Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1966 E. 2022/407 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2021
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:

VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.06.2019 tarihinde müvekkili ….’in …. caddesinde karşıdan karşıya geçmek isterken davalı sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araç ile müvekkiline çarptığını, müvekkilinin bu kaza sonucu ağır şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda davalı …’in tam kusurlu olduğunu, bu nedenle haklı davalarının kabulünü, hüküm altına alınacak alacağın tahsil edilememesi riskine karşılık olay esnasında davalı …’in kullanımında olan ve davalı işleten …’a ait … plakalı aracın trafik kaydına ve sigorta şirketi dışındaki diğer davalıların tüm taşınır ve taşınmazları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine verilecek kararın kesinleşmesine kadar ihtiyati haciz şerhi konulmasını, müvekkilinin meydana gelen trafik kazasından dolayı oluşan faturalandırılamayan tedavi giderleri, bakıcı gideri, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı alacağı ile manevi tazminatın yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesini, öncelikle kazanın oluşumunda müvekkilinin yaklaşık 30 kilometre hızla ilerlerken yol kenarında beklemekte olan davacı …’nın 11 yaşındaki ablasının elinden tutmakta iken ablasının elinden kurtularak yola fırladığını, çarpmanın üzerine müvekkilin de doktor olması sebebiyle derhal aracından inerek çocuğa ilk müdahalesini yaptığını ve tüm hastane süreciyle yakından ilgilendiğini, davacı tarafın yaşanan kaza sebebiyle müvekkilin asli kusurlu olduğunu iddia etmişse de dosyadaki tutanakların müvekkilinin tali kusurlu dahi olmadığını net bir şekilde ortaya koyduğunu, yine savcılık dosyasındaki kusur araştırmalarına istinaden yapılan araştırmalarda da yaşanan kazaya ilişkin kroki çizildiğini ve bu krokide de müvekkilinin kusursuz olduğunu, davacının iddia ettiği gibi hızının yüksek olmadığının net bir şekilde görüldüğünü, davacı çocuğun maluliyetinden bahsedilemeyeceği için maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, yaşanan kazada davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise herhangi bir kusurunun bulunmadığını, yine kaza sebebiyle davacıda kalıcı olabilecek herhangi bir rahatsızlığın bulunmaması ve müvekkilinin olaydan sonraki çabaları dikkate alındığında fahiş manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan …. plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 26.10.2018 başlangıç ve 26.10.2019 bitiş tarihli …. nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, ancak müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, mahkeme aksi kanaatte olacaksa kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik kapsamında maluliyet tespiti yapılması gerektiğini, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun Adli Tıp Kurumu tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, davacının söz konusu olaydan dolayı Sosyal Güvenlik Kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri taleplerinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olduğundan davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi 09/09/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “…Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde buyurulmuştur. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminatın miktarını tayin etme de hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır.
Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir.Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Davacının kaza nedeniyle zarar gördüğü bir gerçektir, kaza nedeniyle davacı manevi olarak elem ve ızdırap duymuştur. Yukarıda açıklanan ilkeler konulduktan sonra, dosyamızda olayın şartları, tarafların kazadaki kusur durumu, maluliyet oranı ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, davacı için 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Dosya kül halinde değerlendirildiğinde davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketince maddi tazminatın ödendiği belirtildiğinden maddi tazminat yönünden davanın konusu kalmadığınından, işbu talep hakkında talep de nazara alınarak feragat nedeniyle red kararı vermek gerekmiş, manevi tazminat bakımından ise az yukarıda belirtildiği haliyle değerlendirme yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş ve;
Davacının maddi tazminat talebinin sigorta şirketi tarafından ödendiği bildirilmekle bu talebin feragat nedeniyle REDDİNE,
Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve ….’tan kaza tarihi olan 26/06/2019 işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ve …. vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda müvekkile atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesi gerekirken fahiş bir manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın yaşanan kaza sebebiyle ciddi bir mağduriyete düştüğünü bu sebeple de 20.000 TL manevi tazminatın kendilerine verilmesini talep ettiğini, mahkemeninde 10.000 TL manevi tazminatın müvekkilden alınarak davacılara verilmesine karar verdiğini, ancak olayın oluş şekli ve olaydan sonra müvekkilin davacıya yardım etmek için elinden geleni yapması hususları da nazara alınarak manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı için hesap edilen maddi tazminat tutarı, kusur durumu ve tarafların sosyo ekonomik durumları uyarınca da hükmedilen manevi tazminat miktarının son derece yüksek olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak öncelikle manevi tazminat talebinin tamamen reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde makul bir seviyeye indirilmesini, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil ….’in geçirmiş olduğu 26.06.2019 tarihli trafik kazası nedeniyle, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde …. E. sayısı ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, yargılama süreci devam ederken davalı sigorta şirketi tarafından maddi