Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1710 E. 2021/1612 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … SAN. VE TİC. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI :
MÜDAHİLLER : 1-
VEKİLLERİ : Av.
2-
VEKİLLERİ : Av.
3-
VEKİLLERİ : Av.
4-
VEKİLİ : Av.
5-
VEKİLLERİ : Av.
6-
VEKİLİ : Av.
7-
VEKİLLERİ : Av.
8-
VEKİLLERİ : Av.
9-
VEKİLLERİ : Av.
10-
VEKİLLERİ : Av.
11-
VEKİLLERİ : Av.
12-
VEKİLLERİ : Av.
14-
VEKİLİ : Av.
(ÖNCEKİ)
KOMİSERİ :
DAVA :
İSTİNAF KARAR TARİHİ :
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili … tarihli dilekçesiyle; davacının borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediğini beyan ederek, davacıya 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Müdahiller vekilleri tarafından da müdahale dilekçeleri ibraz edilmiş, bir kısım müdahiller tarafından konkordato davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememizin …. gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile davacı şirketin konkordato davasının reddine ve davacı şirketin iflasına karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine Konya BAM …. HD’nin … gün ve …. E. … K. sayılı ilamı ile “İcra İflas Kanunu’nun 292. maddesinde iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesi halinde… konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması… halinde, komiserin yazılı raporu üzerine mahkemece kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun resen iflasına karar verileceği hüküm altına almıştır. Ancak, iflasa karar verilebilmesi için aynı maddenin son fıkrası gereğince, iflas kararı verilmeden önce, borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet ederek dinlenmesi gerektiğini de hüküm altına almıştır. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin duruşmaya çağrılmadığı ve dinlenmediği sabit olmasına rağmen iflas kararı verilerek, İİK 292 son fıkrasına muhalefet edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı” gerekçesiyle kararımız kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiştir.
Konya BAM … HD’nin kararı gereğince, davacı şirket temsilcisi …’a, 2004 s. İİK’nın 292. maddesi gereğince duruşmada hazır olması ihtarını içeren ayrıntılı ihtarname gönderilmiş ancak, davacı şirket temsilcisi mazeretsiz olarak son duruşmaya katılmamıştır. Son duruşmaya katılan davacı şirket vekilinin beyanları ise duruşmada dinlenilmiştir.
Önceki konkordato komiseri de duruşmaya davet edilmiş, konkordato komiseri son duruşmada, kendisinin iflas öncesi düzenlediği son raporun davacı şirkete tebliğinden sonra davacı şirket temsilcisinin kendisine konkordatoya ilişkin her türlü bilgi ve belge akışını durdurduğunu, işletmede bulunan tavukların son rapordan sonra işletmede bulunmadığını tespit ettiğini ve davacı şirket temsilcisinin bu konuda kendisinin sorularına cevap vermediğini ve davacı şirketin iyi niyetli hareket etmediğini beyan etmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Adi Konkordato” davasıdır.
2004 s. İİK.nin 292. maddesine göre, “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
Somut olayda ; Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin …. tarihli raporuna göre, “davacı şirketin borca batık olmadığı ancak, önprojede yer alan öngörünün % 99’unun gerçekleşmediği, ticari faaliyetlerinin sürekli zarara ve şirket malvarlığının azalmasına sebebiyet verdiği, konkordato projesinin makul olmadığı gibi, gerçekleşme ve uygulanma ihtimalinin de bulunmadığı, başarıya ulaşamayacağı, davacı şirketin ticari faaliyetinin durma noktasına geldiği” belirlenmiştir.
Davacı tarafın son rapora yönelik (önceki) itirazları dayanaksız ve soyut nitelikte görüldüğünden, itirazları kabul edilmemiştir.
