Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1475 E. 2021/2229 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ….
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
NUMARASI :… Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- ….
VEKİLİ : Av. ..
: 2- ..
3- ..
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 02/09/2017 tarihinde … plakalı aracın sürücüsü …. idaresindeki iken, sol ön köşe kısmı ile gerisinden ve solundan doğru istikamette seyir halinde olan sürücü müvekkili idaresindeki ….. plakalı motosikletin ön kısmı ile çarpıştıktan sonra motosikletin sola doğru savrularak park halindeki ….. plakalı otomobilin sol ön köşe kısmına çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı sürücü ….’nın sola dönüş kurallarına uymadan dönüş yapmış olmasından dolayı tali kusurlu hareketiyle iş bu kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu ve açıkladığı nedenlerle trafik kazasında yaralanan müvekkili …..’nın bedensel zararlarının ve tarafların kusur oranının tespiti ile ileride artırılmak üzere 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri/SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 40.000,00 TL manevi tazminatın araç işleteni…. ile sürücü …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar …. ve ….. vekili cevap dilekçesiyle özetle; kazada motosiklette bulunan davacı ve diğer kişinin kaskları ve yeleklerinin bulunmadığını, motosiklet ürücülerinin kaza anlarından vücutlarını koruyacak ekipman kullanmaları gerektiğini, kaza sonrası düzenlenen tutanakta müvekkilinin asli kusurlu bulunduğunu, bu durumun kabul edilemeyeceğini, yeniden kusur raporu alınması gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararı ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, zarar görenin müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabul kusur bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi 10/06/2021 tarih …. Esas .. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Anılan emsal nitelikteki içtihatlar dikkate alınarak davacı, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle bir başka deyişle 01/09/2020 tarihli anlaşma metni uyarınca davadan feragat ettiğinden maddi tazminat davası yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Dosya kapsamına uygun olduğundan ve Konya ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….E sayılı dosyasında tanzim edilen ve sureti dosya arasına alınan 11/12/2019 tarihli ATK raporu ile aynı yönde olduğundan hükme esas alınan 03/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/10/2020 gün ve 2019/5558 E 2020/6282 K sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır. Ancak, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığından bu dönem için de (01/09/2013 tarihinden sonraki dönem) yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. (Konya BAM … Hukuk Dairesi’nin 05/11/2020 gün ve …. E … K sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Her ne kadar davacının kalıcı sakatlık oranı 21/12/2017 tarihli rapor ile % 29, 07/09/2018 tarihli rapor ile % 9, 23/12/2019 tarihli ve 08/10/2020 tarihli raporlar ile % 12 olarak belirlenmiş ise de bu raporlar AYM iptal kararı sonrası uygulanma imkanı kalmayan Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerine göre tanzim edildiğinden dikkate alınmamış, 24/03/2021 tarihli maluliyet raporu ise farklı yönetmelik olan Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerine göre tanzim edildiğinden aralarında da çelişki olmadığı kabul edilmiştir.
Hükme esas alınan 24/03/2021 tarihli maluliyet raporu ile davaya konu trafik kazası neticesinde davacının % 15,2 oranında sürekli iş göremez hale geldiği ve davacının iyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresinin ) 24 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Somut olayda, davaya konu trafik kazasının oluşumunda davacının kusurunun bulunmayışı, kaza nedeniyle davacının % 15,2 oranında kalıcı sakatlığa maruz kalması, davacının iyeleşme süresinin 24 aya kadar uzayabilecek olması hususları ile tarafların sosyal ekonomik durumları ve paranın alım gücü dikkate alınarak davacının manevi tazminat davasının 15.000,00 TL üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş ve;
Davacının MADDİ TAZMİNAT DAVASININ FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
Davacının MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … ve … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınmış olan kusur raporu ile müvekkile yüklenmiş olan %100 kusuru kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağında da sabit olduğu üzere kazanın meydana gelmesinde ve davacının maluliyetinin artmasına davacının motosiklet hızının da etken olduğunu, motosiklet sürücüsünün hızlı şekilde ilerlemekte iken aynı istikamette sola dönebilecek bir araca karşı önleyici bir tedbir almadığını, hızını düşürmeye yönelik bir girişimde de bulunmadığını, yerel mahkemece hükmedilmiş olan manevi tazminatın reddine, aksi durumda ise manevi tazminat miktarının yüksek olması nedeniyle miktarın düşürülmesine karar verilmesini, tüm bu nedenlerle Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/06/2021 tarih …. Esas…. Karar sayılı ilamının kaldırılarak öncelikli olarak davacının davasının reddine, aksi halde manevi tazminat miktarının düşürülmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru ve cevap dilekçesinde özetle; davalılardan sigorta şirketi ile sulh olmaları ve karşılıklı olarak yargılama gideri talepleri olmadığından maddi tazminat yönünden verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğunu, ancak %15,20 kalıcı malul olan müvekkil lehine hükmedilen 15.000 TL manevi tazminatın çok az olduğunu, Trafik kazasının gerçekleştiği tarihte müvekkilin 19 yaşında olduğunu, askerlik görevini ifa etmeyi çok arzuladığını, müvekkilin askere alındığını ancak kaza sebebiyle bacağındaki aksaklık yüzünden 29/01/2019 tarihli çürük raporu verildiğini, müvekkilin askerlik görevini ifa edemediği için üzüntü duyduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili lehine hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu, manevi tazminata yönelik istinaf başvurunun kabulünü beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkin olup mahkemece verilen karar davacı tarafından manevi tazminat miktarı ve davalılar tarafından ise ayrıca kusur yönünden istinaf edilmiştir.
– Davalılar vekilinin kusura yönelik itirazında;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.

Buna göre, tespit tutanağı ile gerek ceza dosyasında alınan ATK gerekse mahkemece alınan trafik bilirkişi kusur raporu arasında çelişkiler bulunduğu halde bunlar giderilmeksizin hüküm kurulduğu anlaşılmakla; taraf itirazlarını da karşılar biçimde kusur konusundaki çelişkileri giderir, Karayolları Fen Heyetinden veya İTÜ ‘den oluşturulacak 3 kişilik heyetten rapor alınması gerekli olduğundan buna yönelen davalılar itirazının kabulüne karar verilmiştir.
-Kaldırma kararı kapsam ve şekline göre, tarafların manevi tazminat miktarına yönelik şimdilik bir değerlendirme yapılmasına yer bulunmamaktadır.
Anlatılan sebep ve gerekçelerle, tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacı ve davalılar … ve … vekilinin tarafın istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a-6 uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/12/2021


Başkan
….
e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip
….
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.