Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1498 E. 2021/1722 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
NUMARASI : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLLERİ :
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1-… BANKASI A.Ş.
VEKİLLERİ :
2
VEKİLLERİ : KONYA
3-
VEKİLLERİ : … KÜÇÜKDAĞ –
4…
VEKİLLERİ : …
5-… A.Ş.
VEKİLLERİ : … .
6-…
VEKİLLERİ : …
7-… A.Ş.
VEKİLLERİ : …
8-…
VEKİLLERİ : ….
9…
VEKİLLERİ : … Karatay / KONYA
10-…
VEKİLLERİ :
11…
VEKİLLERİ : …
12-…
VEKİLİ : …
13-…
VEKİLİ :…
14-… A.Ş.
VEKİLLERİ :…
15…
VEKİLLERİ : …
16…
VEKİLLERİ : ..
17…
VEKİLİ : …
18-…
VEKİLİ : ….
19-…
VEKİLLERİ : ….
20-..
VEKİLLERİ : …:.
21-…
VEKİLLERİ :….
KONKORDATO
KOMİSERİ : … .
DAVANIN KONUSU : KONKORDATO
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/11/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 11/11/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili 14/09/2018 tarihli dilekçesiyle; davacıların borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüklerini ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediklerini, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu beyan ederek, davacı şirketlere 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacılar tarafından konkordato ön projesi ve ekleri sunulmuştur.
Davacı şirketlere 17/09/2018 tarihli ara kararı ile aynı tarihten itibaren 3 ay süreyle konkordato geçici mühleti verilip, davacılar lehine bir kısım tedbirlere hükmedilmiştir. 29/11/2018 tarihli ara kararı ile bir kısım ek tedbirler de verilmiştir. Gerekli ilan ve yazışmalar yapılmış, konkordato komiserinden raporlar alınmıştır.
Davacı şirketlere 12/12/2018 tarihli duruşmada da, bu duruşma tarihinden itibaren 1 yıl süre ile konkordato kesin mühleti verilmiş, benzer tedbirlere hükmedilmiş, yine ilanlar ve yazışmalar yapılmıştır.
Konkordato komiseri tarafından alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet edilmiş, buna ilişkin ilan ve tebligatlar yapılmış, alacaklılar toplantısının yapılmasından sonra komiser tarafından 30/10/2019 tarihli son rapor tanzim edilmiştir. Mahkememiz tarafından da 2004 s. İİK’nin 302/6. maddesine istinaden çekişmeli alacaklara ilişkin 28/11/2019 tarihli ara kararı verilmiştir.
Dava dilekçesi ekindeki konkordato ön projesinin çok önemli değişiklikliklerle revize edilmesi ve bu şekilde alacaklılara sunulması, (adi) alacaklıların çoğunluğu tarafından da konkordato projesinin revize edilmiş haliyle kabul edilmesine rağmen, bu projeye olumlu oy vermeyen adi alacaklıların menfaatinin de gözetilmesinin gerekmesi nedeniyle, adi alacaklıların çoğunluğu tarafından kabul edilen konkordato projesinin 2004 s. İİK’nin 305/son maddesi gereğince yetersiz bulunduğuna karar verilmiştir. Davacı şirketler temsilcileri ise, Mahkememizin yetersizlik kararı üzerine 04/12/2019 tarihli dilekçe ekinde alacaklılar toplantısında çoğunlukla kabul edilen ödeme planını, alacaklıların daha da lehine olacak şekilde değiştirerek yeni ödeme planı (konkordato projesi) sunmuş, bu yeni ödeme planı (proje) hakkında konkordato komiserinden 05/12/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Müdahiller vekilleri tarafından da müdahale dilekçeleri ibraz edilmiş, bir kısım müdahiller tarafından konkordato davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/07/2021 tarih …. sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Somut olayda ; dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin davacı her iki şirket için ayrı ayrı hazırladığı 13/07/2021 tarihli son rapor ve 14/07/2021 tarihli ek raporda da belirtildiği üzere, alacaklılar toplantısının her iki şirket için ayrı ayrı yapıldığı, davacı şirketlerin konkordato projesinin ayrı ayrı oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, Mahkememizin çekişmeli alacaklara ilişkin 28/11/2019 tarihli ara kararının da değerlendirildiği, davacı şirketlerin ayrı ayrı hazırladığı konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla (ayrı ayrı) kabul edildiği, 2004 s. İİK’nın 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacıların yeterli mal varlığı bulunduğundan ayrıca teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiştir.
