Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/178 E. 2021/232 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/02/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 24/02/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/08/2013 tarihinde saat 18:30 sıralarında dava dışı sigortalı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı otomobil ile istikametinden … Kavşağı istikametine doğru seyir halindeyken .. civarına gelindiğinde aşırı hızından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybedip taşıt yolunun soluna doğru savrulup karşı şeride girerek müvekkilli K…’nın kullandığı .. plakalı aracın ön kısmıyla sağ yan kısmına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilli …’nın ağın olarak yaralandığını, kazaya karışan … adına kayıtlı olan … plaka sayılı otomobilin … şirketi tarafından 25/10/2013 başlangıç ve 25/07/2014 bitiş tarihli olarak düzenlenmiş olan ZMMS ile sigortalandığını, davalının sigortacı sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğunu, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açtıklarını ve davanın kabul edildiğini, kabul edilen davaya göre geçici iş göremezlik tazminat tutarının 66.500,00 TL olarak tespit edildiğini, akabinde davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını ve sigorta şirketinin söz konusu kaza nedeniyle 19.430,71 TL lik kısmının düşülerek ödeme yapıldığını, aynı zamanda müvekkiline sigorta şirketince de maddi zarar konusunda herhangi bir ödeme yapılmadığını, şimdilik geçici iş göremezlik, tedavi gideri, bakıcı gideri ve efor kaybı nedeniyle şimdilik toplam 10.300 TL tazminatın davalı yandan alınarak davacı müvekkiline verilmesini talep ettikleri, yapılar yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen kazaya karışan aracın müvekkillerince sigortalandığını, davacının talep ettiği miktarın ödenebilmesi için kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacı yana ödeme yapıldığını, istenilen miktarın çok fahiş olduğunu ve müvekkili şirket tarafından yeniden bir ödeme yapılamayacağını, mahkeme aksine hükmedecek ise de Adli Tıp .. İhtisas Dairesi’nden bakıcı ihtiyacına yönelik rapor tanziminin istenilmesi gerektiğini, bakiye tazminat tespitinde ödeme tarihi verilerinin dikkate alınması gerektiğini, tedavi gideri talebi hakkında ise tedavi giderlerinin tamamının yapılan kanun değişikliği ile zorunlu trafik poliçesi kapsamından çıkarıldığını, geçici iş göremezlik dönemine ait bakıcı giderinin talep edilmesi halinde bakıcıya ihtiyaç duyulup duyulmadığının ayrıca tespiti gerektiğini, açılan davanın reddi ile yapılan yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa hükmedilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/09/2020 tarih … Esas .. Karar sayılı gerekçeli kararı ile; “…düzenlenmiş raporların hükme esas alındığı, söz konusu raporlar ile mahkeme kabulünün kesinleştiği ve bu durumun davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alındığında davacının 9 aylık geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararının, bilirkişi … tarafından hesaplanan ve mahkeme tarafından hükme esas alınan 19.430,71 TL olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve davacın tarafın iddia ettiği gibi geçici iş göremezlikten doğan bakiye (47.069,29 TL) bir alacağın bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını, davacının geçici iş göremezlik süresinde uğradığı bakiye maddi zararının bulunmadığı, bakıcı giderlerinden doğan maddi zararının 9.441,00 TL olduğu, kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararının 4.500,00 TL olduğunun rapor edildiği, dosya kapsamına kazandırılan tüm raporların ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacı vekili 02/09/2019 havale tarihli dilekçesi ile tazminat miktarlarını ıslah ettiği ve aynı gün ıslah harcını mahkememiz veznesine yatırdığı görülmekle, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının 9.441,00 TL bakıcı gideri, 4.500,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 13.941,00 TL maddi tazminatın 13.741,00 TL’sinin (HMK 26. Maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak) dava tarihi olan 18/09/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketinin sorumluluğunun kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine (kazaya karışan araç hususi araç olduğundan yasal faize karar verilerek, geçici iş göremezlik yönünden ise bakiye alacak kalmadığından reddine karar verilmiştir.) dair mahkememizce verilen vicdani kanaate göre; Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 1-Davacının 9.441,00 TL bakıcı gideri, 4.500,00 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 13.941,00 TL maddi tazminatın 13.741,00 TL’sinin (HMK 26. Maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak) dava tarihi olan 18/09/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketinin sorumluluğunun kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; bakıcı giderleri ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, bakıcı giderinin de tedavi giderleri kapsamında olduğunu, davacının bakıcı süresinin hatalı tespit edildiğini, hükme esas alınan … Üniversitesi’nin 05/08/2019 tarihli maluliyet raporunun hatalı olduğunu, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte hükme esas alınan hesap raporunda bakıcı giderinin brüt asgari ücretten hesaplanmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak nitelikte fahiş ve kabul edilemez olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, icranın tehirine, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Maluliyet raporuna ilişkin itirazın incelenmesinde :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/3253 ESAS, 2017/9419 KARAR; aynı daire 2015/10058 ESAS, 2018/4639 KARAR)
Maluliyet raporunun istinaf eden davalı tarafa ihtaratlı olarak 21/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen bilirkişi raporuna yazılı olarak herhangi bir itirazda bulunulmadığından, bu husus kamu düzeninden olup re’sen nazara alınması gereken hususlardan bulunup davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği de açıktır.Bu nedenle davalının buna yönelik istinafı itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Tedavi ve bakıcı giderinin SGK tarafından karşılandığı itirazının incelenmesinde :
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası da 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’ nda 91. ile 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işleteni, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası), 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 91.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince zorunlu mali sorumluluk sigortası yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile sigorta sözleşmesi kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir.
