Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/184 E. 2021/207 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : Esas

İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ İSTEYEN
DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALILAR :

DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/02/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 16/03/2020 tarihinde meydana gelen kazada davalının müvekkiline ait araca sol ön taraftan çarptığını, bundan dolayı müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini ve aracının değer kaybına uğradığını, müvekkilinin bu sürede aracını kullanamamasından kaynaklı olarak kazanç kaybı bulunduğunu, müvekkili şirkete ait aracı kullanan araç sürücüsünün kendi yolunda seyrederken gerçekleşen kazada hiçbir kusur ve kural ihlali olmadığını, bilirkişi incelemesi yapılması halinde bu hususun görüleceğini, araçta maddi hasar meydana geldiğini ve aracın değer kaybettiğini, kullanamamadan kaynaklanan kazanç kaybı oluştuğunu, aracı kendisinin yaptırmak zorunda olduğunu, … plakalı araç ve davalı adına kayıtlı başkaca araç ve taşınmazlar üzerine takdiren teminatsız olarak 200,00 TL üzerinden ihtiyati haciz vaazına, talep reddedilir ise davalı şahıslar adına kayıtlı olan taşınmazların ve araçların kaydı üzerine üçüncü kişilere devri önleyici nitelikte ihtiyati tedbir vaazına, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla haciz – tedbir taleplerinin kabulüne, alacak miktarı tam olarak belirlenememesi nedeniyle şimdilik 100,00 TL değer kaybı, 100,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 200,00 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçede belirtilen limitler dahilinde ve kazanç kaybı hariç olmak üzere ) tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya cevap verebilmeleri için delillerin taraflarına tebliğ edilmesini, tebliğe kadar cevap ve delil sunma haklarının saklı tutulmasını, belirsiz alacak davası açmada davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacının değer kaybı bedeli zararı karşılandığından işbu davanın reddine, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan haksız ve hukuka aykırı faiz taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın yetkili mahkemeye gönderilmesine, delillerin tebliğine, belirsiz alacak davası açmada hukuki yarar olmadığından usulden reddine, değer kaybı zararı karşılandığından davanın reddine, kusur oranlarının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/09/2020 tarih … Esas sayılı ara kararı ile; ” …Dilekçe ve dosya içeriğine göre; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği, davanın konusunun para olduğu, bu nedenle ihtiyati tedbire konu araçlar ile taşınmazların dava konusu olmadığından reddine, ihtiyati haciz talebinin ise mevcut dosya ve delil durumu, talep edilen miktarın ihtiyati haciz istenilecek nitelikte olmayıp, dava miktarı da göz önüne alındığında ihtiyati hacze konu olmasının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle reddine karar verilerek; 1-Davacı tarafın İHTİYATİ HACİZ ve İHTİYATİ TEDBİR taleplerinin REDDİNE, ” ara karar kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkemece hukuka ve hakkaniyete aykırı kararın istinaf mahkemesinde kaldırılması gerektiğini, 15/09/2020 tarihli ara kararı istinaf ettiklerini, müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini ve aracın değer kaybına uğradığını, kullanılamamasından dolayı da kazanç kaybı meydana geldiğini, tüm bu sebeplerle maddi tazminat talepli işbu davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, Kanun metinlerinde de açıkça görüleceği üzere dava neticesinde davacının uğramış olduğu zararı tazmin edebilme riskini öngören davalılar bu süre içerisinde başta dava konusu araç olmak üzere üzerlerine kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmaz mallarını 3. Kişilere devredebileceklerini ve devretme ihtimallerinin oldukça yüksek olduğunu, bu durum da davacının dava sonunda alacağını tahsil etme imkanını önemli ölçüde zorlaşacağını, kaldı ki HMK m.389 ve İİK 257. Maddelerinin amacı tam olarak alacak doğduğu zaman elde edilmesi zorlaşacak veya tamamen imkansız hale gelecek durumlara hizmet ettiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, bilirkişi hesabıyla alacağın ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davacının ödeme gücü çok yüksek olan müvekkile aleyhine ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir talebinde bulunmasında hukuken bir menfaatinin bulunmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava konusu uyuşmazlık, trafik kazası sonucu maddi tazminat davasında davalı adına kayıtlı olduğu belirtilen araç ve başkaca taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir konulması talebinin mahkemece reddi üzerine, karara karşı davacı tarafça yapılan istinaf kanun yoluna başvurulmasından kaynaklanmaktadır.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’da 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır.
Trafik kazasında davalıların malvarlığının HMK 389. maddesi kapsamında dava konusu uyuşmazlığı oluşturduğunun kabulü mümkün değildir. Dava konusu uyuşmazlıktan kasıt malvarlığının mülkiyetinin taraflar arasında çekişmeli olmasıdır. Davacının amacı trafik kazasından kaynaklanan tazminat alacağını güvence altına almak olduğuna göre, bu talebin niteliği itibariyle ihtiyati haciz istemi olarak ileri sürülmesi gerekir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda “ihtiyati tedbir” kararı verilmesi hatalı olup buna yönelik talebin reddi gerekmektedir.
Bir başka geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz ise İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK’nun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.
İİK’nun 259. maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder.Bu açıklamalara göre ihtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
Anlatılan ilke ve düzenlemeler ışığında somut olayda, ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından, dava konusu yapılan belirsiz alacak olarak harç değeri 200 TL olmak üzere , ihtiyati tedbir talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından, buna yönelik davacı istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz talebi konusunda ise;
Dava dosyası kapsamından, kusur konusundaki ekspertiz raporu, araçtaki hasara ilişkin resim, kayıt ve belgeler birlikte nazara alındığında, HMK’nun 390. maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulunun sağlanmış bulunduğu görülmüştür.
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında davacının maddi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir.İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmıştır. Açıklanan nedenlerle, İİK-257-264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/18144 E,2017/11201 K;aynı daire 2016/9800 E,2017/8052 K)
Tüm bu açıklamalarla yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmiş olup, dosyadaki belgelere göre bir miktar tazminat alacağının doğduğunun kabulü ihtimal ve ispat dahilindedir. Bu nedenlerle davacının taleplerinden ihtiyati haciz talebin kabulüne karar verilmesi yerine yazılı şekilde ihtiyati haciz talebinin de reddi usul ve yasaya aykırı olup, buna ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmemiştir. Kararın bu nedenle kaldırılıp aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 15/09/2020 tarihli kararının “İhtiyati haciz yönünden” KALDIRILMASINA, onun yönünden YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
2-Davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü, ihtiyati tedbir talebinin reddine,
3-Davacının maddi tazminat talebi yönünden davacının İ.İ.K.’nın 257/1.maddesindeki koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağın tahsili için, davalılar…….. adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar üzerine, harcı yatırılmış dava değeri olan 200 TL’ için İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
4-İ.İ.K.’nın 259/1.maddesi gereğince, davanın ve gösterilen dava değeri nazara alınarak tatkdiren 200-TL, HMK’nun 87. maddesine göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu alınmasına,
5-İhtiyati haciz kararının talep halinde 2004 Sayılı İİK’nun 261. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi’nin yargı çevresi içerisinde bulunan icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine,
6-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan peşin ve karar ilam harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
7-İstinaf giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Karar tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.16/02/2021

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.