Her iki şirketin ayrı ayrı hazırladığı konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, davacılar vekilinin 14/07/2021 tarihli son duruşmada ayrıca çoğunlukla kabul gören bu projeyi, büyük alacaklıların durumunu ağırlaştırmadan ve küçük alacaklıların daha da lehine olacak şekilde değiştirerek yeni ödeme planı teklif etmeleri, bu yeni teklif edilen ödeme planının (projenin) da davacıların malvarlığı ve ödeme gücü ile uyumlu olması, davacı her iki şirket yönetiminin samimi ve iyiniyetli borç ödeme iradesini göstermesi, davacıların (teminat teşkil edecek) yeterli malvarlığı bulunduğundan 2004 s. İİK’nin 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden ayrıca teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da her iki şirket yönünden yatırıldığının görülmesi karşısında, 2004 s. İİK’nin 305. maddesindeki adi konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenmiştir.
Mahkememizin düzeltme (revize) isteği gereğince davacılar vekili tarafından 14/07/2021 tarihli duruşmada sözlü olarak teklif edilen revize ödeme planının, aynı durumda olan küçük alacaklıların tamamını içerip, aynı durumdaki küçük alacaklılar açısından gerekli eşitliği sağladığı, bu düzeltmenin büyük alacaklıların durumunu hiç bir şekilde ağırlaştırmadığı ve değiştirmediği, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin davacılar yönünden muhasebe kolaylığı getirdiği gibi, kalan büyük alacaklıların borcunun ödenmesi yönünden de muhasebe sadeleştirmesi sağladığı, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin, davacı şirketler ile bu küçük alacaklıların konkordato tasdikinden sonra da ticaret yapmaya devam etmelerine fırsat ve dolayısıyla konkordato projesinin tamamının uygulanabilir olmasına katkı sağladığı, küçük alacaklıların ekonomik durumları itibariyle konkordatonun tasdikinden daha fazla ve daha olumsuz etkilenmelerinin önlenmesi düşüncesi ile adalet ve hakkaniyet prensiplerine de uygun olduğu, bu revizenin yapılmasının Mahkememiz tarafından istenilmesi nedeniyle de, davacı borçlular yönünden büyük alacaklıları zarara uğratma ve kötüniyet düşüncesi içermediği sonucuna varılmıştır.
Aynı düşüncelerle ve sadece konkordato komiserinin 14/07/2021 tarihli her iki davacı yönünden ayrı ayrı hazırlanan 2 ayrı ek raporuna ekli tabloda yer alan bu alacaklıların, alacaklarının (revize) projede öngörüldüğü şekilde ödenmesinin kontrolü, gerekirse bu alacaklıların bilgilendirmesi ve 31/12/2021 tarihinden sonra bu konuda Mahkememize tek bir rapor sunulması görevi ile sınırlı olarak (görevi sona eren konkordato komiseri) bilirkişi olarak görevlendirilmiştir.
2004 s. İİK’nin 308/h maddesine göre ise, “Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.
Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.
Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.
Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.
Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.
Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.
302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez.
Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir.
Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.”
Rehinli alacaklılar yönünden yapılan incelemede de; davacı her iki şirket yönünden müzakereden (alacaklılar toplantısından) itibaren 7 günlük iltihak süresinin bitimine kadar geçen sürede, yasanın aradığı çoğunluk sağlanacak şekilde rehinli alacaklılarla bir anlaşma sağlanamadığı görülmüştür.
Davacı taraf, ayrıca rehinli malların muhafazasının ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini de istemiştir.
2004 s. İİK’nin 307/1-2. maddesine göre, “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.”
Konkordato komiserinin 30/10/2019, 05/12/2019 ve 13/07/2021 tarihli raporlarından da belirtildiği üzere; davacıların borcu için (erteleme talebine konu olan) rehinli 8 adet taşınmaz (çiftlik, tarla, işletme binası) ile 11 adet aracının ve 20 adet makine ve teçhizatın bulunduğu, bu taşınmazlar ve araçlar ile makine ve teçhizatlar yönünden davadan önce ödenmemiş faiz ve anapara borcunun bulunmadığı, davacı şirketlerin faaliyet alanı itibariyle, erteleme talebine konu olan bu taşınmazlar ve araçlar ile makine ve teçhizatların işletmenin faaliyeti ve devamlılığı açısından zorunlu olduğu, paraya çevrilmesi halinde davacı şirketin ekonomik olarak varlığının tehlikeye düşeceği anlaşılmış ve rehinli bu malların muhafaza ve satışının ertelenmesi talebi kabul edilmiştir.