Konkordato projesinin başarıya ulaşma imkanının olmadığı anlaşıldığından 2004 s. İİK’nin 292/1-b maddesi gereğince ve ayrıca, davacı şirketin ticari faaliyetlerinin sürekli zarara ve şirket malvarlığının azalmasına sebebiyet verdiği ve davacı şirketin ticari faaliyetinin durma noktasına geldiği anlaşıldığından 2004 s. İİK’nın 292/1-a maddesi gereğince konkordato talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Kesin mühletin kaldırılıp, davanın reddine karar verilmesi halinde, iflasa tabi davacı şirket yönünden, borca batık olmamasına rağmen ayrıca iflas kararı da verilmesinin gerekip gerekmediği yönünden yapılan incelemede ise;
Uygulamada (değişik BAM Hukuk Daireleri arasında) henüz görüş birliği olmamakla birlikte Mahkememiz, İİK’nın 292/1-b maddesine göre konkordato talebinin reddi halinde davacı şirket borca batık değil ise iflas kararı verilmesi gerekmez ise de, 2004 s. İİK’nın 292/1-a maddesi gereğince (de) konkordato talebinin reddi halinde, davacı şirketin borca batık olması aranmaksızın iflas kararı verilmesi gerektiği kanaatindedir.
Kanun koyucu, 2004 s. İİK’nın 292/1-d maddesindeki şartların oluşması halinde davacı şirket borca batık ise iflas kararı verileceğini düzenlemiş ancak, aynı maddenin a, b ve c maddeleri için borca batıklık şartını aramamıştır. 292/1-b maddesi yönünden de kural olarak davacı şirketin borca batık olması aranmamalıdır. Ancak, iyiniyetli borçluların ya davanın kabulü ya da iflas seçeneklerinden birisi ile karşı karşıya bırakılması, mahkemeler önünde hak arama özgürlüğünü kısıtlayacağı gibi, iyiniyetli ancak projesi gerçekleşmeyebilecek borçluları cezalandırıcı bir uygulamaya dönüşebileceğinden, yasada açıkça belirtilmemesine rağmen sadece 292/1-b maddesindeki haller yönünden borca batıklık şartını aramak adalet ve hakkaniyet prensiplerinin bir gereği olacaktır.
2004 s. İİK’nın 292/1-a ve 292/1-c maddesindeki hallerin varlığı halinde ise, yasada 292/1-d fıkrasında olduğu gibi açık bir düzenleme veya hakkaniyet gereği olmadığından, iflas için borca batıklık şartını aramak gerekmeyecek aksine, 292/1-a ve 292/1-c maddesindeki hallerde davacının iflası için borca batıklık şartını da aramak kötüniyetli borçluları ödüllendirici bir uygulamaya dönüşebilecektir.
Yukarıda ayrıntılı izah edildiği üzere, davacının davasının hem 292/1-b ve hem de 292/1-a maddesi gereğince reddedilmiş olması karşısında, davacının borca batık olup olmadığı araştırılmaksızın tekrar iflasına (da) karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 22. HD.nin 31.10.2017 gün ve 2017/8717 E. 2017/23581 K. ve Yargıtay 7. HD.nin 08/09/2015 gün ve 2015/17486 E. 2015/14188 K. sayılı emsal içtihatlarına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiğinden, eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsili gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının konkordato davasının reddine, …Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …. Anonim Şirketi’ne; Mahkememizin … tarihli ve …. sayılı geçici mühlet ara kararı ile verilen bütün tedbirlerin, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal kaldırılmasına, Mahkememizin …. tarihli duruşmasında verilen kesin mühletin ve bütün tedbirlerin, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal kaldırılmasına,…. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasında kayıtlı …. Anonim Şirketi’nin 2004 s. İİK’nin 292/1-a ve b maddesi gereğince iflasına,…. günü saat … itibariyle iflasın açılmasına, dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Müdahil vekili sunduğu …A.Ş vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında alınan ve karara esas teşkil eden … tarihli komiser raporuna göre davacı borçlu şirketin borca batık olmadığını, bu durum karşısında davacı şirket hakkında doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşmayacağının açık olduğunu, Yerel Mahkemece her ne kadar komiser tarafından tanzim edilen raporda konkordato projesinin başarıya ulaşmayacağı tespitine atıfta bulunularak iflas şartları oluştuğu gerekçesiyle iflas hükmünün tesis edilmiş ise de bu hususta yeterli araştırmanın yapılmadığını, komiser raporunda İİK 292 maddesinde düzenlenen ve iflası gerektiren durumların denetime elverişli bir biçimde açıklanmadığını, eksik inceleme ile doğrudan davacının iflasına karar verildiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin … tarihli ara kararı ile verilen geçici mühlet tedbirlerinin ve … tarihli duruşma neticesinde verilen kesin