Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1512 E. 2021/1481 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ..
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ..
DAVALILAR : …
VEKİLİ : Av. ..
:…
….
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde davalı sürücü …. ‘in idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç ile müvekkiline ait park halindeki … plakalı araca çarptığını, meydana gelen kazada davalı sürücünün kusurlu ve müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkiline ait aracın … Ltd. Şti’nde onarımının yapıldığını, yaklaşık 16.000,00-TL onarım ve hasar kaydının oluştuğunu, davalı sigorta şti.’ne arabuluculuğa da başvurulmadan önce internet üzerinden … numaralı hasar dosyası ile başvurunun yapıldığını, söz konusu değer kaybının ödenmesinin istenildiğini, fakat yapılan başvuruya hiçbir olumlu dönüşün yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama aşamasında tespit edilmesi halinde artırılmak üzere şimdilik 1.000,00-TL değer kaybının … olay tarihinden itibaren reeskont faizi veya mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraflara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili … havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini 10.000,00-TL’ye artırmış ve harcını da ikmal etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi ‘ne usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı … Anonim Şirketi vekilinin süresinden sonra vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davalı ….’e ait …. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde …-… tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalandığını, teminat limitinin 36.000,00-TL olduğunu, davacı aracının onarıldığını ve müvekkili şirket nezdinde … numaralı hasar dosyasının açıldığını, değer kaybına ilişkin hesaplamanın mevzuata uygun yapılması gerektiğini, hasar-kusur konusunda uzman ve ehil makine mühendisi bilirkişi kanalı ile hesaplamanın yapılması gerektiğini, araç üzerinde onarılan/değiştirilen parçaların tamamının değer kaybına yol açmayacağını, davaya konu aracın hususi olarak kullanıldığını, reeskont faizinin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı … cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle yetki itirazında bulunduğunu, ikametgahının …’lu olduğundan bahisle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin …Mahkemeleri olduğunu, … tarihinde … adresindeki otelin otoparkında meydana gelen kazada tarafına ait … plakalı vidanjör ile davacıya ait araç arasında kaza meydana geldiğini, kaza neticesinde tarafına ait olan ve …’in kullanmış olduğu vidanjörün otelde atık su çekmek amacıyla bulunduğu esnada park halinde bulunan davacıya ait araca çarpma şeklinde kazaya karıştığını, araçta meydana gelen hasarın kendisinden kaynaklanmadığını, kaza tespit tutanağının hatalı olduğunu, haksız fiilin kendisi tarafından gerçekleştirilmediğini, söz konusu husumetin tarafına yönetilemeyeceğini, bahsi geçen zararın devlet tarafından belirlenen riziko bedelinden tahsil edilebileceğini belirterek, bu sebeplerle yetki, husumet ve esas yönünden de davanın reddine karar verilmesini, avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’e usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan işbu davada, davacıya ait … plakalı araçla davalı …’e ait ve sürücüsü … olan … plakalı aracın … tarihinde karıştığı kaza nedeniyle aracın hasarlanması sebebiyle, davacı aracında meydana gelen araç değer kaybının davalılardan tazmini talep edilmiş olup, mahkememizce toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davalı araç sürücüsü …’in kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçtaki değer kaybının 10.000,00-TL olduğu belirlenmekle davacı vekilinin … havale tarihli bedel artırım dilekçesi de nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde Davacının davasının talep artırım dilekçesi de nazara alınmak suretiyle kabulü ile; 10.000,00-TL araç değer kaybının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ve faiz başlangıcının temerrüt tarihi olan … tarihinden, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …. sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını, 10.000,00 TL değer kaybı oluşmasının mümkün olmadığını, aracın hasar geçmişinin de araştırılmadığını, bilirkişinin kusur değerlendirmesinin de hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve diğer taleplerinin incelenmeden karar verildiğini, verilen kararda husumet itirazının red gerekçesinin bulunmadığı gibi faiz başlangıç tarihi ve faiz oranı hususunda da gerekçe bulunmadığını, dava konusu aracın davacının aracı olduğunu ve bu aracın da hususi olduğunu, bu nedenle Yerel Mahkemenin reeskont faizi uygulamasına ilişkin gerekçenin kabul edilmesinin imkansız olduğunu, aracının sigortalı olmasından ve limit kapsamında kalmasından dolayı iddia edilen zarardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, davanın tarafına açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de nispi olarak olarak hesaplanması gerektiğini, ara buluculuk giderlerinin tarafından tahsili hususunu kabul etmediğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Kusura itiraz hakkında
… tarihinde davalı sürücü …’in idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç ile müvekkiline ait park halindeki … plakalı araca çarptığını, makine mühendisi …. tevdi ile rapor alınmasına karar verilmiş olup sunulan raporda özetle; … plakalı davalı kamyon sürücüsü ….in sebebiyet verdiği kazada asli kusurlu olup %100 oranında tam kusurlu olduğu,keza davalının da maddi hasarlı kaza tutanağında tüm kusurun kendisinde olduğunu kabul ettiği anlaşılmakla itiraz yersizdir.
Değer kaybı raporuna itiraz hakkında
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel Şart Kapsamındaki Teminat Türleri A-5.maddesinde, maddi zararlarında sigorta teminatı kapsamında olduğu belirtilmiş ve maddi zararın “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Şeklindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu zarar gören üçüncü kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararların, genel şartların ekindeki hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeye göre eksper tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Genel şartlar Ek-1 de değer kaybının belirlenmesine ilişkin çizelge ve teminatı dışında kalan bazı haller belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin ayrılmaz eki niteliğinde olan genel şartlarda yapılan düzenlemelerin zarar gören üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince ZMSS yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri, sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir. (Işıl Ulaş Uygulamalı Sigorta Hukuk) “KTK’nın 93. maddesinde; (Değişik:17/10/1996-4199/34 md) Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar: Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin bunun aksine hareket edemeyecekleri, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nun tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller: başlıklı 95.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre; Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen, sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılmasını gerektiren hallerde, ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK.nun da düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez, koşullarının varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmesine,
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybının bu ilkeye uygun olarak belirlenmesine, aracın kazadan önceki rayiç değerinin 175.000 TL olduğu, kazadan sonra ve tamir edildikten sonraki haliyle ikinci el piyasa rayiç değerinin 165.000 TL olduğu, böylece araçtaki değer kaybının 10.000 TL olduğu … tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usulsüzlük olmamasına göre itiraz yersizdir.
Islahla talep edilen Faiz başlangıç tarihine ve avans faize itiraz
Davacı vekili davalılardan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren reeskont faizi talebinde bulunmuştur.
Aynı zamanda zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Buna göre davalı dava dilekçesi ile talep edilen ve ıslaha konu edilen miktarlar yönünden haksız fiil tarihinden itibaren faiz isteme hakkı olup faiz başlangıcının temerrüt tarihi olan olay tarihten itibaren faiz işletilmesi doğru olup itirazlar yersizdir.
Yine davalı adına kayıtlı … plakalı araç ticari amaçla kullanılan kamyon olup bu nedenle reeskont faizi talebi de yerindedir.
Davacının talebini sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiğine yönelik istinaf
2918 sy nın 88. Maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Bu itibarla davacı taraf müteselsil sorumlulardan istediği aleyhine dava açma hakkına sahip olup davalının buna yönelik itirazı yerinde değildir
Keza hükmedilen meblağın maktu vekalet ücreti altında kalması nedeniyle maktu vekalet ücretinden az olmamak suretiyle vekalet ücreti taktiri de yerindedir.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı …’in vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı …’in istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davalı ….’ten alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davalı …’in yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 15/10/2021

İ