Kısa kararda, rehinli malların muhafaza ve satışının karar tarihinden (06/12/2019) tarihinden itibaren 1 yıl süreyle ertelenmesine kararı verildiği yazılmış ise de; karar tarihinin 14/07/2021 olması, bu hususun açık bir yazım hatası teşkil etmesi ve henüz kararının tebliğ edilmemiş olması gözönünde bulundurularak 6100 s. HMK’nın 304/1. maddesi gereğince re’sen ve derhal gerekçeli kararda bu maddi hata (açık yazım hatası) düzeltilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile ; 1-Davacılar Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … … Şti. ile … sicil sırasında kayıtlı … .. ve Tic. Ltd. Şti.’nin adi konkordato davasının KABULÜ ile, davacı her iki şirketin (revize edilmiş haliyle) KONKORDATO PROJESİNİN TASDİKİNE,
2-Davacı her iki şirketin tasdik edilen Konkordato Projeleri gereğince, kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki ana para borçları için ;
a) Davacılardan … … Şti. yönünden konkordato komiseri …’ın 14/07/2021 tarihli ek raporunun ekinde yer alan ödeme planına uygun olarak 28/07/2021 tarihinden itibaren (ilk taksit 28/07/2021 tarihinde ödenmek üzere) 42 ayda ve eşit taksitler halinde her ayın 28’inde (herhangi bir ayın 28’i resmi tatile isabet ederse takip eden ilk iş gününde) ödenmesine,
b) Davacılardan … … Şti. yönünden konkordato komiseri …’ın 14/07/2021 tarihli ek raporunun ekinde yer alan ödeme planına uygun olarak 28/07/2021 tarihinden itibaren (ilk taksit 28/07/2021 tarihinde ödenmek üzere) 42 ayda ve eşit taksitler halinde her ayın 28’inde (herhangi bir ayın 28’i resmi tatile isabet ederse takip eden ilk iş gününde) ödenmesine,
c)Her iki şirketin kefil olduğu borçlar yönünden, alacaklıların önce asıl borçlu şirkete müracaat edip alacaklarını ilgili şirketten talep etmelerine, asıl borçlu şirketin ödeme yapmaması halinde, kefil şirkete müracaat edilmesine,
d)Davacı her iki şirket yönünden konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına,
e) Konkordato komiseri …’ın 14/07/2021 tarihli ek raporu ekinde yazılı davacı iki ayrı şirkete ait ödeme planı listelerinin, ilgili taraflarca Uyap’tan temin edilebileceği gibi, Uyap’tan temin edemeyenler yönünden istek halinde Mahkememiz tarafından ücretsiz (harçsız) olarak bir suret kendilerine verilmesine,
f) Davacılardan … … Şti. yönünden, konkordato komiserinin 14/07/2021 tarihli dilekçesi ekindeki ödeme planına göre 37.372,50 TL.’lik alacak ile bu alacaktan daha az olan diğer alacakların, davacılardan … … Şti. yönünden de 30.212,49 TL.’lik alacak ile bu alacaktan daha az olan alacakların alacaklarının tek seferde ve en geç 31/12/2021 tarihine kadar ödenmesine,
g) Davacı her iki şirket yönünden yukarıda 2/f maddesinde yazılı ödemelerin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek, 31/12/2021 tarihinden sonra bu konuda Mahkememize tek bir rapor sunmak ve gerekirse bu listede yazılı kapsam dahilindeki alacaklıları bilgilendirmek ve sunacağı rapordan sonra görevi sona ermek üzere bu dosyada konkordato komiserliği yapmış olan …’ın bilirkişi olarak tayin edilmesine, kendisine 1.000 TL bilirkişi ücreti takdiri ile rapor ibrazından sonra kendisine ödenmesine,
3-Davacı her iki şirket yönünden konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, 2004 s. İİK’nin 308/c maddesi gereğince DERHAL (14/07/2021 tarihi itibariyle) bağlayıcı hale gelmesine,
4-Davacı her iki şirket yönünden, geçici ve kesin mühletin etkilerinin, Kanun’daki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe (14/07/2021 tarihine) kadar devam etmesine,
5-Davacı her iki şirket yönünden, bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
6-Davacı her iki şirket yönünden, kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların, (bu adi konkordatoda) konkordato şartlarına tabi olmamasına; aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına,
7-Davacı her iki şirket yönünden, konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
8-Davacı her iki şirket yönünden, alacaklılardan birine konkordato projesinde (konkordato komiseri …’ın 14/07/2021 tarihli 2 ayrı ek raporu ekindeki dilekçesi ekinde yer alan ödeme planlarında) öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına,
9-Davacı her iki şirket yönünden, konkordatoya muvafakat etmeyen (adi) alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhfaza etmesine,
