Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1861 E. 2021/1778 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2021
NUMARASI :…

DAVACILAR : 1- … – … …
… .. … mirasçıları
2- … – … …
3- …’a Velayeten … – … …
4- … – … …
5- …’a Velayeten … – … …
VEKİLLERİ :…
Av. ……
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 17/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.05.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı kazada hayatını kaybeden müteveffa … mirasçısı olarak Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … sayılı dosyadan dava açan …’in dava devam ederken hayatını kaybettiğini ve geriye mirasçıları müvekkilleri … ve …’ın davaya … mirasçıları olarak devam ettiklerini, …’in ev hanımı olmasından dolayı kazada hayatını kaybeden SGK’dan emekli müteveffa …’in desteğinden yoksun kaldığını, Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi… Karar sayılı dosyanın 18.07.2018 tarihli kararına istinaden müvekkilleri yönünden davanın kısmen kabul kısmen ret olarak karara çıktığını, dava içerisinden alınan 03/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda müteveffa … mirasçıları lehine 14.029,36-TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığını, ancak dosyaya ıslah dilekçesi sunulamadığından maddi tazminat talebinin 1.000,00-TL üzerinden karara bağlandığını, dava karara bağlandıktan sonra davalı … Sigorta A.Ş. vekilleri aracılığıyla davalı … şirketine bu durum mail ve telefonla defalarca kez bildirilmesine rağmen ödeme yapmak istemediklerini bildirdiklerini, arabuluculuk görüşmeleri neticesinde de anlaşmaya varılamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile trafik kazasında bedensel zarara uğrayan müteveffa … mirasçıları mağdurlar … ve … lehine, davalı … yönünden olay tarihinden itibaren, sigorta limitini aşmamak üzere kusur oranı dahilinde işletilecek yasal faiziyle birlikte 13.029,36-TL maddi tazminat mikatarının davalı … şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların tazminat talepleri KTK madde 92. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Genel Şartları ve Yargıtay uygulaması gereği reddedilmesi gerektiğini, müteveffanın davaya konu sigortalı aracın sürücüsü olduğundan başvuranların taleplerinin Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartları gereği teminat dışı olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yasa değişikliğinden bağımsız olarak içtihadı ile değiştirmiş olduğu görüşü doğrultusunda kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili sigorta şirketinin konu poliçe ile işletenin sorumluluğunu teminat altına almış olduğundan işletenin sorumlu olmadığından davanın reddi gerektiğini, müteveffanın kusurlu sürücü yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını, kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlemediğini, bir zararın doğmasına ya da artmasına neden olan kişinin sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğunu, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … sayılı dosyada 01.05.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı kazada hayatını kaybeden müteveffa … mirasçısı olarak destekten yoksun kalma tazminatı davası açan eşi …’in dava devam ederken hayatını kaybettiğini ve geriye … mirasçıları … ve … olarak devam edildiği ve yargılamanın yapılarak dosyanın neticelendirildiği anlaşılmıştır.
Bu kez huzurdaki davada, Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi … sayılı dosyada aktüer bilirkişi raporu ile belirlenen fakat ıslah edilmediği için karara bağlanmayan bakiye 13.029,36 TL için dava açıldığı ve yargılama devam ederken de … mirasçısı …’ ın vefat ettiği ve geride kalan mirasçılarının davaya dahil edilmesi ile yargılama yapılmıştır.
Her ne kadar mahkememiz tarafından alınan Aktüerya Hesaplama Bilirkişi …’ın mahkememize sunduğu 30/03/2020 tarihli raporunda müteveffa …’in eşi …’in destekten yoksun kalma tazminatı 13.752,24 TL olarak belirlenip hükmedilmeyen bakiyesinin 12.752,24 TL olduğu belirtilmişse de, Yargıtay …HD., 13.09.2017,…. sayılı kararında da belirtildiği üzere “H.M.K’nın 281.madde hükmüne göre, yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Taraflardan biri bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğer tarafın itirazı üzerine ya da mahkemece kendiliğinden yeni bir bilirkişi raporu alınır ve sonuncu rapor, önceki rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, önceki rapor itirazda bulunmayan yönünden kesinleşeceğinden itiraz eden taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereği, mahkemece itiraz edenin lehine olan bilirkişi raporuna göre karar verilir.” görüşü gereği Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … sayılı dosyada alınan aktüer bilirkişi raporuna davalı tarafından itiraz edilmediği anlaşıldığından davacılar lehine olan Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyadaki aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ve davaya dahil edilen … mirasçıları yönünden miras hisseleri oranında tazminatın bölüştürülmesi yapılarak aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.” şeklinde davacıların davasının kabulü ile, müteveffa …’ in bakiye destekten yoksun kalma tazminatı olan toplam: 13.029,36 TL’ nin miras payı olan 1/2 paya tekabül eden 6.514,68 TL”nin …’ e, miras payı olan 1/2 paya tekabül eden 6.514,68 TL’ nin mirasçısı …’ a, …’ ın da yargılama sırasında 07.08.2020 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından kendisine ait 1/2 paya tekabül eden 6.514,68 TL’ nin mirasçıları olan …, …, … ve …’ a 1/4’er paya tekabül eden 1.628,67 TL’şer olmak üzere toplam: 13.029,36 TL’ nin (poliçe miktarı 268.000,00 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) temerrüt tarihi olan 04.02.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların tazminat taleplerinin KTK 92 maddesi kararı gereğince Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları ve Yargıtay uygulaması gereğince reddedilmesi gerektiğini, müteveffanın davaya konu sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, başvuranların taleplerinin KTK ve Genel Şartlar gereği teminat dışı olduğunu, kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müteveffa kusurlu sürücü yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı,tek taraflı kaza nedeniyle mirasçıların destekten yoksun kalma hak talebinin mümkün olmadığı, söz konusu kaza nedeniyle oluşan tazminatın genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğu istinafı yönünden
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu Güvence Hesabı karşılayacaktır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere ve kazalarda uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak bu tarihten önceki kazalarda ve düzenlenen poliçelerde eski genel şartların uygulanmak durumundadır
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (…, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; …, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd). 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının ve güvence hesabının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve …. sayılı ilamı).
Davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; işletenin veya sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın işletenin veya sürücünün kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan işletenin zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. İşletenin veya sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalan üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçının salt bu sıfatla devraldığı murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir.
Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten veya sürücü üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacının zararı, desteğin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendisi üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Şu hale göre; işleten veya sürücü olan murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalan üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacının hakkına, desteğin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan ve sigortası yoksa Güvence hesabından talep edilmesi olanaklıdır.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Emsal Yargıtay … HD nin … sayılı ilamı)
Bu durumda Yerleşik Yargıtay kararları ile kabul edildiği üzere; davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihi olan 28/02/2013 tarihi itibari ile uygulanması gereken Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı güvence hesabının zararın tamamından kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limiti dahilinde sorumlu olacağından, davacıların davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri sabittir. YHGK., 15.6.2011 gün ve … sayılı kararları da bu yöndedir
Nitekim aynı hususlar Yargıtay …. HD nin … sayılı kararında da aynen vurgulanmıştır.
Bu bakımdan davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatlarına dayandığı, dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacılara yansıtılamayıp, sürücü desteğin tam kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği kazanın da 01.06.2015 tarihinden önce gerçekleşmesi nedeniyle yeni genel şartların somut olayda uygulama imkanının olmadığı, bu halde ilk derece mahkemesince davalı … şirketinin sorumluluğuna gidilmesi kararı usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 890,03 TL harçtan peşin alınan 445,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 445,01 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 18/11/2021

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.