tazminat taleplerinin ödendiğini, manevi tazminat taleplerinin de Yerel mahkeme tarafından kısmen kabul edildiğini, yerel mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat tutarının, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yargılama sürecinde davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılarak davacı müvekkilin davadaki haklılığı kabul edildiğinden arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2021 tarih, …. Esas … Karar sayılı ilamının kaldırılmasını, davanın itirazları doğrultusunda incelenerek taleplerinin kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalılar …. ve … vekili sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yaşanan kaza sebebiyle ciddi bir mağduriyete düştüğünü, bu sebeple de 20.000 TL manevi tazminatın kendilerine verilmesini talep ettiğini, mahkemenin de 10.000 TL manevi tazminatın müvekkilden alınarak davacılara verilmesine karar verdiğini, davacının ve müvekkilin sosyo ekonomik durumu dikkate alındığından davacının istinaf taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkillerin müdahil olmadığı ve müvekkiller hakkında kanunen zorunlu olmayan arabuluculuk sürecinin giderine müvekkilleri de dahil edilerek verilen kararın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, tüm bu nedenlerle davacının taleplerinin reddini, istinaf taleplerinin kabulü ile talepleri doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar; davacı ve sigorta dışındaki davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
A- Davalıların kusur itirazları yönünden;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.
Olaya ilişkin tespit tutanağı, ceza mahkemesince alınan ve uyap kaydında görülen trafik bilirkişi raporu ile mahkemece alınan ATK raporu arasında davalılar aleyhine bir çelişki bulunmadığı; incelemeye konu mahkeme dosyasında, kusur oranını da belirleyen hükme esas alınan rapor, tüm dosya kapsamındaki deliller ve tanık beyanları nazara alınarak, kusur oranının belirlenmiş olmasının, kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmuş olmasına; yalnızca kusura itiraz eden “davalının aleyhine olacak biçimde” tespit tutanağı ve raporlar arasında çelişki de bulunmadığından buna göre, davalıların soyut nitelikteki hiçbir yeni somut delile dayanmayan itirazlarının yerinde olmadığı, bu raporlar esas alınarak hüküm verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durumun olmadığından, davalılar vekilinin buna yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B- Manevi tazminata yönelik;
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; tarafların kusur durumu, davacının maluliyet oranı, sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, oluşan zarar ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı için hüküm altına alınan manevi tazminatın fazla olduğu görüldüğünden; davacı için 5.000-TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete daha uygun düşeceği görüldüğünden, davalıların buna yönelik itirazların da yerinde olduğu, davacının itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
C-Yargılama giderine ilişkin;
Keza Davacı vekili sunduğu beyan dilekçesi ile davalı sigorta’ya yönelik, maddi zararlarının karşılandığını karşılıklı sulh olduklarını, sigorta şirketinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş; davadan sonra dosyaya sunulan ödeme ve ibraname belgesine göre de, davanın ödeme nedeniyle dava açıldıktan sonra maddi tazminat bakımından konusuz kaldığı (feragat edildiği) anlaşılmıştır.
Eldeki davada, dava açıldıktan sonra Sigorta tarafından yapılan ödeme ile feragat nedeniyle hüküm kurulmasına karşın, mahkemece sigortaya ve maddi tazminata ilişkin yargılama giderlerinden olarak arabuluculuk ücretinin davalı sigortadan alınması gerekli iken bir kısmının davacıya yükletilmesi hatalı olup davacı vekilinin buna yönelik istinafının yerinde olduğu görülmüştür.(Bkz. Yargıtay 17 HD nin 2018/5619 esas 2020/3841 Karar sayılı ilamı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekili ile davalı … ve …. vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin sigorta şirketi tarafından ödendiği bildirilmekle bu talebin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve ….’tan kaza tarihi olan 26/06/2019 işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 69,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 271,87 TL harcın davalılar … ve …. müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 69,68-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı toplamı 131,88-TL’nin davalılar …. ve …. müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Maddi tazminat yönünden yargılama giderleri davalı sigorta tarafından ödenmiş olmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalılar … ve …. tarafından sarfedilen 40,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 30,00-TL’nin davacıdan alınarak davalılar … ve …. verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ye göre hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar…. ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar …. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ye göre hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … verilmesine
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bölümün karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
11-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
12-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalılar … ve …’a iadesine,
13-Davacı tarafça yapılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri ile 38,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 200,60 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine,
14-Davalılar …. ve…. tarafından yapılan 324,20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalılara ödenmesine,
15-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16- HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 23/02/2022

Başkan

E imza

Üye

E imza

Üye

E imza

Katip

E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.