10-Davacı her iki şirket yönünden, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu tayinine yer olmadığına,
11-Davacı her iki şirket yönünden, 2004 s. İİK’nin 305/d maddesine istinaden, 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için, (davacı borçlunun malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından) teminat alınmasına veya aranmasına yer olmadığına,
12-Davacı her iki şirket yönünden, alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren İİK’nın 308/b-1. maddesi gereğince 1 ay içinde dava açabileceklerine, çekişmeli alacaklar yönünden İİK’nın 308/b-2. maddesi gereğince pay ayrılmasına ve bankaya depo edilmesine yer olmadığına,
13-Davacı her iki şirket yönünden, tasdik kararının 2004 s. İİK’nin 288. maddesi gereğince Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında ilanı ile ayrıca geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,
14-Davacı her iki şirket yönünden, konkordato komiseri …’ın görevinin (kararın kesinleşmesi beklenmeksizin) karar tarihi (14/07/2021) itibariyle son bulmasına, kendisinin karar tarihine kadar olan ücretinin davacı avansından ödenmesine,
15-Davacı şirketlerin, İİK’nın 307. maddesine istinaden yapmış olduğu erteleme taleplerinin kabulü ile ;
a) … A.Ş.’ye ipotekli Konya, Meram, …… Uhud Mah. ……. ada, ………….. parsel sayılı taşınmazın (çiftlik),
b) … A.Ş.’ye ipotekli Konya, ………., Gözlü Mah. ……… Parsel ve ………… parselde yer alan taşınmazların (tarla),
c) … A.Ş.’ye ipotekli Konya, …….., Işık Mah. ……… ada, ………. Parsel sayılı taşınmazda bulunan ……….. nolu bağımsız bölümlerin, (işletme binası)
d) … A.Ş.’ye ipotekli Konya, ………, …… Mah. ……., ……… ve ………. parsel sayılı taşınmazların (tarla),
e) … A.Ş.’ye rehinli …, …, …, …,…, …, …, …, …, … ve … plakalı araçların,
f) … A.Ş.’ye rehinli (ve konkordato komiserinin 30/10/2019 tarihli (04/11/2019 havale tarihli) raporunun 29 ve 30. sayfalarında yazılı, 20 adet makine ve teçhizatın, muhafaza ve satışının karar tarihinden (14/07/2021) itibaren 1 yıl süreyle ertelenmesine,
16-Davacı her iki şirket yönünden, daha önce verilen konkordatoya ilişkin ihtiyati tedbir ve şerhlerin, konkardato projesinin tasdiki ve tasdik kararının derhal bağlayıcı hale gelmesi nedeniyle, her iki şirket yönünden, kararın kesinleşmesi beklenmeksizin bugün itibariyle kaldırılmasına, talep halinde ilgili yerlere müzekkereler yazılmasına, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
… AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davacının sunduğu ilk konkordato projesinden farklı olarak sunduğu revize projesinin alacaklıların aleyhine olduğu halde mahkemece bu haliyle kabul edildiğini, rehinli malların muhafaza ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesi kararının hukuka aykırı olduğunu rehinli alacak sahiplerinin mağduriyetine sebep olacağını, davacının sunduğu konkordato ön projesinin samimi ve gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olup davacının asıl amacının borçlarını ödemekten kaçınarak zaman kazanmak olduğunu, konkordatonun tasdiki için İİK ‘nun aradığı şartların gerçekleşmediğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararının kaldırılmasına, davacının şartları oluşmayan konkordato davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
… AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili bankanın satışın ertelenmesi hususunda yazılı görüşünün alınmadığını, müvekkili bankaya ipotekli taşınmazda faaliyet yapılmamakta olduğunu bu hususun mahkeme tarafından araştırılmadığını, ipotek kapsamı dışında kalan alacak konkordato nisabında dikkate alınmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
… AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davacının sunduğu ilk konkordato projesinden sonra projesini değiştirmesinin ve alacaklıların aleyhine olmasına rağmen revize edilmiş projenin mahkemece kabul edilmesinin usul ve yasaya aykır ı olduğunu, taraflarınca alacak bildiriminde bulunulmasına rağmen konkordato komiserince alacak bildirimleri dikkate alınmadan 25/05/2021 tarihli konkordato komiseri ara raporu ve 13/07/2021 tarihli konkordato komiser nihai raporlarının tanzim edildiğini, ilk derece mahkemesinin ise hukuka aykırı projeyi tasdik ettiğini, konkordatonun tasdiki için İİK nun aradığı şartların gerçekleşmediğini, davacının sunduğu projenin gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olduğunu davacıların asıl amaçlarının borçlarının ifasını sürüncemede bırakmak olduğunu, ilk derece mahkemesinin adi alacaklıların adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat edilmiş sayılmalarına ilişkin kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine mahkeme aksi kanatte olur ise müvekkili banka yönünden taraflarınca bildirilen alacak miktarı dikkate alınarak müvekkilinin alacağının nisaba dahil edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
… AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; konkordato ilan eden ve müvekkili bankaya borcu olan firmaların her ne kadar asalten ve kefaleten birbirlerine borçlu olsalar da ayrı tüzel kişilikler olması ve müvekkili banka nezdinde ayrı teminatlarının bulunması nedeniyle öncelikle alacakları bakımından gerekçeli kararda hüküm kısmının yazılması sırasında iş bu hususun değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili bankanın alacak kaydı yapılırken gerek önceki komiser raporu gerekse istinaf incelemesi sonucunda dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesinden sonra dosyaya sunulan 14/07/2021 tarihli komiser raporunda ve yerel mahkemenin 28/11/2019 tarihli ara kararı gereğince kur farkı ve alacaklarının bir kısmının rehinle teminat altına alınmış olması hususunun birlikte değerlendirilmediğini, müvekkili banka lehine rehinli olan … ve … plakalı araçların … AŞ adına kayıtlı gibi gösterilmesi hususunun da yerel mahkeme kararında kaldırılması gereken bir husus olduğunu, İİK 287.maddesinde de açıkça belirtildiği üzere geçici mühlet ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi için İİK 286.maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olduğunun tespiti gerektiğini, ancak dosyada İİK 286.maddesinde sayılan belgelerin tamamının sunulmadığının açıkça görüldüğünü, konkordatonun dürüst bir borçlunun belirli bir zaman dilimi içerisindeki tüm adi borçlarını alacaklıları tarafından kanunda öngörülen nitelikli çoğunlukla kabul edilmiş ve yetkili makamlarca tasdik edilmiş teklifi doğrultusunda ödemesinin mümkün kılmak üzere ona kanun tarafından tanınmış hukuki bir imkan olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
… AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili alacaklının davaya müdahale dilekçesinden başlayarak yargılamanın her aşamasında davaya itiraz ettiklerini projeye de olumlu oy kullanmadıklarını tasdik duruşmasından önce itiraz dilekçesi sunarak duruşmaya katıldıklarını, bu nedenle usul ve yasaya aykırı iş bu kararı istinaf ettiklerini, konkordatonun tasdiki şartlarının oluşmadığını, davacı firmaların borca batık olduklarını, dosyaya yazılı olarak sunulan itirazlarının incelenmediğini, Konya Bölge Adliye Mahkemesince mahkeme kararının esasına ilişkin bir bozma bulunmamasına rağmen bankanın … oylamasında adi alacaklı listesine alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yasada rehinli alacaklıların oylama öncesi müzakereye davet edilmesinin öngörüldüğünü komiser raporunda neye istinaden bir ödeme planı oluşturulduğunun anlaşılamadığını, davacının projeye uygun ödeme yapmadığının komiser raporundan anlaşıldığını borca batık firmanın konkordato tasdikinin feshinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, konkordato projesinin feshine, davacıların iflasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
… Bankası AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; mahkeme tarafından verilen kararda ilk projeden uzaklaşılarak karar verildiğini, davacı tarafın iş bu davayı açmaktaki asıl amacının alacaklıların alacağına kavuşmasını sürüncemede bırakmak ve zaman kazanmak olduğunu, tasdik kararına konu projenin şirket kaynakları ile orantılı olmadığı gibi alacaklılara zarar verme ihtimali yüksek ve başarı ihtimali olmayan bir proje olduğunu, davacı şirketin iyi niyetli olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
… AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili bankanın Mevlana Şubesinde konkordato talep eden şirketler arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine istinaden krediler tesis edildiğini ve kullandırıldığını, ancak gelinen aşamada müdahil banka olarak her türlü fazlaya ilişkin ve maddi hatadan kaynaklanan alacaklar ve ferilerini talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını ihtar tarihi itibariyle her iki şirket hakkında toplam kredilerden ve kredi kartından kaynaklanan 671.376,75 TL banka alacakları bulunduğunu, projede teklif edilen ödeme planının ve gerekçesiz proje tekliflerinin özellikle adi alacaklılar yararına olmadığının ortada olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
…. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; geçici mühlete ve bir kısım tedbirlere itiraz edilmesine rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, itiraza uğramış alacakları için mahkemece pay ayrılmadığını, bankaların rehinle temin ettiği alacaklarının hatalı olarak kabul edildiğini, projenin şirketin nakdi kaynakları ile uyumlu olmadığını, başarı ihtimalinin düşüklüğünü, borçlu şirketlerin iyi niyetli olmadığını, projenin tasdik şartlarının oluşmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
… AŞ vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinin ise süresinde olmaması nedeniyle mahkeme tarafından 20/09/2021 tarihli ek karar ile süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297. ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir.(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY … HK DAİRESİNİN … SAYILI İLAMI)
Somut dosyamızda istinafta buluna konkordato talep eden şirketin alacaklılarıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. İlk derece Mahkemesinin, talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu resmi ilân portalında 11/08/2021 tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde 30/07/2021 tarihinde ilan edilmiş; Yukarıda belirtilen itiraz eden müdahil vekillerince muhtelif kayıt tarihlerinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresi içinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir.
1-ANA PARA HARİÇ KALAN FAİZ VE DİĞER BÜTÜN FER’İLERİNDEN FERAĞAT ETMİŞ SAYILMALARINA İLİŞKİN OLARAK;
Bunlardan ilki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır.(İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. . Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir.
konkordatoda alacaklılar arası eşitlik ilkesi geçerlidir . Eşitlik ilkesini adi konkordato özelinde meselenin, “sınıfsal” değil; adi alacaklıların kendi içinde, borçlu nezdinde farklı hukuki ve ekonomik özellikler gösteren alacak “grupları” arasında olduğu görülmektedir.
Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerekmiştir.
Somut olayda projenin ilk unsuru “Ana para dışında Faiz, Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından ferağat edecekleri ” noktasındadır.
Bilindiği üzere fer’i haklar bir borç ilişkisinden doğan asıl hakka bağlı olarak yasa ya da tarafların iradesi ile ortaya çıkan ve asıl hakkı güçlendiren haklardır (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.I-II, çev. C. Edege, Ankara 1983, s.22; İnan, A.N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1971, s.41 vd.). Bu bağlamda faiz,ayni ya da kişisel teminat verilmesi durumunda teminat verene yöneltilen hak ve hatta alacağın senede bağlanması da fer’i nitelikli haklardandır. Fer’i haklar bir asıl borca bağlı olarak doğmak ve ona bağlı olmakla birlikte bunlardan bazıları muaccel olduktan sonra kendi varlıklarını asıl alacaktan bağımsız olarak sürdürürler (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK m.159-161), Ankara 2003, s.134).
Bu açıdan her şeyden önce “Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri ” şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılması da doğru değildir.
Öte yandan birer Fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer’i hakların tenzil edilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize ya da ceza koşuluna hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların, bu alacaklarını tamamen tenzil etmek de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde bir kısım alacakların, bunlar arasında bir denklik oluşturulmadan tenzil edilmesi açıkça eşitlik ilkesine aykırıdır. Yukarıda belirtir şeklinde formüle edilen konkordato projesi eşitlik ilkesine tamamen aykırı ve alacaklıları zararlandırıcı niteliktedir.