mühlet ve kesin mühlete bağlı bütün tedbirlerin kaldırılması kararının onanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece itirazların gözetilmediğini, konkordato komiserinin düzenlediği yalnızca … tarihli raporun göz önüne alınarak hüküm kurulduğunu, konkordato komiserince düzenlenen 2. raporda 2 aydan kısa zaman içinde düzenlenen raporda belirtildiği gibi konkordato projesinin gerçekleştirilebilir durumda olduğunu, konkordato komiserinin hatalı raporuna itibar edilerek konkordato talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, konkordato talebinin reddine ve müvekkili şirketin iflasına resen karar verilmiş olmasının hiç bir tarafın menfaatini sağlamadığını, bu kararın yalnızca ipotek alacaklılarının alacaklarını alabilmesini, bunun haricindeki alacaklıların alacaklarını tahsil edebilme imkanının olmayacağını ancak yumurta sektöründe dönemsel olarak meydana gelen maddi zararın azalması veya sona ermesi halinde konkordato komiserince ilk raporda belirtildiği üzere projenin uygulanabilir hale geleceğini ve diğer alacaklıların da alacaklarını tahsil edebileceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, red kararı ile birlikte müvekkili şirketin resen iflasına karar verildiğini ancak konkordato komiserinin … tarihli kararında açık şekilde müvekkili şirketin borca batık durumda olmadığının belirtildiğini, borca batık durumunda olmayan şirket hakkında iflas kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297 ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.
Konkordato, belli (nitelikli) bir alacaklı çoğunluğunun muvafakat etmesi halinde borçlunun ekonomik faaliyetine devam etmesine imkan vererek mallarının cüz’i veya külli icra yoluyla paraya çevrilmesine engel olan özel bir cebri icra alternatifi teşkil etmektedir. Öyle ki, bu cebri icra aracı, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklıları da bağlamakta ve resmi organların katılımıyla cereyan etmektedir. Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Somut dosyamızda; …. tarihinde istemde bulunulduğu, mahkemece … tarihinde 3 ay geçici mühlet kararı verildiği; … tarihinde 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiği,dosya komiserinin verdiği “davacı şirketin borca batık olmadığı ancak, önprojede yer alan öngörünün % 99’unun gerçekleşmediği, ticari faaliyetlerinin sürekli zarara ve şirket malvarlığının azalmasına sebebiyet verdiği, konkordato projesinin makul olmadığı gibi, gerçekleşme ve uygulanma ihtimalinin de bulunmadığı, başarıya ulaşamayacağı”raporu ile konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması gereğince İİK’nın 292/1-b maddesi hükmü uyarınca davacıya verilen konkordato kesin mühletinin kaldırılarak, …. tarihinde konkordato isteminin REDDİ ile Şirketin İFLASINA karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan Yasa’nın “Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi ile İflâsın Açılması” başlıklı 292. maddesi gereğince:
“İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a)Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa,
b)Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,
c)Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa,
d)Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse,
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmü emredicidir.
Diğer bir anlatımla konkordato komiserinin yazılı raporu ile konkordatonun başarıya ulaşamayacağının komiserin yazılı raporu üzerine kesin mühlet kararı kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun İİK’nin 292/1.b. maddesi gereğince iflasına re’sen karar verilir. İİK’nın 292. maddesi uyarınca, iflas kararı verilebilmesi için şirketin borca batıklık şartının aranmasına gerek yoktur. (AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/2690 ESAS, 2021/117 KARAR SAYILI İLAMI)
Yine İİK 292/ son fıkrası “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” Hükmü gereğince . konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisine çıkarılan ihtaratlı çıkarılan ihtarnameye rağmen katılmamıştır.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca itirazların esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekili ve müdahil … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve Müdahil … A.Ş tarafınca yatırılan harçlar yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve Müdahil … A.Ş tarafınca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 293 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 28/10/2021