KTK’ nin 93. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin aksine hareket edemeyeceklerinin sigorta poliçesinde açıkça ifade edildiği, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar ile yapılan değişiklerin uygulanma zamanı; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “A.1. Amaç” başlıklı maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde; “Bu Genel Şartlar ekleriyle bir bütündür. Bu Genel Şartlar ve sigorta teminat limitleri kaza tarihi itibariyle uygulamaya esas alınır,” düzenlemesi 02.02.2016 tarihindeki değişiklik ile “Bu Genel Şartlar” kaza tarihi itibariyle uygulanır ibaresi çıkarılıp sadece ” sigorta teminat limitleri kaza tarihi itibariyle uygulamaya esas alınır” olarak değiştirilmiştir.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nin Tazminatın Azaltılması Veya Kaldırılması Sonucunu Doğuran Haller başlıklı 95.maddesinde, “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılması hallerini ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’de düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez. Koşulların varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B.4.maddesinde ;
“Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.” düzenlemesi ile 2918 sayılı KTK’nin 95.maddesi, genel şartlara aynı şekilde alınmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı, davalı sigorta şirketine karşı zarar gören üçüncü kişi durumundadır. Davacının, zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin tarafı olmaması ve üçüncü kişilerin haklarının korunması için 2918 sayılı KTK’nin 95.maddesi düzenlemesi karşısında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan davacı yönünden uygulanması mümkün olmadığı gibi olay tarihinde geçerli genel düzenlemeye göre genel şartlara yapılmış bir atıf da mevcut değildir.
Dava konusu olan ve 30/08/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası yönünden 6704 sayılı Kanun ile 2918 sayılı KTK’de yapılan değişikliklerin uygulanıp uygulanmayacağı yönünden yapılan değerlendirmede ise;
2918 sayılı KTK.nin 90.maddesinde yapılan değişiklikten önce; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” denilmekte iken 26.04.2016 tarihinde 6704 sayılı yasa ile yürürlüğe giren değişiklikle; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’den alan haksız fiillerdir. Bu nedenle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası işletenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına almış olup, 26.04.2016 tarihinde 6704 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun’da yapılan değişikliklerin dava konusu haksız fiil tarihinde yürürlükte olmadığı, 6704 sayılı Kanunda, yapılan düzenlemelerin geriye yürüyeceğine dair açık bir hükmün de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile yapılan düzenlemenin zarar gören üçüncü kişi sıfatı ile talepte bulunan davacılar yönünden uygulanmasının, 2918 sayılı KTK.nın 90 ve 95.maddeleri ve 6102 sayılı TTK.nin 1484.maddesine göre mümkün görülmediği, olay tarihinden sonra 2918 sayılı KTK.nın 90 ve 92. maddelerinde yapılan değişikliklerin olay tarihinde bütün hüküm ve sonuçlarını doğuran haksız fiiller yönünden uygulanamayacağı, ayrıca KTK.nin 95. maddesi ve ZMSS Genel Şartlarının B.4.maddesi gereğince zarar görenlere karşı tazminatın azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin hükümlerin zarar görenlere karşı ileri sürülememesi nedeniyle, haksız fiilin türü olan trafik kazalarına olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanması, haksız fiil tarihi ile işlemeye başlayan zamanaşımı, temerrüt tarihi ve diğer maddi hukuk kurallarının olay tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenmesi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları ile düzenlenen teminat dışı hallerin zarar görenlere karşı ileri sürülemeyeceği davacı yanın sigorta sözleşmesinin tarafı olmaması zarar gören üçüncü kişi olması nedeniyle zarar bedelinin olay tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerektiği düşünülmektedir.
Öte yandan, trafik kazaları sonucu meydana gelen zararlardan sigorta şirketleri Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinde yazılı maddi zararlar teminatı, sağlık giderleri teminatı ve sürekli sakatlık teminatı ile sorumludur. Ancak tedavi giderleri ile ilgili olarak 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesi ile Kanun’un geçici 1. maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … yükümlülüklerinin sona ereceği düzenlemesi yapılmıştır.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan, 6111 sayılı yasa kapsamında olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp sigorta şirketinin sorumluluğu devam eder. Davacı yaralanması nedeniyle SGK’nin sorumlu olmadığı yaralanması ve tedavisine uygun belgelenemeyen tedavi giderlerini de sigorta şirketinden talep edebilir.
Davacının yaralanması sonucu sürekli bakım ihtiyacı nedeniyle ödemesi gereken bakıcı gideri de tedavi giderleri kapsamında olup, 2918 sayılı KTK’nin değiştirilmiş 98. maddesi kapsamında olmadığından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğu devam edeceğinden bakıcı giderlerinden davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmaması gerektiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.

3-Bakıcı gideninin brüt asgari ücret üzerinden hesaplanmasının yanlış olduğuna ilişkin itirazın incelenmesinde :
Kaza tarihinde yürürlükte olan brüt asgari ücret tutarı (tamamı) üzerinden hesaplama yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından itirazın reddi gerekmiştir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2020/1566 E 2020/6103 K)
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 938,65 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 235,00 TL nin mahsubu ile bakiye 703,65 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.362 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/02/2021

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.