(AYNI YÖNDE BAKINIZ ANKARA BAM … HUKUK DAİRESİNİN … SAYILI İLAMININ TEMYİZİ ÜZERİNE YARGITAY … HUKUK DAİRESİNİN … SAYILI İLAMI)
2- … … ŞTİ. Yönünden 37.372,50 TL ,……. ŞTİ. Yönünden 30.212,49 TL DEN KÜÇÜK ALACAKLILARIN TEK SEFERDE VE ENGEÇ 31/12/2021 TARİHİNE KADAR ÖDENMESİ İLE İLGİLİ OLARAK;
Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir. Dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Somut olayda, ortaya konulan ödeme planıyla alacağı …… ŞTİ. Yönünden 37.372,50 TL ,… …. ŞTİ. Yönünden 30.212,49 TL DEN KÜÇÜK ALACAKLILAR grubu en geç 31.12.2021 tarihi itibariyle alacaklarının tamamına kavuşmuş olacak iken diğer alacaklıların tüm alacaklarını tahsil etmeleri daha uzun vadeye yayılmaktadır. Diğer yandan, davacı şirketin bu vade tarihlerine kadar aynı ödeme gücüne sahip olup olamayacağını ya da bu tarihlere kadar konkordatonun feshedilip edilmeyeceğini önceden öngörmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde, küçük alacaklı grubu alacağının tamamını ya da büyük bir bölümünü tahsil etmiş olacak iken diğer alacaklılar daha az oranlarda tahsil imkanına kavuşmuş olacaklardır. Sonuç olarak, bu ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesine uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.
(AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY … HUKUKUN … , SAYILI İLAMI )
Konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı hususuyla ilgili olarak yukarıda belirtilen eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış fakat bunların saptanmasının mümkün olmadığı ve o ihtimalde de oylama nisaplarının tamamen değişeceği gözetilerek anılan düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
İstem sahibi şirketlerle ilgili olarak Dosya Komiseri … ın sunduğu 12/07/2021 tarihli raporlarında :
Konkordato talep eden … …ŞİRKETİ nin 31.05.2021 tarihli bilançosuna göre firmanın varlıkları 26.194.681,70TL olup, borçları toplamı ise 22.989.613,96TL dir. Dolayısıyla firma 31.05.2021 tarihli itibariyle 3.205.067,74 TL artıda olup, BORCA BATIK DURUMU YOKTUR.
Yine Konkordato talep eden … … ŞİRKETİ nin ;
31.05.2021 tarihli bilançosuna göre firmanın varlıkları 17.214.398,70 TL olup, borçları toplamı ise 16.792.718,06 TL dir. Dolayısıyla firma 31.05.2021 tarihi itibariyle 421.680,64 TL artıda olup, BORCA BATIK DURUMU YOKTUR. Şeklinde belirtilmiştir.
Dolayısıyla konkordato talep eden şirketlerin BORCA BATIK DURUMDA OLMADIKLARI anlaşılmıştır.
İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308. madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof …shf,550 vd)
SOMUT DOSYAMIZDA yukarıda açıklandığı üzere dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 308.maddesi çerçevesinde borçlunun İFLASINA KARAR VERİLEMEYECEĞİ ANLAŞILMIŞTIR.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMLERİNİN AYRI AYRI REDDİ İLE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … Bankası A.Ş, … A.Ş, … … vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurularının KABULÜ ile Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/07/2021 gün ve … sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
Buna göre;
A-İstem sahibi … …. ŞTİ.
… …. ŞTİ.nin (…) KONKORDATO İSTEMLERİNİN AYRI AYRI REDDİNE,
B-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYADİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
C-İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyen tarafından yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
7-… AŞ tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
8-… AŞ tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
9-… AŞ tarafından yapılan162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
10-… AŞ tarafından yapılan162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
11-… AŞ tarafından yapılan162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
12-… Bankası AŞ tarafından yapılan162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
13-… AŞ tarafından yapılan162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
14-… AŞ tarafından yapılan162,10 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
15-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16-HMK m. 359/3 gereğince kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, gider avansı iadesi işlemleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesindeki bildirim ve ilanların Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.11/11/2021


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.