordato talep edenler yönünden takas yasağı ilanlardan itibaren ve davada ilk ilanın yapıldığı 16/10/2018 tarihinden itibaren başlamaktadır. Somut olayda 16/10/2018 tarihinden sonra yapılmış hiçbir devir, takas vs. işlemi yoktur. Dava konusu edilen mevcut çekler ilk ilan tarihinden önce davacı tarafından kredi borçları nedeniyle davalı bankaya temlik cirosu ile devredilmiştir. Kredi borcunun ödenmesi amacı ile bankaya ciro edilen müşteri çekinin İİK nun 294/4. maddesi delaleti ile 200 ve 201. maddeler kapsamında kalan takas işlemi olarak nitelendirilmeleri mümkün değildir. Davalı bankanın konkordato isteyen davacıya bir borcu olmadığından önceden verilmiş müşteri çekinin takas mahsup olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Söz konusu olayda davacı şirket kredi kullanımında dava konusu çeki bankaya temlik cirosu yoluyla devretmiştir. Dolayısıyla söz konusu ciro işlemi yapıldığı andan itibaren çekin mülkiyeti devrolan davalı bankaya geçmiştir. Bu nedenle davacının söz konusu çek üzerinde tasarruf yetkisi kalmamıştır. Aksi durumu ispatlamak da davacı tarafa düşmektedir. Davacı her ne kadar çekin tahsil amacıyla bankaya verdiğini iddia etse de ; TTK.nun 688 maddesi uyarınca davaya konu çekin tahsil amaçla olarak bankaya ibraz edildiğine ilişkin herhangi bir belge mahkememiz dosyasına sunmamıştır.
Söz konusu olayda Banka ciro yoluyla teslim aldığı çekin son yetkili hamili konumuna gelmiştir. Aynı zamanda söz konusu çekte temlik alan iyi niyetli 3. kişi konumuna gelmiştir.
Ayrıca dosya incelendiğinde; dava konusu çekin tevdi bordrolarından anlaşıldığı üzere bankanın mülkiyetine geçtiği, davacının iddia ettiği geçici mühlet tarihinin ilan tarihinin 16/10/2018 tarihinde gerçekleştiğinin görüldüğü, davacının iddia ettiği konkardato geçici mühletinden önce söz konusu işlemin tamamlandığı görülmüştür. İddia edilen konkardato talep edenler yönünden takas yasağı ancak ilanlardan itibaren geçerli olur. Söz konusu ilanlardan önce davalı banka çeki mülkiyet sahası içine almıştır.
Bu halde söz konusu konkardato kısıtlamalarının banka işleminden sonra gerçekleştiği anlaşıldığından ispat edilemeyen davacının davasının reddine, karar verilmesi doğrudur.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 12/11/2021


Başkan Üye Üye Katip
… E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.