Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/159 E. 2021/239 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/02/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 26/12/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 30/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili şirkete ait … plakalı araçta ağır hasar meydana geldiğini, aracın davalı sigorta şirket tarafından kasko poliçesi kapsamında sigortalandığını, kaza sonucunda müvekkiline 94.000,00TL ödendiğini, müvekkilinin aracını kazalı şekilde sattığını, müvekkilinin aracı kaza tarihinden yaklaşık 2 yıl 3 ay öncesinde 95.000,00TL bedelle satın aldığını, müvekkiline aradan geçen zamanda aracın piyasa değerinin arttığını, kaza tarihi itibariyle verilen paranın piyasa değerinin çok altında olduğunu, aracın değerinin çok daha fazla olduğunu, yargılama sırasında da bu durumun mahkememizce tespit edileceğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00TL’nin dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkilini verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili mahkememize vermiş olduğu 07/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kaza nedeniyle açılan hasar dosyası kapsamında alınan raporla belirlenen hasar bedelinin davacı tarafa ödendiğini, müvekkilinin poliçe kapsamında üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, davacının iddia ettiği gerçek zarar talebine ilikşin ispat etme yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, davacının yapılan ödemeye karşın dava açmasının haksız ve hukuka aykırı olup sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; ” Davacıya ait … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde 28/02/2019-29/02/2020 tarihli kasko poliçesi ile sigortalandığı, 30/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının aracında hasar oluştuğu ve davalı şirket nezdinde hasar dosyası açıldığı, sigorta kapsamında aracın tamiratı ekonomik olmadığından ağır hasar prosedürü uygulanarak 16/07/2019 tarihinde rayiç bedel ve yine daha sonra aynı tarihte 18.800,00TL sovtaj bedeli olmak üzere toplam 94.000,00TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde bahse konu ödemenin piyasa gerçeklerine uygun olmadığı belirtilerek aracın gerçek değerinin davalı sigortacıdan tazmini talep ve dava edilmiştir.
Sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyasındaki ibranamede, davacı, aracının değerinin daha fazla olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu ihtirazi kayıt olarak belirtmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden davacının aracına ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmiş olup dava konusu kaza tarihinden önce araca ilişkin herhangi bir hasar kaydının bulunmadığı görülmüştür.
Dava konusu aracın 30/05/2019 tarihindeki kaza nedeni ile uğradığı hasarın boyutunun tespit edilmesi ve rayiç değerinin ne olduğunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından sunulan ve mahkememizce benimsenen 15/09/2020 tarihli raporda dava konusu aracın uğradığı hasarın tamiratı için gerekli yedek parça ve işçilik ücreti toplamının ve ilave edilecek değer kaybının aracın hurda satış değerinden fazla olacağı için aracın hasarlı şekliyle satılmasının daha uygun ve ekonomik olduğu, aracın kazadan önceki hasarsız şekliyle ikinci el araç piyasasındaki değerinin 120.000,00TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Bu itibarla dava konusu aracın kasko poliçesi ile sigortalı olduğu tarihte kaza geçirdiği, kaza sebebi ile aracın ağır hasara uğradığı, hasarlı haliyle satılmasının artık ekonomik ve tarafların menfaatine uygun olmadığı dolayısıyla aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasasındaki rayiç değerinin davacıya ödenmesinin gerektiği, sigorta şirketince bir miktar ödeme yapılsa da bunun aracın gerçek değeri olmadığı, kalan 26.000,00TL’nin de davalıdan tahsilinin gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki karar verilmiştir. ” şeklinde davanın kabulü ile; 26.000,00 TL ‘nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuna ve davacının ıslah dilekçesine itirazlarının dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, sigortalı ile “hasar tarihinde” aracın rayiç değeri 94.000 TL olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz ve ıslah dilekçesine itiraz dilekçelerinin ekinde yer alan rayiç çalışma formunda da bedeli destekleyen emsal araç linklerinden de görüleceğini, ancak sigortalının, müvekkil şirketi ile mutabakat işlemlerini tamamlayıp kendisine ödeme yapılması akabinde aradan geçen zaman içinde pandemi sebebiyle ithal araçların ülkemize geç gelmesinin, döviz kurları sebebiyle sıfır araç fiyatlarının artmasının, araç üretiminin yok denecek kadar az olmasının, tüketicilerin 2. el araç alımına yönelmesi sebebiyle sigortalı aracın rayiç değerindeki artışın bahane edilerek güncel araç piyasa rakamından ödeme talep edilemesinin kötü niyetli bir eylem olduğunu, kötü niyet hukuk normlarından korunmadığını, bu sebeple davanın reddedilmesi gerekmekteyken hatalı hüküm kurularak kabulune karar verildiğini, aracın gerçek değerinin bilirkişinin tespit ettiği gibi 120.000,00 TL olsa bu durumda hasarlı halinin de müvekkili şirketin tespit ettiği 18.800,00 TL’den fazla edeceğinin aşikar olduğunu, bu durumun bile bilirkişinin eksik ve hatalı inceleme yaptığını ortaya koyduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, araç hasarı nedeniyle kasko sigortacısından maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1.2. Maddesinde; “onarım masraflarının sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile taşıtın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tesbit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, sigortacının azami sorumluluk haddini geçmemek üzere, hasar anındaki sigorta değeri ödenir. Bu durumda aracın Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı yanca, davalı sigorta şirketince ödenen hasar bedelinin pert total işlemine tabi tutulan sigortalı aracın piyasa değerinin altında kaldığı iddia edilmiş ise de, taraflar arasında imzalanan varlığı inkar edilmeyen 08/07/2019 tarihli “Mutabakatname”de açıkça sigortalı aracın piyasa güncel değerinin 115.000,00 TL olduğunu düşündüğünübu nedenle dava ve talep haklarını saklı tutarak ibra edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 08/07/219 tarihli mutabakatname içeriği itibariyle TBK’nın 132.maddesi uyarınca kısmi bir ibradır. Davacı taraf ihtirazi kayıtla ibranameyi imzalamış olup, davacı yanca eldeki davada zararın tamamının karşılanmadığından bahisle bakiye tazminat talebinde bulunulmuştur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 25/09/2017 tarih 2016/15159 Esas 2017/8079 Karar sayılı içtihatı).Bu nedenle davalı vekilinin mutabakatnameye ilişkin itirazı yerinde değildir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporunun yeterli olmadığına ilişkin itirazları yönünden hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olup usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığından itirazın reddi gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 1.776,06 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 450,00 TL nin mahsubu ile bakiye 1.326,06 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78,630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 24/02/2021

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.